GENEL - 16 Temmuz 2019 Salı 08:41

Hain kalkışmanın yıl dönümünde Düzceliler meydanları doldurdu

A
A
A
Hain kalkışmanın yıl dönümünde Düzceliler meydanları doldurdu

Düzceliler 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü etkinlikleri kapsamında Cedidiye Meydanı’nda toplanarak Anıtpark Meydanı’na kadar yürüdü.

Düzceliler 15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü etkinlikleri kapsamında Cedidiye Meydanı’nda toplanarak Anıtpark Meydanı’na kadar yürüdü. Anıtpark Meydanı’nda toplanan binlerce kişi 15 Temmuz şehitlerini andı.


FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeleri tarafından girişilen hain kalkışmanın ve milletin kalkışmaya karşı duruşunun 3. yıl dönümü Düzce’de düzenlenen etkinliklerle anıldı. Düzce Belediyesi mehteran takımı ile birlikte Cedidiye Meydanı’ndan Anıtpark Meydanı’na kadar ellerinde Türk Bayrakları ve tekbir getirerek yürüyen vatandaşlar FETÖ/PYD silahlı terör örgütü aleyhine sloganlar attı.


Yürüyüşe il protokol üyeleri, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’na düzenlenen saldırıda şehit olan 3. Sınıf Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın babası Ramazan Baysan, siyasi parti il başkanları, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.


Anıtpark Meydanı’ndaki program ise saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Şehitlerin ruhuna okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam eden program Düzce Belediyesi mehter takımının seslendirdiği marşlarla devam etti.


Anıtpark’ta kurulan program alanında vatandaşlar 15 Temmuz ile ilgili olarak duygu ve düşüncelerini kurulan 15 Temmuz anı defterine yazdılar. Ayrıca 15 Temmuz gecesine ait fotoğrafların sergilendiği sergi de vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü.


Anıtpark’taki programda konuşan Düzce Valisi Dr. Zülkif Dağlı, Türkiye’nin zorlu bir coğrafyada bulunduğuna dikkat çekerek, 15 Temmuz’ların yaşanmaması için birbirimize kenetlenmemiz gerektiğini ifade etti. Vali Dağlı, “Bugün hem bir kutlama günü, hem de anma günü. 251 şehidimizi anıyoruz hep birlikte. Yine Ufuk Baysan şehidimizin ailesi de burada. Ve ondan önceki şehitlerimizin hepsini de rahmetle yad ediyoruz. 2 bin 916 gazimiz var. 15 Temmuz’da onları görüyoruz. Onlara sağlıklar diliyoruz ve yaptıklarından dolayı onlara milletçe teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Tabi 15 Temmuz uzun bir 48 saat. O 48 saat kolay geçmedi. Yaklaşık akşam 22.00 civarı başlayan bu çalışma 48 saat boyunca bu milletin feraseti ile Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde tam bir mücadeleye dönüştü. Hangi siyasi düşüncede olursa olsun, hangi sosyal yapıda olursa olsun milletimiz bir araya gelmek suretiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara sokaklara dökülmek suretiyle bu mücadeleyi hep birlikte yaptık. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Kolay bir yerde değiliz. Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var. Tarihte olduğu gibi 3 yıl önce de oldu. Bundan sonra da yine olacak. Buna karşın dimdik ayakta olmamız, birbirimize daha fazla kenetlenmemiz birbirimize daha fazla hoşgörülü yaklaşmamız ve birbirimizin hatalarını kusurlarını biraz daha hoş görmek sureti ile daha fazla kenetlenmemiz gerekiyor” dedi.



