EĞİTİM - 11 Ağustos 2018 Cumartesi 10:20

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim elemanından önemli başarı

A
A
A
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim elemanından önemli başarı

Dünyadaki sayılı araştırma merkezlerinden biri olan North Carolina Üniversitesi Kistik Fibrozis Merkezi Marsico Akciğer Araştırma Enstitüsü’nde araştırmalarını sürdüren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Arş.

Dünyadaki sayılı araştırma merkezlerinden biri olan North Carolina Üniversitesi Kistik Fibrozis Merkezi Marsico Akciğer Araştırma Enstitüsü’nde araştırmalarını sürdüren Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Arş. Gör. Özge Beyazçiçek, çok az sayıda katılımcının yer alabildiği ve alanında dünyaca ünlü bilim insanlarının eğitim verdiği Epithelial Systems Physiology and Pathophysiology adlı Workshop’una burslu olarak davet alan tek araştırmacı oldu.


Dünyanın en gelişmiş Kistik Fibrozis araştırma merkezi olan North Carolina Üniversitesi Kistik Fibrozis Merkezi Marsico Akciğer Araştırma Enstitüsü’nde araştırmalarına devam eden, Hücre Biyolojisi ve Fizyoloji Departmanı’na bağlı olarak çalışan Arş. Gör. Özge Beyazçiçek, Lizbon Üniversitesi’nde düzenlenen ve alanında dünyaca ünlü bilim insanlarının eğitim verdiği ve dünyadan sadece 16 araştırmacının katılımcı olarak kabul edildiği Epithelial Systems Physiology and Pathophysiology adlı Workshop’una burslu olarak davet alan tek araştırmacı olarak Düzce Üniversitesi adına önemli bir başarının sahibi oldu.


TÜBİTAK desteğiyle yurtdışı araştırma görevini sürdüren Arş. Gör. Özge Beyazçiçek, çalışmalarını yürüttüğü Kistik Fibrozis Merkezi/Marsico Akciğer Araştırma Enstitüsü’nün, ABD’deki en büyük solunum sistemi araştırma merkezlerinden biri olduğunu, bu merkezde insan akciğer hücreleri üzerinde rutin olarak; konfokal mikroskopi, iyon transport (Ussing Chamber), proteomik ve genomik çalışmalar yapıldığını ve kistik fibrozisle ilgili olarak yapılacak araştırmalar için oldukça donanımlı olduğunu ifade ederken, katılmış olduğu Epithelial Systems Physiology and Pathophysiology Workshop’uyla ilgili olarak da bu alanda bilgi ve tecrübelerini geliştirip dünyada aynı alanda çalışan sayılı bilim insanlarıyla bir araya gelme ve tanışma fırsatı yakaladığını ifade etti. Araştırmalarını alanında uzman akademisyenlere sunma olanağı bulduğunu belirten Beyazçiçek, bunun yanı sıra gelecekte Düzce Üniversitesi bünyesinde yapılacak araştırmaların yurtdışındaki bağlantılarını oluşturmak için bu workshopun büyük bir fırsat olduğunu da sözlerine ekledi.


Değerli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın da araştırmalarını yürüttüğü North Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmanın gurur verici olduğunu söyleyen Beyazçiçek, yeni teknikler ile uygulama alanı son derece geniş olan akciğer araştırmalarına Düzce Üniversitesi’ne döndüğü zaman da devam ederek yeni projeler geliştirme düşüncesinde olduğunu ve bu alanda sayılı araştırma merkezlerinden birinin Düzce Üniversitesi’nde kurulmasına öncülük ederek ülkemizin ilgili alanda dünyadaki bir başka sayılı araştırma merkezi haline getirilmesine katkıda bulunma amacını taşıdığını ifade etti.


