POLİTİKA - 08 Temmuz 2020 Çarşamba 08:54

Milletvekili Karaman, Başbağlar katliamının 27. yıldönümü münasebetiyle TBMM’de gündem dışı konuşma yaptı

A
A
A
Milletvekili Karaman, Başbağlar katliamının 27. yıldönümü münasebetiyle TBMM’de gündem dışı konuşma yaptı

AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, Başbağlar katliamının 27.

AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, Başbağlar katliamının 27. yıldönümü münasebetiyle TBMM’de gündem dışı konuşma yaptı.


Milletvekili Karaman, konuşmasında şu metne yer verdi:


“Derin bir acımız yüreğimizdeki dinmeyen sızımız Başbağlar katliamının 27. yıl dönümünde tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Her yıl olduğu gibi 5 Temmuz’da da Başbağlar’daydık. Arkadaşım Erzincan Milletvekili Burhan Çakır, Erzincan Valimiz, Erzincan Belediye Başkanımız, CHP Milletvekilleri, Cem Vakfı Başkanı, Kaymakamlarımız, Belediye Başkanlarımız, çevre il ve ilçelerden gelen, acımızı paylaşan dostlarımız, Başbağlar ve çevre köylerden gelen canlarımız. Velhasılı Alevisiyle, Sünnisiyle, Türk’üyle, Kürt’üyle hepimiz Başbağlardaydık. Katliamdan yaralı kurtulan gazi olan Başbağlar köyünün muhtarı Ali Akarpınar, köy dernek başkanı ve köylüleri ile birlikte 27 yıl sonra o günü heran aynı acıyla, heyecanla aynı sarsıntı ve aynı dehşetle yaşıyor. Birliğimiz için bu acıyı unutmamamız ve unutturmamamız gerektiğini devamlı anlatıyordu ve haklıydı. Törenden sonra Başbağlar Şehitliğine gittik. Her mezarı ziyaret ederken Başbağlar’lı kardeşlerim sözü biribirlerinden alıp heyecan ve acıyla anlatıyorlardı. Bu kişiyi yaktılar. Bu kişinin cesedini hiç bulamadık.


Bu babamdı. Bu çok gençti. Bu ana oğul beraberdi diyerek gözyaşlarına boğuluyorlardı. İnanın anlatılan acıları hissetmemek mümkün değil. Üzülmeyin kardeşlerim 83 milyon yanınızda ve sizinledir. Şehit edilenlerin hepsi masumdu. Hiçbir suçları yoktu.


33 kişide Erzincan’ın yiğit evlatları idi. Terör, milli birlik ve kardeşliğimizi bozmak üzerine kurgulanmış en alçak yöntemdir. Bundan 27 yıl önce Erzincan’da terör yine en hain yüzüyle ortaya çıkmıştır. 2 Temmuz günü Sivas’ta sergilenen oyun, 3 gün sonra Başbağlar Katliamı ile devam etmiştir. 5 Temmuz 1993 günü Erzincanın Kemaliye İlçesine bağlı Başbağlar Köyünde gerçekleştirilen menfur katliamın acısı kalplerimizde tazeliğini hala korumaktadır. Bölücü ve karanlık odaklar; akşam namazı esnasında 33 masum vatandaşımızın canına kıymış, bu katliamla birlikte vicdanlar da aynı şekilde derin bir yara almıştır. Maksatları; ülkemizin birliğine ve dirliğine kastetmek olan bölücüler böylesine korkunç bir saldırıyla aziz milletimizi yıldıracaklarını, korkutacaklarını hesap etmişler ama yanılmışlardır. Şu iyi bilinmelidir ki; bu toprakların mayası kardeşliktir. Rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız ebediyete kadar dalgalanacak ve ay yıldızın gölgesinde 83 milyon vatandaşımız huzur, barış ve sükûnet içinde yaşayacaktır. Devletimiz bu katliamı yapanların bugün inlerine girmiş, bu bölücülere yurt içi ve yurt dışında tarihinin en ağır darbesini vurmuştur.


Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlemiş olduğu strateji ile Allaha hamdolsun terörün beli kırılmıştır. Yine Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği kardeşlik hukuku çerçevesinde bölge halkının hakkı korunurken, insanımızı istismar eden alçak terör örgütünün foyası ortaya çıkmıştır. Her rengin ve her meşrebin kardeşliğinin çatısı olan Anadolu’nun hoşgörü ve kardeşlik şehri Erzincan’dır. Dün karanlık planlarla 33 hemşerimizi şehit edenler Türkiye üzerinde mezhepsel, kültürel ve sosyal fay hatları oluşturmak isteyenler sükûtu hayale uğradılar, bundan sonra da uğrayacaklar. Erzincan, şehitler toprağıdır. Erzincan, gaziler toprağıdır. Erzincan, kahramanlar otağıdır. Erzincan, vatan için aşkla çarpan kalplerin sunağıdır. Burada bir özel teşekkürü de son Başbakanımız, Binali Yıldırım beyefendiye etmek istiyorum.


Kendileri, büyük bir hassasiyetle, büyüdüğü topraklarda yaşanan Başbağlar Katliamı konusunda hep duyarlı oldu. O gün yaşanan derin keder ve elemi her sene Türkiye’ye bir kez daha hatırlatarak şehitlerimizin aziz ruhlarına saygıyla sahip çıktı. Kucaklayıcı bir dil ile büyük acıların bir daha yaşanmaması için çaba sarf etti ve bu gayretlerini sürdürüyor. Kendilerine medyun-u şükranız.


Necip milletimiz, yüreklerimizde ölümsüzleşen şehitlerimizden aldığı manevi güçle, hainlerin, bölücülerin ve katillerin karşısında daha dik ve güçlü bir şekilde ayakta duracaktır. Terör ve destekçileri hiçbir zaman bu topraklarda amacına ulaşamayacaktır. Bin yıllık kardeşlik hukukumuzu bozmak isteyenler ne yaparlarsa yapsınlar, hangi alçak yöntemlere başvururlarsa vursunlar, başarısız olmaya mahkûm olacaklardır. Şuna inanıyorum ki hain terör örgütü PKK tarafından köy meydanında diri diri yakılan vatandaşlarımız tarihi bir acının vesikası oldular. Bu hususta bize düşen vazifeler şunlardır. Terörle amansız şekilde mücadele etmek.


Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. terörle en amansız şekilde mücadele edilmiştir. Bu başarılı grafik bugün yükselerek yol almaya devam etmektedir. Farklılıklarımızı çatışma sebebi olarak gösterenlere inat, onları zenginliğimiz olarak kabul etmek. Her türlü şiddete ve terör eylemine karşı; aklı, sağ duyuyu, uzlaşıyı savunmak. Başbağlar için yazılmış bir ağıtta ne güzel ifade edilmiş.


Gelin kulak verelim.


"Sen yıllardır içimizdeki ateş


Kimeydi zararın bilinmez kardeş


Karalar giyinmek bize düşer eş


Başbağlar’ım canda tüten dumansın


Ateşler içinde dimdik duransın


Kırılmış kapılar sönmüş ocaklar


Zalimler zulümde bak doruktalar


Adil hocam ve tüm canlar saftalar


Başbağlar’ım otuz üç kez candasın


Zalimlerin içtikleri kandasın..."


Tıpkı geçmişte başardıkları gibi bugün de terörün yeni kılıflarıyla, her türlü caniliği masum göstermeye çalışan kirli yapılar var. Biz tüm bunlara karşı, Erzincan’ın Başbağlar köyünde de, Libya’nın Trablus şehrinde de, Suriye’nin Halep’inde de, Avrupa’nın göbeğinde de barışı ve insanlığı savunmayı sürdüreceğiz.


33 canımız gitti. 33 kanımız gitti. 33 sevdamız gitti. Babalar, analar, bebekler yitti. Tarihe kan, kana hainlik, hainliğe korkaklık karıştı. Gayretimiz odur ki bir kez daha böyle hadiseler yaşanmasın.


Başbağlar bizim yüreğimizdeki kordur. Yalnızca Erzincan’ı değil Türkiye’deki vicdan sahibi herkesi sarsmıştır. Benim duam odur ki Rabbim ülkemizi ve milletimizi bir daha böylesine büyük acılarla karşılaştırmasın.


Başbağlar’ın acısı acımızdır. Kaybı kaybımızdır. Duaları duamızdır.


