SAĞLIK - 31 Mart 2020 Salı 12:55

Kuru öksürük, korona virüsüne mi bağlı, tansiyon ilaçlarına mı bağlı?

A
A
A
Kuru öksürük, korona virüsüne mi bağlı, tansiyon ilaçlarına mı bağlı?

Prof.

Prof.Dr. Ahmet Akgül, kuru öksürüğe neden olan sebepler hakkında bilgi verdi.


İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Gerontoloji Bölüm Başkanı, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Korona virüs adı verilen virüsler tarafından ve 2019 yılında keşfedilen hastalığın adı: (COrona Virüs Disease - 2019). Bu hastalık Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2020 yılında PANDEMİ olarak değerlendirildi. Pandemi; dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdir. Enfeksiyondan korunma ve kontrol önlemlerini uygulayarak; enfeksiyonun toplumda yayılmasını azaltmak ve böylece pandeminin erken dönemlerinde virüs kapacak olan kişi sayısını ve pandemi nedeniyle ortaya çıkacak vakaları azaltmak mümkündür. Pandeminin toplum düzeyindeki etkisi virüsün bulaştırıcılığına, hastalık oluşturma yeteneğine toplumdaki bireylerin bağışıklık durumuna, bireyler arası temas ve toplumlar arası ulaşım özelliklerine, risk faktörlerinin varlığına, sunulan sağlık hizmetlerine ve iklime bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Korona virüsün yayılma hızına ve insan sağlığı üzerindeki etkisine bakıldığında genel çapta koruyucu önlemlerin artırılmasını sağlamak adına pandemi ilan edildi. Daha önce de dünyada pandemi ilan edilmişti, örnek olarak Kara veba Kolera Grip Tifo Domuz gribi ve şimdi de Kovid-19. Bu virüs çok kolay olarak insandan insana bulaşmakta ve ortam müsaitse neredeyse bulaşmaktan kurtulmak kaçınılmaz olmaktadır. Virüs vücudumuzun herhangi bir yerine veya elbiselerimize bulaşmış ise sorun yok ama sorun bu virüsün ağız, burun veya göz yoluyla vücudun içine sokulmasıdır. Ve bu çok kolaydır çünkü insanoğlu istese de istemese de, bilinçsizce her dakika elini bu giriş yollarına sürmektedir. Virüs bu yola girince burun boşluğundaki sinüslere, burun mukozasına, yutak bölgesine, nefes borusuna, akciğerlere yayılmaya başlar. Solunum yollarını döşeyen hücrelere gelir ve bu hücreler kendi yüzeyinde bulunan bazı yapılar ile ne yazık ki hücrenin içine girecek yer bulur. Unutmayın virüsün yaşaması için mutlaka hücrenin içine girmesi gerekir” dedi.


