KÜLTÜR SANAT - 23 Mayıs 2022 Pazartesi 10:42

Doç.Dr. Aydemir padişahların tiyatro sanatıyla ilişkilerini anlattı:

A
A
A
Doç.Dr. Aydemir padişahların tiyatro sanatıyla ilişkilerini anlattı:

Doç.

Doç.Dr. Bünyamin Aydemir, Osmanlı padişahlarının Batılı tarz olarak bilinen Modern Türk Tiyatrosunun kuruluşundaki etki ve işlevlerini anlattı.


Erzurum Kitap Fuarında düzenlenen konferansta özellikle 19. Yüzyıldaki padişahların modern Türk Tiyatrosunun inşaasına doğrudan etki ettiklerini söyleyen Aydemir, “onların izinleri, destekleri, yardımları, katkı ve kazanımları olmasaydı modern Türk Tiyatrosunun inşaası o dönemde mümkün olmayacaktı” dedi.


Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Bünyamin Aydemir’in, padişahların sayesinde Modern Türk Tiyatrosunun kurulabildiğinin altını çizdiği konferansta Osmanlı’nın Batı tarzı sahne sanatlarıyla ilişkisi 3 temel döneme ayırıldı.


Esin, İnşa ve İhya Dönemleri


Aydemir bu dönemlerin ilkinin “esinlenme” dönemi olduğunu, bunun ise padişahlar III. Selim ve II.Mahmud zamanlarını kapsadığını, diğer iki dönemin ise “inşa” ve “ihya” adlarıyla anılan Abdülmecid, Abdülaziz ve Abdülhamid zamanlarını içerdiğini söyledi.


Doç.Dr. Aydemir konferansta şunları söyledi; “Kuşkusuz Osmanlı’nın Batı ile teması doğrudan Saray aracılığıyladır. Hemen her alan için geçerli olan bu durum modern Türk Tiyatrosunun inşa süreci için çok daha katidir. Özellikle 17. yüzyıldan itibaren padişahların direktifleri doğrultusunda Avrupa ülkelerine gidip buralardaki Batılı yaşam tarzını ve yönetim sistemini kaleme aldıkları sefaretnamelerle saraya aktaran Türk elçileri aynı zamanda yazdıklarıyla Batı tarzı sanat anlayışının tanınmasını sağlamışlar; bu tanışma ise Batılı Türk Tiyatrosunun temel esin kaynaklarının başında yer almıştır. Elçilerin Avrupa’daki tiyatrolara gidip batı tarzı sahne gösterilerini keşfetmeleriyle başlayan Türk Tiyatrosunun Batılılaşma sürecindeki sebepler silsilesi, III. Selim ve II.Mahmud dönemi ile hızlanan Batıyı tanıma ve Batıya yönelimler akabinde Avrupalı çok sayıda tiyatrocu ve tiyatro grupların da Osmanlı topraklarına gelmeleri, hatta yerleşmeleri ile farklı bir boyut kazanmıştır. Karşılıklı ilişkiler sonucunda ortaya çıkan bu durum artık saray efradı ile halkın doğrudan Batı tarzı tiyatro uygulamalarıyla yüzleşmesini, dolayısıyla esinlenme sürecinden artık inşa ve ihya dönemlerine geçişi gerektirdi.


3a Dönemi


Modern Türk Tiyatrosunun inşa ve ihyası “3A dönemi” olarak nitelediğimiz Abdülmecid, Abdülaziz ve Abdülhamid dönemlerini içerir. Üç padişahın özel ilgileri, sevgileri, eğilimleri, yardım, destek, teşvik ve yönlendirmeleri modern Türk tiyatrosunun daha kuruluş aşamasında ilk altın çağını yaşamasına yol açmıştır.


Modern Tiyatronun Gerekleri: Sahne ve Metin


İlkin Batı tiyatrosu ile Geleneksel Türk Tiyatrosunun iki temel farkı bu dönemlerde giderildi. Bu iki fark Batı tiyatrosunun metne dayalı olması ve oyunların sahnede (tiyatro salonu) sergileniyor olmasıydı. Modern tiyatronun koşulu olan bu iki temel kaide üç padişahın döneminde etkin bir şekilde yerine getirilmiştir”.


