KÜLTÜR SANAT - 25 Temmuz 2021 Pazar 09:29

Trak dönemine ait tarih yok olma tehlikesi yaşıyor

A
A
A
Trak dönemine ait tarih yok olma tehlikesi yaşıyor

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Sinanköy’de yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekleyen tarihi kale, manastır, kilise ve mağaralar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için köy sakinleri konumuyla Trak dönemine ait en eski yerleşkelerden biri olan böyle tarihi yerlerin korunmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor.

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Sinanköy’de yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekleyen tarihi kale, manastır, kilise ve mağaralar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için köy sakinleri konumuyla Trak dönemine ait en eski yerleşkelerden biri olan böyle tarihi yerlerin korunmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor.


Trakya Üniversitesi Trakoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Sinanköy’de 2004 yılında kazı çalışmalarına başladıklarını ve tarihi mağaraların koyun alanı olarak kullanıldığını söyledi ve Sinanköy’deki mağaralarda Osmanlı dönemine ait su şebekesinin bulunduğunu ve Osmanlı döneminden önce de su şebekesinin devam ettiğini söyledi.



"Çok ağır tahribatlarla karşı karşıya"


Tarihi bölgenin çok ağır tahribatlar ile karşı karşıya olduğunu ve buranın konumlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Engin Beksaç, gereken önlemler alınır ise Sinanköy’ün dünya çapında turizm merkezi olabileceğini aktardı.



"2011 yılı itibariyle kazı çalışmalarına başladık"


Sinanköy’ün şu anda Trakya üzerinde en önemli arkeolojik alanlarından biri olduğunu açıklayan Prof. Dr. Beksaç, "Biz 2004 yılında çalışmaya başladık, ilk başladığımız yıllarda burası koyun alanı olarak kullanılmaktaydı ve alt üst edilmiş durumdaydı. Daha sonra çalışmalarımızı genişlettik ve 2011 yılı itibariyle kazı çalışmalarına başladık. Edirne Müzesi ile birlikte çalışmalarını yaptık. Önemli sonuçlar elde ettik. Sinanköy erken bir Trak kültür kült alanı, dini bir tapınak alanın üzerinde kurulmuş bir genç Roma, erken ortaçağ yerleşmesi olarak karşımıza çıkıyor. Eski kayıtlardaki adı probalon kenti olarak belirginleşebiliyor" dedi.



"Trakya ve Balkanlar açısından çok önemli bir arkeolojik alan"


Bölgenin bir metropolitlik merkezi olduğunu anımsatan Prof. Dr. Beksaç, "Edirne merkezden sonra bölgenin en eski yerleşim alanı. Burada karşımıza çıkan çok enteresan veriler oldu. Yapmış olduğumuz kazılar ve bize görülen kale duvarları dışında bir dış kale daha olduğunu gösterdi. Bunların da daha az ziyade ahşap tahkimattı surların olduğu bizim palisat dediğimiz şekilde bir koruma mahsuru olduğunu gördük. Şu anda kalan yerlerde aşağıda bir manastır kalıntısı var, yukarda ise bir kale bulunuyor. Kalenin içinde ise, daha sonraki çalışmalarımızda biz bir kelken kilise kalıntısı bulduk. Yaklaşık olarak 1500 yıllık bir kilise de yukarda durmaktadır. Genellikle Sinanköy’ü M.S. 500’lerden itibaren yoğun bir biçimli isken gördüğünü görebiliyoruz. Çok sayıda duvar ve resim kalıntılarını görebildik. Çok sayıda parçalara rastladık. Aşağıda bir Plütonyum’un mevcut olduğunu tahmin ediyoruz, daha sonra burası Krepon olarak kullanılmış ve kısacası çok geniş alana yayılan önemli bir isken bölgesi ile karşı karşıyayız. Önceki dönem bir tapının malı iken daha sonra bir kale şekline getirilmiş ve güçlü bir Roma, genç Roma ve Bizans yerleşmesi olarak gün yüzüne çıkmıştır. Bizim burada yapmış olduğumuz kazılarda Edirne’nin Osmanlı öncesinde de su dağıtım şebekesine sahip olduğunu gördük. Oradaki kazıda karşımıza bir su dağıtım şebekesinin kalıntıları çıktı. Yani esasında Sinanköy çok ilginç bir yer. İki yıla yakın bir süredir biz kazıya devam edemedik, yani bu sene de çok net değil, salgın hastalığı ve yeteri kadar desteğin fazlasıyla gelmemesi nedeniyle kazıya şu anda ara vermiş durumdayız. Kısmet olursa ileriki yıllarda devam etmek istiyoruz. Çünkü hem Trakya hem de Balkanlar açısında çok önemli bir arkeolojik alan. Bu kadar temiz bir Trak ve ortaçağ döneminin yerleşmesi Trak dönemi üzerinden bakarsak günümüzdeki şartlarla bulmak çok zor, bu bakımdan Sinanköy çok farklı bir yer. Aynı açıdan turizm açısından da baktığımız zaman burada farklılığını da görmemiz mümkün olabiliyor. Sinanköy’ün konumlanması lazım, çok ağır tahribatla karşı karşıya, bu tahribatların korunmaya geçilmesi ve daha çok kazılarımızın sürdürülmesi gerekiyor. Bunun karşılığı olarak da çok iyi bir turizm kültür desteği geleceğini ve dünya çapında turizm merkezi olacağına bizler de inanıyoruz” ifadelerini kullandı.