Çalışmalarını sürdürdüğü üniversite ile ilgili de bilgiler veren Arş. Gör. Özge Beyazçiçek, North Carolina Üniversitesi’nin sağlık alanında dünyadaki en iyi üniversiteler arasında yer aldığını ve Tıp Fakültesi’nin ise önceki yıllarda 2 adet nobel ödülü sahibi olduğuna işaret etti. Bunlardan ilk ödülün 2007 yılında Nobel Fizyoloji/Tıp alanında Prof. Dr. Oliver Smithies tarafından kazanılmış olup, diğerinin 2015 yılında ülkemiz için de büyük bir başarı ve gurur getirmiş olan değerli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar tarafından kazanılan Nobel Kimya ödülü olduğuna dikkat çekti.


North Carolina Üniversitesi’nin 800 araştırma projesine sahip olmakla birlikte üniversiteler arasında araştırmalara ayrılmış federal fonlar açısından, ABD’nin en yüksek federal araştırma fonuna sahip 6. üniversitesi olduğunu dillendiren Arş. Gör. Özge Beyazçiçek, bu üniversitenin yılda 1 milyar doların üzerinde araştırma bütçesine sahip olduğunu ve Düzce Üniversitesi’ni orada temsil etmenin büyük bir gurur olduğunu belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü dolayısıyla, ESOGÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Hastane poliklinikler girişinde gerçekleştirilen etkinlikte hormonların önemi vurgulanarak obezite ile kanser ilişkisinin önemine dikkat çekildi. Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı’ndan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: “Obezite yüksek enerji alımına bağlı olarak vücutta aşırı yağ birikimi ile gelişen, pek çok bileşeni olan bir hastalıktır. Obezite ‘Beden Kitle İndeksi’ ile ifade edilir. Kişinin beden kitle indeksi 19-24.9 kilogram/metrekare ise normal kilo, 25-29.9 kilogram/metrekare ise aşırı kilo, 30 kilogram/metrekareden yüksek ise obezite, 40 kilogram/metrekareden yüksek ise ciddi obezite veya beraberinde pek çok hastalığa da sebep olabileceğinden morbid obezite söz konusudur. Obez hastaları değerlendiren uzmanlar öncelikle obeziteye neden olan genetik, hormonal veya metabolik bir hastalığın olup olmadığını değerlendirirler. Obeziteye neden olan böyle bir patoloji varsa öncelikle buna yönelik tedavi planlanır. Obeziteye neden olabilecek bir hastalık tespit edilmez ise sağlıklı beslenme ve egzersizin yanı sıra kilo azaltıcı tıbbi tedavi önerilerinde bulunulur. Türkiye’de 12 yıl arayla yapılan Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Epidemiyoloji Çalışması-I ve II’nin sonuçları obezite sıklığının aradan geçen 12 yıl içinde kadınlarda yüzde 34 ve erkeklerde yüzde 107 oranında arttığını göstermiştir. Obezite günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra ikinci en önemli nedenidir. Obezite tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon (HT), hiperlipidemi (HL), serebrovasküler hastalık, çeşitli kanserler, obstrüktif uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, gastroözofageyal reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, infertilite, osteoartroz ve depresyon gibi sağlık sorununa neden olarak sağlık harcamalarını artırmakta ve yaşam beklentisini kısaltmaktadır. Obezitenin kanser gelişimiyle olan ilişkisi, bedenimizde obeziteye neden olan mekanizmaların bazılarının kanser gelişimine de yatkınlık sağlamasıyla açıklanmaktadır. Obeziteyle ilişkili özellikle menopoz sonrası ortaya çıkan meme kanseri, ayrıca kolorektal, pankreas, mide kardiya tümörleri; yemek borusu, endometrium ve over kanserlerinin ilişkili olabileceğine ait kanıtlar vardır. Türkiye’de T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün Kanser Daire Başkanlığı tarafından 2022’de yayınlanan son kanser istatistiklerine göre, ülkemizde yıllık yeni tanı alan kanser hastası sayısı artmaktadır. Sonuç olarak toplumumuzda artan obezite sıklığı ve kanser sıklığına dikkat çekmek ve obezitenin kansere neden olan etkenler içinde tıpkı sigara gibi önlenebilir bir etken olduğunu vurgulamak için 24 Nisan Avrupa Hormon Günü’nde biz de böyle bir etkinlik düzenlemiş bulunuyoruz.”