ASAYİŞ - 13 Temmuz 2019 Cumartesi 15:25

Erzurum’da akıllara durgunluk veren hırsızlık

A
A
A
Erzurum’da akıllara durgunluk veren hırsızlık

Kimliği belirsiz hırsızlar, Erzurum’da güpegündüz gerçekleştirdikleri soygunla akıllara adeta durgunluk yaşattılar.

Kimliği belirsiz hırsızlar, Erzurum’da güpegündüz gerçekleştirdikleri soygunla akıllara adeta durgunluk yaşattılar. Kapılarını bile kendi mandıralarına girermiş gibi açan ve piyasa değeri yaklaşık 100 bin lira olan tonlarca peynir ve kaymağı sevkiyat kapısına yanaştırdıkları pikaba yükleyen hırsızlar, soygun sonrası gerçekleştirdikleri temizlikle de “pes doğrusu” dedirttiler.


Olay, Erzurum’un Yakutiye ilçesine bağlı Yazıpınarı Mahallesi’nde geçtiğimiz günlerde meydana geldi. Kimliği henüz belirlenemeyen hırsızlar, mahallenin 300 metre kadar dışında bulunan ve Baki Solakoğlu’na ait olan mandıraya bir pikapla geldiler. Kapıda herhangi bir zorlama olmamasından dolayı anahtar kullandıkları düşünülen hırsızlar, 3 tona yakın “ditme” diye tabir edilen peynirle yarım ton civil peynir ve yine 1,5 ton kaymağı, sevkiyat kapısına yanaştırdıkları pikaba yüklediler.


MANDIRAYI DETERJANLI SUYLA YIKAMIŞLAR


Piyasa değeri 100 bin lirayı bulan peynir ve kaymağı pikaba yükleyen hırsızlar, “pes doğrusu” dedirten bir başka işe daha imza attılar. Soygun işlemi tamamlandıktan sonra mandırayı baştan aşağı deterjanlı suyla yıkayan hırsızlar, havanın yağmurlu olması sebebiyle giriş ve çıkış kapılarına bulaşan toprak ve çamur kalıntılarını bile temizleyerek olay yerinden ayrıldılar.


Hırsızlık olayının güpegündüz gerçekleştirilmiş olması ve ardından yaşanan süreç akıllarda birçok soru işareti bırakırken, işletme sahibi Baki Solakoğlu ise, olayın faillerinin bir an önce bulunmasını bekliyor.


KAPILARDA ZORLAMA İZİ BİLE YOK!


Konuyla ilgili olarak konuşan Mandıra İşletmecisi Baki Solakoğlu, “Mandıranın kapısında herhangi bir zorlama izine rastlanmadı. Üstelik soygun olayı gündüz gerçekleştirildiği için çevreden gören mahalleliler, mandıradaki mamulleri doğal olarak bizim taşıdığımızı zannetmişler. Hırsızlar bununla da yetinmemiş, mandırada öyle bir temizlik yapmışlar ki, işletme sahibi olarak ben dahi mandırayı o kadar bakımlı ve temiz bir hale getiremezdim. Pikabın takıldığı bazı güvenlik kameraları var, olay inceleniyor. Kaldı ki, pikap üniversite kavşağından bile geçmiş, yani olayın faillerinin bulunmaması mümkün değil. Ancak şu ana kadar henüz bir ses çıkmadı” diye konuştu.


AKILLARDA BİRÇOK SORU İŞARETİ VAR!


Soygunun, mandıraya tam da güvenlik kamerası taktırmak üzereyken gerçekleşmiş olmasının düşündürücü olduğunu ifade eden Baki Solakoğlu, “Şu günlerde mandıraya güvenlik kamerası taktıracaktık. Soygun olayının böyle bir zamana denk gelmesi, ayrıca mandırada tonlarca peynir ve kaymağın bulunuyor olması, bize göre soruşturmanın derinleştirilmesini gerektiriyor. Jandarma tahkikat yapmaya devam ediyor ama soygunun üzerinden neredeyse bir hafta geçmiş olmasına rağmen henüz somut bir bilgiye ulaşabilmiş değiliz. Üstelik soygunda bir pikabın kullanılmış olması ve bu pikabın da izlediği güzergâhtaki kameralar tarafından mutlaka görülmüş olmasını düşündüğümüz halde Hem şaşkınız, hem üzüntülüyüz, soygunu gerçekleştirenlerin bir an önce bulunmasını ve adalete teslim edilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.