SAĞLIK - 24 Mart 2020 Salı 13:06

Bahar aylarında sebze yemenin önemi

A
A
A
Bahar aylarında sebze yemenin önemi

Dr.

Dr. Fevzi Özgönül, bahar aylarında sebze yemenin önemli olduğunu belirterek, ’’Pek çok sebzede pişirildikten sonra vitamin ve mineral değerinde oldukça ciddi azalmalar meydana gelir’’ dedi.


Mesela C vitamini bakımından zengin brokolinin sadece 3-4 dakika haşlanması veya buharda pişirilmesi C vitamini değerinin yaklaşık %25 azalmasına neden olduğunu anlatan Dr. Fevzi Özgönül, “Daha uzun sürelerde pişirmek ise (10-20 dakika) vitaminin %50’sinin kaybolmasına yol açar. Bu nedenle, vitaminin tam olarak alınabilmesi için sebze ve meyvelerin çiğ ya da çok az pişirilerek tüketilmesi önerilmektedir. Önceden pişirilen ve dondurulmuş olarak satılan sebzeler normal C vitamini değerinin sadece 1/3’ünü içerir” diye konuştu.


Dr.Fevzi Özgönül sözlerine şöyle devam etti; “Bu nedenle özellikle salata şeklinde yenilebilecek sebzeleri pişirmeden tüketmek, meyveleri de taze olarak yemeklerle birlikte yemek, yiyecekler ile birlikte çok daha fazla vitamin almamızı sağlar.


Yemeklerde kullanacağımız sebzelere gelince, İlk baharda yeşil yapraklı sebzeler gözdedir. Marul, ıspanak, maydanoz, fesleğen gibi yeşilliklerin yanında, Havuç, kuşkonmaz, enginar, bakla, bezelye, roka, semizotu, taze sarımsak, biberiye, tere, kekik ve taze soğan sofralardaki yerini alır. Mandalina ve portakal son demlerini yaşarken, muz ve elma sofradaki yerini korumaya devam edecektir. Güneşin yükselmesi ile domates de yenilebilecek sebzeler arasında bulunur. Bahar aylarının en gözde yemekleri arasında bol yeşillik içeren sebze yemekleri önceliklidir. Kesinlikle bezelyeyi, baklayı, kuşkonmazı, Barbunyayı, brokoliyi, karaciğer dostu enginarı haftanın 6 gününe yaymanızı öneririm. Her yemekte kullanacağımız, biber, tere, maydanoz, havuç, güneşten yeterince nasibini almış domates, roka da sofralardan eksik kalmamalıdır Çok kısa süren mevsimi nedeni ile karaciğer dostu enginarın hemen hemen her zerresinden yararlanmak için enginarı pişirirken, ege usulü yaprakları ile birlikte pişirmenizi öneririm. Sadece dip kısmı besleyici olabilir fakat küçük bireylere yapraklarının dip kısımlarını sıyırmayı öğretirseniz, hem burada hapsolan değerli bölümleri midelerine indirdirerek bağışıklık sistemlerine ve karaciğerlerine ekstra destek olurlar. Üstelikte küçük yaşta tutumlu olmayı ve yedikleri yiyeceğin her tarafından yararlanmayı önerirler.


Etli, tavuklu veya kıymalı bezelye de çok güzel bir öğündür. Yanında güzel bir pilavla hem yüksek enerji hem de besleyici bir yiyeceğe kavuşmuş ve bahar aylarındaki canlanmayı vücutlarında yaşamış olurlar.


Bahar aylarında hem protein hem de vitamin mineral almak, vücudun değişen hava koşullarında güçlenmesine de katkı sağlamaktır. Bu yüzden yemeklerde alınacak proteini de eksik etmemeliyiz. Çünkü küçük bireylerin baharda dışarıda oynarken çok miktarda enerjiye ihtiyaçları olacaktır.


Yoğurtlu bakla ve bol domatesli mevsim türlüsü de güzel bir alternatiftir. Bahar aylarında hem çocuklarımızın hem de bizim enerjik olmamızı sağlayan bir diğer önemli besin de, Çiğ olarak tükettiğimiz ve sabah harici ekmeğe alternatif olarak sofralarımızdan eksik etmeyeceğimiz Badem, Ceviz ve Fındık var.


Hem enerji hem omega 3 kaynağı olan bu yemişleri de öğünlerde eksik etmeyelim.