"Turizm açısından umut vaat ediyor"


Sinanköy Muhtarı Alaaddin Akdağ ise, “Trak dönemine ait ve Traklar’dan başlamış olan ve yukarıda bulunan kalemiz, daha eski dönemlerde ise burada kilise olarak kullanılmıştır. Hayvan yemliği yapılmış olanlar var. Sadece bununla ibaret değil yani, burada bir yürüyüş yolu olabilir, bir parkur olabilir, insanlar bu mağaraları tanıyıp görebilir burada olduğu gibi yukarıda da birçok mağaramız var ve birçok kale kalıntıları mevcut, turizm açısından Edirne’ye yirmi kilometre yakınlıktayız. Burası suyun, ağaçlığın olduğu ve kahvaltı yerleri olaraktan kullanılabilir. Turizm açısından bir umut vaat edebilir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kartal’da ‘23 Nisan’ coşkusu doyasıya yaşandı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıl dönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu yıl da Kartal’da eşi benzeri görülmemiş coşku ve Kartal Belediyesi’nin organize ettiği büyük bir etkinlik programı ile kutlandı. İlçenin farklı noktalarında düzenlenen birbirinden farklı atölye etkinliklerinden, unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunlarına; sihirbaz, animasyon, jonglör, tahta bacak, canlı heykel gösterilerinden, selfie box ve şişme oyun parklarına kadar daha birçok sürpriz etkinlik ile Kartallı çocuklar, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine armağan ettiği bayramın heyecanını, doyasıya yaşadı. Etkinliklere eşi ve oğluyla birlikte katılarak bayram coşkusunu tüm çocuklarla birlikte yaşayan Başkan Gökhan Yüksel, bayramların heyecan ve mutluluğunu Kartal’a kazandırdıkları yeşil alan ve parklarda tüm Kartallılarla yaşamaktan dolayı gurur duyduklarını ifade etti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri, Kartal Belediyesi tarafından geleneksel hale getirilen kortej yürüyüşü ile başladı. 5 farklı kültür merkezinde oynanan tiyatro oyunları ile de 23 Nisan coşkusu, Kartal’ın mahallelerinde devam etti. Mahalle ve Sokak Şenlikleri’nin yanı sıra; Kartal Meydanı, Yakacık Bayram Demirkol Parkı ile Karlıktepe 19 Mayıs Spor Parkı, Yalı Yunus Topselvi, Uğur Mumcu, Hürriyet, Yakacık ve Soğanlık Kültür Merkezleri de çocukların uzun yıllar unutamayacakları bayram etkinliklerinin başlıca merkezleri oldu. Kutlama alanları çocuklar ve aileleriyle adeta doldu taştı. Çocuklar ayrıca etkinlikler boyunca patlamış mısır ve pamuk şeker ikramından gün boyu faydalandı. "Geleceği eğitimle değiştirebiliriz" Güne mezun olduğu okul Ergenekon İbrahim Şakir İlkokulu’nda öğrencilerin gösterilerini izleyerek başlayan Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, sonrasında Kartal Meydanı’nda gerçekleştirilen çocuk gösterilerini eşi Sibel Doğan Yüksel ve oğlu Eymen Ali ile birlikte izledi. Çeşitli halk oyunları oynayan çocukların ardından sahneye çıkan Başkan Yüksel, “Büyük Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürümek için küçük hanımlar ve küçük beylerin iyi eğitim alması gerekiyor. Gençlere emanet edilen bir ülke, çocuklara hediye edilen bir bayram Ata’mızın çocuklara verdiği önemi göstermektedir. Bizler de Ata’mızın izinde, çocuklarımızın en iyi şartlarda eğitim alması için çalışıyor ve kendimizi her geçen gün geliştirmeye devam ediyoruz. Tüm dünya çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum.