GENEL - 19 Mart 2020 Perşembe 08:12

Erzincan’da yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 12,2

A
A
A
Erzincan’da yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 12,2

Türkiye’de yaşlı nüfus son 5 yılda yüzde 21,9 arttı.

Türkiye’de yaşlı nüfus son 5 yılda yüzde 21,9 arttı. Erzincan’da da yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 12,2 olarak belirlendi.


Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi iken son 5 yılda yüzde 21,9 artarak 2019 yılında 7 milyon 550 bin 727 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2014 yılında yüzde 8,0 iken, 2019 yılında yüzde 9,1’e yükseldi. Yaşlı nüfusun 2019 yılında yüzde 44,2’sini erkek nüfus, yüzde 55,8’ini kadın nüfus oluşturdu.


Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10,2, 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörüldü.


Yaş grubuna göre nüfus oranı, 1935-2080


Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2014 yılında yaşlı nüfusun yüzde 60,9’unun 65-74 yaş grubunda, yüzde 31,4’ünün 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,7’sinin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2019 yılında yüzde 62,8’inin 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,2’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 9,1’inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.


Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti


Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10’u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.


Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan "demografik dönüşüm" sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.


Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi


Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Nüfusun yaşlanması ile ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş, 2014 yılında 30,7 iken 2019 yılında 32,4 oldu. Ortanca yaş 2019 yılında erkeklerde 31,7, kadınlarda 33,1 olarak gerçekleşti.


Nüfus projeksiyonlarına göre, ortanca yaşın 2023 yılında 33,5, 2030 yılında 35,6, 2040 yılında 38,5, 2060 yılında 42,3 ve 2080 yılında 45,0 olacağı öngörüldü.


Yaşlı bağımlılık oranı 2019 yılında yüzde 13,4 oldu


Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2014 yılında yüzde 11,8 iken bu oran 2019 yılında yüzde 13,4’e yükseldi.


Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2023 yılında yüzde 15,2, 2030 yılında yüzde 19,6, 2040 yılında yüzde 25,3, 2060 yılında yüzde 37,5 ve 2080 yılında yüzde 43,6 olacağı öngörüldü.


Türkiye, yaşlı nüfus oranına göre sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı. Nüfus tahminlerine göre 2019 yılı için dünya nüfusunun 7 milyar 604 milyon 656 bin 633 kişi, yaşlı nüfusun ise 703 milyon 711 bin 487 kişi olduğu tahmin edildi. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun yüzde 9,3’ünü yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 34,1 ile Monako, yüzde 28,8 ile Japonya ve yüzde 22,7 ile Almanya oldu. Türkiye, 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.


Yaşlı nüfus oranının en yüksek ve en düşük olduğu 10 ülke


Bir birey 65 yaşına ulaştığında yaşaması beklenen ömür ortalama 17,9 yıl oldu. Hayat Tabloları, 2016-2018 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 78,3 yıl, erkekler için 75,6 yıl ve kadınlar için 81,0 yıl oldu. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.


Türkiye’de 65 yaşına ulaşan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 17,9 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 16,2 yıl, kadınlar için 19,4 yıl olduğu gözlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,2 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,9 yıl iken 85 yaşında 5,9 yıl oldu.


Yaş ve cinsiyete göre beklenen yaşam süresi


Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı fert bulunduğu görüldü. Türkiye’de 2019 yılında toplam 24 milyon bin 940 haneden 5 milyon 629 bin 421’inde yaşlı nüfus olarak tanımlanan, 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin.


