POLİTİKA - 13 Eylül 2021 Pazartesi 10:51

MHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın: “İçeride ve dışarıda ayakları yere basan egemen bir devlet olmanın gururunu yaşıyoruz”

A
A
A
MHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın: “İçeride ve dışarıda ayakları yere basan egemen bir devlet olmanın gururunu yaşıyoruz”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Aydın, tamamen bağcıyı dövmeye endekslemiş bir muhalefet anlayışının olduğunu ifade ederek, “İçeride ve dışarıda milli, güçlü, ayakları yere basan egemen bir devlet olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.


MHP Bölge İstişare Toplantısı, Erzincan’ın ev sahipliğinde Ağrı, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Iğdır, Kars, Muş ve Tunceli İl Başkanları, ilçe başkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri, yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla Merkez Spor Salonu’nda gerçekleşti. ’Güçlü Siyaset, Lider Türkiye, Hedef 2023’ temalı toplantı sonrasında İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Aydın muhalefeti eleştirerek, “İçeride ve dışarıda milli, güçlü, ayakları yere basan egemen bir devlet olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi. Aydın açıklamasında şöyle konuştu:


“Milliyetçi Harekât Partisi ülke adına ciddi bir siyaset yapan ulu çınarın adıdır. Dolayısıyla biz enine boyuna düşünüp Türkiye’nin ali menfaatine uygun bir takım projeleri gündeme getiriyoruz, söylem haline dönüştürüyoruz. Ve bunu milletimizle, teşkilatımızla paylaşıyoruz. Bugün de yine 2023 hedefleri doğrultusunda bir ‘Güçlü Siyaset, Lider Türkiye, Hedef 2023’ temalı bir bölge istişare toplantıları sürecine başladık. Başlangıcını Afyon’da, daha sonra birincisini Bursa, ikincisini dün Manisa’da, bugün üçüncüsünü de 12 ili kapsayan Doğu Anadolu’muzun güzide kenti Erzincan’da yaptık. Burada hem teşkilatlarımızla bir araya gelip hem istişare toplantısı, onları dinledik, onlarla birlikte olduk hem de genel merkezimizin 2023 hedefleri noktasındaki öngörüleri nedir bunları paylaştık. Verimli bir toplantı geçti. Teşkilatlar adına malum coğrafya çok geniş, çok sarp ama bütün 12 ilimizin de teşkilat mensupları çıkıp geldiler. Allah hepsinden razı olsun. Önümüzdeki haftalar bu program devam edecek. Ekimin 3’üne kadar devam edecek bir program. Bunları yaptıktan sonrada milletimiz zaten inşallah daha yakın bir şekilde seçmenle temasa geçmeyi planlıyoruz. Şimdi Türkiye’nin bir talihsizliği var. İnanın Türkiye’de gerçek bir muhalefet kaosu var, eksikliği var. Yani muhalefet yapmayı tamamen bağcıyı dövmeye endekslemiş bir muhalefet anlayışı. Burada Cumhur İttifakı olarak biz gerçekten 21. yüzyıla nasıl taşırız, 2053, 2071 gibi gerçekten orta ve uzun vade hedeflerimiz var. Biz buna yönelik bir takım hamleler yapmaya çalışırken muhalefet hala sokakta dolaşıp tezvirat yaymakta, domatesle, soğanla, sarımsakla uğraşmakta. Halbuki millet gerçekten ülke adına yapılanları duymak istiyor. Bu kadar doğal afet yaşıyoruz ama Allah’a şükür hala büyüyen bir ülkeyiz. Uluslararası kuruluşlar deklare ediyor. Yani iki ülkeden biri biziz, gelişen ülkeyiz. Sıkıntılarımız da var, biz onun farkındayız. Bir taraftan da Allah korusun içeride ve dışarıda milli, güçlü, ayakları yere basan egemen bir devlet olmanın gururunu yaşıyoruz. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Ama maalesef birilerine inisiyatifini ipotek etmiş yapıların, muhalefetin bundan pek bir şey anladığının kanaatinde değiliz. Sürekli galebe çalıyorlar. Yani dış siyasette işte İdlib’de şehitlerimiz var. Şimdi İdlib’de ne işimiz var diyor yada Suriye’de ne işimiz var diyor. Allah aşkına Ankara’nın merkezinde patlayan bombaları ne çabuk unuttuk. Eğer bizim savunmamız İdlib’den başlıyor ise genel başkan öyle derdi, bugün de Afganistan için aynı şeyi söylüyoruz. Türkiye’nin güvenliği artık Türkiye sınırları içerisinde değil inanın. Türkiye’nin