POLİTİKA - 12 Eylül 2021 Pazar 17:30

BBP Genel Başkanı Destici: “Akşener’den hem Türk milleti adına hem de Fatih Sultan Mehmet’in manevi şahsiyetinden bir özür bekliyoruz”

A
A
A
BBP Genel Başkanı Destici: “Akşener’den hem Türk milleti adına hem de Fatih Sultan Mehmet’in manevi şahsiyetinden bir özür bekliyoruz”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Fatih Sultan Mehmet’e benzetmesini Müslüman Türk milletinin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Akşener’den hem Türk milleti adına hem de Fatih Sultan Mehmet’in manevi şahsiyetinden bir özür bekliyoruz" dedi.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Fatih Sultan Mehmet’e benzetmesini Müslüman Türk milletinin kabul etmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Akşener’den hem Türk milleti adına hem de Fatih Sultan Mehmet’in manevi şahsiyetinden bir özür bekliyoruz" dedi. Destici, ayrıca 12 Eylül darbesine zemin hazırlandığını, işin içinde ise ABD’nin olduğunu söyledi.


BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Erzurum Olağan İl Kongresi’nde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Destici, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Fatih Sultan Mehmet’e benzetmesinin bir hata olduğunu ve bu hata nedeniyle özür dilemesi gerektiğini söyleyerek, “Geçtiğimiz hafta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’e benzetmişti. Teşbihte hata olmaz demişlerdir. Fakat burada hata olmuştur. Böyle teşbih olmaz. Bu büyük bir yanlıştır, bu büyük bir hatadır ama bugüne kadar bu hatadan döndüğüne dair bir kelam ağzından duyulmamıştır. Bu benzetmeyi Müslüman Türk milletinin kabul etmesi mümkün değildir. Zulüm 1453’te başladı diyenlerin, PKK’nın ve onun siyasi uzantısı olan HDP’nin, DEAŞ’ın, 10 Aralık hareketinin ve LGBTİ’nin desteğiyle seçilmiş bir belediye başkanıyla cihan sultanı Fatih Sultan Mehmet Han’ı benzetmek olsa olsa büyük densizlik olur. Bu yarın kalkar İzmir Belediye Başkanıyla İzmir’de Yunan’ı denize döken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü benzetirse ne diyeceksiniz? Kaş yapacağım derken göz çıkartmayacaksınız. Akşener’den hem Türk milletine hem de Fatih Sultan Mehmet’in manevi şahsiyetinden bir özür bekliyoruz” dedi.



“Laikliği geçmişte olduğu gibi dinsizlik olarak algılayanlar bunu yapmaya devam ediyorlar”


Destici, Yargıtay’ın yeni hizmet binası açılışında edilen duadan rahatsız olanların laikliği dinsizlik olarak algılamaya devam ettiklerini, bu yüzden duadan rahatsız olduklarını kaydederek, “Yeni adli yıl açıldı. Aynı gün Yargıtay’ın hizmet binası açıldı. Ben de oradaydım. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi tören yapıldı. Adli yıl açılışı töreni bitti, daha sonra kalkıldı yeni hizmet binası önüne geçilip kurdele kesildi. Akabinde Diyanet İşleri Başkanımız dua etti. Birileri hemen zıpladı. Duadan rahatsız oluyorlar. Dua her şeyin başıdır. Biz dilimizden duayı bırakmadık, bırakmayacağız. Duasızların yolu açık olsun. Bu toplumda yaşayıp da bu toplumun inancından, kültüründen nasıl rahatsız olursunuz? Üstelik olayları birbirine karıştırıyorlar. Allah’tan yardım istemenin ne kötülüğü var. Laikliği geçmişte olduğu gibi dinsizlik olarak algılayanlar bunu yapmaya devam ediyorlar” şeklinde konuştu.



