POLİTİKA - 15 Mayıs 2019 Çarşamba 11:46

Elazığ’ın Maden ilçesiyle ilgili önerge red edildi

A
A
A
Elazığ’ın Maden ilçesiyle  ilgili önerge red edildi

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un başı çektiği 22 vekilin imzasıyla heyelan riski bulunan Maden ilçesiyle ilgili meclise sunulan önerge red edildi.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un başı çektiği 22 vekilin imzasıyla heyelan riski bulunan Maden ilçesiyle ilgili meclise sunulan önerge red edildi.


CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Maden ilçesinde 512 konut ve iş yerinin heyelan riski nedeniyle tahliye edilmesi kararını Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme getirdi. Erol, 22 milletvekilinin imzasıyla ilçede kurulu bakır madeni işletmelerinin özelleştirilmesinden doğan mağduriyetin ekonomiye ve istihdama etkilerinin araştırılması, gereken önlemlerin alınarak yeniden kamu işletmesine dönüştürülmesi amacıyla TBMM’ye önerge sundu. Verilen önerge,diğer partilerin milletvekillerinin oyuyla red edildi.


Partisinin grubu adına söz alan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,“Maden’de yaşanan bir heyelan riski ve süreciyle ilgili geçmiş haftalarda meclisi bilgilendirmiştim. Daha sonra Elazığ’a, Maden’e giderek yerinde de incelemelerde bulunarak orada yaşanan olayla, yaşanan süreçle, vatandaşlarımızın kaygıları, endişeleriyle ilgili bilgileri meclisle paylaşmak için huzurunuzdayım. Bununla ilgili bir araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili önerge vermiş bulunmaktayız. Konunun ciddiyetiyle ilgili, burada ben özellikle MHP ve AK Parti grubuna hitaben bir konuşma yapacağım” dedi.



“Üzerinde siyaset yapılacak bir konu değil”


Konunun siyasi olmadığına vurgu yapan Erol, “Bu, gerçekten, üzerinde siyaset yapılacak bir konu da değil. Bu siyaseten kullanılacak bir malzeme de değil. Eğer öyle olsaydı ben bu konuşmayı mecliste yapmak yerine Maden’deki yürüyüşlere katılır, orada provokatif söylemlerde bulunur ve bir karşıtlık üzerine bir algı yapabilirdim. Ama meclis konuşmamda da daha önce belirtmiştim. Elazığ’a gittiğimizde de başta AK Parti milletvekilimiz Metin Bulut beyi de arayarak, Saadet Partisi’nin, MHP’nin, İYİ Parti’nin il başkanlarını da arayarak Maden’e bir heyet olarak gitmemiz gerektiğini kendilerine ifade ettim ve hep birlikte gittik. Gittik, oradaki vatandaşlarla toplantılar yaptık, sohbetler yaptık, konuşmalar yaptık, kaymakamla, belediye başkanıyla görüştük, sorunların tespitiyle ilgili bilgi alışverişinde bulunduk ve vatandaşın kaygılarının neler olduğunu da tespit ettik. Tabii, siyasetçi olarak herkesin vatandaşın kaygılarıyla ilgili kendi değerlendirmeleri farklı olabilir” diye konuştu.



“İşletmenin hatasından kaynaklı heyelan riski yaşanıyor”


Elazığ’ın köklü tarihinde 3 ilçesinin çok önemli olduğuna değinen Erol, “Mutlaka bütün ilçeler birbirinden önemlidir ama 3 ilçenin kökeni çok tarihi dönemlere dayanan bir dönem. Mesela Palu ticaret merkezinin ve ticaret yolunun kesiştiği bir bölge. Kültürel değerleriyle, kültür varlıklarıyla, ticaretiyle, sosyal ve kültürel yaşantısıyla bölgede bir farklılık gösterir. Keban ve Maden, yer altı kaynaklarının ve zenginliklerinin yoğun olması nedeniyle Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadar sürekli madenler Türkiye ekonomisine ve Osmanlı ekonomisine katkı sağlamıştır. Maden Türkiye’nin Osmanlı Dönemi’nin de en eski 4 belediyesinden biri. Kuruluş tarihini yanlış hatırlamıyorsam 1845’di . Maden Bakır İşletmesini devletin işlettiği dönemde yaklaşık 4 bin, 5 bin kişinin istihdam edildiği, ülke ekonomisine katkı verildiği bir dönemdi ama özelleştirme yapıldıktan sonra bu sayı 150’ye düştü. Maden resmen kendi kaderine terk edildi. Maden’de yaşayan insanlar ekonomik koşullarının iyileşmesinden veya iyi olmasından kaynaklı orada yaşamıyorlar, insanlar ata, dede, baba topraklarına sahip çıkmak için, öldükleri zaman da atalarının toprağa karıştığı topraklarda defnedilmek için yaşıyorlar. Şimdi, orada işletme politikasının yanlışlığından kaynaklı, işte, sayın milletvekilinin de, Elazığ milletvekillerimiz de burada, ben onların da bu konuya gösterdikleri iyi niyete ve bu konudaki çabalarına teşekkür ederim, Elazığ Valisi’nin iyi niyetine ve çabalarına teşekkür ederim. Bu konuda gerçekten hepimiz sorunun ne olduğunu biliyoruz, iyi bir şekilde bir şey yapmak istiyoruz. Ama sorunun çözümüyle ilgili düşüncelerimiz, yaklaşımımız birbirinden farklı. Bence orada yapılması gereken işletmenin hatasından kaynaklı bir mağduriyet ve bir heyelan riski yaşanıyor”ifadelerini kullandı.