dışındaki ülkelerde başlıyor. Afganistan’da olmamız gerekir miydi, gerekirdi. Niye çünkü göçü orada tutmak lazım. Orada önlem almak lazım. Orada hamle yapmak lazım. Biz İdlib’de Rusya ile ortak bir devriye programı yaptık. İnanın bir anda göç durdu. Yoksa şu an İdlib’den 1 milyon daha insan gelmişti. Bunları anlayamayan bir muhalefet. Bir taraftan dışarıda, öte taraftan terörle mücadelede çok büyük mesafe katettik. İnsanlarımız sokakta, okulunda, hastanede, caddesinde, kafede oturuyor rahat güvenli bir şekilde gününü gün ediyor. Bunun bir bedeli var mı, var. Mücadele ediliyor büyük masraflar söz konusu. Buna rağmen millet hep İHA, SİHA olarak biliyor ama savunma sanayinde o kadar büyük atılımlar var ki. Helikopter yapımından pilotsuz savaş uçağına varana kadar şu anda 500’ün üzerinde proje büyük bir gizlilikle çok net bir şekilde devam ediyor. Bunlar ülkemiz adına gurur duyulacak şeyler. Peki neden oldu güçlü bir iktidar. Yani pazarlığa açık olmayan. Yani Allah korusun onlar diyorlar ya güçlü parlamenter sistem. Güçlü parlamenter sistem olmaz. Denendi parlamenter sistemle yürümedi. İşte bir takım yapılar sızıyor, transferler oluyor, kandırmalar oluyor, tehditler, şantajlar oluyor ve ülke bir yerlere gidiyor. Bakınız meclis yasamasını yapıyor çok net. Milletvekili, bakan olsaydı işte milletvekili şantajla, tehditle bak bir sonraki seçimde hayır bakanların öyle bir endişesi yok, icraatını yapsın, ülke için ne doğruysa onu yapsın. Şimdi böyle bir erkler ayrımına doğru gittik, güzel şeyler oldu. Pandemiye rağmen, yaşadığımız afetlere rağmen ülke hala büyüyorsa inşallah 2022’de bu ülke ben inanıyorum ki büyük sıçrama yapacak ve 2023’e çok net en büyük sıkıntımız bizim istihdam, gençlerimiz işsiz. Biz bunun farkındayız Cumhur İttifakı olarak ve inanın mesela 15 bin ek öğretmen kadrosu verince ilk tweet’i ben attım. Ben eğitimciyim, o evlatlarımızın sıkıntılarını biliyorum. Dolayısıyla yani ülkenin imkanları biran önce çoğalsın ki çocuklarımıza istihdam olsun, ticaret yapan erbabımıza kredi olsun, yardım olsun, fakir vatandaşa bir katkı olsun, enflasyon düşsün. Bunlar bizim çok ısrarla üzerinde durduğumuz, dile getirdiğimiz şeyler partimizde. Ama maalesef geldiğimiz nokta itibarıyla ne dışarıdaki ne içerideki başarılara bir defa tebrik ederiz, iyi olmuş diyen bir muhalefet anlayışı söz konusu değil. Tam tersine olabildiğince yelpazeyi genişletip, siyasi partilerin sayısını çoğaltıp acaba biz Cumhur İttifakı’nı yüzde 49’lara, yüzde 48’lere çekip de akamete nasıl uğratırızın hesabını yapıyorlar. Ama bu milletin siyasi feraseti çok yüksek, bu tuzağa yüce Türk milleti düşmez Allah’ın izniyle. Görüyor kimin ne kadar samimi olduğunu biliyor, gerekli cevabı da 2023’te verecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Rektör Çomaklı, YÖKAK Başkanı Kocabıçak ile İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Atay’ı ziyaret etti Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Başkent Ankara’da gerçekleşen ve kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin’in de yer aldığı ziyaretler kapsamında Rektör Çomaklı, ilk ziyaretini YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a gerçekleştirdi. Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin rol modeli olan ve birçok üniversitenin de örnek aldığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi hakkında Prof. Dr. Kocabıçak ile bilgi paylaşımında bulundu. Rektör Çomaklı: “Kalite Yolculuğunda Atılması Gereken Tüm Adımları Atıyoruz” Atatürk Üniversitesinin eğitim-öğretim, araştırma ve idari faaliyetlerinin kalite standartlarını yükseltmek adına yapılması gereken tüm çalışmaları dikkatle yerine getirdiklerini aktaran Çomaklı, hayatın pek çok alanında olduğu gibi yükseköğretimin farklı parametrelerinde de çeşitli değişimler yaşandığını söyledi. Araştırma, eğitim-öğretim ve idari faaliyetler başta olmak üzere, yaşanan her değişimin kalite