GENEL - 05 Ocak 2021 Salı 11:40

Şehit Fethi Sekin, şehadetinin 4. yılında kabri başında anıldı

A
A
A
Şehit Fethi Sekin, şehadetinin 4. yılında kabri başında anıldı

İzmir Adliyesi önünde teröristlerle kahramanca mücadele ederek şehit düşen polis memuru Fethi Sekin, şehadetinin 4.

İzmir Adliyesi önünde teröristlerle kahramanca mücadele ederek şehit düşen polis memuru Fethi Sekin, şehadetinin 4. yılında memleketi Elazığ’da kabri başında anıldı.


5 Ocak 2017 tarihinde İzmir Adliyesi’ne saldıran bölücü terör örgütünün militanlarıyla çatışmaya giren, teröristleri etkisiz hale getirip onlarca insanın canını kurtaran polis memuru Fethi Sekin şehit düşmüştü. Kahramanca mücadele edip şehit düşen Fethi Sekin, bugün şehadetinin 4’üncü sene-i devriyesinde unutulmadı. Sekin’in Elazığ’ın Baskil ilçesi Doğancık köyündeki kabrinde anma programı düzenlendi. Program Vali Erkaya Yırık, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları,Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, İl Jandarma Komutanı Albay Ali Yıldız, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Köse , İl Müftüsü Selami Aydın, İlçe Kaymakamı Mahmut Sami Yılmaz, Fethi Sekin’in dayısı Hikmet Kürüm, kurum müdürleri, ilçe protokolü, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Şehit Sekin’in kabri başında İl Müftüsü Aydın tarafından dua edilip, Kur’an-ı Kerim okundu, ardından da karanfiller bırakıldı.


Öte yandan rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavisi süren Şehit Sekin’in babası Mehmet Zeki Sekin ise törene katılamadı.



"Fethi Sekin kardeşimiz Elazığ’ımızın azizliğinin yiğitliğinin sembolüdür"


Bugün Şehit Fethi Sekin’in şehadetinin 4’üncü yılında kabir başında olduklarını belirten Vali Erkaya Yırık, “Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. 5 Ocak 2017’de 1973 yılında Baskil’in Doğancık köyünde başlayan hayatı 44 yaşında gözünü kırpmadan şehadet ile sonuçlandı. Teröristlerin kana bulamak için gelmiş oldukları İzmir Adliyesinde roket atar, el bombaları, uzun namlulu silahlarla saldırı yapan teröristlere sadece bir tabancası ile karşılık koydu. Bu cesareti gösterirken, ben varım derken, çocuklarının yetim kalacağını hiç düşünmedi. Bu milletin Fethi Sekin’leri bitmez. Bu milletin Ömer Halis Demir’leri bitmez. Seyit Onbaşıları, Yahya Çavuşları, Adile Onbaşıları ve nice şehitler bitmediği gibi elbette bitmeyecektir. Fethi Sekin kardeşimiz Elazığımızın azizliğinin yiğitliğinin sembolüdür. Vatan perverliğin sembolüdür. Fethi Sekin kardeşimize sadece Elazığımız değil, tüm Türkiye sahip çıkmıştır. Fethi Sekin bu milletin birliğinin ve beraberliğinin sembolüdür. Türküyle Kürt’üyle Lazı’yla Çerkez’iyle Alevi’siyle, Sünni’siyle aynı nefesin aynı canların parçası olduğunun da sembolüdür. Mekanı cennet olsun. Bu milletin kahramanları bitmez. Çünkü bu ruh aynı ruh” dedi.



"Kahramanlığını dünyaya ilan etti"


Şehit Fethi Sekin’in İzmir Adliyesi’ne saldırı yapılmasını önlediğini dile getiren dayısı Hikmet Kürüm de, “Yüzlerce insanın hayatını kurtardı. Bu vesile ile kahramanlığını dünyaya ilan etti. Canı pahasına kendi çocuklarını geride bırakmıştır. Vatanı ve milleti için şehit olmuştur. Kendisi için ne kadar üzüntü duysak da o kadar onurluyuz” diye konuştu.