Türkiye’de 1 milyon 373 bin 521 yaşlı tek başına yaşıyor


En az bir yaşlı fert bulunan 5 milyon 629 bin 421 hanenin 1 milyon 373 bin 521’ini tek başına yaşayan yaşlı fertler oluşturdu. Bu hanelerin yüzde 75,7’sini yaşlı kadınlar, yüzde 24,3’ünü ise yaşlı erkekler oluşturdu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da Köy Enstitüleri anıldı Antalya Büyükşehir Belediyesi, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84. yıl dönümünde “Cumhuriyet Eğitiminin Yüz Akı Köy Enstitüleri” söyleşisi düzenledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli eğitim merkezlerinden kabul edilen Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84. yıl dönümünde, eski bir Köy Enstitüsü öğrencisi ve 16. Dönem Milletvekili Dr. Sami Gökmen’in konuşmacı olduğu bir söyleşi düzenledi. “Cumhuriyet Eğitiminin Yüz Akı Köy Enstitüleri” başlığı altında yapılan söyleşide, Köy Enstitüleri’nin, Cumhuriyet tarihi ve toplumun gelişimi açısından önemine değinildi ve Köy Enstitüleri’nde ne gibi eğitimler verildiği ile birlikte işleyişi anlatıldı. Söyleşiye, enstitü mezunu öğretmen Nazmi Öner de katıldı. “Cumhuriyetin büyük kazanımı” Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşide Dr. Sami Gökmen, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra söylediği “Asıl savaş şimdi başlıyor” sözünü hatırlatarak, Atatürk ve arkadaşlarının, halkın eğitilmesi için gösterdiği çabadan, bu çabanın sonunda da Köy Enstitülerinin kurulduğunu ifade etti. Gökmen, “1940 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü önderliğinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Tonguç’un çabaları sayesinde köylerde yaşayan ve ilkokul mezunu vasfı taşıyan çocukların Köy Enstitüleri’nde eğitim görüp tekrar yaşadıkları köylere dönerek öğretmenlik yapması amaçlanmıştır. Köy Enstitülerinde, gündelik yaşamdan, Matematik, Türkçe, Fen gibi birçok alanda dersler verilmiştir. Orada yetişen öğrenciler, Cumhuriyet’e büyük katkılar sağlayan insanlar olmuştur” diye konuştu. Söyleşinin ardından, Bülent Ecevit Kültür Merkezi fuayesinde Köy Enstitüleri sergisi açıldı. Sergi, 20 Nisan’a kadar ziyarete açık olacak.
İstanbul Turkcell 30’uncu yılını kutluyor 1994 yılında cep telefonundan ilk ‘Alo’ ile iletişim teknolojilerinde yeni bir dönem başlatan Turkcell, 30’uncu kuruluş yılında yeni hedeflerini açıkladı. Kurulduğu günden bu yana odağına ‘insanı’ koyan şirket, önümüzdeki dönemde telekomünikasyon operatörlüğündeki liderliğini korumayı ve ‘uçtan uca teknoloji sağlayıcısı’ pozisyonunu büyütmeyi hedefliyor. Turkcell 30 yaşında. Şirketin gelecek stratejisinin ana ekseninde ‘yenilikçi teknolojiler’ olduğunu söyleyen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “Nasıl ki 30 yıl önce ‘İnsan İçin Teknoloji’ vizyonuyla ülkemizde yeni bir çağ başlattıysak ve döneminin ötesinde bir strateji ortaya koyduysak; 30’uncu yılımızda da yine bugünün ötesinde bir vizyonla, yeni bir stratejiyle ülkemizin toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişimine katkı sağlayacağız. ‘Uçtan uca teknoloji sağlayıcısı’ pozisyonumuzu daha da büyüteceğiz” dedi. “Her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor” “Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı” yapma kararlılığına sahip olduklarını söyleyen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, 