GENEL - 21 Şubat 2020 Cuma 10:19

Gönüllüler, çocukların depremin etkisinden kurtulmasına aracılık ediyor

A
A
A
Gönüllüler, çocukların depremin etkisinden kurtulmasına aracılık ediyor

Elazığ’da meydana gelen depremde evleri hasar gören ve çadır kentlerde aileleri ile birlikte yaşamaya başlayan çocuklar, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gönüllü psikososyal destek ekipleriyle etkinlikler yaparak günlerini geçiriyor.

Elazığ’da meydana gelen depremde evleri hasar gören ve çadır kentlerde aileleri ile birlikte yaşamaya başlayan çocuklar, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gönüllü psikososyal destek ekipleriyle etkinlikler yaparak günlerini geçiriyor.


24 Ocak’ta meydana gelen depremin ardından Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında bir çok bakanlık koordinasyonunda depremden etkilenen vatandaşlara yönelik çalışmalar devam ediyor. Evleri hasar gören vatandaşlar için kurulan çadır kentlerde aktif olarak çalışmalarını yürüten ve ailelerle görüşen gönüllü psikososyal destek ekipleri, çocuklara yönelik aktiviteler düzenliyor. Kültür Park’ta kurulan çadır kentte çocuklar, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gönüllülerin düzenlediği etkinliklere katılan çocuklar, deprem psikolojisinden kurtuluyor.


Çadırda ailesiyle birlikte yaşayan depremzedelerden Selami Durmuş, “Depremden sonra kar yağışı oldu, havalar soğudu. Millet mağdur oldu ama yine Allah devletimize zeval vermesin, elinden geldiği kadar mağduriyetleri gidermeye çalıştı. Her şey koordineli bir şekilde işledi. Netice itibariyle çadırdır ve ev kadar sıcak olmaz. Bugün bahar havası ve çok güzel. Millet de havanın keyfini çıkarmaya çalışıyor. Çadırda ve önlerinde , parklarda çocuklarını eğlendirmeye çalışıyorlar. Buradaki gönüllüler de çocuklara bir nebze de olsa depremi unutturmaya çalışıyorlar” dedi.


Güzel havayı görünce çadırının önüne çıktığını belirten Emin Gezen ise “Torunum beni çıkardı. Temiz havayı alıp biraz nefes aldım. Allah devletten razı olsun, her şeyimizi karşılıyorlar” diye konuştu.



"Gönülden birleştirici olabilmek için buradayız"


Depreminin ilk gününden itibaren sahada olduklarını dile getiren gönüllülerden Hakan Andı, “Buradaki depremzede kardeşlerimize, çocuklara çeşitli etkinlikler yaptırmaktayız. Onlara depremin acısını bir nebze de olsan unutturabilmek için onların yüzündeki ve gönüllerindeki tebessüme ortak olabilmek için ve aynı zamanda saçlarımız kadar birlikteliğimiz varken kaşlarımız kadar ayrılıkları konuşma vakti geçmiştir diyerek gönülden ve vicdanen de birleştirici olabilmek için buradayız. Çocukların yüzündeki mutluluğu an ve an yaşamaktayız. Her yaşadığımızda da sabahtan akşama kadar geçen yoğun tempomuz olsa bile tüm yorgunluğumuzu bize unutturmakta. Umut ediyoruz bu yaralar biran önce sarılır. Tüm Türkiye olarak tüm vatandaşlarımızla Elazığ için dua bekliyoruz” şeklinde konuştu.


Türkiye’nin dört bir yanından bir çok gönüllünün deprem bölgesine geldiğini ve kurdukları etkinlik çadırlarında rehabilitasyon çalışmalarını gerçekleştirdiklerini belirten Elazığ Gençlik Merkezi Gençlik Lideri Ferhat Kerem Çiçek’de “ Amacımız, insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu ile genç kardeşlerimize bu rehabilitasyonu sağlamak, onları düşmüş oldukları travmatik durumlardan kurtarabilmek, asıl misyon ve vizyonumuzu yerine getirebilmek. Bunun yanı sıra insani yardımlarımız da devam etmektedir. Tüm çabamız, daha çok psikososyal destek olarak çocuklara indirgediğimiz çalışmalarla bu durumdan hep beraber gönül gönüle kalkmaya yönündedir” ifadelerini kullandı.


Düzenlenen etkinlikler ile eğlenceli vakitler geçirdiklerini ifade eden depremzede çocuklar ise yapılan etkinliklerle güzel vakit geçirdiklerini aktardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.