Kabirdeki anma programının ardından Fethi Sekin Kültür Merkezi’nde mevlit okutuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Dünyadaki en ölümcül hastalıktan korunmanın yolu egzersiz Kalp hastalıklarının dünyada en çok ölüm olan hastalıkların başında geldiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edileceğinin bilinmesinin önemli olduğunu, düzenli egzersiz yaparak riskleri azaltmanın mümkün olduğunu söyledi. 12-19 Nisan Kalp Sağlığı Haftasında asıl konunun tedavinin anlatılması değil, kalp rahatsızlığı ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin bilinmesinin daha da önemli olduğunu ifade eden Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, kalp hastalıklarının dünyada ve ülkemizde en çok ölüm nedeni, en çok sekel bırakan hastalık grubunda olduğunu söyledi. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özdemir, “Dolasıyla bu hastalıkla mücadele ederken yapmamız gereken şey, hastaları tedavi etmekten ziyade bu hastalığı engellemek için neler yapabiliriz ona vurgu yapmamız lazım. Çünkü çok yaygın bir hastalık, endemik bir hastalık. Bununla mücadelede başarılı olabilmenin yegane yolu hastalığı önlemekten geçiyor. Bunun için yapmamız gereken en önemli birtakım hususlarımız var. Bizim bunu daha önce de müteaddit tekrarladığımız gibi insanlara anlatmamız lazım. Kendi hazırladığımız bir algoritmamız var. ‘YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritması ile hastalara yaklaşmamız, devamlı bunu hatırda tutmamız açısından önem arz ediyor” dedi. “Kalp hastalıkları daha erken yaşlarda görülmeye başlandı” YAŞaSın A, B, C, D, E’ algoritmasını anlatan, kalp hastalıklarına etki eden faktörleri sıralayan Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “İlk faktörümüz yaş. Yaş ilerledikçe kalp hastalığı riski artar. Onun için biz diyoruz ki özellikle riskli hastalar 45-50 yaşından sonra mutlaka kalp kontrolünden geçmesi gerekir. Bu da genç yaşta görülmeyecek anlamına gelmez. Çünkü neden, diğer risk faktörleri de arttı ve hastalık daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. İkincisi şişmanlık, obezite olarak da tarif edilen kilo artışı. Bu da önemli bir kalp hastalığı için risk faktörüdür. Bunun engellenmesi gerekiyor. Üçüncüsü sigara. Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da en önde gelen sebeplerden birisidir. Sigara içim sayısıyla paralel olarak artmakla birlikte az sayıda içmekle risk az olur anlamına gelmez, bırakın içmeyi, içilen ortamda bulunmak bile kalp, damar sağlığı açısından ciddi bir risktir. ‘YAŞaSın’daki 3 temel riskimiz bu” şeklinde konuştu. “Diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek genetik riskini düzenleyebiliriz” Birçok faktörün arasında da genetik risklerinde ön plan da olduğunu belirten Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “A dediğimiz aile öyküsü. Genetik riski bulunan kişilerde kalp hastalığı riski artar. Bu demek değildir ki her hasta yakını ileride hasta olacak anlamına gelmez. Şu açıdan önemli: Eğer biz diğer risk faktörlerini ortadan kaldırabilirsek kişinin genetik riskini düzenleyebiliriz. B basınç, kan basıncı. Kan basıncı da maalesef günümüzde en önde gelen kalp damar sağlığı açısından ciddi, hayatı tehdit eden risk faktörlerinden birisidir. Kendi başına bir hastalık olduğu gibi kalp damar tıkanıklığına etki eden en önemli faktörlerden birisidir. Kan basıncını normal seviyelerde tutmak ki ideal seviye 130/80 mm arasındadır. C ise cinsiyet ve kolesterol. Kolesterol yüksekliği önemli bir faktör. Bu günümüzde çok yaygın bir tartışma olmakla birlikte her kolesterol yüksekliği olan hastaya ilaç başlamak şeklinde değil, bunu öncelikle yaşam