SAĞLIK - 14 Eylül 2018 Cuma 12:53

Kulaklara zarar veren 7 şey

A
A
A
Kulaklara zarar veren 7 şey

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Yavuz Selim Yıldırım, kulakların düşünüldüğünden daha hassas olduğunu ifade ederek, kulaklara zarar veren 7 unsur hakkında bilgiler verdi.


Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Yavuz Selim Yıldırım, kulaklara zarar veren 7 maddeyi şöyle sıraladı:


1. Yüksek Ses ve Gürültü: Kulaklar sesi alma ya duyarlı organ olduklarından yüksek ses kulaklara her zaman zarar verir. Yüksek sesle müzik dinlemek, kulak korumasız silah atışı yapmak, yüksek sesli ortamlarda çalışmak, yüksek sesli patlamalara maruz kalmak, yüksek sesle eğlence merkezi gibi ortamlarda çalışmak İşitmeye zarar vererek kulakta çınlama ya neden olabilir. Bu işitme kaybı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yüksek sese maruz kalma derecesi ve süresine bağlı olarak işitme kaybı kalıcı veya geçici olabilir.


2. Kulak Temizleme Çubukları: Kulak temizleme çubukları, kulak kirinin kulak kanalında tıkanmasına neden olarak kulağa zarar verir. Normalde kulak kiri kendini kulak dışına doğru atmaya meyillidir. Kulak çubuklar ile kendi kendini temizleyen bu sistem bozulmuş olur. Kulak çubukları daha derine doğru itilirse kulak zarına zarar verebilir.


3. Kulak Damlası: Bazı kulak damlaları kulak için zararlı özellik taşır örneğin Gentamisin etken maddesi taşıyan kulak damlaları kulak için zararlı etkiye sahiptir. Bu damlaların rastgele ve bilinçsizce kullanılması kulağı zarar verir. İçerisinde ne olduğu belli olmayan bir takım karışımlar kulak kanalı Ph dengesini bozarak kulakta mantar enfeksiyonu ve iltihap oluşmasına neden olarak kulağa zarar verebilir.


4. Cep Telefonu: Cep telefonları, radyasyon ve elektromanyetik dalga yayarak kulağa zarar verebilir. Özellikle ilk arama esnasında kulağa tutulması en fazla elektromanyetik dalga yayarak kulakta çınlamaya, zonklama ve derinden ağrı hissi oluşmasına neden olabilir. Cep telefonu ile çok fazla konuşmak zorunda kalan insanlar kulaklık kullanmalıdır. Yine bu telefonların içerisinde yer alan lityum pillerin fazla ısınmasına bağlı patlama riski mevcuttur. Bunlar başa yakın pozisyonda tutulduğunda patlarsa kafaya zarar vererek hayati risk taşır.


5. Sigara ve İlaçlar: Sigara kullanımı zamanla kan damarlarında bozulmaya neden olarak, kan akımını bozar. Sigara özellikle küçük kılcal damarları etkileyerek kan akımını engeller. Bu kılcal damarlar kulağımızın kan akımının sağlar kan akımının bozulması işitme kaybı ile neticelenir. Mecburen kullanmak zorunda olduğumuz bazı antibiyotikler ve kemoterapi ilaçları kulak hücrelerinin ölmesine neden olarak işitmeye kalıcı olarak zarar verebilir bu ilaçları kullanırken sürekli kontrol altında olmalısınız.


6. Piercing : Piercing hijyenik şartlar sağlanmadan yapılırsa kulak kıkırdağında erime meydana gelerek kulak şeklinin bozulmasına neden olabilir. Kulak kıkırdağına yapılacak delme işlemlerinin hekim kontrolünde yapılması gereklidir. Yine kulağa takılan küpelerin kulakta alerjik reaksiyon yaparak kaşınmasına ve kulağın şişerek enfeksiyon oluşturmasına neden olur.


7. Baş Dönmesi : Kulaklar duyma görevinin dışında dengenin sağlanmasında önemli rol oynar. Baş dönmesi, kulakta çınlama, basınç artışı ve kulakta tıkanma hissi iç kulaktaki denge sisteminin etkilendiğini gösterir bu belirtilerin hafife alınması zamanla işitme organının da zarar görmesine neden olabilir. Denge sistemini etkileyen nedenler duymanın da etkilenebileceğinin göstergesidir, Bu nedenle baş dönmesi hastaları kulak burun boğaz hekimlerince ayrıntılı değerlendirilmelidir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.