KÜLTÜR SANAT - 15 Ekim 2020 Perşembe 13:21

Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu düzenlenecek

A
A
A
Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu düzenlenecek

Trakya Üniversitesi’nin sahip çıktığı Edirne Kırmızısı, ilki düzenlenecek uluslararası sempozyumda farklı disiplinlerden bilim insanları tarafından değerlendirilecek.

Trakya Üniversitesi’nin sahip çıktığı Edirne Kırmızısı, ilki düzenlenecek uluslararası sempozyumda farklı disiplinlerden bilim insanları tarafından değerlendirilecek.


Edirne’nin kültürel değerlerini ortaya çıkarmak ve gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir misyon üstlenen Trakya Üniversitesi, kent ile bütünleşen bir değeri daha gün yüzüne çıkarıyor.


Uluslararası literatürde “Rouge d’Andrinople” ismiyle anılan Edirne Kırmızısı, Trakya Üniversitesi tarafından düzenlenecek uluslararası bir sempozyumla yeniden kent hafızasına taşınıyor. Bir döneme damga vuran, rengiyle dillere destan olan “Edirne Kırmızısı”nın farklı disiplinlere ait bilim insanları tarafından tartışılması ve farklı yönleriyle araştırılması amacıyla, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde, 20 Ekim 2020 tarihinde “1. Uluslararası Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu” düzenlenecek.


Trakya Üniversitesi’nin 2020-2021 yılı için hazırladığı “Edirne Kırmızısı Stratejik Eylem Planı” kapsamında, online olarak düzenlenecek “1. Uluslararası Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu”na, Türkiye’den, Yunanistan’dan ve Romanya’dan akademisyenler ve araştırmacılar katılacak. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki ayrı oturumda gerçekleşecek sempozyumda, Türk ve yabancı akademisyenler, uzman oldukları alanlarda Edirne Kırmızısını bilimsel açıdan değerlendirecek.


İlk defa, Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde ve uluslararası bilimsel bir etkinlikle ele alınarak tartışmaya açılacak “1. Uluslararası Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu”na Microsoft Teams linki üzerinden canlı olarak erişilebilecek.


Sempozyuma ev sahipliği yapacak olmaktan memnuniyet duyduklarını ifade eden Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Trakya Üniversitesi olarak Edirne Kırmızısı rengine sahip çıktıklarını belirtti. Rengi bilimsel bir temele oturtmak ve yıllar sonra yeniden Edirne kent hafızasına kazandırmak için çalışmalar yaptıklarını ve bu çalışmalardan birinin de “1. Uluslararası Edirne Kırmızısı e-Sempozyumu” olduğunu ifade eden Rektör Erhan Tabakoğlu, “Edirne Kırmızısı salt bir renk olmaktan öte kültürel ve tarihsel bir değer, aynı zamanda kentsel bir turizm ögesidir. Bunu göz önünde bulundurarak başlattığımız çalışmalar sonucu Edirne Kırmızısı, dünyaya açıldığı bu coğrafyada yeniden eski parlak günlerine dönecektir. Üniversite olarak birçok alanda başlattığımız çalışmalar neticesinde rengin kent kimliğine kazandırılması öncelikli amaçlarımız arasında yer aldığı gibi çalışmaların sürdürülebilirliğinin sağlanması da nihai hedeflerimizden biridir. Bu hedef doğrultusunda Edirne Kırmızısı üzerine oluşturduğumuz stratejik planımızı uygulamaya koyarak çalışmalarımızı bir bir hayata geçiriyoruz. Planın devamlılığın sağlanması, renk üzerine oluşturulan stratejinin verimliliğini arttıracağı gibi rengin kent geneline nüfuz ederek rengin sahiplenilmesine de imkan verecektir” dedi.


Edirne Kırmızısının ilk kez uluslararası bilimsel bir etkinlikte ele alınacağı sempozyum, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayacak. Sabah 10.30’da başlayacak ilk oturumun başkanlığını, İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karadağ yapacak. Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Gönenç Güler “Edirne Kırmızısının Turizmdeki Yeri” University Ecclesiastical Academy of Thessaloniki’den Prof. Dr. Ioannis Karapanagiotis “Akdeniz Kültür Mirasının Nesnelerindeki Kök Boyasının HPLC Kullanılarak Belirlenmesi” ve Trakya Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Gedik de “Edirne Kırmızısı ve Üretim Yöntemi” başlıklı sunumları ile sempozyumun birinci oturumuna katkı sağlayacak.


Sempozyumun öğleden sonra 13.00’te başlayacak ikinci oturumunun başkanlığını ise Trakya Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Gönenç Güler üstlenecek. Oturumda, İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karadağ “Türk Kırmızısı Reçetesi, Patenti Ve Sanayi Ölçeğinde Yeniden Üretimi”, Romanya Ulusal Tarih Müzesi’nden Dr. Irina Petroviciu “Romanya Koleksiyonlarından Doğuya Özgü Kumaşlarda Kırmızı Boyalar” ve Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Nilgün Becenen “Neden Edirne Kırmızısı?” başlıklı sunumlarını gerçekleştirecek.