standartlarının da yükseldiğini kaydeden Çomaklı: “Üniversite olarak alana dair yaşanan her değişime titizlikle uymaya gayret gösteriyor ve bu manada atılması gereken tüm adımları atıyoruz” dedi. Bu ve benzeri ziyaretleri sık sık gerçekleştirdiklerini, yapılan görüşmelerin de kurumsal faaliyetlerin son durumunu istişare etme açısından önemli olduğunu aktaran Rektör Çomaklı: “Aynı zamanda bir Araştırma üniversitesi de olan Üniversitemizi en ileri seviyelere taşıma kararlılığı içerisinde çalışmalarımıza temel değerlerimizle ve stratejik hedeflerimizle uyumlu olarak devam ediyoruz. Huzur, güven ve başarıyla tüm paydaşlarımızın kurumsal ilkeler ışığında memnuniyet, aidiyet ve bağlılık duygularını geliştirmeye odaklanmış bir kalite kültürü anlayışı ile çıktığımız kalite yolculuğunda bizlere destek olan YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a ve tüm YÖKAK ailesine teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” diye konuştu. Başkan Kocabıçak: “Atatürk Üniversitesi Önemli Bir İlerleme Kaydetti” YÖKAK’ın kurulduğu günden bugüne Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin belli bir noktaya gelmesine büyük katkı sağladığını, kendilerinin de göreve geldikten sonra bu misyonu yerine getirmek amacıyla yoğun gayret gösterdiklerini aktaran Başkan Kocabıçak ise misafirlerine yükseköğretimi etkileyen süreçler, Kalite Kurulunun çalışma alanları ve değerlendirme yöntemleriyle ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Kocabıçak: “Üniversitelerin kalite standartlarını yükseltmek için yeni politikalar geliştirerek hayata geçiriyoruz. Sürekli iyileşme ve gelişme bilinciyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın Üniversitelerimizi ulusal ve uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşıyacağına inanıyorum. Atatürk Üniversitesi de yapmış olduğu atılımlar ve uygulamaya geçirdiği dönüşüm süreçleri ile önemli bir ilerleme kaydetti. Bu düşüncelerle Rektör Çomaklı’ya nazik ziyareti için teşekkür ediyor, şahsı nezdinde Atatürk Üniversitesi ailesine başarı dileklerimi iletiyorum” dedi. “Kariyer Fuarı, Öğrenci ile Sektör Arasında Köprü Görevi Görüyor” YÖKAK ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisine konuk olan Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Başkan Doç. Dr. Salim Atay ile bir araya geldi. Kurulduğu günden itibaren İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın ilişkiler içerisinde olduklarına dikkat çeken Rektör Çomaklı, özellikle Atatürk Üniversitesi bünyesinde üç kez düzenlenen Bölgesel Kariyer Fuarlarının öğrenciler ile sektör temsilcilerini buluşturma noktasında önemli bir başarı yakaladığını söyledi. Birçok öğrencinin mezun olduktan sonra bu fuarlar aracılığıyla kurdukları bağlantılar ile iş sahibi olduğunu belirten Rektör Çomaklı, böylesine bir imkânın oluşmasına vesile olan İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’a teşekkür etti. Başkan Atay: “Atatürk Üniversitesi, Önemli Statüleri Elde Etti” Atatürk Üniversitesinin başta bulunduğu şehir olmak üzere bölgesi ve ülke yükseköğretimi açısından kıymeti ölçülmez bir değere sahip olduğunu vurgulayan Başkan Atay ise Doğu Anadolu Bölgesini kapsayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Kariyer Fuarının geniş bir kitleye ulaşmasında emeği geçen herkesi yürekten kutladığını söyledi. Bu doğrultuda Atatürk Üniversitesinin “Öğrencilerin En Memnun Olduğu Kariyer Fuarı” ünvanının da sahibi olduğunu hatırlatan Atay: “Öğrencilerin kariyer yolculuklarında onları yalnız bırakmayan ve mezuniyet sonrasında dahi yanlarında olan, hem Araştırma Üniversitesi statüsüne kavuşan hem de kalite sürecine yoğun katkı sunan Atatürk Üniversitesinin bu başarı sürecinin mimari Rektör Çomaklı’ya tüm emek ve gayretleri için teşekkür ediyor, kendisine ve üniversite ailesine çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi.
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.