“ şeklinde konuştu ve sahneyi yeniden çocuklara bıraktı. Başkan Yüksel’den temsili devir teslim 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı anısına gelenekselleşen makam koltuğu devir teslim töreni de gerçekleşti. Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104. yıl dönümü kapsamında koltuğunu İhsan Bayrakçı İlkokulu 3F sınıfı öğrencisi Ömer Kaan Savaş’a teslim etti. Başkan Yüksel, “23 Nisan’da Kartal’ın Belediye Başkanı İhsan Bayrakçı İlkokulu öğrencisi Ömer Kaan Savaş oldu. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla görevi Ömer Kaan Savaş’a devrettim ve ilçemizle ilgili hayallerini, fikirlerini dinledim.” dedi ve Başkan Savaş’ın makama geçişiyle birlikte Kartal’da ve okulunda hayata geçirmek istediği yenilikleri konuştu. Tiyatro perdeleri Kartallı çocuklar için açıldı Kartal Belediye tarafından açılışı yeni yapılmış olan Yalı Yunus Topselvi Kültür Merkezi de kapılarını bayram coşkusuyla dolu olan çocuklar için açtı. Kültür Merkezi’nde Afacan ile Prenses adlı tiyatro oyununu izleyen çocuklar, keyifli dakikalar geçirirken aynı zamanda Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde de Sev Dünyayı isimli tiyatro oyunu, Hürriyet Kültür Merkezi’nde Bal Arısı Yaban Arısı tiyatro oyunu, Yakacık Kültür Merkezi’nde Sevimli Penguenler tiyatro oyunu, Soğanlık Kültür Merkezi’nde Sincabın Kayıp Günlüğü tiyatro oyunu çocuklar için sahnelendi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı bol bol kültür sanat etkinlikleriyle geçiren çocuklara eşlik eden Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, “Kartallı çocukların kültür sanatla iç içe olmaları için elimizdeki tüm imkânları kullanacağız. Yeni kültür merkezimizi çocuklar için bir sanat merkezi haline getireceğiz. Bu güzel günde çocuklarımızla bir arada olmaktan çok mutluyum, her günümüzün sanatla geçmesini diliyorum” dedi. Kartal’da neşeyle doluyor çocuklar Yakacık Bayram Demirkol Parkı’nda, Karlıktepe 19 Mayıs Spor Parkı ve Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde de çocuklar için büyük bir şenlik alanı oluşturuldu. Kartal’ın en büyük parkının ve kültür merkezlerinin bahçelerinin adeta oyun ve etkinlik alanına dönüştürüldüğü kutlamalarda doyasıya koşup oynayan çocuklar, yüz boyama, maske, baskı, rüzgârgülü, ritim, taş boyama, kum boyama, seramik ve çömlek, kitap ayracı gibi pek çok etkinlik atölyesinin yanı sıra; palyaço, sihirbaz, jonglör, tahta bacak, animasyon, canlı heykel, masal kahramanları gösterileri, selfie box ve şişme oyun parkları ve kendileri için hazırlanmış daha birçok etkinlikle Büyük Önder Atatürk’ün onlara armağan etmiş olduğu bayramı doyasıya yaşadı. “Çocuklarımıza böylesine güzel ve kullanışlı alanlar sunmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz” Ellerinde rengârenk ve şekil şekil balonlarla patlamış mısır ve pamuk şeker sırasında bekleyen çocuklar, yaşadıkları mutluluk ve heyecanla ailelerin de yüzünü güldürdü. Parklarda oynayan çocukları ziyaret eden Başkan Gökhan Yüksel; “Yakacık Bayram Demirkol Parkı ve Karlıktepe 19 Mayıs Spor