“Devlet üzerine düşeni yaptı ama vatandaşın kaygısı var”


510 iş yeri ve konut sahibine tebligat yapıldığını anımsatan Erol,"İlin valisi iki yıl önce orada hafriyat döküm alanını durdurdu ve sanıyorum geçen hafta işletmenin yeni galeri açmasını ve işletilmesini durdurdu. Dün itibarıyla da ilgili bakanlıklara işletme hakkında suç duyurusunda ve soruşturma açılması gerektiği konusunda yazışmalar yaptı. Şimdi, devlet üzerine düşeni yaptı ama burada vatandaşın kaygıları var. Vatandaş diyor ki, ’Ben şimdi nereye gideceğim, yani beş günde evimi nasıl boşaltacağım. Bu benim evimin boşaltılması istenen alanda yeni rezervler var, yeni madenler var, bilinçli olarak ben buradan gönderilmek isteniyorum, taşındırılmak isteniyorum ki bunun altındaki madeni işletme çıkarsın.’ Bu doğru veya değil ama vatandaşın böyle bir kaygısı var. Vatandaşın kaygısını gidermek için, vatandaşın hak gasbına uğramasını engellemek için bu araştırma komisyonunun kurularak Elazığ’da bir inceleme yapılmasında yarar var. Eğer biz yurttaşlarımız için can ve mal güvenliği önleminin alınması, tedbirinin alınmasıyla ilgili siyaseten karar verirsek, istemediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldığımızda hepimiz vicdan azabı duyarız. Türkiye’de genel yaklaşım şudur. Birisine yaşarken çok değer vermezsiniz ama öldükten sonra o sizin gözünüzde çok değerlenir, saygıyla anarsınız. İşte diyelim ki bir bölgede, heyelan veya insanların hayatlarını tehdit eden bir doğal afet gerçekleşecek bir ortamda önceden tedbir almak varken tedbir alınmadıktan sonra orada o afetten kaynaklı can kaybı olduğu zaman biz hemen oraya koşarız, görüntüler veririz, açıklamalar yaparız. Ama burada Maden’de şu anda ciddi bir risk var ve bu riskin temelindeki en büyük neden, işletmenin kar amaçlı yanlış uygulamalarından kaynaklı. Gerekirse devlet orayı kamulaştırılmalıdır, gerekirse devlet orayı yeniden işletmelidir, gerekirse devlet Maden’de yaşayan herkesin mağduriyetini çözmelidir”diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO’da “Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamın Artırılması Projesi” düzenlenen etkinlikle başladı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Bilim Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen AB destekli "Gençlerin Dijital Sektörlerde İstihdamının Arttırılması Projesi" açılışı düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. Diyarbakır Gastro İnovasyon Merkezin’de düzenlenen DTSO Başkanı Mehmet Kaya, DTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Kuruluş Temsilcileri ve Sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Kaya, "Ticaret ve Sanayi Odası olarak kentte işletmelerin büyümesi, yeni girişimlerin kurulması ve daha katma değerli üretim ve hizmet sunumu için insan kaynağının oldukça önemlidir. Bu nedenle kendi kurduğumuz merkezlerde gençlere ve kadınlara yönelik çalışmalara son yıllarda öncelik vermeye başladık” dedi. “Ekonomimiz için oldukça önemli bir avantaj olan gençlerimizin ve kadınlarımızın işgücüne katılımının düşük olması en temel sorunlarımızdan biri” diyen Kaya, “Gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. İşletmelerimiz de son yıllarda artan bir şekilde çalışan bulmakta zorlanıyor. Bunun nedenlerine odaklanmak, çözümler üretmek ve projeler geliştirmek önceliğimiz oldu. Bu kapsamda da Diyarbakır Sanayi Mektebi başta olmak üzere merkezlerimiz bünyesinde eğitimler, farkındalık çalışmaları, etkinlikler düzenliyoruz. Şimdi de işletmeler tarafında eşleştirme, gençler ile bir araya getirmeye odaklanmaya başlayacağız” ifadelerinde bulundu. Genç nüfusun kalıcı işsiz olması, ev genci denilen, görünmeyen, iş aramayan gençlerin sayısında artışın kent için önemli toplumsal ve