GENEL - 16 Kasım 2018 Cuma 10:22

Saros Körfezi’ndeki depremler tedirgin etti

A
A
A
Saros Körfezi’ndeki depremler tedirgin etti

Edirne’nin Keşan ilçesinde Saros Körfezi’nde son bir hafta içerisinde yaklaşık 50 kez deprem kaydedildi.

Edirne’nin Keşan ilçesinde Saros Körfezi’nde son bir hafta içerisinde yaklaşık 50 kez deprem kaydedildi.


Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, Saros Körfezi’nde son bir haftada 50 civarında deprem meydana geldi. Yaşanan hareketlilik bölge halkını tedirgin ederken, depremlerin olası büyük bir depremin habercisi mi olduğu sorusu soruldu.


Konuyla ilgili açıklama yapan Keşan Doğal Afet Arama Kurtarma Derneği (KEDAK) Başkanı Cengizhan Aktan, Saros Körfezi’nde son bir hafta içinde yaklaşık 50 deprem kaydedildiğini belirterek, "Birinci derece deprem bölgesi olan Saros Körfezi’nde deprem olması kadar doğal bir şey yok. Ancak bizler bu bölgede yaşayan insanlar olarak depreme ne kadar hazırlıklıyız, önemli olan bu" dedi.


Saros Körfezi’yle birlikte, Ege ve Akdeniz bölgelerinde de deprem hareketliliği yaşandığını ifade eden Aktan, "En büyüğü Girit Adası’nda 3.9 şiddetinde olmak üzere, değişik şiddet ve derinlikte yüzlerce deprem kaydedildi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, Saros Körfezi’nde de son bir hafta içinde 50 civarında deprem meydana geldi. Birinci derece deprem bölgesi olan bölgemizde bu depremlerin olması son derece doğal. Faylar zaman zaman uykuya geçiyor, zaman zaman da böyle art arda çok sayıda deprem meydana gelebiliyor. Yüksek şiddette bir depremin olmaması en büyük dileğimiz ama gerçekleştiğinde de insanoğlu olarak bunu engelleme şansımız yok. Dolayısıyla, deprem bölgesinde yaşayan insanlar olarak, bize düşen tek şey, depreme dayanıklı yapılar oluşturmak. Bunun dışında; deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrasında bireysel olarak alınacak önlemler ve gösterilecek davranış biçimleri de çok önemli. Depreme dayanıklı yapılarda yaşamadığımız sürece, ne yaparsak yapalım, depremde çok aciz kalacağımız ve can kaybı başta olmak üzere pek çok olumsuz durum yaşayacağımız açıktır" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Toplu ulaşımda örnek şehir Konya Konya Büyükşehir Belediyesi, toplu ulaşımda hizmet kalitesini artırmak amacıyla teknolojik imkanlardan yararlanarak harita tabanlı uygulamalar geliştiriyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’da toplu ulaşımın güçlenmesi için bir taraftan 181 yeni otobüsü Büyükşehir Belediyesi’nin filosuna dahil ettiklerini, bir taraftan da yeni köprülü kavşaklar ve caddeler açtıklarını hatırlattı. Justice Projesi Avrupa’da Konya ile birlikte 3 şehirde uygulanıyor Şehir içi toplu ulaşım hizmetlerinde hayata geçirdikleri uygulamalarla Türkiye’ye model olmaya devam ettiklerini kaydeden Başkan Altay, “Avrupa Birliği’nin desteklediği ve TÜBİTAK tarafından finanse edilen Justice Projesi’ne Konya Büyükşehir Belediyemiz ortak olarak katılıyor. Proje kapsamında toplu ulaşım erişilebilirliğini ve kapsayıcılığını artırmaya yönelik geliştirilen uygulamalardan biri de harita tabanlı analiz çalışmaları. Avrupa’da Brüksel ve Strazburg’la birlikte projenin uygulandığı şehirlerden birisi de Konya’mız. Hazırlanan yazılımla şehir merkezlerinde toplu ulaşım araçları kullanılarak belirli noktalara ulaşımla alakalı analizler gerçekleştiriliyor. Projede harita üzerinde oluşturulan ulaşım süreleri ile kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Büyükşehir’e ait toplu ulaşım araçlarıyla ne kadar sürede ulaşabileceği tespit ediliyor. Çalışmada ayrıca fiziksel ve görme engellilere yönelik de analizler bulunuyor” dedi. Projenin şehir içi ulaşımın verimliliğini artıracağını ve trafik yoğunluğunun azalmasında etken olacağını vurgulayan Başkan Altay, “Proje şehrin toplu taşıma ağının daha etkin ve erişilebilir hale gelmesine de katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği destekli Justice Projesi Proje çerçevesinde harita üzerinde ulaşım süreleri farklı renk tonları ile gösteriliyor. 0-10 dakika, 10-20 dakika, 20-30 dakika gibi 10 dakikalık ulaşım sürelerine göre oluşturulan harita çalışmalarında, kişinin bulunduğu noktadan gitmek istediği yere Konya Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşımda kullanılan otobüs ve tramvayları ile ne kadar bir sürede ulaşabileceği gösteriliyor. Bu çalışma, hem mevcut durumun daha da iyileştirilmesi hem de yeni yapılacak toplu ulaşım yatırımlarının, şehir ulaşımında nasıl bir etki oluşturacağına dair projeksiyonlar ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Proje, dezavantajlı grupların toplu ulaşıma erişilebirliğini artıracak Üç şehirde 36 ay sürecek Justice Projesi, temelde dezavantajlı grupların toplu ulaşım imkanlarına erişilebilirliğini artırmak ve daha kapsayıcı bir yaklaşımla toplu ulaşım sisteminin dizaynını amaçlıyor. Bu sebeple katılımcı bir anlayışla sivil toplum kuruluşlarının da katkıları ile fiziksel engelli, görme engelli, yaşlılar ve düşük gelir sahipleri ile birlikte toplu ulaşım yolculukları yapılarak onların da görüşleri proje çalışmalarının önemli bir kısmını oluşturuyor.
Ankara Dışişleri Bakanlığından ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu’na tepki Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında “Asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verilmektedir” açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2024 tarihinde yayımladığı ve 200’e yakın ülke hakkında bölümler içeren “2023 İnsan Hakları Raporu”nda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’ye yönelik asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verildiği belirtildi. Bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ile terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin söylemleri temelinde hazırlanmış olan bu rapora itibar etmediğimizin bir kez daha vurgulandığı açıklamada, “Ülkemiz, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını, karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerine rağmen kararlılıkla sürdürmektedir. Meşru müdafaa hakkımız temelinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları tamamen terörist unsurlar ile bunların terör faaliyetlerinde kullandıkları yeteneklere yöneliktir. ABD’nin, terörün her türüne karşı sürdürdüğümüz haklı ve meşru mücadelenin kapsamını iyi bilen bir müttefik olarak gerçekleri çarpıtan tutarsız iddialarda ısrarını anlamak mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca raporda, Gazze’de devam eden ve yalnızca Filistin halkının asli haklarına değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vuran insanlık dışı saldırılara layıkıyla yer verilmemesini büyük endişeyle karşılandığı ifade edildiği açıklamada, sözkonusu raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak bir şekilde, siyasi saiklerle hazırlandığını açıkça gösterdiği aktarıldı. Açıklamada, ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle kurduğu ortaklıklar ile insan hakları konusunda izlediği çifte standartlı politikayı sonlandırması çağrımızı yinelendiğinin altı çizildi.