Hücrelerimizi bir oda gibi düşünürsek, virüsün yaşamak için odanın içinde olması gerektiğini ifade eden Dr. Akgül, “Çünkü yaşam için gerekli ortam odanın içindeki güzel ortamdır. Odanın içine girmek için virüsün kapıyı çalması ve kapının da açılması gerekir. Duvardan geçemez. İşte bu kapının adı ACE2. (ACE demek “Anjiotensin Converting Enzim” in baş harfleri). Peki niye 2? Bir yerde “2” var ise “1” de vardır: ACE1. Bu ACE1 kapısı da özellikle kalp ve damar hastalıkları için önemlidir. Bu kapı vücutta anjiotensin 1 enzimini anjiotensin 2 ye çevirir yani anjiotensin 2 artınca hipertansiyon artar, kalp hastalıkları artar, damar hastalıkları artar. Bu nedenle tansiyon hastalarına ACE1 azaltan ilaçlar verilir. Anjiotensin 2 çok güçlü bir şekilde damarlarda kasılmaya neden olur, bu da ciddi tansiyon yükselmesine, kalp krizine, beyinde kansızlık ve felç geçirmelere neden olur, kalpte doku artışına, damar sertliğine neden olur. Böbrek dokusunu bozar, kan pıhtılaşmasını ve damarda pıhtı oluşumunu artırır. Sinir sistemimizi aktive ederek stres hormonlarının aşırı çalışmasını sağlar. Bu nedenle ACE1 kapısı ilaçlar tarafından engellenirse tansiyon azalır, kalp krizi riski düşer, felç azalır, kalp yetmezliği düzelmeye başlar, damarlar genişler, bütün doku ve organların kanla buluşma şansı artar. Bu ilaçlara örnek (piyasa ismi değil, etken maddeler): kaptopril, enalapril, lisinopril, silazapril, perindopril, benazepril, kinapril, fosinopril, trandolapril, ramipril ve zofenopril, yani sonu “pril” ile biten ilaç etken maddeleridir. Bu ilaçlara ACE Azaltan İlaçlar adı verilir ve özellikle hipertansiyon tedavisinin yanısıra kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, diyabetik nefropati ve idaradan protein kaybeden hastalarda tedavi için uygulanır. Her ne kadar bu kadar yararlı olsalar da tabii ki istenmeyen etkileri de vardır: böbrek yetmezlikli hastalarda ve aldesteron hormonu fazlalığı olan hastalarda kanda potasyum birikime yol açacağı için çok dikkat edilmelidir. Böbrek damarları tıkalı hastalarda kullanılırsa böbrek yetmezliğine yol açabilmektedirler. Gebelerde kullanılamazlar. Ayrıca vücutta ödem ve potasyum yüksekliği de yaparlar. Bu ilaçların ilginç bir yan etkisi de kuru öksürük dür. Bu önemli çünkü Kovid-19’da da kuru öksürük şikayeti mevcuttur. Kuru öksürüğün en önemli nedenlerinden biri ilaçlara bağlı yan etki olmasıdır ama şu günlerde kuru öksürüğü olan acaba Kovid-19 mu yoksa aldığımız ilaçlara mı bağlı veya her ikisi bir arada mı? Burada önemli olan akciğerde radyolojik bozukluk yapıp yapmamalarıdır. Yani kuru öksürüğünüz var iken akciğer filmleri temiz ise bu ilaçlara bağlı kuru öksürük olma şansı çok fazladır. Tansiyon hastalarında kuru öksürük yapan en bariz ilaçlar: ACE azaltan ilaçlar (ACE inhibitörleri) ile beta bloker ilaçlardır. Bu öksürüğün nedeni hava yollarında kasılmalardır. Bu kasılmaya neden olan diğer ilaçlar da aspirin, bazı ağrı kesiciler ve antibiyotiklerdir. ACE önleyici ilaçlarda oluşan öksürük kurudur, boğazda gıcıklanma ve kaşınma hissi de yapar. Bu ilaçları kullanan hastaların yüzde 5-35’inde bu kuru öksürük görülmektedir. Bu öksürük doza bağlı değildir yani çok ilaç içende daha çok olacak diye bir kural yoktur. Tek bir hap alsanız da olabilir. İlginç olarak kadınlarda, sigara içmeyenlerde ve Çinlilerde daha sık gözlenir. Öksürük ilk dozdan sonra saatler içinde görülebilir veya tedavi başladıktan haftalar hatta aylar sonra da görülebilir. İlaç kesildikten sonra 1-4 hafta içinde öksürük kendiliğinden kaybolur. Kaybolduktan sonra tekrar aynı ilaç kullanılırsa %30 hastada tekrar öksürük gözlenmez. Yani aynı ilacın kullanılması gerekiyor ise doktorunuz tekrar aynı ilacı verebilir” diye konuştu.


Kovid-19 a bağlı kuru öksürükten farkının, laca bağlı kuru öksürüğün akciğer dokusuna zarar vermediği bu nedenle çekilen filmlerde yani direk akciğer grafisi veya akciğer tomografisinin normal olması olduğunu kaydeden Dr. Akgül, “Diğer çok önemli bir konu da tansiyon hastaları için kullanılan ACE 1 azaltıcı ilaçların hücrede ACE2 sayısını artırmasıdır. Bu durum da düz mantık hesabıyla, ne kadar ACE2 artarsa gelen virüslerin hücre içine girişi artar yani hastalık artması demektir. Yani ne kadar kapı açık olursa odanın içine o kadar istenmeyen misafir girer.Zaten Çin tecrübesinden aldığımız tecrübe ile korona virüs hastalığı tansiyon yüksekliği olan kişilerde çok daha ağır hatta ölümcül seyrettiğidir. Aslında hipertansiyon hastalarında korona virüsünün bu denli kötü gidişli olması sürpriz bir sonuçtur çünkü hipertansiyon hastalarında ACE2 reseptörleri azalmıştır ve ayrıca hipertansiyon ile enfeksiyon hastalıklarının artışı arasında bir ilişki yoktur. Enfeksiyona yatkınlık diyabet hastalarında vardır ama hipertansiyon hastaları öyle değildir. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, tabii ki ileride yeni verilerle fikirlerimiz değişebilir, dünyada en önemli ve en sık ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Tansiyon yüksekliği kendi başına en önemli nedenlerden biridir. Bu nedenle şimdilik tansiyon ilaçlarımızı değiştirmeme tarafındayım. Önemli olan tansiyon düzeyimizi düzenlememiz ve virüse yakalanmamamızdır. Virüs bulaştıktan sonra şu enzim fazla bu enzim az durumuna bakmamakta, tüm sistemi harap etmektedir. Bu nedenle özellikle tansiyon hastalarının virüs olabilecek yerlerde bulunmaması gerekir. Virüsün varlığından şüpheli olunmayan tek yer, kapısı kapalı duran kendi evlerimizdir” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.