Türk Tiyatrosunda İlkler Dönemi


Doç.Dr. Aydemir Padişahların modern Türk Tiyatrosuna yapmış oldukları yenilik ve dönüşümlerden bazılarını da şöyle sıraladı:


“Modern Türk Tiyatrosu adına neredeyse tüm ilkler, yenilikler ve köklü değişimler hep bu dönemde gerçekleşmiştir. Bunlardan bazıları şöyle:


İlk dramatik metnin yazılması, ilk Türkçe oyun metninin yazılması, ilk bir oyunun Türkçeye çevrilmesi, ilk Türkçe sahne eserinin canlandırılması, ilk Türk ve müslüman oyuncuların sahneye çıkması, ilk Türk ve müslüman tiyatro gruplarının oluşması; ilk devlete ait tiyatro binalarının kurulması, ilk özel tiyatro salonlarının kurulması, bunların saray tarafından doğrudan maddi desteklerle ayakta tutulması, sarayda ve özel tiyatrolarda Batı ayarında nitelikli prodüksiyonların sahnelenmesi, halkın batılı sahne sanatlarıyla ilk kez karşılaşmaları.


Tiyatro Diplomasinin de Temel Dinamolarındandı


Bu arada Padişahların modern Türk Tiyatrosunun esin, inşa ve ihya süreçlerindeki etkinliklerine ilişkin yapılacak çıkarımlardan bir diğeri de Osmanlı’nın tıpkı Avrupalı ülkeler gibi sahne sanatlarını diplomasinin ve uluslararası ilişkilerin araçlarından biri haline getirmeleri ve bunun bir devlet kültürü haline gelmesi durumudur. Bu o dönemki diplomasinin temel dinamolarından biriydi”.