30’uncu yıl iletişimi kapsamında şu ifadelerde bulundu: “Sadece sesli iletişim ve SMS’le başlayan hikayemiz; MMS, WAP, GPRS, EDGE, 3G ve 4.5G teknolojileri ile adım adım ilerledi. Bu ilerlemeye cep telefonlarımızın donanım kabiliyetlerinin sürekli artması ve ekran teknolojilerindeki gelişmeler de eşlik etti. Bu dönüşüm yolculuğunda, sesli iletişim uzun zaman önce tek işimiz olmaktan çıktı. Ekosistemimizde çok değerli şirketler barındırıyoruz. Paycell, TV+, BiP, fizy, lifebox, GAME+, Turkcell Global Bilgi, Turkcell Superonline, veri merkezlerimiz, enerji santrallerimiz ve daha pek çok şirketimizle kişilere ve endüstrilere yenilikçi çözümler sunuyoruz. Milyonlarca insan gibi yüzbinlerce şirket de Turkcell’in güçlü altyapısı ve teknolojisiyle çalışıyor. Türkiye’nin dijital yolculuğunda iz bırakan tarihimize baktığımızda gururla görüyoruz ki; teknolojinin olduğu her yerde Turkcell var, her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor.” “Şirket olarak sadece insanlara hizmet vermiyoruz” Turkcell Grup bünyesinde toplam 56 milyonu aşkın abonesi (bireysel, kurumsal, bağlı cihazlar) olmasına rağmen 84 milyonun tamamının hayatına dokunduklarını aktaran Dr. Ali Taha Koç, “Sim kartı olsun ya da olmasın herkes Turkcell’li olacak, herkesin yolu bir şekilde Turkcell’den geçecek demiştik; bugün görüyoruz ki hizmet verdiğimiz kişi ve kurumlar sadece Turkcell sim kartına sahip olanlar değil. Şehir hastaneleri, havalimanları gibi kritik alanlarda altyapımızdan faydalananlar da otonom sistemlere sağladığımız dijital teknolojilerimizi kullananlar da bizim için Turkcell’li. Uçtan uca teknoloji sağlayıcısı pozisyonumuz sayesinde, Turkcell hattı olsun ya da olmasın artık neredeyse herkes Turkcell’li diyebiliriz” dedi. “Stratejik odak alanları: Veri, enerji, siber güvenlik, yapay zekâ” Dr. Ali Taha Koç, 600 bin kurum ve kuruluşun teknoloji altyapısının, dijital dönüşüm operasyonlarının ve siber güvenliklerinin şirket tarafından sağlandığını belirtti. Dr. Koç, “Tüm bunları yaparken de dijital operatör yetkinliğimize entegre bir biçimde, üretken yapay zekâ teknolojilerini kullanıyor, uydu teknolojilerini test ediyor, kuantum teknolojileri üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’nin lider teknoloji ve sistem entegratörü pozisyonumuzu koruyacak, uçtan uca teknoloji sağlamaya devam edeceğiz. Bütüncül bir bakışla ele aldığımız; Ar-Ge çalışmalarımız, dijital iş servislerimiz, enerji ve bulut bilişim operasyonlarımız, veri merkezi ve siber güvenlik faaliyetlerimiz 30’uncu yılımızın stratejik odak alanları” dedi. Dr. Koç, şirketin 30 yılda Türkiye’ye sunduğu katkıya ve gelecek vizyonuna dair de şu ifadelerde bulundu: “Türkiye’den kazandığımızı Türkiye’ye yatırıyoruz” “30 yıllık tarihimiz boyunca insanımızın ihtiyaçlarında, eğitimden spora, kültür-sanattan sürdürülebilirliğe, her yaş grubundan ve toplumun her kesiminden milyonlarca vatandaşımızın yanında olduk. Üretime dahil olan kadınları, geleceğin parlayan yıldızı gençleri ve başarılarıyla göğsümüzü kabartan sporcuları unutmadık. Ülkemizin küresel arenadaki gücünü artıracak ve toplum için daha faydalı bir dijital gelecek ortaya koyacak yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Müşterimiz olsun olmasın, insanlardan nesnelere, şirketlerden teknoloji