Parkı’mızda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı kutluyorken çocuklarımıza böylesine güzel ve kullanışlı alanlar sunmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Her fırsatta dile getirdiğim gibi yeniden söylemek istiyorum; Kartallı çocuklarımızın yollarda değil, parklarda oynaması için parklarımızı yenilemeye, geliştirmeye ve Kartalımıza yeni parklar, oyun alanları katmaya devam edeceğiz. Bugün Bayram Demirkol Parkı’nda çocuklarımızın doyasıya koşup oynamalarını seyretmek benim için en büyük gurur ve mutluluktu. Bu vesile ile Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ülkemizin aydınlık yarınlarının teminatı olan sevgili çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ve TBMM’nin kuruluşunun 104. yılını kutluyorum. Daha nicelerinde buluşalım, daha nicelerini büyük bir sevinçle kutlayalım” diyerek çocukların neşesine ortak oldu. Kutlama etkinliklerine Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Cumhuriyet Halk Partisi Kartal İlçe Başkanı Mert Polat, siyasi parti temsilcileri, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcıları, Kartal Belediyesi Meclis Üyeleri, birim müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, okul müdürleri, öğretmen ve öğrenciler, Kartal’ın mahalle muhtarları ile çok sayıda Kartallı vatandaş katıldı.
Hatay Beylikdüzü Belediyesi 23 Nisan’da Hatay’da Beylikdüzü Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay Defne’deki çocukları yalnız bırakmadı. Beylikdüzü Belediyesi ile Defne Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği programda çocuklar için bir dizi etkinlik düzenlendi. Renkli görüntülere sahne olan etkinliklerdeki gösteriler büyük beğeni kazanırken, çocukların neşesine velilerde eşlik etti. Beylikdüzü Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay - Defne’de yaşayan çocukları yalnız bırakmadı. Beylikdüzü Belediyesi ile Defne Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği ve çocukların doyasıya eğlendiği etkinlik, Defne Harbiye Atatürk Parkı’nda gerçekleşti. Alanda, çocuk tiyatrosundan çeşitli atölye çalışmalarına kadar bir dizi etkinlik yapıldı ve etkinliklere katılan çocuklara hediyeler takdim edildi. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte gösteriler büyük beğeni kazanırken, çocukların neşesine etkinliğe katılan velilerde eşlik etti. “Beylikdüzü ile ayrı bir hukukumuz oluştu bunu güçlendirerek devam ettireceğiz” Etkinlik alanında konuşan Defne Belediye Başkanı Halil İbrahim Özgün, Türkiye’nin aydınlık geleceğine daha umutla baktıklarını belirterek, “Küçüklüğümüzden itibaren her 23 Nisan’da yüreğimiz coşkuyla atar. Deprem sürecinden itibaren bugüne kadar bizleri hiç yalnız bırakmayan hem İstanbul Büyükşehir Belediyemize, hem de Beylikdüzü Belediyemize teşekkür ediyorum. Deprem sürecinde, sonrasında ve hala bugünde 23 Nisan etkinliğimizde emeği geçen tüm Beylikdüzü Belediyesi ekibine de teşekkür ediyorum. Bizler dayanışmaya devam edeceğiz. Tabii Beylikdüzü ile ayrı bir hukukumuz oluştu ve bu hukukumuzu güçlendirerek devam ettireceğiz” dedi. Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Şehla ise bir kez daha 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay’da olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Beylikdüzü Belediyesi olarak depremin ilk gününden itibaren hep buradaydık. Çocuk bayramında burada olmak ise ayrıca çok daha özel oldu. Bu yıl Defne’nin çocuklarına dokunduk ve bu dayanışma ağımızı umarım kat kat artıracağız. Bugün alan çok kalabalık ve insanlar gülümsemeye çok ihtiyaç duyuyor. Bugün bunu herkes burada görüyor. Tekrar herkese çok teşekkür ediyorum ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Aksaray Flamingolar kuluçka öncesi eşleşme için Mamasın Barajında Akdeniz havzasından kuluçka öncesi Tuz Gölü’ne gelmeye başlayan Flamingoların en önemli beslenme ve aynı zamanda eşleşme bölgesi olarak seçtiği Mamasın Barajı bu günlerde özel misafirlerini ağırlıyor. Son günlerde gruplar halinde Mamasın Barajına gelen allı turnalar sesleri ve kanat çırpışları ile görsel şölen oluşturuyor. Tuz Gölü’nü üreme alanı olarak seçen flamingoların Mamasın Barajı ve çevre gölleri beslenme alanı olarak kullandığını belirten Doğaya Kuş Bakışı Derneği Başkanı Fahri Tunç, her yıl binlerce flamingonun kuluçka öncesi Aksaray’daki sulak alanlarda eşleştiğini söyledi. Nisan ayının sonlarına doğru Tuz Gölü havzasına gruplar halinde gelen flamingoların burada kuluçkaya yattığını ifade eden Tunç yaptığı açıklamada her yıl binlerce yavrunun Tuz Gölünde beslenip büyüdüğünü ardından sonbaharda göç ettiğini kaydetti. Yaptıkları gözlemlerde 2024 yılında flamingoların 13 ila 15 bin yavru popülasyonuna ulaşmasını beklediklerini kaydeden Tunç, “İzmir, Antalya gibi sıcak bölgelerden Tuz Gölü havzasında gelen flamingolar üreme ve beslenme için Tuz Gölü’ne yakın sulak alanları seçiyor. Mamasın Barajı bunlardan bir tanesi. Buradan da kuluçka merkezi olan Tuz Gölü içlerine geliyorlar. Bu süreçten sonra yine Tuz Gölü içerisinde hareket eden flamingolar bizim kreş bölgeleri olarak adlandırdığımız yavrularını büyütme ve beslenme alanlarına gidiyorlar” dedi. Dernek olarak flamingolarla ilgili haftalık gözlemler yaptıklarını ifade eden Tunç, 2022 yılında 8 bin 700 olan yavru sayısının 2023 yılında 11 bin 500’e ulaştığını kaydetti. Yaptıkları gözlemlere göre bu yıl büyük bir kuluçka dönemi beklediklerini belirten Tunç, “2024 yılı için 13 bin ila 15 bin arasında bir yavru popülasyonu oluşabilir. Biz doğa gönüllüleri ve Doğaya Kuş Bakışı Derneği olarak flamingoları gözetleyip, koruyup bölgeden sağ salim ayrılması için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Fahri Tunç, Tuz Gölü’nün korunaklı bir alan olması ve besin kaynaklarının burada bolca bulunmasından dolayı halk arasında allı turna olarak adlandırılan flamingoların burayı üreme ve beslenme alanı olarak seçtiğini kaydetti.