Eski Bakan Dr. Faruk Özlü 15 Temmuz gecesini anlattı


Hain darbe kalkışmasında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı olan Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise o gece yaşadıklarını anlatarak, 15 Temmuz 2016’da hükümet üyesi olarak görevdeydim 15 Temmuz aslında hükümeti devirmek üzerine yapılmış bir kalkışma girişimidir. O akşamı çok iyi hatırlıyorum. O akşam ben yurt dışında bir konferansa gitmek üzere arkadaşlarımla beraber çalışma yapıyordum. Bakanlıkta çalışırken korumalarım başbakanlıktan arandığımı ve bir hareket, bir kalkışma olduğunu, bakanlıktan ayrılarak güvenlik bir yere gitmemiz söylendiğini bana ilettiler. Biz saat 10.30 gibi bakanlığı terk ettik. Başbakanlığa gittim. Başbakanlıkta bakanlardan gelenler ile toplantı yaptık. Bu toplantıda darbe girişiminin muhtevası hakkında bilgi almaya çalışıyorduk. Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız tabi ki Ankara dışında. Biz orada Bakanlar kurulunda 5-6 bakan arkadaş ile beraber darbe girişiminin muhtevası hakkında bilgi almaya çalışıyorduk. Kötü bir geceydi. Allah milletimize tekrar böyle bir geceyi böyle bir kalkışmayı yaşatmasın. Gerçekten Türk milleti çok asil bir millet. Milletimiz bu hain darbe girişimine karşı gereken tepkiyi verdi ve hainler emellerine ulaşamadılar. Bugün 3. yılı. Ben bir darbe girişimi olduğunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. 21. yüzyılda Türkiye’de bir darbe girişimi olması ihtimali beni çok şaşırtmıştı. Bugün geldiğimiz noktada kınamanın ötesinde lanetliyoruz. Bu girişimi gerçekleştirilenlerin bugün KHK ile işlerinden uzaklaştırılan, KHK ile ki hepsinde benim imzam vardır. Devlet memuriyetinden atılanlar var. Bunların bir kısmı ile ben karşılaşıyorum ve gerçekten insanlar belki suçları yok belki suçları var tam bilemiyoruz, bunu mahkemeler ayıklayacak ama mağdurlar. Bu mağdur olan insanların mağduriyet sebepleri FETÖ denen hain kişidir. Ben insanlarımıza kızmaları gereken bir kişi varsa bunun Amerika’da yaşayan vatan haini olduğunu hatırlatmak isterim. Allah tekrar milletimize böyle bir gün yaşatmasın” dedi.



Şehit Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın babası o geceyi anlattı


15 Temmuz gecesi Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda görevli olan ve hainlerin saldırısında şehit olan 4. Sınıf Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın babası Ramazan Baysan ise konuşmasında, “15 Temmuz gecesi gece saat 23.30 civarında telefon çaldı. Ben o an farklı bir kanalda farklı bir program izliyorum. Arayan oğlumdu. ’Anne nasılsın, baba nasılsın iyi misiniz? Kendinize iyi bakın, ola ki kapınıza birileri gelirse açmayın kendinizi koruyun. Ben tekrar arayacağım’ dedi kapattı telefonu. Bir daha arayamadı. Sabaha kadar defalarca ve defalarca aradık ancak, kendisini çocuklarını Ankara’yı ama ulaşmak mümkün olmadı. Ertesi gün tabii ki haberlerdeki Özel Hareket Daire Başkanlığı’nda açılan hain ateş sonucu benim oğlum ve diğer oğullarım çocuklarımız şehit olmuşlardı. O gece hainler özellikle İstanbul ve Ankara’da insanlarımızın üzerine çılgınca ve bütün insani değerlerden yoksun bir şekilde koşarken Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine sokağa çıkan o mert yiğit insanların karşı koyması sonucu o hain pusuyu kuranların her türlü kötülüğü göze almış insanları vurmak zorunda kaldılar. Bilmiyorlardı ki bizim insanımız tarihten bugüne kadar vatanı için devleti için inancı için canını seve seve verir. Ve nitekim o gece sokağa çıkan insanlar tankların önünde öleceğini bildiği halde gözünü kırpmadan genç, yaşlı bütün insanlarımız olabildiğince karşı koydular. Dolayısıyla onların hain düşünceleri planları programları hakir kaldı. Yarım kaldı. Sonuca ulaşamadılar” dedi.