tarzında düzeltme olarak kişileri bilinçlendirmek önemli. Cinsiyetteki vurgumuz ise erkekler kadınlara göre daha risk altındadır. Ama menopoz dönemi sonrasında kadınların riski erkeklere eşitlenir” diye konuştu. Sonrasında DD diye niteledikleri diyabet ve diyetle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Diyabet yani şeker hastalığı eşittir kalp damar hastalığı olarak bilinir. O nedenle diyabetik olan hastaları mutlaka erken tedavi etmek hatta diyabet olmadan bu kişilerin hasta önüne geçmek kalp damar hastalığı açısından yine önem arz eder. Diyet de aynı şekilde kalp damar hastalığı için önemli bir faktör. Önerimiz, sebze meyve ağırlıklı beslenmek. Özellikle 3 beyaz diye tarif ettiğimiz şeker, un ve tuzdan mümkün olduğunca uzak durmak, hayvansal gıdaları yemeyin ama azaltmak tarzında önerimiz. Özellikle zeytinyağı tüketiminin arttırılması bu hususta önem arz eder” ifadelerini kullandı. “Kalp hastalığı riskini azaltmak için çok önemli bir tedavi şansı sunar” Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, son olarak E diye nitelendirdikleri emosyonel stres hakkında ise, "Her ne kadar tek başına bir risk kabul edilmese de ciddi bir tetikleyici faktör. Bazen tek başına hiçbir riski olmayan hastalarda kalp krizine sebep olabilecek bir faktör. Onun için emosyonel stresten kişileri uzak tutmak, bununla ilgili tedavi önerilerini vurgulamak önem arz ediyor. Son olarak ve belki daha önemlisi egzersiz. Hareketsiz yaşam günümüzde yine Türk toplumunda oldukça yaygın olan bir risk faktörüdür. Onun için belki diğer risk faktörlerinin bile hepsini düzeltici etkisi olan, buna mümkün olduğu kadar riayet lazım. Neden, çünkü belki de en etkili, en ucuz ve en zararsız tedavi şeklidir. Önerimiz, kişilerin günde en az 45 dakika yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek gibi sporları düzenli her gün yapması. Haftanın beş günü ama ideal olarak her günü yürüyüş en basit uygulayabileceğimiz tedbirlerden birisidir. Biz bunlara ne kadar dikkat eder, bunları ne kadar erken yaşta insanlarımıza anlatırsak ileride kalp hastalığı riskini azaltmak için bize çok önemli bir tedavi şansı sunar” dedi.
İstanbul Arnavutköy’de iki otomobilin çarpıştığı kaza kamerada Arnavutköy’de karşıdan gelen otomobili görmeyen bir sürücüsü, sola doğru dönüş yaptığı sırada kafa kafaya çarpıştı. Kazada 1’i ağır 5 kişi yaralanırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Kaza, saat 10.00 sıralarında Deliklikaya Mahallesi Kayabaşı Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 34 NZ 7609 plakalı araç sürücüsü Burahan Gür sola doğru dönerken karşıdan gelen Şeref Seçkin‘in kullandığı 34 GLU 444 plakalı aracı görmemesi üzerine çarpıştı. İhbar üzerine olay yerine polis sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada, sürücü Burahan Gür, kızı Muhbet T. ve torunu Nisanur T. hafif yaralanırken aynı araçta bulunan Burahan Gür‘ün eşi Güler Gür ağır yaralandı. Kazaya karışan diğer aracın sürücüsü Şeref Seçkin ise hafif şekilde yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla çevrede bulunan hastanelere sevk edildi. Polis ekipleri kaza ile ilgili çalışma başlatırken kaza anı güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Kaza sonrasında olay yerine gelen Deliklikaya Mahallesi Muhtarı Mustafa Borçlanmış, “ Burası Deliklikaya Mahallesi’nin girişi burada sık sık kazalar yaşanıyor. Benim bildiğim kadarıyla Burahan ve eşi Güler’in durumunun ağır olduğunu biliyoruz. Burahan abinin kızı ve torunu da araçtaydı. Onların durumu iyi, eşinin durumu ağır hastaneye kaldırıldı. Biz burada kaldık inşallah durumu iyidir. Diğer araçta sadece sürücü vardı durumu iyiydi” dedi.