Günümüzde bağırsakların 2. Beyin olarak sıkça konusu geçiyor. Bağırsaklarımızın ve genel olarak sindirim sistemimizin en çalışkan bireyleri Probiyotik bakterilerdir. Bahar aylarını doğa gibi vücudumuzun da yeniden yapılanma ayları olarak değerlendireceksek bu aylarda beslenmenin yanında yediğimiz gıdaların sağlıklı sindirilebilmesi için Probiyotik destekleri de unutmamalıyız. Bir çok probiyotik gıda mesela lahana turşusu, sarmısak, soğan, peynir yoğurt dışında eczanelerimizde bulunan hazır probiyotik takviyeleri de destek olarak tüketebiliriz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunun öğrencilerinin büyük başarısı Kütahya’nın Gediz ilçesinde, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım (Paramedik) bölümü öğrencileri Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde düzenlenen “VIII. TRALLİ Travma Rallisi” isimli yarışmada kupa ve madalyalar kazanarak büyük bir başarı elde ettiler. Türkiye’den 18 üniversite ve 26 ekibin yarıştığı etkinlikte, Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri Gamze Hocaoğlu, Zeki Demirci, Fatma Sayğılı, İlkay Bozkan, Ümran Karakoyun, Betül Sevinç, Çağrı Bedir ve Alime Nur Karaca, 9 yarışma etabının 5 inden ödül kazanmayı başardılar. Öğrenciler yarışmada Motosiklet kazası etabı birinciliği, Tiraj etabı birinciliği, Bilgi etabı ikinciliği, Yüksekten düşme etabı ikinciliği, KBRN-Yanık etabı üçüncülüğü ve tüm etapları içeren toplam kategoride Genel Klasman ikinciliği kazandılar. Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Yusuf Güner ve Öğr. Gör. Dr. Melike Pehlivan yarışma sonrasında öğrencileri tebrik ederek, elde edilen başarıdan duydukları mutluluk ve gururu ifade ettiler. Gediz SHMYO Müdürü ve aynı zamanda İlk ve Acil Yardım programı öğretim elemanı olan Güner; Kütahya’yı ve Gediz’i ulusal arenada çok iyi şekilde temsil etmenin ve adını duyurmanın sevinci içerisinde olduklarını ifade ederken; öğrencilerinin mevcut koşullarda çok iyi çıkardıklarını söyledi. Müdür Güner; “Gediz’de eğitim kalitesini arttırmaya ve Gediz’e değer katmaya devam etmek istiyoruz, bunun sağlanması için daha iyi fiziksel koşullar ve okul binasına ihtiyacımız var. Bu konuda Gedizli kurum kuruluş ve iş insanlarının okulumuza destek vermelerini bekliyoruz. Ben inanıyorum ki Gediz’in kadim halkı ve iş insanları öğrencilerimizin gösterdiği bu başarıdan sonra daha istekli olarak imkanları dahilinde yeni bir okul binasına kavuşma konusunda elinden gelen her desteği verecektir. Öğrencilerimiz de bu sayede Gediz’imizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceklerdir” şeklinde konuştu.
Kütahya DPÜ öğrencilerinden TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda tarihi başarı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Siber Anadolu Toplulukları tarafından Türkiye ve Birleşik Krallık’tan 20 üniversitenin katılımıyla düzenlenen TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda ikinci olarak Türkiye’nin ve dünyanın sayılı üniversitelerini geride bıraktı. Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve Siber Anadolu Toplulukları’nın ortaklığında Ankara’da düzenlenen TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda DPÜ’yü Siber Güvenlik Topluluğu (DPUSEC) üyesi öğrenciler Emre Akay, Meryem Dalgalı, Serkan Özyaman ve Kaan Bıçaklar temsil etti. Aralarında dünyanın önde gelen eğitim kurumları olan Cambridge Üniversitesi, University College London, Imperial College London, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinin de bulunduğu toplam 20 üniversitenin katıldığı CTF (Capture the Flag - Bayrağı Ele Geçir) yarışmalarında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi öğrencileri, 5 bin 510 puanla ikinci olarak önemli bir başarıya imza attılar. Yarışmayı Warwick Üniversitesi öğrencileri 5 bin 570 puanla birinci tamamladı. "Öğrenciler elde ettikleri sonuçla çok önemli bir başarıya imza attı" Öğrencilerin elde ettikleri sonuçla çok önemli bir başarıya imza attığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “ Kütahya Dumlupınar Üniversitesi öğrencilerini TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda elde ettikleri başarıdan dolayı gönülden kutluyorum. Öğrencilerimizin sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda dünyanın en saygın eğitim kurumlarını geride bırakarak elde ettiği bu sonuç, her şeyden önce üniversitemizin bilişim teknolojileri ve siber güvenlik alanındaki öncü rolünü bir kez daha teyit etmektedir” dedi. “Öğrencilerimiz ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etmeye devam edecek” DPUSEC ekibi üyesi olan öğrenciler Emre Akay, Meryem Dalgalı, Serkan Özyaman ve Kaan Bıçaklar’ı, danışman hocalarını ve başarıda emeği geçen tüm akademisyenleri kutlayan Rektör Kızıltoprak, “ Bundan sonraki çalışmalarında kendilerine üstün başarılar diliyorum. İnanıyorum ki DPUSEC ekibi ve onlardan ilham alan tüm öğrencilerimiz, bu başarıları daha da ileriye taşıyarak ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etmeye devam edecektir. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi olarak, bilişim teknolojileri ve siber güvenlik alanlarında öncü rolümüzü sürdürmek için DPUSEC ekibimiz gibi yetenekli öğrencilerimizle ve özverili akademisyenlerimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İzmir Kardeş ülke Azerbaycan’dan İzmir zirvesi Türk ve Azerbaycanlı firmalar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaretin artması için İzmir Ticaret Odasında bir araya geldi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi gerçekleştirildi, İzmir Ticaret Odası ve Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği arasında iş birliği anlaşması imzalandı. "İş Dünyası 100 Yılın Zirvesi İzmir" etkinliği, İzmir Ticaret Odası (İZTO) ile Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği (KOBSKA) iş birliğinde, Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Gelişimi Ajansı (KOBİA) desteği ile düzenlendi. Etkinlikte; İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova ve Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev açılış konuşması yaptı. "Ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacminin 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnunuz" Konuşmasına toplantının, Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı ve Azerbaycan Cumhuriyetinin lideri Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yıl dönümünde düzenlenmesinin derin bir anlam taşıdığını belirterek başlayan İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, “Dost ve kardeş ülke Azerbaycan ile tarihsel olarak çok güçlü bağlara sahibiz. Sosyal ve kültürel yakınlığımızın yanı sıra ekonomik ve ticari alanlarda da kuvvetli bir iş birliğimiz bulunuyor. 2019’da ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi 2.2 milyar dolar iken, aradan geçen 4 yılı aşkın zamanda söz konusu rakamın 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnuniyet duyuyoruz; ancak inanıyoruz ki bu rakam, ülkelerimiz arasındaki potansiyeli tam olarak yansıtmıyor. Bu noktada, birlikte yapabileceğimiz daha çok iş, geliştirebileceğimiz birçok alan olduğu kanaatindeyiz” dedi. KOBİA olarak, Azerbaycan-Türkiye kobileri arasındaki iş birliği potansiyelini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini belirten KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, “Azerbaycan-Türkiye ilişkileri en üst düzeyde ve her yöndeki iş birliği başarıyla gelişiyor. Azerbaycan’ın ana ticaret ortaklarından biri olan Türkiye ile tercihli ticaretin kolaylaştırılması için imzalanan anlaşma kapsamında bazı tarım ve gıda ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin karşılıklı olarak azaltılması sağlandı. Bu kapsamda Türkiye’den partner devlet kuruluşları, iş dünyası dernekleri, girişimciler ve yatırımcılarla yakın işbirlikleri yapılıyor. Son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerinden odalar Azerbaycan’a ziyaret düzenleniyor. Bu toplantılarda KOBİA olarak, iki ülke KOBİ’leri arasında B2B toplantıları düzenlenmesine özel önem veriyoruz” diye konuştu. "Yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz" KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova da, iş dünyası 100 yılın zirvesinin son etkinliğinin İzmir’de gerçekleştiğini vurgulayarak, "İlişkilerin artırılması iki ülke arasındaki iktisadi güce güç katacaktır" dedi. Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari faaliyetlerin gelişmesi ve yatırım fırsatlarının yönlendirilmesi amacıyla KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin faaliyete başladığı açıklayan Alasgarova, "Bu adım, iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirme ve ticari ilişkileri artırma hedefiyle atılmış önemli bir adımdır. Bu gelişme, Türk ve Azerbaycanlı iş insanlarının bir araya gelerek ortak projeler geliştirmesini, ticaretin artmasını ve ekonomik ilişkilerin daha da derinleşmesini destekleyebilir. KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin kurulmasıyla birlikte, her iki ülke girişimcileri arasındaki iş birliği ve yatırım imkanları artacak, bölgesel ticaret ve ekonomik