Selalar 3 yıl öncesine götürdü


Hain silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin darbe girişimine karşı vatandaşların milli iradeye sahip çıkması için okunan selalar hain kalkışmanın 3. yılında da 2016 yılında okunduğu 00.13’te okundu. Anıtpark Meydanı’nda okunan selalar, vatandaşları hain kalkışmanın olduğu geceye götürürken, selayı duyan vatandaşlar duygusal anlar yaşadı. Düzceliler; hainlerin Türk topraklarını ele geçiremeyeceklerini dile getirdiler. Vatandaşlar, okunan selalar ile ilgili olarak, "Yine üç sene önceki aynı duyguyu yaşadık. Bu topraklara bu millete var olan bu yapılan kalkışmayı darbeyi buradan lanetliyoruz. Aynı duyguları yeniden yaşadık. Tekrar böyle bir şey yaşanmaması için Allah’a dua ediyoruz. 3 yıl önce yine bu saatlerde abdestimizi aldık çıktık sokaklara. Bu vatana, vatanımıza göz dikenlere bertaraf etmek için 3 yıl önce buradaydık. 3 yıl sonra yine buradayız. Demokrasi ile ilgili verilen savaşı hatırlıyorum. Şehitlerimizi hatırlıyoruz. Allah mekanlarını cennet eylesin, Allah razı olsun” diye konuştular.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep GİBTÜ’de “Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" paneli GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya bağımlığının madde bağımlığı kadar tehlikeli olduğuna vurgu yaptı. Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” dedi. Türkiye’de İnternetin 31. Yıldönümü kapsamında Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde İnternet Haftası paneli düzenlendi. Panelin bu yıl konusu "Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü" oldu. Panelde Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunum, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunum, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunum, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Umut Salur “Web 3.0’da Yapay Zekanın İşlevi” konulu sunum Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Muhammed Yasin Pak ise “Eğitimde İnternetin Rolü ve Geleceği” başlıklı sunum yaptı. “GİBTÜ yapay zeka alanında çalışıyor” Teknoloji ve Toplumun Dönüşümü Panelinin açılış konuşmasını yapan GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, yapay zeka ve sosyal medya kullanımı konusunu ele aldı. Rektör Demir, yapay zekanın son yıllarda bütün dünyayı peşinden sürükleyen bir alan olduğunu vurguladı. Demir, “Yapay zeka konusunda Türkiye’nin çok ciddi manda inisiyatif alması gerekiyor. Biz de Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak bu konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapay zeka yepyeni sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunlarla da baş etmek gerekir. Etik sorunlar, sosyal sorunlar, ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar. Bunların hepsiyle yüzleşeceğiz. Yapay zeka konusunda bir ülke, bir üniversite, bir kurum ne kadar bütçe ayırıyorsa, ne kadar proje yapıyorsa o kadar çok ön plana çıkacaktır. Yapay zekadan uzak durmamak gerekiyor. Öğrencilerimiz gençlerimiz yapay zeka konusunda kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerekiyor. Yapay zekanın gelişmesiyle beraber belki de yazılım mühendisliği yok olacaktır. Yazılımı yapay zeka yapacak konuma geleceğiz. Geleceği görerek çok iyi hazırlık yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli” Son yıllarda toplumun yarası haline dönüşen sosyal medya kullanımı konusuna da dikkat çeken Rektör Demir, “Dijital dönüşüm, internet kullanımı, gençleri sosyal izolasyona sokabiliyor. Bu çok önemlidir. Gençleri sosyal medya bağımlısı haline getirip, toplumdan soyutluyorlar. Bu sorunla da mücadele etmek gerekiyor. Sosyal medya bağımlılığı, madde bağımlığı kadar tehlikeli. Benim gözünde eş değerler. İnternet kullanımı sosyal bölünmeye de yol açıyor. Neden derseniz? Bir gurup insan internete dijital ortama çok hızlı erişebiliyorken, bazı guruplar ise bunun tamamen uzağında kalıyor. Böyle olunca toplumda bölünmüşlüğe gidiliyor. Artık bilgiye erişmek çok kolay ama bilgiyi dönüştürmek gerekir. Dijital dünyayı nasıl kullanmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Dijital medyayı kullanmak sadece sosyal medyayı kullanmak değil” diye konuştu. “Yapay zekayı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” Panelistlerden Hasan Kalyoncu Üniversitesi OSB Teknokent Genel Müdürü Ekrem Tekin “Yeni İnternet Devrimi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Tekin, “90’larda interneti öğrenenler; bugün dünyayı yönetiyor. Bugün yapay zekâyı öğrenenler gelecekte dünyayı yönetecek” dedi. Tekin’den sonra Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cemal Aktürk “Türkiye’ de İnternet Kullanımı ve Siber Zorbalık” temalı sunumunu gerçekleştirdi. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Personeli Velişan Kılınç “Güvenli İnternet Kullanımı” temalı sunumuyla bilgilendirmede bulundu. Sunumların ardından GİBTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir tarafından Konuşmacılara “Teşekkür Belgesi” verildi. GİBTÜ Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleşen Panele; öğrenciler, akademisyenler ve idari kadro yoğun ilgi gösterdi.
