- 30 Temmuz 2021 Cuma 14:27

DEB-SEN Genel Başkanı Kotanlı: “Toplu sözleşme taleplerinin ortaklaştırılması demokratik bir adımdır”

A
A
A
DEB-SEN Genel Başkanı Kotanlı: “Toplu sözleşme taleplerinin ortaklaştırılması demokratik bir adımdır”

Demokrat Büro Çalışanları Sendikası (DEB_SEN) Genel Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, “Bu yıl 6’ncısı yapılacak olan Kamu Çalışanları Toplu sözleşmesinde bir ilkin yaşanmasını ümit ediyoruz.

Demokrat Büro Çalışanları Sendikası (DEB_SEN) Genel Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, “Bu yıl 6’ncısı yapılacak olan Kamu Çalışanları Toplu sözleşmesinde bir ilkin yaşanmasını ümit ediyoruz. 2010 yılında başlayan toplu sözleşmelerde yetkili sendika her defasında masada kendi bildiğini okudu diğer sendikaların taleplerini dikkate almadan Kamu işvereninin karşısına oturdu ve her devasında nakavt oldu 6.Toplu sözleşme masasına sendikaların taleplerini ortaklaştırarak oturacak olmaları olumlu bir gelişme ve kamu işvereninin karşısında güç birliği oluşturacağı kanısındayız” dedi.


Demokrat Büro Çalışanları Sendikası (DEB_SEN) Genel Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı şu açıklamalarda bulundu:


“Kamu-Sen ve Memur-Sen Konfederasyonlarının taleplerini ortaklaştırarak hükümetin karşısında Toplu Sözleşme Masasına oturması olumlu bir adımdır, taleplerinin arasında yüzdelik zamlar yerine kamu çalışanlarının sosyal, ekonomik ve özlük hakları ağırlıklı olmalıdır. Bu yıl ilk kez yapılacak olan Kamu Çalışanları Toplu Sözleşmesi öncesinde Demokrat Büro Çalışanları Sendikası (DEB-SEN) olarak bizim taleplerimizin başında; Sözleşmeli Memur istihdam politikalarına son verilmeli 4/B - 4/C statüsündeki sözleşmeli çalışanlarının kadrolu olarak istihdamı sağlanmalıdır. Devletin asli görevi sözleşmeli personelle yürütülmez Tüm sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi elzemdir. Toplu sözleşmede belirlenecek zam ve oranların gerçekleşen enflasyon oranı yanı sıra milli gelirdeki artış ve ülkenin büyüme oranını da kapsaması gerekmektedir. Antidemokratik ve çağdışı bir anlayışla hazırlanan mevcut Kamu Çalışanları Sendika yasası ve özellikle Toplu sözleşmeleri düzenleyen maddeler İLO ölçütlerinde ve demokratik kriterler doğrultusunda yeniden yapılmalıdır. Çağdaş, katılımcı ve demokratik bir Türk siyaseti için Kamu çalışanlarına siyaset hakkı verilmelidir. Kamu işçisine tanınan siyasete katılma, siyasi partilere üye olma, mesai saatleri dışında siyaset yapma hakkı kamu görevlilerine de tanınmalıdır. Kurumların ulaşım - servis hizmetlerinden faydalanamayan Kamu çalışanlarına günlük illerin toplu ulaşım araç ücretleri göz önünde bulundurularak ulaşım yardımı nakdi olarak yapılmalıdır. Darbe mirası mevcut kıyafet yönetmeliği demokratikleştirilmeli, kılık-kıyafet de kapsamlı yasaklara son verilmeli, 1980 darbesinin izleri silinmelidir Maaşları oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemeler emekli keseneğine dâhil edilerek, emekli olanlarda faydalandırılmalıdır. Talep edilecek zam oranı, özellikle son aylarda elektrikten, doğal gaza kadar vatandaşın zorunlu ve zaruri ihtiyaçlarına yapılan yoğun zamlar neticesinde oluşan zam göstergelerine göre milimize edilmiş makul ve meşru rakamları ifade etmelidir. Öte yandan, kamuda ’eşit işe eşit ücret’ ayarı olarak lanse edilen fakat çoğu kamu çalışanını mağdur eden 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiyelerin ödenmesine tekrar devam edilmelidir. Anayasa Mahkemesi 666sayılı KHK anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Memur Sen ve Kamu Sen toplu sözleşme öncesi Demokratik bir ilke imza attılar umuyor ve diliyoruz ki sonucu Kamu çalışanları lehine olumlu sonuçlansın. Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yıl dönümünde, 2023 te, bugünkünden çok farklı, çok daha kalkınmış, barış ve refah dolu bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olmuş Türkiye’mizde memurlar üzerindeki anti demokratik siyaset yapma siyasete katılma yasağının kaldırılarak, demokratik bir adım atın. Yasaklardan kurtulmuş siyasete katılım sağlamış memurların siyasete ve yönetime kalite getireceğini göreceksiniz. Devletin olmazsa olmazları sayılan kamu çalışanları üvey evlat muamelesinden usandı. Atamalarda terfilerde Liyakatin esas alındığı bir toplu sözleşme olsun Unutulmasın ki birçok makama atanırken mağdur edilenlerin hakkı mutlaka sizlerden bu dünyada olmasa da ahrette sorulacaktır. Memur artık aldatılmak istemiyor şeffaf dürüst sendikacılık istiyor. Sendika yöneticilerinin sendikayı kullanarak bazı makamlara sınavsız oturmaları kamu çalışanlarını sürgünle tayinle tehdit edilmeleri ya da bize üye ol kadronu değiştirelim yalanları ile nereye kadar sendikacılık yapılır anlamak mümkün değil. Bazı sendikacıların size kadro alacağız kadronuzu değiştireceğiz yalanlarına bu toplu sözleşmede imzalanacak bir mutabakatla son verilmesini temenni ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Komşusunu öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde beraber alkol içtiği komşusunu nişanlısına küfür ettiği iddiasıyla tüfekle vurarak öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 21 Haziran 2023’de Durhasan Mahallesi’ndeki ağaçlık alanda meydana geldi. İddiaya göre, İsmail Kütük (54) ile Erdem D. (35) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Erdem D., pompalı tüfekle İsmail Kütük’e ateş etti. Kurşunlar vücuduna isabet eden Kütük, olay yerinde yaşamını yitirdi. İlçe Jandarma Komutanlığına giderek teslim olan Erdem D. ise tutuklandı. Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Erdem D., maktulün ailesi ve taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanığın jandarmaya verdiği ilk ifadesinde maktulün annesine yönelik küfür ettiğini söylediği, ancak mahkeme huzurunda ise nişanlısına yönelik küfür ettiğini beyan ettiğini belirtti. Sanığın suçtan kurtulmaya ve tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik çelişkili ifade verdiği göz önüne alındı. Bu sebeple sanık hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası talep edilirken, tahrik indirimi ise uygulanmaması istendi. Mahkeme heyeti, avukatların süre talebi üzerine sanığın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Maktulün nişanlısına küfür ettiğini iddia etmişti Sanık ilk celsede verdiği ifadesinde, "Maktul ile beraber alkol içiyorduk. İsmail Kütük müstakbel eşi hakkında çirkin sözler söyledi. Hamile nişanlım hakkında, ’O çocuk senden değildir, çocuğun kimden olduğu belli değil’ diyerek nişanlıma küfür etti. Söyledikleri karşısında İsmail’e karşı çıkınca yüzüme tükürüp küfür etti, tokat attı. Yerde duran tüfeği kendisine doğrultum. İsmail tüfeğin namusunu tutarak ’Beni mi vuracaksın?’ diyerek küfür etti. Aramızda arbede oldu, tüfeği doğrulttuğumda elim tetikteydi ve tüfek patladı. Neresine isabet ettiğini hatırlamıyorum. Yere düşmeyince yine bana saldıracak düşüncesiyle 2 kez daha tetiğe bastım. Sonra olay yerinden uzaklaştım" ifadelerini kullanmıştı.