Gaziantep "Anneye Süt Bebeğe Can" projesiyle yaklaşık 6 milyon litre süt anne adaylarına ulaştırıldı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 5 yıl önce bebeklerin anne karnında sağlıklı gelişimi için başlatılan “Anneye Süt Bebeğe Can” projesi ile 5 milyon 845 bin 380 litre süt anne adaylarına ulaştırıldı. Erken doğum ile bebek ölümlerinin önüne geçilmesi, anne adaylarının hamilelik döneminde ihtiyaç duyduğu kalsiyumun sağlanması için başlatılan “Anneye Süt Bebeğe Can” projesi büyük memnuniyet oluşturdu. Sosyal belediyecilik anlayışıyla 16 Aralık 2019’da başlatılan projede bugüne kadar 132 bin 747 anne adayına ulaşıldı, 15 bin 395 gebe anneye ise sütlerin dağıtımı devam ediyor. Gaziantepli üreticilerin sütleri şehrin her köşesindeki anne adaylarına ulaştırılıyor Gaziantepli üreticiden alınan sütler, sterilizasyon ve paketleme işlemi sonrası 10 ekip Gaziantep’in tüm ilçeleri ve mahallelerine ulaşarak sütleri anne adaylarına teslim ediyor. Projeden yararlanabilmek için anne adayları Kadın Dostu Kent mobil uygulaması, ALO 153, Beyaz Masa veya 211 12 00 üzerinden 8111-14 dahili numarayı tuşlayarak başvurularını yapabiliyor. Öte yandan anne adayları, Büyükşehir Belediyesi tarafından aile sağlığı merkezlerine bırakılan formları doldurarak da projeden yararlanılabiliyor. “Buradaki temel amacımız prematüre çocukların doğum oranını düşürmek” Proje hakkında bilgi veren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Aksoy, hamilelik döneminde kadınların kalsiyum ihtiyacında ciddi bir artış olduğunu belirterek, “Kalsiyum ihtiyacını karşılayan besinlerin başında da süt geliyor. Kadınların, 9 ay hamileliği süresince her 45 günde bir 12 litrelik süt kolisi evlerine kadar gönderiyoruz. Buradaki temel amacımız prematüre çocukların doğum oranını düşürmek. Hamile kaldıkları takdirde kadınlar hem bizim Kadın Dostu Kent mobil uygulaması üzerinden başvurabiliyor hamile olduğuna dair doktordan belgeyi sisteme entegre ettikleri zaman biz hemen bu kadınlara hamile kadınlara bu desteğimiz sağlıyoruz” dedi. Nurdağı ilçesinin Gökçedere Mahallesi’nde ikamet eden 5 aylık hamile Ümmügülsüm Aydın, üçüncü hamileliği olduğunu aktararak, “Hamilelik güzel gidiyor. Bana 45 günde 1 öyle geliyor süt. Anne içtikçe bebek içiyor yani bebeğe gidiyor sonuçta. Doktorlar da öneriyor” şeklinde konuştu. konuştu. “Ekonomik anlamda çok güzel katkı sağlıyor” Çocuklarına, gelen sütten bazen yoğurt yaptığını da belirten Ümmügülsüm Aydın, “Süt olsun, ayran olsun, yoğurt olsun, güzel oluyor. Ekonomik anlamda çok güzel katkı sağlıyor. Mesela bizim keçilerimiz var ama sütü yok. Ben bu gelen sütlerden alıyorum, içiyorum. Aile ekonomisini rahatlatan bir şey, benim iki çocuğum var ikisi de içiyor. Gaziantep’te Fatma Şahin olduğu için çok çok memnunum. Sürekli kadınlara destek oluyor. Şiddetle ilgili olsun başka şeylerde olsun çalışmalar yürütülüyor. Süte de gelince bizi düşünüyor. Kendisi de bir anne olduğu için anne adaylarını süt gönderiyor” diye konuştu.
Ankara Yabancı öğrenciler ebru sanatı ile tanıştı Erasmus+ değişim programıyla Türkiye’ye gelen 4 farklı ülkeden 9 öğretmen ve 12 öğrenci, Ankara’da Mehmet Özcan Torunoğlu Ortaokulunda ebru sanatı ile tanıştı. Erasmus+ değişim programıyla Japonya, Polonya, Portekiz ve Yunanistan’dan 9 öğretmen ve 12 öğrenci Ankara’ya geldi. Değişim programıyla yabancı misafirler, Türk kültür ve sanatı ile tanışma fırsatı bulacak. Yabancı ortaokul öğrencileri, Türk kültürüne aşina olmak için bir hafta boyunca Mehmet Özcan Torunoğlu Ortaokulu velilerinin yanında kalacak. Değişim programının ilk gününde ise misafir öğretmen ve öğrenciler, ebru