GENEL - 24 Ekim 2019 Perşembe 14:54

Edirne’de ‘Yaşlı refahı semineri’ düzenlendi

A
A
A
Edirne’de ‘Yaşlı refahı semineri’ düzenlendi

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Edirne Valiliği, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından organize edilen Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerini kapsayan ‘Bölgesel Yaşlı Refahı’ semineri Edirne’de düzenlendi.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Edirne Valiliği, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından organize edilen Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerini kapsayan ‘Bölgesel Yaşlı Refahı’ semineri Edirne’de düzenlendi.


Tarım İl Müdürlüğü Vali Dursun Ali Şahin Konferans salonunda düzenlenen seminere, Edirne Vali Yardımcısı Yusuf Güler, Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Daire Başkanı Umut Pınar Büyükkayaer, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bilgin Özbaş, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’dan temsilciler katıldı.



"İnsanın iyi olma halini arttırmak zorundayız"


Seminer, Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde Uzman İpek Kelbaş’ın ‘Yaşlılık, yaşam kalitesi ve yaşlı hakları’ sunumu ile başladı. Gün boyu sürecek sunumlarda, yaşlıların yaşam kalitesinin arttırılması, sosyo ve ekonomik durumları ile ilgili çalışmaları derinleştirilmesinin hedeflendiği belirtildi.


Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Daire Başkanı Umut Pınar Büyükkayaer, "Dünya Sağlık Örgütü insan ömrünün yaşlılık dönemini artık 74 yaşından itibaren başlatıyor. Biz bakanlık olarak insan ömrünü doğumla başlatıyoruz ve bütün sosyal politika ve sosyal yardım alanlarının hepsinde, eğitimde, iş gücüne katılımda, sosyal hizmetlerde hepsinde insanın yanındayız. Fakat yaşlılık, insanın ömür süresinin uzaması, aslında insanın iyi olma halinin artışıdır. Dolayısıyla toplum refahını arttırmak istiyorsak öncelikle kamu hizmet politikalarında, insanın iyi olma halini arttırmak zorundayız" dedi.



"Avrupa’daki yaşlı nüfusun artmasındaki temel faktörlerden birisi de 1’inci ve 2’nci Dünya Savaşı’ndaki kayıplar"