Doç.Dr. Aydemir konferans sonrasında okuyucularıyla buluşup kitaplarını imzaladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uçurumun kıyısındaki türbeye ziyaretçi akını Sivas’ta uçurumun kıyısında bulunan, Peygamber Efendimizin sancaktarlarından Abdulvahap Gazi hazretlerinin türbesi, Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğradı. Sivas’ta Yukarı Tekke mevkiinde uçurumun kıyısında bulunan, Abdulvahap Gazi hazretlerinin türbesi Ramazan ayında ziyaretçi akınına uğradı. Türbenin ziyaretçilerinden Kemal Baklacıbaşı, türbede yatan zatın büyük bir zat olduğunu belirterek, “Abdulvahap Gazi büyük bir zattır. Peygamber efendimizin sancağına nail olmuş çok değerli bir insan. Buraya gelmenin maneviyatı çok farklı, huzur veriyor. Geldiğimde huzur içinde oluyorum.” Dedi. Erdal Polat ise, “Mübarek Abdulvahap Gazi hazretlerinin camisi ve türbesindeyiz. Kendisi burada şehit düşmüş. Tekke dediğimiz bu yerde yatmaktadır. Her cuma buraya geliyorum. İnsan buraya gelince huzur buluyor” dedi. Abdulvahap Gazi kimdir? Kültür Bakanlığı kayıtlarına göre Abdulvahap Gazi, Emeviler döneminde yaşamış ve İslam kuvvetleriyle Anadolu seferine katılmış ünlü bir ordu komutanıdır. Taberi ve İbnü’l Kesir, Abdulvahap Gazi’nin 731 yılında şehit düştüğünü belirtir. Abdulvahap Gazi, Battal Gazi’nin ve Ahmet Turan Gazi’nin silah arkadaşıdır. Abdulvahap Gazi’nin Sivas’tan başka İznik, Elazığ ve Bayburt’ta da türbe ve makamları bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin sancaktarı Rivayetlere göre Abdulvahap Gazi, Peygamber Efendimizin sancaktarıdır. Peygamber Efendimize ait mübarek emanetleri Malatya’ya gidip Battal Gazi’ye teslim etmiştir. Daha sonra Battal Gazi ve Ahmet Turan Gazi, Anadolu’yu İslamlaştırmak için birlikte hareket etmişlerdir. Abdulvahap Gazi, Soğuk Çermik yakınlarındaki bir savaş sırasında Ahmet Turan Gazi ile birlikte şehit düşmüş; sel sularına kapılarak kaybolmuştur. Daha sonra görülen bir rüyanın ardından bedeni bulunarak, Yukarı Tekke’de uçurumun kenarında defnedilmiştir.
Artvin Trafik kazasında hayatını kaybeden İHA Artvin eski muhabiri son yolculuğuna uğurlandı Artvin’de önceki gün meydana gelen kazada hayatını kaybeden İHA Artvin eski muhabiri Tolga Gül son yolculuğuna uğurlandı. Kaza, Çarşamba günü merkeze bağlı Oruçlu köyünde saat 18.00 sıralarında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, 34 FZJ 841 plakalı Dacia Duster aracın sürücüsü gazeteci Fatih Tüysüz’ün (37), Yusufeli’nden Artvin’e dönüş yolunda iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otomobil yol kenarında bulunan kayalara çarptı. Çarpmanın etkisiyle sürücü ve yanında bulunan İHA’nın Artvin eski muhabiri Tolga Gül (48) yaralandı. Hastane kaldırılan Gül, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hayatını kaybeden gazeteci Gül için bugün veda töreni düzenlendi. Bir dönem Artvin Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapan Gül’ün cenazesi veda töreni için cemiyetin önüne getirildi. Burada yapılan veda töreninde meslektaşları fotoğraf makinesi, kalem, bilgisayar, gazeteler ve Trabzonspor bayrağı ile Gül’ün tabutunu karşıladı. Gül, cenaze namazının kılınması için Merkez Camii’ne götürüldü. Gözyaşları içerisinde kılınan cenaze namazının ardından gazeteci Gül, aile kabristanlığına defnedildi. Cenazeye katılan Gül’ün 5 yaşındaki kızı Irmak, 19 yaşındaki oğlu Eray ve eşi Arzu Gül gözyaşlarına hakim olamadı. Veda töreninde konuşan gazeteci Tolga Gül’ün eşi Arzu Gül, “Tolga ile önce arkadaş olduk. Sonra dost olduk. Sonra baktık ki bizden çok güzel eş olur ve nişanlandık. 24 yıldır Tolga ile evliydim. Tolga ile hep tartıştık. Tolga’nın Artvin sevdası üzerine tartıştık. Bizim sesimiz evde başka bir şeyden ötürü çıkmadı. Tolga’yı hep eleştirdiler ben üzüldüm. Tolga’ya dedim ki seni çok eleştiriyorlar ben dayanamıyorum. Sen bunları hiç hak etmiyorsun diyordum. O da boş ver derdi. Ben iddia ediyorum ki Artvin’i Tolga’dan daha fazla seven olmadı. Biz son 15 gündür Tolga ile bir araya gelemedik. Sürekli Arzu cumartesi işim bitiyor. Pazar günü çok yoğun olacağım. Cumartesi sizle ilgileneceğim dedi. Bekledik ama olmadı” şeklinde konuştu.
Denizli Pamukkale Adayı Ertemur, “Pamukkale ittifakı’nı oluşturduk, tamam inşallah” DENİZLİ(İHA) – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Pamukkale Belediye Başkan Adayı Ali Rıza Ertemur, Pamukkale’de gönülleri birleştirdiklerini ve değişeme hazır olduklarını söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Pamukkale Belediye Başkan Adayı Ali Rıza Ertemur, yerel seçimlere 2 gün kala seçimi kazandıkları mesajını verdi. Yaklaşık 50 gündür saha çalışmaları yapan Ertemur, vatandaşların yaklaşımlarının değişimin kapısını sonuna kadar araladığını belirtirken, Pamukkale İttifakı’nı oluşturduklarının altını çizdi. Ertemur; “Bu yola çıkarken Pamukkale’mizi hak ettiği hizmete kavuşturacağımıza inandık. Günler geçtikçe vatandaşlarımızın bize inanmasıyla Pamukkale İttifakı’nı oluşturduk. Tamam inşallah” diye konuştu. “Vatandaşımızın oyları ile seçilenler, vatandaşımızı yok saydı” Seçim süreci hakkında değerlendirmelerde bulunan Ertemur, “10 yıldır aynı zihniyet tarafından yönetilen Pamukkale’miz hizmetten yoksun kaldı. Vatandaşlarımız mutsuz, umutsuz. Belediyecilik yaptıklarını sananlar vatandaşlarımızı unuttular. En basit belediyecilik hizmetleri bile vatandaşlarımıza çok görüldü. Çöpler toplanmadı, yollar yapılmadı, projeler yapılmadı, başlanan projeler yarım bırakıldı. Ekonomik krizde, pandemide vatandaşlarımıza destek vermekten imtina ettiler. Vatandaşımızın oyları ile seçilenler, vatandaşımızı yok saydı. 50 gündür sahadayız. Vatandaşımız artık kendilerini önemseyen muhatap istiyor. Biz bu yüzden yola çıktık. Pamukkale’mizi değiştirebileceğimize, güzelleştirebileceğimize ve mutlu insanların şehri yapabileceğimize inandığımız için yola çıktık” dedi. “Pamukkale ittifakını oluşturduk” Pamukkale’deki her sokakta her insana dokunmaya çalıştıklarını belirten Ertemur, “Vatandaşımızın arasındaydık, yanındaydık. Onlara insan odaklı belediyecilik anlayışımızı anlattık. Onları nasıl hizmetlerle buluşturacağımızı anlattık. Onlar bize inandı. Pamukkale’mizin hizmeti hak ettiğini bizlere söylediler. Vatandaşlarımızın gözlerindeki, gönüllerindeki değişim isteğini gördükçe kararlılığımız arttı. Gönüller Pamukkale’mizde birleşti. Günler geçtikçe vatandaşlarımızın bize inanmasıyla Pamukkale İttifakı’nı oluşturduk. Tamam inşallah” ifadelerini kullandı.