SAĞLIK - 02 Aralık 2019 Pazartesi 10:38

Akciğerleri temizleyen besinler

A
A
A
Akciğerleri temizleyen besinler

Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, akciğeri temizleyen besinler konusunda bilgiler verdi.

Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, akciğeri temizleyen besinler konusunda bilgiler verdi.


Sigara-tütün kullanımı, yoğun trafiğe bağlı egzoz dumanı, hava kirliliği gibi birçok toksin maddenin farkında olarak ya da olmayarak ciğerlerimize girdiğini söyleyen Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, “Toksin maddeler zamanla ciğerlerde birikerek çeşitli akciğer sorunlarına, tedavi edilmezse akciğer kanserine kadar neden olabiliyor. Ciğerlerimizi toksinlerden korumanın birinci yolu eğer sigara ve tütün kullanımı varsa bırakmak, sigara ve tütün kullanımı dışındaki sebeplere bağlı toksin birikimi varsa bunu önlemenin yolu ise besinlerden geçiyor” diye konuştu.


Akciğerlerimizi toksinlerden arındırmak, detoks ve antioksidan etki oluşturmak için doğanın bize sunduğu besinleri sofralarımızdan eksik etmememiz gerektiğini dile getiren Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, “Aslında doğru beslenme ve besinler her çeşit hastalıktan korunmanın temelini oluşturur” dedi.


Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, Akciğerlerimizi korumak için gerekli besinleri şöyle sıraladı;


“Zencefil - Zerdeçal: Anti-enflamatuar (iltihap karşıtı) etki gösteren bu baharatlar toksinleri solunum sisteminden uzaklaştırmaya ve ciğerlerin temizlenmesine yardımcı olur.


Sarımsak: Doğal bir antibiyotik olan sarımsak akciğerlerin tam kapasite ile çalışmasını sağlar ve içeriğindeki pek çok antioksidan madde sayesinde akciğer kanserine karşı koruyucu etki gösterir.


Kekik: İçerdiği eterli uçucu yağlar, göğüs tıkanıklığına karşı etkilidir. Öksürük ve üst solunum yolları iltahıbına karşıdır, antibakteriyel özelliği sayesinde bakteri oluşumunu önler.


Siyah havuç: Öksürüğe iyi gelerek balgam söktürücü rol oynar. İçerisindeki vitamin- mineraller sayesinde güçlü antioksidanlardandır ve akciğer kanseri riskini azaltır.


Keçiboynuzu: Toksinlerden arınmada detoks etki sağlar.


Üzüm çekirdeği: İçeriğindeki resveratrol maddesi serbest radikallerle savaşarak ciğerleri korur. Özellikle kanser karşıtı olarak görev alır. Üzüm, çekirdeğini çiğneyerek tüketilmelidir.


Kereviz: Kansorejen maddelerin oluşmasına, akciğerlerde oluşabilecek hastalıklara ve nitrozaminlere karşı koruyucu etki sağlar. Özellikle akciğer kanserine karşı koruyucu etki sağlar.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.