sanatını deneyimledi. Türk öğrenciler, yabancı misafirlere ebru sanatının tarihini önce anlattı sonra ise uygulamalı olarak gösterdi. İlk kez ebru sanatı ile tanışan yabancı misafirlerin şaşkınlığı ise yüzlerinden okundu. Bunun yanı sıra yabancı öğrenciler, okulun resim atölyesinde doğayı koruma ve ekolojiye sahip çıkma temalı resimler çizdi. Türk öğrenciler ve yabancı misafirlerin koordineli olarak hareket ettiği etkinlikler bir hafta boyunca devam edecek. Bunun yanı sıra Japonya’dan gelen iki öğretmen, öğrencilere İngilizce eğitimi de verecek. İngilizce öğrenme noktasında farklı modelleri öğrencilere gösterecek olan Japon misafirler, Türk öğretmenler ile bilgi alışverişi yapacak. “Ankara’nın çok güzel bir şehir olduğunu anlatacağım” Erasmus+ değişim programıyla Ankara’ya gelen Portekiz vatandaşı Maria, İHA Muhabirine yaptığı açıklamada, “Ülkelerimizi tanıtan slaytlar sunduk. Yemek zincirini öğrendik. Orman yangınları ile ilgili posterler, kitap ayraçları ve sloganlar hazırladık. Portekiz’e gittiğimde Türkiye’nin ve Ankara’nın gerçekten çok güzel bir şehir olduğunu anlatacağım ve buraya gelmelerini de önereceğim” ifadelerini kullandı. Yunanistan vatandaşı Georce ise “Bugün orman yangınları hakkında bilgiler öğrendik ve ekolojiler ile ilgili çalışmalar yaptık” dedi. “Türk insanları ile tanışmak ve eğlenmek için geldik” Polonya Vatandaşı öğretmen Ursula ise “Burada çok eğlenceli şeyler yaptık. Bizi güzel ağırladığınız için teşekkür ederiz. Türkiye’nin kültürünü öğrenmek, burada güzel aktiviteler yapmak, Türk insanları ile tanışmak ve eğlenmek için geldik” diye konuştu. “Huzur ile barışı öğretmek ve anlatmak” İngilizce Öğretmeni Sakamoto ise “Alanım İngilizce ve İngilizce konuşmayı seviyorum. Bu erasmus projesinde hedeflediğim amaç huzur ile barışı öğretmek ve anlatmak” ifadesini kullandı. Bir diğer Japon öğretmen Yuki Yamano ise yaptığı konuşmada, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenmekte zorlandığına dikkati çekti. “Türk öğrenciler çok eğlenceli” İngilizce öğrenmenin 3 farklı yolu olduğunu belirten Yamano, şunları kaydetti: “Birincisi aktif öğrenmek. Örneğin bakkala gidip kendi içinden düşünmek. İkinci olarak karşılıklı sohbetler yapmak etkili bir yöntem. Çoğu öğrencinin İngilizcesini iyi yönde etkiliyor. Erasmus gibi programlara katılmak da ayrıca faydalı. Erasmus’a geldiğimde öğrencilerin İngilizcesinin ne kadar iyi olduğundan etkilendim. Türk öğrenciler gerçekten çok mutlu ve eğlenceli. Onları gerçekten çok sevdik.” “Çocuklar İngilizceye sarıldı” Erasmus+ koordinatörü Tülay Önder ise yaptığı konuşmada, 13 yıldır bu mesleğin içinde olduğunu belirterek, “Hem öğrencilerimizin hem ailelerimizin İngilizceye olan farkındalığı müthiş artmış durumda. Çocuklarımız bu tür projelere katılmak için İngilizceye sarıldı ve öğrenmek için daha da çaba sarf ediyor” şeklinde konuştu. Yabancı öğrenciler ile Türk çocukları kaynaştırılmaya çalışılıyor Görsel Sanatlar öğretmeni Demet Uçak ise “Sanat kültürlerin buluşmasında çok önemli bir araç. Bizde bu projemiz sayesinde yurt dışından gelen çocuklarımız ile ülkemizin çocuklarını kaynaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.