SAĞLIK - 14 Şubat 2020 Cuma 10:44

Mevsim değişiklikleri depresyonu tetikliyor

A
A
A
Mevsim değişiklikleri depresyonu tetikliyor

Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.

Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, belli bir nedeni olmadan mevsimin değişmesiyle başlayan depresyon durumunun sonbahar depresyonu olduğunu söyledi.


Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, "İç dünyamızda bazen dış dünyaya uyar ve tıpkı onun gibi bu hüzün mevsiminin etkilerini yaşar. Sonbaharın gelişiyle birlikte birçok kişide hüzün artar ve enerji kaybı olur. Bazen insan yataktan bile kalkmak istemez. Yaşamla mücadele gücü azalır" dedi.


Sonbahar depresyonun ilk belirtisinin, çoğunlukla uyku bozuklukları olduğunu belirten Üney, "Kişi sık uyanır, uykuya dalamaz, erkenden uyanır ya da yataktan kalkmak istemez. İştahta artma ya da azalma olabilir. İsteksizlik, yaşamdan zevk alamama, canlılıkta ve enerjide azalma, sinirlilik olabilir. Unutkanlık, konsantrasyon sorunları, karar vermede zorluk görülür. Huzursuzluk, umutsuzluk, iç sıkıntısı, ağlamalar, suçluluk düşünceleri bazen intihar düşünceleri bile görülür. Bu belirtiler 2 haftadan uzun sürer. Aileyle, arkadaşlarıyla ilişkileri bozulur. İşte, okulda sorunlar yaşamaya başlar" diye konuştu.


Kadınlarda sonbahar depresyonunun daha sık görüldüğünü kaydeden Üney, "Ev ve işte temponun artışı, birkaç sorumluluğu aynı anda yüklenme kadınlar için önemli bir risk faktörüdür. Aynı zamanda çocuğun okula/yuvaya başlaması ve bunun sonucu olası problemler etkili olur. Gene ergenler için de bu dönem risklidir. Yazın daha az sorumluluk alan ergenler, okulların açılmasıyla birlikte sorumlulukları artar. Çoğu zaman hiçbir neden yokken bile kendisini huzursuz ve güvensiz hisseden ergenler disiplinli bir okul yaşantısına uyum göstermekte zorlanabilirler. Bu da depresyona eğilimlerini artırır. Bunların dışında daha önce depresyon geçirmiş kişiler için de sonbahar dönemi yeni bir depresyona neden olabilir. Sonbaharda depresyona eğilimi artar. Gündüzler kısalırken geceler uzamaya başlar. Bu da günışığından daha az faydalanmamıza neden olur. Gün ışığı depresyona karşı koruyucudur. Tatiller bitmiştir ve yoğun çalışma ve okul dönemi başlamıştır. Bu yeni duruma uyum sağlamak kolay değildir. Bunun yanı sıra direncimizin bu dönemde düşmesinden dolayı; hem tıbbi hem de psikolojik rahatsızlıklar için çok uygun bir zemin oluşur. Ayrıca iş hayatında tempo artar. Ulaşım problemlerinde artış, kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirme zorunluluğu gibi etkenlerde eklenince depresyona girmek şaşırtıcı olmuyor" ifadelerini kullandı.


Sonbahar depresyonunun tedavisinde ilk olarak, kişinin yaşamı düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Üney, "Gece çalışması istenmez. Stresli ortamlardan uzak kalması istenir. Eşine ailesine bilgi verilerek bu dönemde ona destek olmaları, tartışmaya girmemeleri istenir. Gün ışığından faydalanması ve sevdiği etkinlikleri çok kendini yormadan ve yapabildiği kadar yapması istenir. Bununla birlikte psikolojik destek almak uygundur. Bazı sonbahar depresyonları psikoterapiyle tedavi edilebilir. Bazı depresyonlarda ise mutlaka antidepresan kullanılması gerekmektedir. Gerektiğinde destek almak çok önemlidir" şeklinde konuştu.


Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, sonbahar depresyonundan korunmak için şu önerilerde bulundu:


"1. Uykunuza dikkat edin. İyi dinlenmezseniz, depresyona eğiliminiz artar.


2. Mutlaka yürüyüş gibi hafif egzersizler yapın. Bedensel hareket depresyona karşı koruyucudur.


3. Çalışma ortamında kısa molalar vererek çalışın.


4. Ne kadar yoğun çalışırsanız çalışın, sevdiklerinize zaman ayırın. Ailenizle zaman geçirin.


5. Güneşli günlerde; imkânınız varsa kısa bile olsa yürüyüş yapın.


6. İşinizde yüksek hedefler yerine, küçük hedefler koyun. Hedef gerçekleştikten sonra yeni ama yine küçük hedef koyun. Kendinize aşırı yüklenmeyin.


7. Alkol ve sigaradan uzak durun.


8. Ağır yemeklerden uzak durun.


9. Hafta sonları fırsat buldukça AVM yerine deniz kenarı ya da parkları tercih edin.


10. Fiziksel sağlığınıza dikkat edin. Geçiş dönemleri mide şikâyetleri, soğuk algınlığı için tehlike dönemleridir. Fiziksel sağlık problemleri depresyona meyilinizi artırır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.