GENEL - 17 Ocak 2020 Cuma 09:25

Her 5 evlilikten birisi boşanmayla sonuçlanıyor

A
A
A
Her 5 evlilikten birisi boşanmayla sonuçlanıyor

Son yıllarda çiftlerin boşanma sebeplerini inceleyen Dr.

Son yıllarda çiftlerin boşanma sebeplerini inceleyen Dr. Öğr. Üyesi Sait Yıldırım, boşanmalardaki en dikkat çekici hususun aile müdahaleleri olduğunu söyledi. Yıldırım, boşanmaların yarıdan fazlasını uyumsuz burçların etkilediğini ve son dönemdeki her 5 evlilikten birisinin boşanmayla sonuçlandığını da belirtti.


Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sait Yıldırım, Türkiye’deki boşanma sebepleri üzerine akademik bir inceleme yaptı. Yıldırım, incelemesinde Türkiye’nin farklı illerinden eşinden boşanan 50 kadın ile mülakat yaptı. Mülakata katılan kadınlara boşanma sebepleri konusunda sorular soran Yıldırım, kadınların yaşam biçimleri, aile yapısı, evlenme şekli ve süreci üzerinde yoğunlaştı. Ayrıca Yıldırım, kişiler arası uyumun boşanma üzerine etkisini irdelemek için katılımcılar ile eşlerinin kişilik yapıları ve burçlarının niteliklerinin karşılaştırmasını yaptı.



“Her 5 evlilikten bir tanesi boşanmayla sonuçlanıyor”


Akademik çalışmasında çıkardığı sonuçlar bağlamında Türkiye’de son dönemde her 5 evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığını ifade eden Yıldırım, “Temel olarak baktığımız zaman son yıllarda her 5 evlilikten bir tanesi boşanmayla sonuçlanıyor. Boşanma sürecinde boşanmaların yüzde 60’ı evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşiyor. Bu bağlamda boşanma sebeplerine genel olarak baktığımız zaman ilk olarak eşlerin birbirlerine karşı ilgisiz ve sorumsuzluğu, daha sonrasında ise kişinin aile bağlarına karşı sorumsuzlukları ve son olarak aile müdahalesi geliyor. Yani kadın ve erkeğe anne ve babalarının, kayınvalidesi ve kayınpederinin müdahalesi. Bu gibi durumların ardından şiddet, aldatma ve boşanmalar peş peşe geliyor” dedi.



“Boşanmalarda en dikkat çekici husus aile müdahaleleri”


Yıldırım, boşanmalarda aile müdahalelerinin dikkat çekici düzeyde fazla olduğunu belirterek, “Bizim için en dikkat çekici hususun aile müdahaleleri olduğunu gördük. Aileler iki farklı şekilde çiftlere müdahale ediyorlar. Bunlardan ilki ekonomik rekabet, ikincisi ise kültürel rekabet olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomik olarak şuanda evliliklerde bir tüketim algısı olarak gençlerin evliliği bir rekabet olarak görmesini karşı karşıya getirdiğini görüyoruz. Evlilik ve aile kurumundan bizim anladığımız şey aslında çiftlerin bir yuva kurması ve ailelerin de buna destek olması olarak görünüyor. Ancak şuanda gördüğümüz süreçte kadın ve erkeğin ailelerinin bir rekabet unsuru olarak gerek evlenme ritüelleri, gerek evlenme biçimi olarak değişik şekilde bir ciddi baskı oluşturduklarını görüyoruz. Diğer taraftan ataerkil ilişkiler bakımından bir rekabet görünüyor. Bu bağlamda da çiftlerin üzerinde ailelerin bir iktidar sürecini devam ettirmeleri bulunuyor. Örnek verecek olursak kayınvalide oğlunun iktidarını sürdürebilmesi için bir baskı uyguluyor. Bu baskıda aslında ataerkil iktidar ilişkilerinin bir yansıması olarak ilişkilerin sonlanmasına sebep oluyor” ifadelerini kullandı.



“Kaçarak evlenenlerin boşanma oranı çok yüksek”


Kaçarak evlenen çiftlerde boşanma oranının yüksek olduğunu kaydeden Yıldırım, “Boşanmalarda özellikle kaçarak evlenmeler de dikkat çekiyor. Kaçarak evlenmelerde boşanmaların çok yaygın olduğunu görüyoruz. Bunun yanında kaçarak evlenen çiftlerde daha çok şiddet ve cinayet ön plana çıkıyor. Kaçarak evlenildikten sonra aileler çocuklarına herhangi bir şekilde destek olmadıkları, onların sorunlarında yanlarında olmadıkları için gençler de herhangi bir durumda onların yanına dönemiyorlar. Bu bağlamda şiddet kaçınılmaz oluyor ve boşanmalara sebep oluyor” şeklinde konuştu.



“Son dönemde boşanmalarda sosyal medya çok etkili”


Çiftlerin evlilikten ziyade evliliğin sunumuna dikkat ettiğini, bunun da boşanmalara yol açtığını aktaran Yıldırım, “Modern toplumda evlilikler bir sunuma ve gösterişe dönüşmekte. Eskiden gelinlik kızlar evlendikleri zaman çeyizini arkadaşlarına gösteriyorlardı. Bu aslında kadınların bir gösteriş şekliydi. Ama günümüzde internet aracılığıyla artık çevresindeki insanlara bu sunumu gösteriyor. Bu kez sadece arkadaşları değil, neredeyse tüm Türkiye’ye sergiliyor. Bu bağlamda evlilik bir aile kurumu olmaktan ziyade artık bir sunum göstergesi haline geliyor. Bu gösterişte yetersiz olmak veya kendini yeterince iyi ifade edemediğinde uyumsuzluklara ve çarpıtmalara yol açılabiliyor. Yani diyebiliriz ki boşanmalara son dönemde sosyal medyanın ciddi bir etkisi var” açıklamalarında bulundu.



“Boşanmaların yarıdan fazlasını uyumsuz burçlar etkiliyor”


Boşanmalarda burçların çok büyük önem taşıdığını ifade eden Yıldırım, “Burçların etkisine bakacak olursak magazinsel boyutundan ziyade daha çok insanlar arasındaki uyumu açısından çok önemli. Çiftlerin arasındaki uyum ve ilişkinin boşanmalardaki etkisine bakacak olursak boşanan kadınların yarıdan fazlası uyumsuz burçlardan oluşuyor. Örnek verecek olursak bir karakter düşünün daha hareketli, risk almayı seven, daha rahat yaşamayı seven bir insan ve karşısındaki ise daha temkinli, dikkatli ve çok planlı yaşayan bir insan düşünürsek ikisi arasında bir anlaşmazlık çıkacağı çok belli. Aldığı kararlar noktasında, ortak zevkleri, çalışması bakımından farklılıklar göz önüne çıkıyor. Bu farklılıklar da ortaya çıkan sorunlara direnme noktasında çiftleri yetersiz kılıyor. Bu da boşanmalara sebep olan bir diğer husus” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.