ekosistemine ve onlarca sektöre, sosyal sorumluluktan çevresel sürdürülebilirliğe Her yerdeyiz, herkesleyiz, her şeyleyiz... Türkiye’den kazandığımızı Türkiye’ye yatırıyoruz.” Turkcell’in 30’uncu yıl reklam yüzü oyuncu Kerem Bürsin Yeni reklam kampanyasında “Her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor” mesajının altını çizen marka, uçtan uca sağladığı teknolojileri farklı hikayelerle anlatıyor. Kerem Bürsin’in başrolde olduğu ve çekimlerin dört gün sürdüğü filmde, operatörün hayatın her anında olduğu vurgusu yapılıyor. Bireyleri olduğu gibi şirketleri ve sektörleri de birbirine bağladıklarını; akıllı cihazlar, otonom araçlar, şehir hastaneleri, havalimanları gibi markanın görünmediği alanlarda da mobil iletişimin Turkcell’le sağlandığı mesajı veriliyor. Yeni kampanyanın, şirketin 30’uncu yıl stratejisini desteklediğini söyleyen Turkcell Genel Müdürü, Kerem Bürsin’in enerjisiyle şirkete çok yakıştığını ifade etti. “İletişim kampanyamızı sevgili Kerem Bürsin ile başlattık. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Hem kendisi hem de enerjisi Turkcell’e çok yakıştı.” Aksiyon sahnelerinde dublör kullanmayan oyuncu Kerem Bürsin, “Ülkemizin en değerli markalarından Turkcell’in 30’uncu yıl iletişiminin bir parçası olmak benim için çok anlamlı. Teknolojiyi hayatın içinden örneklerle anlattığımız seride bol aksiyonlu ve eğlenceli sahneler izleyeceksiniz. İlk sahneye annemin konuk oyuncu olarak katılması da ayrıca müthiş bir anı oldu bizim için. Şirketin 30’uncu yaşına özel sürprizlerini de yıl boyu yayınlanacak farklı filmlerde göreceksiniz” dedi. Turkcell’den 30’uncu yıl sürprizleri Yapılan açıklamaya göre, 30’uncu yaşını yıl boyu farklı sürprizle kutlayacak olan operatör, müşterilerine pek çok avantaj sağlayacak. Abonelerin paketindeki GB ve dakikalar ikiye katlanırken, gençlere yönelik sinema ve yemek faydası gibi birçok kampanya yıl boyu devam edecek.
Rize Dal Varesanovic: “Ana hedefim Rizespor’la Avrupa kupalarında oynamak” Çaykur Rizespor’un 22 yaşındaki futbolcusu Dal Varesanovic, hedefinin Rizespor ile Avrupa kupalarında oynamak olduğunu söyledi. Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında 21 Nisan Pazar günü saat 13.30’da Başakşehir ile deplasmanda karşılaşacak olan Çaykur Rizespor, hazırlıklarına devam ediyor. Mehmet Cengiz Tesisleri’nde gerçekleşen antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çaykur Rizespor’un golcü oyuncusu Dal Varesanovic, “Başakşehir maçına her maça hazırlandığımız gibi hazırlandık. Onlar da bizim gibi Avrupa için mücadele ediyorlar. Bence 3 puanlık maç değil de 6 puanlık bir maç olacak. Onlar da bizim gibi kazanmak isteyecekler ama biz çok iyi hazırlandık ve kazanmak istiyoruz. Deplasmanda istediğimiz sonuçları alamadık. Taraftarımız geldiği zaman deplasman maçlarında bizim için itici bir güç oluyorlar. Umarım gelirler, İstanbulspor maçında oynadığımız gibi oynayıp 3 puanı alırız. Herkes büyük liglerde mücadele etmek ister. Ben şu anda bireyselden yanı sıra takımın ve kulübün hedeflerine odaklanmış vaziyetteyim. Şu an tek odak noktamız olabildiğince maç kazanmak. İlhan hoca hakkında ne söyleyebilirim ki. Türkiye’de herkes onun hocalık meziyetlerini ve nasıl iyi bir teknik direktör olduğunu biliyor. Sezon başında hiç kimse bu takıma inanmazken, genç oyuncu grubu oluşturdu. Belki de takıma inanan tek kişiydi. Bu takımı kurduktan sonra neler yapabildiğini herkes gördü. Şu anda benim ana hedefim Rizespor’la Avrupa kupalarında oynamak” şeklinde konuştu.