“Ya akıl tutulması yaşıyorlar ya da içlerinde öyle bir din düşmanlığı var ki bu açığa çıkıyor”


Balıkesir’in Edremit ilçesinin kurtuluş törenlerinde yaşananların din düşmanlığı olduğunu söyleyen Destici, “Balıkesir’in Edremit ilçesinde yaşanan olay için Allah akıl fikir versin diyorum. Bir din düşmanlığı, kılık kıyafete düşmanlık ancak bu kadar açığa vurulabilir. Bunlar akıllı da değil. Çünkü toplumdan tepki geleceğini dahi hesap edemiyorlar. Bu ülkenin kurtuluş mücadelesinde Nene Hatunlar, Kara Fatmalar, Halime Çavuşlar hangi kıyafeti giydiler? Gerçekten ya akıl tutulması yaşıyorlar ya da içlerinde öyle bir din düşmanlığı var ki bu açığa çıkıyor” açıklamalarında bulundu.



“Darbeye zemin hazırlandı”


Destici, 12 Eylül’de birilerinin darbeye zemin hazırlığını belirterek, “Biz 12 Eylülleri biliyoruz. O günleri yaşadık. Darbeye zemin hazırlandı. Bilerek hazırlandı. Sabah sağcıyı öldüren silahın kurşunuyla öğleden sonra solcu öldürüldü. Bu işin içinde yine ABD var. Darbe olunca ne dediler? ’Bizim çocuklar yaptı’ dediler. Bu ülkenin ekmeğini yiyen nasıl başkanın çocuğu oluyor? O günler zor günlerdi. Rahmetli Muhsin Başkanımız 7.5 yıl hapis yattı. Sonra beraat aldı. Kim bunun hesabını verdi? Kimse vermedi. Gidip başkaları gibi Avrupa mahkemelerinde devletini şikayet etmedi” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’daki polis-hırsız kovalamacasında hırsız kardeşler tutuklandı Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasında yaşanan ve film sahnelerini aratmayan kovalamacada yakalanan hırsızlık şüphelisi 2 kardeş çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesinde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesinde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Emniyetteki sorgularının ardından Aksaray Adliyesine sevk edilen şahıslar çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tokat Tokat’ta deprem sonrası yollarda çatlaklar oluştu: “Ayakta zor durduk” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından, bazı yollarda çatlaklar meydana geldi. Sulusaray ilçe merkezindeki Malum Seyit Tekke Mahallesi ile Buğdaylı köyü arasındaki yollarda beliren çatlaklar dron ile görüntülendi. Tokat’ın Sulusaray ilçesi merkez üssü olan 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından, bazı yollarda çatlaklar meydana geldi. Sulusaray ilçe merkezindeki Malum Seyit Tekke Mahallesi ile Buğdaylı köyü arasındaki yollarda çatlaklar belirdi. Bu durum, bölge halkında tedirginlik oluşturdu. Oluşan çatlaklar nedeniyle, özellikle Buğdaylı köyü yolunda oluşan çatlakla birlikte yolda hafif çökme meydana geldiği gözlendi. Yol kenarındaki istinat duvarları da çöktü. Tekke Mahallesi’nde ise iki farklı çatlak, dron aracılığıyla havadan görüntülendi. “Ayakta zor durduk” Tekke Mahallesi sakinlerinden Kadir Karaman, “Burası Malum Seyit Tekke Mahallesi. Buğdaylı köyü de ileride. Deprem bir anda başladı. Annem içeride babam da balkondaydı. Bir an da böyle beşik gibi sallandı. Ayakta zor tuttuk. Annem patik atak geçirdi. Evden çıkamadı oturdu ağladı. Babamla birlikte annemi zor çıkarttık. Çok kötü oldu. Sizin de gördüğünüz gibi yollar yarıldı. Duvarlar yıkıldı. Evlerin duvarları yıkıldı. Mahallede en az 150-200 metre çatlak oluştu. Gördüğünüz gibi duvar falan da yıkıldı. İstinat duvarı tarlaya uçtu” dedi.
