- 12 Mart 2019 Salı 18:20

12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü münasebetiyle Erzincan’da program düzenlendi

A
A
A
12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü münasebetiyle Erzincan’da program düzenlendi

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ’nün 98’nci yıl dönümü münasebetiyle Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından program düzenlendi.

12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ’nün 98’nci yıl dönümü münasebetiyle Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından program düzenlendi.


Erzincan Müftülüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Erzincan Valisi Ali Arslantaş, Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, kamu kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.


Saygı duruşunda bulunulmasının ardından okunan İstiklal Marşı ile başlayan programda Erzincan İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Gün, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy ve Erzincan Milletvekili Burhan Çakır birer konuşma yaptılar.


Ardından konuşan Erzincan Valisi Ali Arslantaş, “Türkün Ateşle İmtihanı” diye adlandırabileceğimiz Türk Kurtuluş Savaşının Kahraman Mehmetçiklerimizin insanüstü, destanı mücadelesini oldukça görkemli bir sesle anıtlaştıran İstiklal Marşımızın kabulünün 98. yılını kutluyoruz.


Milletlerin hayatında, savaşta mağlubiyet, esaret, yurt tuttuğu yerden kopma, göç etmek mecburiyeti gibi dönüm noktası teşkil eden buhranlı devreler vardır. Dünya tarihinde satvet ve kudretini ezelden ebede devam ettirebilmiş bir millet görülmemiştir.


Zaman zaman bazı milletler tarih sahnesinde pek parlamış, dünyanın mutlak hâkimi itibarını uyandırmış, fakat saltanatı pek uzun sürmemiştir.


O milletlerde zaman zaman isyanlar, ihtilallerle sarsılmış, sosyal ve iktisadi buhranlarla çalkalanmış, savaşlarda zaferlerin yanında mağlubiyeti onlarda tatmışlardır. Liderin yanında, ona destek olan ilim, fikir ve sanat adamlarının vazifesi ise bu iman gücünü devamlı olarak beslemek ve canlı tutmaktır. Mehmet Akif milletin ıstırabıyla ağlamış, memleketin heyecanıyla çırpınmış Kahraman Mehmetçiği Çanakkale’de destanlaştırmış, milli ve manevi değerleri coşkunlukla işlemiş, milleti manen kuvvetli kılmıştır.


“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.” özgüveniyle tarih sahnesinde var olan bir milletin millî marşının “İstiklal Marşı“ olması son derece tabiidir. Hürriyet aşkı ve Hakk’a olan imanın özellikle vurgulandığı İstiklal Marşı’nda bu değerler yanında bayrak sevgisi; istiklal için yapılan her türlü fedakârlık ve mücadelenin yüceliği; Batı’nın ürkütücü maddi gücüne iman dolu göğsüyle karşı koyan vatan evlatlarının kıymet ve şecaati; şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının kutsallığı; cennet vatan için canların feda edilmesi gerektiği; mabetler ve buralardan yükselen ezanların ebediyen susturulamayacağı ve bu şuur ve azimde olan millet için ebediyen izmihlalin söz konusu olamayacağı ifade edilmiştir. Bu açıdan baktığımızda İstiklal Marşı, Türk milletinin ruhsuzluk, köksüzlük ve zalimlere karşı haykırışının sarsılmaz bir ifadesidir.


İstiklal savaşının hemen öncesindeki buhranlı günlerde kaleme alınmış olan İstiklal Marşımız; Türk Milletinin azminin ifadesi, iman gücünün maddeye olan üstünlüğünün ispatı olan muazzam bir destandır.


Milletimizin şerefli tarihini hatırlatan, istiklalimizi nasıl kazandığımızı, sahip çıkmamız gereken değerlerimizi terennüm eden ve istikbaldeki nesillere ecdadının vaziyetini ve hislerini yazıp dile getiren ümit ve gurur kaynağımızdır.


Bir millet için en karanlık günler o milletin istiklalinin tehlikeye düştüğü günlerdir.


İstiklal Marşı Şairimiz o zor ve karanlık günlerin içinde yaşamıştır. O şartların korkunçluğunu çok iyi bilmektedir.


Bu yaşanan gerçekleri Mehmet Akif “Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim, inan ki, her ne demişsem görüp de söylemişim” dizesiyle dile getirmiştir.