ekonomik sorunlar barındırdığına değinen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelecek dönemde en çok eğilmemiz ve üzerinde durmamız gereken hususun gençlerimizin iyi eğitim alması, eğitimlerden sonra desteklenmesi ve istihdama aktif ve sürdürülebilir bir şekilde katılması olmalı. Elbette bu sadece oda olarak bizim işimiz değil ve tek başımıza da yapabileceğimiz bir husus değil. Biz iki yıldır farklı işbirlikleri ile bu alanda çalışıyoruz ve hem gençlerin hem de işletmelerin karşılaştıkları sorunları kısıtları daha iyi görüyoruz. Şimdi tüm STK’larımızın ilgili kurumlarımızın ve yerel yönetimlerimizin bu soruna birlikte daha çok odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün aldığımız hibe desteği ile başlattığımız çalışmaları sizlerle paylaştık. Bunları yaparken de yerelde işbirlikleri sağladık. Ben proje süresince işbirliği sağladığımız İŞ-KUR Müdürlüğümüze, Milli Eğitim Müdürlüğümüze, Yenişehir Halk Eğitim Müdürlüğüne, Karacadağ Kalkınma Ajansına, Gençlik ve Değişim Derneğine çok teşekkür ediyorum." Daha sonra konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Faruk Korkmaz, “Genç nüfusumuz ilimiz ekonomisi için en önemli avantajlardan biri. Ancak gençler sürdürülebilir bir şekilde istihdama katılamıyor ve iş aramaktan vazgeçiyor. Bu sorunun çok fazla nedeni var elbette. Önemli yapısal sorunlarımız da var. Ancak yerelde çözümler üretilmesi ve yerel dinamiklerin bu sorunu sahiplenmesi oldukça önemlidir. Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni 2019 yılında açtık. Önceleri yaygın nitelikli eğitimler ile başladık. KOBİ’ler, çalışanlar, kadın girişimciler için 100’ün üzerinde eğitim düzenledik ve yaklaşık 5 bin kişiye ulaştık. 1,5 yıldır eğitimde, istihdamda ve mesleki eğitimde olmayan gençlere yönelik çalışma yapıyoruz. Moda tasarım, aşçı yardımcılığı, barista, yazılım dilleri gibi eğitimler düzenledik ve sonrasında da işletmeler ile nasıl eşleştirebileceğimize bakmaya başladık. Sanayi Mektebi’nde düzenlediğimiz eğitimleri, İŞ-KUR İl Müdürlüğü, Milli İl Eğitim Müdürlüğü, Karacadağ Kalkınma Ajansı, Yenişehir Halk Eğitim Merkezi, Gençlik Değişim Derneği ile yapıyoruz. Şu an Sanayi Mektebinde animasyon, web tasarım, kısa film ve grafik tasarım eğitimlerimiz var” şeklinde konuştu.
İstanbul Bakan Yerlikaya: "Beraberliğimize, kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “İstanbul’un Huzuru, Büyükçekmece’nin Huzuru İftar Buluşması” programına katıldı. Yerlikaya, "Son çırpınışlarını gördüğümüz başta bölücü terör örgütü olmak üzere FETÖ, DHKP-C, MLKP, yani bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “İstanbul’un Huzuru, Büyükçekmece’nin Huzuru İftar Buluşması” programına katıldı. Esenyurt Gökevler Mahallesi’nde bulunan bir otelin davet salonunda düzenlenen programa Bakan Yerlikaya’nın yanı sıra AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç, AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Recep Erol, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, dernek temsilcileri katıldı. Programda Kuran’ı Kerim Tilaveti okunmasının ardından iftar yapıldı. Programda konuşan Bakan Yerlikaya, “Biz seçimin huzur ve güven ortamında olmasından sorumluyuz. Yol arkadaşlarım ile beraber inandığımız hizmetin tecelli etmesi ile ilgili sizlerin karşısında gelip bunları anlatıyoruz. Birileri bundan huzursuz oluyor. Onları huzursuz etmeye de Allah’ın izniyle devam edeceğiz. 