GENEL - 07 Ağustos 2019 Çarşamba 13:02

Bu alışkanlıklar dişlere zarar veriyor

A
A
A
Bu alışkanlıklar dişlere zarar veriyor

Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, Ağız ve diş sağlığına zarar veren besinler ve alışkanlıklar konusunda uyardı.

Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, Ağız ve diş sağlığına zarar veren besinler ve alışkanlıklar konusunda uyardı.


Ağız ve diş dokularının sadece beslenmek için değil, beden sağlığımız ve sosyal hayatımız için de çok değerli olduğunu belirten Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, “Bu önemli yapıya gereken özeni göstermemi gerekir. Ağız ve diş sağlımızın iyileştirilmesi ve mevcut sağlığın korunması için dikkat etmemiz gerekenler vardır. Bunların başında kişinin düzenli olarak diş fırçalaması gelmektedir. Diş fırçalamak günde en az 2 kez ve doğru teknik ile yapılmalıdır. Yanlış teknikle diş fırçalamak, aşırı macun kullanımı ile günde üçten fazla yapılacak diş fırçalamakta dişlere zarar verebilmektedir. Hekiminiz tarafından önerildiği durumlarda ara yüz fırçaları ve diş ipi de sizin için gerekli olabilir. Bunların yanı sıra rutin diş hekimi kontrolleri ile diş sağlığınız için büyük bir adım atmış olursunuz. Kontrollerde sadece diş çürükleri değil aynı zamanda fırçalama alışkanlığınız, yeme içme alışkanlıklarınız da değerlendirilir” diye konuştu.


Diş Hekimi Erce Beleçoğlu, bazı besinler ve alışkanlıkların da dişlere zarar verebildiğini belirterek şunları söyledi;


“Sigara ve Tütün Ürünleri: Sigaranın tüm vücuda olduğu gibi ağız dokularına da gözle görülebilir ciddi zararları vardır. Başlıca zararları; diş etlerinden çekilmeler, dişlerde renklenme, ağız kokusu, sayılabilir. İleri problemler ağız içi kanserlerdir. Kişi, kendisi bu durumlardan habersiz olabilir ve semptomlar başladığında geri dönüşsüz bazı sorunlar görülebilir. Ayrıca sigaranın ağız dokularında yapılan tedavilerde iyileşmeyi yavaşlatan, bozan etkisi de vardır.


Diş Sıkma: Dişler günlük bir saat kuvvet almaya programlanmış gibi düşünülebilir fakat bu süre diş sıkan bireylerde günlük on saatleri bulmaktadır. Özellikle uyku sırasında gerçekleşen diş sıkma ile sabah uyanıldığında çene de yorgunluk, dişlerde ağrı semptomları görülebilir. Dişler aşırı kuvvete maruz kalmaktadır ve ömürlerine tamamen bu şekilde devam edemezler. Ertelemeden diş hekiminize gitmeli ve geri dönüşsüz problemler; dişlerde kırıklar, eklem problemleri oluşmadan tedavisini sağlamalısınız.


Asitli, Şekerli Gıdalar: Tükürük dişleri çürükten korur. Koruma mekanizması ağız PH değerini, bakterilerin çürük oluşumunu hızlandırdığı asidik değerlerden uzaklaştırır. Eğer ortamdan ciddi miktarda şeker var ise veya yüksek miktarda asit var ise önceki cümlemden de anlaşılacağı gibi; tükürük buna karşı koyamayabilir. Buna bağlı diş çürükleri hızlı bir şekilde artar. Genellikle dişler arasında ara yüz çürüğü dediğimiz, geç belirti veren diş problemleri ile karşılaşılır. Aynı zamanda asitte fazla maruz kalan dişlerin mine dokularında aşınmalar, ciddi renklenmeler de görülebilmektedir.


Dişlere yanlış yükler yüklemek: Dişlerimiz besinlerin kesilmesi, öğütülmesi için vardır. Şişe kapağı açmak, sert kabuk kurmak, kalem ısırmak, toka ısırmak, iğne ısırmak, buz kırmak için dişlerimiz kullanılmamalıdır. Bunlara bağlı olarak diş kırıkları ile sık sık karşılaşılmaktadır.


Sürekli atıştırmak, fazla tatlı tüketmek: Bu alışkanlık genellikle karyojenik olarak nitelendirilen ve dişler üzerinde çürük oluşumunu hızlandıran besinlerdir. Gün içinde dişler bu besinlere sık maruz kalırsa, sürekli bunları temizlemenizin de mümkün olmayacağını düşünürsek; dişlerinizde çürük ihtimali artacaktır. Aynı şekilde gün içinde düzenli olarak şekerli sakız da dişleri problemlere açık hale getirecektir. Bu beslenme şeklinden kaçınmamız dişlerinizi koruyacaktır.


Sağlıksız Beslenme: Ağız ve diş sağlığı, tüm beden sağılığımız ile bütünsel olarak düşülebilir. Özellikle süt ve süt ürünleri, sebzelerdeki besin değerleri ve vitaminler dişleri korumada çok önemlidir. Yetersiz ve besin kalitesi düşük beslenme dişlerde de uzun vade problemlere açık hale getirecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.