entegrasyon güçlenecek” dedi. 2023 yılının temmuz ayında İstanbul’da faaliyete geçen Azerbaycan Cumhuriyeti Ticaret Temsilciliğinin, Azerbaycan ve Türk iş insanları arasında köprü görevi gördüğüne dikkat çeken Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev, “Azerbaycan olarak 10 ülke ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları sayesinde yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz. Yatırım yapmak isteyen iş insanlarına yönelik; indirimli kredi imkanları, sigorta primlerinde teşvik, su, elektrik, doğal gaz ödemelerinde teşvik veriyor, işgalden kurtulmuş bölgelere ek kaynak sağlıyoruz. Temsilciliğimiz her zaman Türk iş insanlarının yanında olacak” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen ikili iş görüşmeleri bölümünde, 17 Azerbaycanlı firma ve İzmir Ekonomi Üniversitesinin stant açtı. 100’e yakın İzmirli firmanın katıldığı etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi yapıldı.
Çorum Sağlıklı yaşam için dedeler ve torunlar sporda buluştu Çorum’da sağlıklı bir yaşam için çocuklar aile büyükleriyle sporda buluştu. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde çocuklar, dedeleri ve nineleri ile birlikte egzersiz yaptı. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, gözetiminde gerçekleştirilen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, egzersiz faaliyetlerin hem kalp hastalarının üzerindeki olumlu etkileri hem de insan yaşamında önemine dikkat çekildi. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nin kalp krizi geçiren, bypass olan, stent takılan, kalp pili takılan veya kalp kapakçığı değişen hastaların egzersizlerle yaşamlarına devam ettiği bir ünite olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, kardiyak rehabilitasyonun son yıllarda önemi daha fazla bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. “Kalp hastaları egzersiz yapabilir” Geçmişte kalp hastaları için “bu kalp hastası egzersiz yapmasın, iş yapmasın, herhangi bir şey olur” kaygılarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karavelioğlu, “Kalp hastalarının kriz geçirdikten sonra 1-2 hafta sonrasında bile egzersiz yapabilmesinin güvenli olduğunu hem de uzun dönemde ölüm oranlarının azaldığını biliyoruz. Özellikle 1970 ve 1990’larda kalp hastalarının egzersiz yapabileceğine yönelik ivme daha da arttı. Avrupa’da ve Amerika’da kalp hastalarının işe dönüşlerinin de hızlandığını biliyoruz. Bu nedenle Kardiyak Rehabilitasyonu önemsiyoruz. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 40’lı yaşlardan başlayarak 80’le yaşlara kadar egzersiz yaptığımız hastalarımız var” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde burada çocukların aile büyükleriyle birlikte spor yapmalarını istediklerini anlatan Prof. Dr. Karavelioğlu, “Burada dedeler ve ninelerin kendi torunlarıyla egzersiz yapmasını istedik. Sadece çocukluk, gençlik döneminde değil ikinci bahar olarak tanımladığımız ileriki yaşlarda da egzersiz alışkanlığının önemli olduğuna dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenledik. Kardiyak Rehabilitasyon bir ekip işi. Tek bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Fizyoterapistten, kardiyolojisi, fizik tedavi bölümü, kardiyak rehabilitasyon hemşireleri, diyetisyenden psikososyal danışmanımıza kadar büyük bir ekibin ortaya koyduğu özverili bir çalışma bu. Bu nedenle burada görevli ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Merkeze egzersiz için gelen Fatma Doğan, merkezden memnun olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığımız, başhekimimiz Sinan bey ve Yusuf hocamıza bu imkanı bize tanıdıkları için teşekkür ediyoruz. Bu merkezde sosyal bir aktivitemiz oluyor. Bu bizi mutlu ediyoruz. Sağlıklı bir yaşam için egzersiz yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 7 yıla yakındır tedavi gördüğünü anlatan Fatma Tunç da, “Buradaki aktivitelere spor yapıyorum. Burada kendimi zinde hissediyorum. Yapılan aktivitelerle hasta psikolojisinden kurtularak hastalığımızı geri plana atıyoruz. Sporla sağlıkla yaşamımıza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kalp sağlığı ilgili büyük problemlerinin bulunduğunu anlatan Aylin Tura ise, “Oğlumu kaybettikten sonra Yusuf hocamızın büyük desteklerini gördüm. Bugünlere beni getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Spor yapıyorum ve şimdi iyiyim” dedi. Etkinlik sonunda Başhekim Prof. Dr. Sinan Zehir ve Kamu Hastaneleri Hizmet Başkanı Dr. İhsan Demirbaş, programa katılan çocuklarla birlikte pasta keserek günlerini kutladı.