14-28 Mayıs seçimini nasıl huzur ve güven ortamında yaptıysak Allah’ın izniyle İçişleri Bakanlığı 600 bin mesai arkadaşımızla bu huzuru da güveni de en güzel şekilde sağlayacağımıza da inancımız tam” dedi. “Bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa biz de onlara düz bakacak değiliz” Terörle mücadelede yapılan faaliyetlerle ilgili konuşan Yerlikaya, “Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren 40 yıldan beri mücadele ettiğimiz ve artık son çırpınışlarını gördüğümüz başta bölücü terör örgütü olmak üzere FETÖ, DHKP-C, MLKP, yani bizim birliğimize, beraberliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize kim yan bakıyorsa Cumhurbaşkanımızdan ve sizlerden almış olduğumuz cesaretle biz de onlara düz bakacak değiliz. Geldiğimiz ilk günden beri istikametimiz, adımlarımız, hukuk, insan hakları dedik ve aynı o şekilde devam ediyoruz ama devletin ve milletin iradesinden daha büyük bir güç yoktur. Biz hükümet ve devlet olarak azim ve kararlılıkla bu tüm terör örgütleri ile ilgili 10 aydan beri ve 21 yıldan beri yaptığımız ve hep üzerine katlayarak gitmiş olduğumuz başarıları Allah’ın izniyle artarak devam ettiriyoruz. Organize suç örgütleri ile mücadele ediyoruz. Bunlar şehir eşkıyaları yani suç işlemekte kibirlenenler. Taptıkları tek şey para. Arkadaşlarıma ‘Şehirde vatandaşlarımızın bildiği, hissettiği bir organize suç örgütü var ve halen siz bunlarla ilgili fiziki, teknik takip, planlı projeli bir iş yapmazsanız sizi orada durdurmam’ diyorum. Benim arkadaşlarım, mülki idare amirleri, illerde valilerimiz, emniyet, jandarma, savcılıklar hep beraber öyle bir uyum içerisinde çalışıyoruz ki 4 Hazirandan bugüne 421 yerel, bölgesel, ulusal, çapta organize suç örgütünü çökerttik götürüp adalete teslim ettik” ifadelerini kullandı. “Huzur yerelden başlar diyoruz" Uyuşturucu ile mücadeleyle ilgili yapılan faaliyetleri de anlatan Bakan Yerlikaya, “Huzur yerelden başlar diyoruz. Bizler polis, jandarma, sahil güvenlik, istihbarat ile beraber suçun her türlüsü ile uğraşıyoruz. İki görevim var benim: Önlemek, yakalamak. Suç işlenmesini önlemek için sahaya iyi basmam lazım. Teknolojiyi kullanmam lazım. İstanbul ve Büyükşehirleri kamera ile donatmam lazım. Sayıyı artırmam lazım. Bunları yapıyoruz. Daha 3 ay evvel İstanbul’a 7 bin polis, 1800’e yakın araç verdik. Günlük trafik devriye sayısı 395 idi. Şu anda bin 296. Şimdilik ve daha bunları artıracağım. Asayiş devriyesi bin 200 küsur idi. 2 bin 400’e çıktı. Evden hırsızlık 2024 Ocak, Şubat, Mart ayında 75 gün günlük Türkiye ortalaması 98’dir. 1 yıl önce 2023’teki ilk 75 günde 162 idi. Çünkü benim polisim öyle bir heyecanla çalışıyor ki. Onlarla gördüğünüz yerde öz çekim yapın. Sözde en büyük baronundan sokaktaki torbacıya varıncaya kadar 10 ayda 120 tona yakın yakaladık. Günlük sahayı çok iyi takip ediyoruz. Sizden yardım istiyorum. Duyduğunuz gördüğünüz, bildiğiniz, hissettiğiniz uyuşturucu temini satışı veya kullanışı ile ilgili bir mesele varsa rica ediyorum. 112’yi arayın çünkü NARVAS diye bir yazılım sistemimiz var ve 3 yıldan beri çalışıyor. Bunun mucidi İstanbul Narkotik Şube. Gelen telefonları tek tek kaydediyoruz. Gördüklerinizi söyleyin bu seferberlik ruhuyla yapılabilecek bir mücadele” diye konuştu. Konuşmasının devamında Bakan Yerlikaya, “Belediye başkanlığı şehrin gelişmesi, güzelleşmesi hemşehrilerin tüm ortak ihtiyaçlarının emanet edildiği emin kişi demektir. Sizin içinizden burayı bilen yukarıya çıktıktan sonra sizi tanımayacak olan değil, kibir yapacak olan da değil, makam verildiği zaman daha tevazu, indiği zamanda çıktığı zamanda aynı duruşta olan birisi. Takım oyunu oynayacak. Teşhisi doğru yapıp tedavisini doğru yapacak. Yaptığı zaman ben ben demeyecek. Biz yaptık diyecek. İyi ki varsınız diyecek. Muhtarlarımıza STK’larımıza hangi vilayetten buraya geldi ve artık Büyükçekmece nüfusuna kayıtlıysa ister 50 yıl önce, ister dün sabah sen benim hemşerimsin sen benim kardeşimsin kucaklaşmasını yapacak. Bizim kardeşimiz Recep Erol tam da böyle birisi” dedi.