Edirne Vali Yardımcısı Yusuf Güler, “Modernleşme dediğimiz refah düzeyi yüksek toplumlarda ortak özellik yaşlı nüfusunun yüksek olması. Yaşlı nüfusunun yüksek olması tıbbi gelişmelerin de etkisiyle ülkemizde de sürekli artmakta. Cumhurbaşkanlığımızca yürütülen eylem planlarında geçen doğurganlık oranlarımızı da mutlaka artırma yönünde ciddi çabalar sarf ediyoruz. Yaşlılığı aslında bir tiyatro sahnesine benzetiyorum. Oyunda görev alan yaşlanmış, saçlarına ak düşmüş insanların artık sahneyi yeni oyunculara devretmesini simgelediğini düşünüyorum. Yaşlılık böyle bir şey. Yaşlılığın oluşmasında demokratik, sosyo-ekonomik, siyasal faktörler, insancıl gerekçeler çok önemli. Tarihte Avrupa’daki yaşlı nüfusun artmasındaki temel faktörlerden birisi de 1’inci ve 2’nci Dünya Savaşı’ndaki kayıplar. Aktif nüfusun ölmesi Avrupa’daki yaşlanmayı da beraberinde getiriyor. Bizler ülke olarak birçok dünya ülkesine, uyguladığımız bir çok sosyal politikalarla örnek olabilecek uygulamaları da geliştirdik. Sosyal hizmetler konusunda gerçekten dünyada örnek gösterilecek uygulamalara imza atıyoruz. Eksik olduğumuz yönlerimiz mutlaka var. Özellikle emeklilik sistemimizin daha da revize edilmesi, yaşlılarımızın yaşlılık hissine kapılmadan ekonomik hayatın içerisinde olmalarını da oldukça önemsiyorum. Umarım bu seminer bu yönde pozitif katkılar sağlar, uygulanacak makro politikalar için” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Psikososyal gelişimin eğitimdeki önemi Bursa’da düzenlenen ’Türkiye yüzyılda öğretmen olmak’ konulu panelde konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve daha fazla yer verilmesi önem arz ediyor” dedi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Orhangazi Salonunda gerçekleştirilen panelin sunuculuğunu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe yaparken, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Tan ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, salonu dolduran akademisyen ve öğretmenlere bilgi birikimlerini aktardı. "Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişime önem verilmeli" Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feyyat Gökçe, “Dünyanın çok hızlı bir biçimde değiştiğini hepimiz biliyoruz. Bu hızlı gelişen dünyadaki bilgileri, becerileri, davranış kalıpları farklılaşıyor. Bu duruma etkili olarak hızlı cevap vermek için çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yeni dünyanın dijital dünya olduğunu iyi biliyoruz. Bir yandan çocuklarımıza dijital becerileri kazandırırken, öbür taraftan da onların psikososyal gelişimlerini de sağlayacak bir biçimde bir eğitim yapılanmasına ihtiyaç var. Okullarda akademik eğitimin yanında psikososyal gelişim için programların yeniden düzenlenmesi ve fazla yer verilmesi önem arz ediyor. Eğitimde ve toplumsal refahı üst düzeyde olan milletlere bakıldığında onların eğitim sistemlerinde bu gelişime, akademik gelişimin dışında çok önem verildiğin görüyoruz. Japonya ve Güney Doğu Asya ülkelerinde de bunu görüyoruz. Bunun içinde üniversitelerden ve akademik dünyadan yardım alınması önem kazanıyor. Bugün burada üniversite ve il milli eğitim müdürlüğü işbirliğiyle Türkiye’de öğretmen olmak adı altında yaptığımız panelin faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi. "Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Türkiye’ye örnek iş birliği yapıyoruz" Panelde konuşma yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Çepni, “Uludağ Üniversitesi olarak gerçekten Türkiye’ye örnek olabileceğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Sizlerin eğitim öğretim sürecinde problem olarak gördüğünüz her şeyi biz eğitim fakültesinde bir proje olarak kabul edip sizlerle birlikte projeleri yürütüyoruz. Bugün burada Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kurmuş olduğu öğretmen akademisi ile güzel bir çalışma içindeyiz. Fakültemize yeni bir program geldiğinde o programdaki tüm becerileri, tüm kavramları bizler akademik olarak çalışıyoruz. Öğretmen akademisi çerçevesinde yürütülen çalışmaları da çok gecikmeden, geciktirmeden Bursa’daki öğretmenlere bu konuda kısa sürede farkındalık kazandırmış olacağız” diye konuştu. "Bu panellerin devamında da katkımız olacak" Arena Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Celal Arslan, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz panelle eğitime katkımız olsun istiyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğünün birlikte yürüttüğü çalışmaya bizde destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin, Bursa’nın kazanmasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretmen adaylarımızın mesleki gelişimlerine destek olmak için bu panellerin devamını getirmeyi planlıyoruz. Ne kadar gelişirsek, öğrencilerimize o kadar katkı sunarız diye düşünüyorum. Korana virüs salgınında yaşadığımız sorunları ileride yaşamamak için çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenmek için sınır yok. Öğrenmeye devam ediyoruz. Ben 20 yılı geride bıraktım. Biz öğrencilerimize ve velilerimize dokunmak istiyoruz. Şu anda da belli bir yol aldık. Ülkemize yani memleketimize olan borcumuzu ödüyoruz. Biz eğitim kurumumuzda Finlandiya ve Japonya ile işbirliği halindeyiz. Onların uyguladığı eğitim modelerlerinden faydalanıyoruz. Teknolojinin nereye varacağını bilemiyoruz. Ancak öğrenciye ne kadar dokuna bilirsek o kadar faydalı olacağımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin Üniversitesi’nde SEECO projesi tanıtıldı Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ) Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) projesi tanıtıldı. Çukurova Kalkınma Ajansı SEECO proje ekibinden Murat Ertanıroğlu, Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) koordinatörlüğünde çevrim içi gerçekleştirilen toplantıda, projenin amacı, ana bileşenleri ve temel çıktıları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Projenin temelinin toplumsal uyuma dayandığını belirten Ertanıroğlu, "Projenin amacı sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunmak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturmaktır" dedi. Projenin ana hedeflerini sosyal girişimcilik, geçim kaynağı tesisleri ve ekosistem olarak sıralayan Ertanıroğlu, projenin temel çıktılarının ise sosyal ve ekonomik yönden güçlü kadınlar ve gençler, topluluklar arasında toplumsal uyum ve gelişmiş sosyal girişimcilik ekosistemi olduğunu kaydetti. Ertanıroğlu, "Proje kapsamında kadın ve genç girişimcilere yönelik 2 bin 266 eğitim ile bin 905 küçük, orta ve büyük ölçekli hibe verildi. Ayrıca 25 kapasite geliştirme faaliyeti gerçekleştirilirken, 70 sosyal girişimcilik tesisi kuruldu" diye konuştu. Ertanıroğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk de üniversitede projenin duyurusunun geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacaklarını, kadın ve genç girişimcilere yönelik yapılabilecekler konusunda çalışmalar yürüteceklerini kaydetti. Toplantıya, Mersin TTO Koordinatörü Abdi Kurt, TTO Yürütme Kurulu Üyeleri ve TTO çalışanları katıldı. SEECO Projesi hakkında SEECO Projesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında, Dünya Bankası ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla ’Girişim Hayalin Gerçek Olsun’ sloganıyla yürütülüyor. Yerelde ise kurumsal uygulama kapasitesi yüksek kalkınma ajansları ile iş birliği yapılıyor. Proje, 5 kalkınma ajansının görev bölgesinde bulunan 11 ili kapsıyor. Projede yer alan kalkınma ajansları ve uygulama ortakları arasında Çukurova Kalkınma Ajansı da bulunuyor.