Başbağlar katliamını üzerine basa basa söylüyorum, “katliamını”


Çünkü bazı çevreler “Başbağlar olayları” demekte ısrar ediyor, evet Başbağlar Katliamını asla ve kat’a unutmayacak, unutturmayacağız. Başbağlar kalbimizin ortasında yanan ateştir, hiç sönmeyen, dinmeyen soğumayan bir ateş. Erzincan nice zorlukları, doğal afetleri, çileyi en ciddi şekilde yaşamış bir kent olarak, mazisinde böylesine büyük bir kaybı da barındırmaktadır. Bizlere düşen ise bu kaybı gelecek nesillere anlatarak farkındalık oluşturmaktır.


Bu duygu ve düşüncelerle acımızı, derdimizi teslim ettiğimiz Cenab- Allah’tan şehitlerimiz için cennet-i firdevste olmaları niyazını tekrar ediyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kültür merkezi tartışması Antalya’daki Haşim İşcan Kültür Merkezi’ndeki bakımsızlıktan şikayet eden Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, yeni bir video yayımlayarak, protokol gereği binanın dış bakım ve onarımının belediyeye ait olduğunu söyledi. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, Antalya’da Haşim İşcan Kültür Merkezi’ndeki bakımsızlıktan şikayet ederek, video kaydı aldı, “rezalet” diye tanımladığı binanın bakımsızlığından şikayet ederek, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirdi. Başkan Böcek ise Karadağlı’ya cevap vererek söz konusu binanın belediyeye değil Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olduğunu belirtti. Başkan Böcek, Karadağlı’nın bakımsızlıktan şikayet ettiği ve “rezalet” diye tanımladığı binanın bakım, onarım, tamirat ve işletmesinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uhdesinde olduğunu söyledi. Karadağlı’dan yeni video: “Biz kiracıyız, bakım ve onarım belediyeye ait” Yaptığı paylaşımla ilgili oldukça çok yorum geldiğini belirten Tamer Karadağlı, Antalya Haşim İşçan Kültür Merkezi’nin belediyeye ait olduğunu belirterek, “Biz orada sadece kiracıyız. Protokolümüzde, ‘taşınmazda işbu protokol süresince meydana gelmesi muhtemel esaslı yıkım, onarım ve tamir masrafları taşınmaz maliki tarafından, yani belediye. Basit ve kullanıcıların isteğine bağlı bakım, onarım, tadil ve tamirat masraflarıysa bize ait. Kültür ve Turizm Bakanlığı o binada sadece kiracı. Binanın dış bakım ve onarımı sadece ve sadece belediyeye ait. Lütfen protokolü dikkatli okuyun” dedi.
İstanbul Motosiklet sektörüne yeni bir soluk Kurulduğu günden bu yana bulunduğu sektörlere öncülük eden ve yarım asrı aşkın süredir istikrarlı büyümesiyle Kibar Holding, mobilite alanındaki faaliyetlerine yeni şirketi K-RIDES ile devam ediyor. K-RIDES dünyanın köklü motosiklet markalarından Royal Enfield’in global lider olduğu 350cc ve 650 cc aralığındaki orta hacimli Bullet, Classic, HNTR350, Meteor, Continental GT, Interceptor, Super Meteor ve Himalayan modellerini Türkiye’deki motorseverlerin beğenisine sundu. K-RIDES, dünyanın seri üretimde kesintisiz en uzun geçmişe sahip motosiklet üreticisi Royal Enfield ile başlattığı iş birliği kapsamında Bullet, Classic, HNTR350, Meteor, Super Meteor, Interceptor ve Continental GT gibi orta boy 350cc ile 650cc arası motor hacmine sahip modellerinin yanı sıra, motosiklet sektöründe büyük heyecan uyandıran ve merakla beklenen 450cc Himalayan modelini Türkiye pazarıyla buluşturdu. İlk mağazasını Ataşehir Watergarden AVM’de açan K-RIDES, Royal Enfield Türkiye lansmanını Watergarden AVM’deki JJ Arena’da Kibar Holding üst yönetimi, Royal Enfield temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katılımı ile gerçekleştirildi. Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, yurtdışı satışlarındaki güçlü büyümesi ve birbiri ardına gerçekleştirdiği yeni platform lansmanlarıyla dikkat çeken Royal Enfield’i Türkiye’de yakın zamanda kurdukları K-RIDES şirketi ile temsil edeceklerini söyledi. Kayabaşı, motosiklet sektörüne girerken, Royal Enfield gibi güçlü bir ortağın kalitesini ve zamansız tasarımlarını erişilebilir şartlarla sunarak önemli bir adım attıklarını kaydetti. Kayabaşı, “Uzun yıllardır otomotiv ve havacılık sektörüne parça üretimi gerçekleştiren Kibar Topluluğu olarak, son yıllarda mobilite alanında farklı yatırım ve iş birliği fırsatlarını değerlendiriyorduk. K-RIDES ile müşterilerimize en kaliteli ve eksiksiz hizmeti sunmak adına her ihtiyaca cevap verecek yatırımları gerçekleştirmeye devam edeceğiz” dedi. Haluk Kayabaşı: Motorseverlere kapsamlı bir deneyim sunacağız Kayabaşı, K-RIDES aracılığıyla bundan böyle motorseverlere ’erişilebilir, sürdürülebilir lüks ve premium’ ürün ve hizmet götüreceklerini vurgularken, “Ülkemizde son yıllarda artan nüfus ve şehirleşmenin etkisiyle insanlar farklı mobilite seçeneklerine yöneldi. Motosiklet bu anlamda talebin arttığı araçların başında geliyor. Biz de bu dönüşüm karşısında motorseverlerle sınıfının en iyi markalarını bir araya getirme misyonunu üstlendik. K-RIDES aracılığıyla müşterilerimize satış ve satış sonrası hizmetlerin yanı sıra, motosiklet topluluğuna yönelik etkinlikler, deneyim sürüşü, sürüş eğitimleri ve sadakat programları gibi kapsamlı bir deneyim sunacağız. 2024’te katılacak yeni modellerle ürün yelpazemizi genişleteceğiz. Farklı segmentlerde sunacağımız modellerle her türlü beklentiye cevap vermek birinci önceliğimiz olacak” diye konuştu. Royal Enfield’in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Uluslararası Satışlarından Sorumlu Başkanı Arun Gopal ise yaptığı açıklamada, "Türkiye bizim için önemli bir büyüme pazarı, bu nedenle Royal Enfield’ın değerlerini anlayan ve bölgedeki müşteri topluluğu için marka deneyimini geliştirme taahhüdümüzle uyumlu bir ortak seçmeye özen gösterdik. Bu noktada K-RIDES ile çalışmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. İstanbul’da yeni Himalayan 450 ve K-RIDES ile sunduğumuz diğer modellerimize gösterilen ilgiden büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi. Öte yandan, lansmanda öne çıkan modeller, Himalayan, Bullet 350, Classic 350, HNTR 350, Meteor 350, Super Meteor 650, Interceptor 650, Interceptor 650, Continental GT 650 modeller oldu.
İzmir Hamza Dağ: "Basmane Çukuru’nu çözmek bize nasip olacak" Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “Önümüzdeki 5 senelik süreçte çok geç kalmadan Basmane Çukur’unda önemli bir mesafe kat edeceğimizi düşünüyorum. Basmane çukurunu çözmek İnşallah bize nasip olacak” dedi. Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, seçim çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Dağ, seçime 2 gün kala otobüsle kapsamlı bir seçim turu gerçekleştirdi. Güne Kiraz’da başlayan Hamza Dağ, Cumhur İttifakı Kiraz Belediye Başkan Adayı Saliha Özçınar Kutlu ile birlikte seçim otobüsünden hemşehrilerini selamladı. Vatandaşın da yoğun ilgi gösterdiği Hamza Dağ, daha sonra Beydağ, Ödemiş ve Tire ilçelerinde de aynı şekilde seçim otobüsü ile hemşehrilerini selamladı. "Basmane Çukuru’nu çözmek bize nasip olacak" Hamza Dağ, bu ziyaretleri sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamza Dağ, İzmir’in en önemli konularından olan Basmane çukuruna değindi. Dağ, “Bergama’da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) başkanıyla görüştüm. Biliyorsunuz İzmir’in kanayan yaralarından bir tanesi Basmane Çukuru’dur. Bu konuda kendisiyle bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmemiz son derece olumlu geçti. Neler yapabileceğimizi konuştuk. Önümüzdeki 5 senelik süreçte çok geç kalmadan Basmane Çukuru’nda önemli bir mesafe kat edeceğimizi düşünüyorum. Sayın başkan da bu konu da iyi niyetlerini ortaya koydular. Basmane Çukuru’nu çözmek bize nasip olacak. Bunun için çalışacağız” ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, gece saatlerine kadar Bayındır, Torbalı, Menderes, Kemalpaşa ve Konak ilçelerinde de çalışmalarına devam edecek.