Gerçekten de Mehmet Akif’in kurtuluşa olan inancı o denli güçlüdür ki düşmanın Sakarya Nehrine kadar geldiği, Başkentin Kayseri’ye naklinin bile düşünüldüğü genel bir umutsuzluk ortamında; “Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın/ Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın” Diye haykırabilmiş, umudunu bir an olsun bile yitirmemiştir. Yıllar sonra bir dostu Mehmet Akif’e, bu şiiri niçin Safahata koymadın diye sorar. O da, o benim şiirim değil milletin şiiridir diye cevaplar bu soruyu. Tıpkı marşta Şanlı Bayrağımız için söylediği; “O benimdir, o benim milletimindir ancak” dizesini çağrıştıran bir üsluptur bu.


Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşını yazması Türk Milletinin özgürlük ve bağımsızlık tutkusunu böylesine muhteşem bir söyleyişle anıtlaştırması kutlanmaya değer bir olay, kendisi de sonsuzluğa taşınan bir ozandır.


12 Mart 1921, Mustafa Kemal’in kurtuluş mücadelesinin coşkusunu güçlendiren İstiklal Marşımızın kabul ediliş tarihi olarak Türkiye Cumhuriyetinin görkemli tarihine altın harflerle yazılmıştır.


Milli şairimizin ortaya koyduğu gençlik modeli, hamdolsun şimdi karşımızda. Vatan, millet ve devlet söz konusu olduğunda düşmanın karşısında sıra dağlar gibi durabilen hamiyetli vatan evlatlarımız ülkemizin bekası için büyük bedeller ödedi. Vatan sevgisi, millet yolunda canını seve seve vermek demektir.


Vatan sevgisi mukaddesatı için çırpınan yürekte olur. Burası Anadolu toprağıdır. Gönlü mayalıların yurdudur. Bilmeyen anlayamaz bu duyguyu. Gönül mayası bireyi insan eder, toprağı vatan eder; bezi, ay yıldızlı bayrak eder ve şerefle yücelerde dalgalandırır.


İstiklal Marşı, gelecekte türlü buhranlara tutulduğunda milletimizi ihya edecek kodları barındıran bir bildiridir. Kader, kıvanç ve tasada birliğimizin tercümanı olan Marşımız, milli birliğimizin teminatıdır. Bugün milli birliğimizi bozmaya çalışan şer güçlere karşı milli azmi ve imanı şahlandıran İstiklal Marşımızın her bir mısraını zihnimize, kalbimize kazımalıyız. Ancak bu ruhla bu badireleri atlatabiliriz. Çünkü biz çağları taksim eden, kıtaları yöneten bir ecdadın torunlarıyız. Bu şuurla hareket edersek bastığımız yerleri toprak deyip geçmezsek büyük Türkiye ülkümüze kimse engel olamaz. Hiçbir güç, birliğimizi kardeşliğimizi bozamaz. Başta gençlerimiz olmak üzere hepimiz İstiklal Marşı’nın her bir dizesini iyi anlamalıyız.


Vakar ve haysiyet abidesi Mehmet Akif tarafından kaleme alınan İstiklal Marşımızın kabulünün yıldönümünü coşkuyla kutluyoruz. Aziz milletimizin ittifak belgelerinden biri olan İstiklal Marşı, milletini tanıyan, samimi, fedakâr, mütevazı bir şahsiyetin yoğurduğu dizelerden hâsıl olmuştur. Yediden yetmişe milletin tüm fertlerinin ortak duygularını yansıtan Marşımız, ifade ettiği fikir, gösterdiği hedef ve barındırdığı değerlerle bir marştan öte Türk milletinin şahsiyetini ortaya koyan bir kimliktir, bir mutabakat metnidir.


İstiklal Marşı’nın Kabulü ’nün 98. Yıl dönümünü en içten duygularımla kutluyorum. Bu toprakları vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Cenabı Hak’tan rahmet diliyorum. İstiklal Marşı gibi bu eşsiz eseri bize bırakan Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle minnetle anıyorum.


13 Mart 1992 yılında meydana gelen depremde hayatını kaybeden 651 vatandaşımızı da rahmet ve minnetle anıyorum. ” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından “Mehmet Toprak Oldu” şiiri okunarak, “Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış” türküsü seslendirildi. Daha sonra ise “İstiklal Marşı” oratoryosu katılımcılara sunularak, “Bülbül” şiiri okundu. Akabinde “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı” ile ilgili belgesel ile “İstiklal Marşı’nın Kabulü” isimli tiyatro gösterisi izleyicilere sunuldu. Son olarak İstiklal Marşı’nın, mehteran takımı tarafından söylendiği programda, “Milletin Sesi Mehmet Akif” temalı kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler ise ödüllendirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.