Samsun Hitit Dini Merkezi Nerik’te bulunan esrarengiz tabletler ve eserler Samsun Vezirköprü Oymaağaç Höyüğü’nde Hititlerin kutsal şehri Nerik’te yürütülen kazı çalışmaları sonrasında bulunan çivi yazılı tabletler, en önemli maddi kültür kalıntıları olarak dikkat çekiyor. Uzun soluklu çalışmalar, araştırmalar ve tartışmalar sonucunda Hitit İmparatorluğu’nun kuzey sınırlarında olduğu düşünülen kutsal kent Nerik’in lokalizasyonu kesin olarak Oymaağaç Höyük’te yapılıyor. Samsun’un güneyinde Vezirköprü Ovası’nın ise kuzey bölümünde bulunan ve 200’e 1900 metre ölçülerindeki Oymaağaç Höyük, gerek konumu gerekse de buluntuları ile soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. Höyük’te 20005 ve 2006 yılları arasında yapılan yüzey araştırmaları ile 2007 yılından bugüne kadar devam eden kazı çalışmaları sırasında bulunan 20’nin üzerinde ‘Hititçe çivi yazılı tablet parçası’ en önemli maddi kültür kalıntılarından biri olarak adlandırılıyor. Sadece Nerik’te kullanılan bir teknik hem ahşap hem taştan yapılmış tablet: Dahanga Söz konusu tabletlerde Nerik kentinin adı, Nerik’in tanrıları, Nerik’in Fırtına Tanrısı ve onun eşi Zah(s)apuna ile Haharwa Dağı gibi Nerik’in çevresindeki bölgelerin adları geçiyor. Ayrıca 2 tablet parçasında hem ahşap hem taştan yapılmış bir Dahanga’dan bahsediliyor. Dahanga, henüz bilinmeyen ama sadece Nerik’te bulunan bir mimari unsur olarak merak uyandırıyor. Söz konusu tabletler ve dönemin eserleri Samsun Müzesi’nde ziyaretçiler tarafından da yoğun ilgi görüyor. Höyük’te açığa çıkartılan mimari kalıntılar da Oymaağaç Höyük-Nerik eşitliğini destekliyor. Hattusa’nın eski mabetlerinde benzer bir mabet, kare bir hububat deposu, tipik bir Hitit sur kapısı ve yer altına giden merdivenli su kaynağı Hititt dönemine tarihleniyor. Höyüğün kuzeydoğu tepesinde 40’a 40 metre ölçülerinde kuruluşu Orta Tunç Çağı ve en geç tabakası 2. Suppiluliuma dönemine tarihlenen bir tapınak bulunduğu aktarılıyor. Tapınak hakkında yapılan bilgilendirmede, “Yapının konumu ve buluntularından dolayı Fırtına Tanrısı’nın tapınağı olarak nitelendiriliyor. Buluntular arasında Fırtına’nın sembol hayvanlarından Serri ve Hurri adlı boğaların betimlendiği pişmiş toprak heykelcik parçaları dikkat çekici bulunuyor. Purulliye (bahar) Bayramı ve diğer festivaller sırasında yapılan kilit seyahatlerin bitiş noktası olan Nerik’e gelince bu mabette Fırtına’ya kurbanlar kesilip, çeşitli hediyeler verilmişti. Mabedin avlusunda çok sayıda kalitesinden dolayı günlük kullanımdan ziyade dini amaçlı olduğunu bilinen tek kullanımlık minyatür kap ve tabaklar acıka çıkartıldı” açıklaması bulunuyor. Hititlerin dikkat çeken müzik aletleri Öte yandan, müzede Hititler’in kullandığı müzik aletleri de oldukça dikkat çekiyor. Müzede erken tunç çağına ait bronz çalpara, pişmiş topraktan yapılmış çıngırak ve birçok müzik aleti de sergileniyor. Kullanılan müzik aletleriyle ilgili olarak yapılan bilgilendirmede, “Çivi yazılı belgeler ve görsel arkeolojik materyaller Hititlerin kullandıkları müzik aletleri ve onların yapıldıkları malzemelerle ilgili bilgiler vermektedir. Ayrıca hangi törende hangi çalgıların birlikte çalınacağı ve ayrıntıları da belirtilmektedir. Lir, arp, bağlama gibi telli çalgılar, davul ve tef gibi vurmalı çalgılar, çift borulu ve doğal trompet gibi nefesli çalgılar, çalpara, zil ve sistrum gibi kendinden tınılı çalgılar Hitit yazılı ve görsel belgelerinde yer alan çalgılardır. Anadolu’da en sevilen bölgesel çalgılardan biri olan saz, Hitit Dönemi görsel kaynaklarda da yaygın olarak görülen müzik aletidir” ifadeleri yer alıyor.