Trabzon Lipton Türkiye, çay hasadı için kolları sıvadı Dünyadaki çay uzmanlığını Doğu Karadeniz’de yetişen Türk çayı ile buluşturan Lipton Türkiye, 2024 yaş çay sezonu için kollarını sıvadı. Türkiye’de de çayseverlerin en çok tercih ettiği markalardan biri olan Lipton, yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı ve yerel ekonomiyi kalkındırma odaklı yaklaşımıyla, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde başlayacak olan çay hasadı için gün sayıyor. Şirket, ayrıca Sakarya’daki fabrika projesiyle de Türkiye’deki yatırımlarına devam edeceğini belirtiyor. Lipton Türkiye ile yüzde 100 sürdürülebilir çay tarımı Yapılan açıklamaya göre, Türk çayının geleceğe ulaşmasını ve Karadeniz doğasının korunmasını amaçlayan Lipton Türkiye, Türkiye’de Yağmur Ormanları Birliği (Rainforest Alliance) Sürdürülebilirlik Sertifikası ile tarım yapan ilk çay markalarından biri. Şirket; insana, doğaya ve çevreye duyduğu saygıyla, ekolojik ömrünü tamamlamak üzere olan Türk çayının ve çay kültürünün temsil ettiği değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için çalışıyor. Bu yolculukta çiftçisiyle el ele yürürken, bölge insanının hayatına da değer katıyor. Doğayla ve toprakla olduğu kadar üreticiyle de sürdürülebilir ilişkiler kuran şirket, çiftçilerin sağlıklı, güvenli, etik koşullarda üretim yapması için projeler yürütüyor ve eğitimler veriyor. Yatırımlarla yerel kalkınmaya katkı Pazar ve Fındıklı’da bulunan fabrikalarına ek olarak şirket, Sakarya Arifiye’de de yaklaşık 650 milyon liralık bir yatırım gerçekleştiriyor. Temel atma töreni geçen yıl gerçekleştirilen çay paketleme fabrikasının bu yıl içinde üretime başlaması öngörülüyor. Fabrika projesinin, Sakarya ve çevresinde yaklaşık 300 kişiye istihdam sunması hedefleniyor. Konu hakkında değerlendirmede bulunan Lipton Türkiye Genel Müdürü Fatih Atay, “Şirket olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik, sosyal ve doğal hayatı için değer oluşturmak önceliğimiz. Çay uzmanı kimliğimizle bitkilerin iyiliğini sadece tüketicilerimize değil, çayın yolculuğu boyunca dokunduğu tüm paydaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Üreticilerimiz de bu paydaşlarımızın başında geliyor. Onları dinlemeye, ihtiyaçları doğrultusunda adımlar atmaya ve Türk çayını ve temsil ettiği değerleri birlikte geleceğe taşımaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Manisa İl Müdürü Öztürk; “Gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahadayız” Manisa’da Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak teknolojinin imkanlarını kullanarak çiftçilere her konuda destek olduklarını söyleyen Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk “Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler” dedi. Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk bitkisel üretim sezonun başlamasıyla birlikte üreticilerin dikkat etmesi gereken hususlara yönelik açıklamalarda bulundu. Tecrübeli teknik personel kadrosu ve gelişen teknolojinin tüm imkânları ile sahada olduklarını belirten İl Müdürü Öztürk; “İl ve İlçe Müdürlüklerimizde görev yapan teknik personellerimiz sahadaki hastalık ve zararlı takibine yönelik olarak düzenli olarak kontroller gerçekleştirmektedir. Teknik personellerimiz gerek fenolojik gözlemler gerekse monitör tuzak kontrolleri ile hastalık ve zararlı tespitini yapmakta sosyal medya, SMS sistemi ve sahadaki çiftçi görüşmeleri ile mücadelenin doğru zamanda doğru yöntemle gerçekleşmesini sağlamaktadırlar. Üreticilerimiz sosyal medya ve SMS sisteminden gelen mesajlara dikkat etmeli, önerilen tavsiyelere uymaya özen göstermelidirler. Henüz SMS sistemine kaydını yaptırmamış olan üreticilerimiz ilgili İlçe Müdürlüklerine başvurarak sisteme kayıtlarını yaptırmaları önem arz etmektedir” dedi. İl genelinde 50 adet Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonu, 48 adet Dijital Kameralı Feromon Tuzak bulunduğuna vurgu yapan Metin Öztürk; “Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları ile bölgedeki hava sıcaklığı, ortam nemi, yağış miktarı, toprak sıcaklığı ve yaprak ıslaklığı gibi verilerin saatlik ortalamaları kaydedilmektedir. Dijital Kameralı Feromon Tuzaklar ile de tarım ürünlerindeki zararlı popülasyonun takibi gerçekleştirilmektedir. Elde edilen veriler ile mücadelenin en doğru zamanda tespiti sağlanmaktadır. Bu sayede gereksiz ilaçlamalardan kaçınılmakta, ürün kayıpları önlenerek maddi kayıpların da önüne geçilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de üreticilerimizin yanında yer almaya, onlara teknik destek vermeye devam ediyoruz. Yeni sezonun tüm üreticilerimiz için hayırlı, bereketli ve bol kazançlı olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.