Ağrı Ağrı ve Hatay arasında kurulan kardeşlik köprüsüyle depremzede çocuklar 23 Nisan’da unutulmayacak Ağrı’da eğitim gören öğrenciler, “Seni Unutmadık Kardeşim” projesi ile 6 Şubat depreminden etkilenen Hatay’daki öğrencilere 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle binlerce oyuncak, kitap ve hediyeler gönderdi. Ağrı Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde hayata geçirilen “Seni Unutmadık Kardeşim” projesi ile 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli olan depremden etkilenen çocuklar ve Ağrı’da eğitim gören öğrenciler arasında kardeşlik köprüsü kuruldu. Bu doğrultuda kentte eğitim gören öğrenciler depremzede çocukların yanında olmak amacıyla daha önce depremin yıldönümünde Hatay’daki öğrencilere oyuncak göndermişti. Bu defa 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yine depremzede çocukların yanında olmak isteyen öğrenciler, binlerce oyuncak, kitap ve Hatay’daki öğrencilerin istedikleri hediyeleri kolilere doldurarak Ağrı Valisi Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç ile beraber Hatay’a gönderdi. Ağrı’da bulunan Alpaslan İlkokulunda düzenlenen etkinliğe katılan Ağrı Vasisi Mustafa Koç ve eşi Neslihan Gül Koç, öğrencilerle beraber Hatay’a gidecek oyuncakları tıra yükleyerek Hatay’a uğurladı. Burada açıklama yapan Vali Koç şu ifadelere yer verdi : “Yaklaşık bir buçuk yıl önce 6 Şubat’ta ülkemizin çok büyük bir bölümünü etkileyen çok acı bir deprem yaşadık. Birçok canımızı kaybettik. İnsanları, sevdiklerimizi, akrabalarımızı kaybettik. Ben Adanalıyım ve benim ilimde etkilenmişti. Niğde valisi olduğum dönemde Osmaniye’de koordinatör vali olarak görev almıştım. Hem orada zor durumda olan insanlara yardımcı olma mutluluğu yaşarken oradaki acılara da tanık olma hüznünü yaşamıştık. Şahit olduğumuz asrın felaketi olarak nitelendirilen bu büyük afeti milletimizin asrın dayanışmasına çevirmesine şahit olduk. Bu dayanışma hala devam ediyor. Tabii orada insanlarımız her alanda etkilendiler, öğrencilerimiz de etkilendi. Okullarımız da etkilendi. Zor şartlarda eğitimlerini sürdürmeye çalışan var orda. Ağrı’daki yavrularımız da onlarla bir dayanışma örneği göstermek istediler. Daha önce ilk etapta “Kardeşim Seni Unutmadık" adı altında bir proje hayata geçirilmişti. Bu defa hem 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftası olması nedeniyle Hatay’da daha önce belirledikleri 24 okuldaki 7 bin öğrenci kardeşleriyle kardeş oldular, kardeş okul oldular. Ve onların ihtiyaçları doğrultusunda onlara yaklaşık 5 bin tane hiç kullanamamış oyuncak ve 2 bin tane kitap ve yine onların isteği doğrultusunda çeşitli hediyeleri bugün yavrularımızla beraber uğurlayacağız inşallah. Biz yavrularımıza teşekkür ediyoruz. Kendileri minicik gibi görünse de yürekleri kocaman. Oradaki arkadaşlarına yardımcı olmak, unutulmadıklarını göstermek, dayanışmanın hala devam ettiğini göstermek adına böyle kendilerinden büyük bir sorumluluk örneği alarak büyüklerimize de bizlere de örnek oluyorlar. Biz onlarla gurur duyuyoruz. Allah memleketimize bir daha böyle acılar yaşatmasın.“