Genel Koordinatörlüğünü Orkun Akman’ın yapacağı sempozyumun Düzenleme Kurulu ise Prof. Dr. Recep Karadağ, Prof. Dr. Emel Gönenç Güler, Öğr. Gör. Kıvanç Ada ve Orkun Akman’dan oluşuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali: Fındıkta büyük tehdit oluşturan kahverengi kokarca zararlısına karşı Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali, kimyasal mücadele uyarısında bulundu. Yeni fındık sezonu öncesi Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en önemli sorunu haline gelen kahverengi kokarca ile mücadele hakkında bilgi veren Ziraat Mühendisi Haldun Gedikali, “Doğu Karadeniz’de sık görülen ve fındığa zirai don, fırtına gibi doğal olayların yanı sıra en çok zarar veren bir etkende kahverengi kokarca oldu. Çin menşeili olan bu zararlılar önce Uzakdoğu’dan Avrupa’ya ve Gürcistan’a geldi. Son 15 yıldır da ülkemizde görülmeye başladı. Bu zararlılar, aslında halk arasında kahverengi kokarca olarak değil de yeşil kokarca olarak bilinmektedir. Yeşil kokarcadan farkı ise daha hızlı adaptasyon sürecini tamamlaması ve üreme kabiliyetinin yüksek olmasıdır. Son yıllarda ülkemizde özellikle fındık bahçelerine çok fazla zarar verdikleri görülmektedir. Kışın evlere ve fındık bahçesi içindeki depo, hayvan barınakları gibi yerlerde çok fazla üreyerek, yazın ise fındık bahçelerine geçerek zarar vermektedir. Bu zararlılar fındığın içine girerek, çürütmekte ve fındığı yok etmektedir ve hatta fındık bahçelerine müdahale edilemezse bahçeyi tamamen yok etmektedir” dedi. "Bahçeleri sürekli gezmeliyiz" Kahverengi kokarca ile nasıl mücadele edileceği konusunda da bilgi veren Gedikali, “Bahçelerimizi sürekli gezerek ve dalları sert bir şekilde silkeleyerek, düşen zararlıları orada bertaraf etme yöntemine gitmeliyiz. Kahverengi kokarca ile ilgi çeşitli devlet kuruluşlarında da önlemler alınmaktadır. Bunlardan en önemlisi kahverengi mücadelenin avcı böceği olan ‘Kafkas Arısı’ doğaya salındı. Bizim kişisel olarak yapmamız gereken en önemli müdahale şekli ise bahçelerimizin sürekli kontrol edilmesi ve kimyasal mücadele olacaktır” diye konuştu.
Erzincan Elektrik direğinin tepesindeki yuva, leylek ailesine 21 yıldır ev sahipliği yapıyor Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Erzincan’ın Mertekli köyünde 21 yıldır aynı elektrik direğinin üzerine yuva yapan leylek ailesinden anne leylek kuluçkaya yattı. Erzincan’ın Mertekli köyü sakinleri, 21 yıldır aynı elektrik direğine yuva yapıp kuluçkaya yatan leyleklerin gönüllü koruyuculuğunu yapıyor. Gelişleriyle baharı müjdeleyen, gidişleriyle kışın habercisi olan ve atasözlerine, deyimlere dahi konu olan leylekler, şubat ayından itibaren Avrupa’dan yola çıkıp Anadolu topraklarına varıyor. Sürüler halinde göçen leylekler, kendileri için belirledikleri uygun noktalarda, ilkbahar ve yaz aylarında konaklayarak yavruluyor. Mertekli köyünde 21 yıldır aynı yere yuva yapan leylekler, bu yıl da yine eski muhtar Mehmet Fırat’ın evinin önündeki elektrik direğine yuva kurdu. Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Mahallelinin gözü gibi baktığı yuvalarında sırayla kuluçkaya yatan leylekler, zaman zaman Karasu Nehri’nde besin bulmak için kanat çırpıyor. Köy sakinlerinden Songül Aydın, “Yıllardır bu leylekler köyümüzde yaşıyorlar. Kışın gidip baharda geri geliyorlar. Vefalı leyleklerimiz. Bizde onları seviyoruz” dedi. Köylülerden Hüseyin Fırat da eskiden bölgede çok sayıda leyleğin bulunduğunu belirterek, sayılarının azaldığını söyledi. Leylekler köylerine gelmediğinde üzüldüklerini dile getiren Fırat, "Bir yıl maalesef leyleğimizin 4 yavrusu elektrik direğine takılarak ölmüştü ve çok üzülmüştük. Biz onları gerçekten çok seviyoruz. Maalesef leyleklerimizden sadece 1-2 tane kaldı. Bizler elimizden geldiği kadarıyla onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben her sabah kalktığımda onları izliyorum. Leyleklerin yavrularına ve eşlerine karşı olan saygısı ve sadakati çok yüksek. Onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz" diye konuştu.