SAĞLIK - 14 Mayıs 2019 Salı 14:14

Ramazan ayında kalp hastalığı olanlar dikkat

A
A
A
Ramazan ayında kalp hastalığı olanlar dikkat

Prof.

Prof.Dr. Ahmet Akgül, Ramazan ayında kalp hastaları için önemli uyarılarda bulundu.


Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül, “Ramazan ayının gelmesi ile beraber, kalp-damar hastaları, oruç hakkında takip edildikleri doktorlara başvurmaya başlarlar. Kalp-damar hastalıkları geniş bir yelpazede dağılım gösterdiğinden, ‘tüm kalp hastaları oruç tutamaz’ yerine hastaların bireysel olarak değerlendirilerek, hastalığın tipi-şiddeti, kullandıkları ilaçlar yanında beslenme planları da göz önüne alınarak karar verilmelidir. Yapılan çalışmalarda, sağlıklı kişilerde, Ramazan ayı boyunca kalp hastalıklarının (kalp krizi, inme, atriyal fibrilasyon) sıklığının artmadığı gösterilmiştir. Bununla beraber, önceden kalp hastalığı olan kişiler için ise bireysel değerlendirme gereklidir. Yaklaşık 15 saat süren açlık dönemlerinde ilaçların zamanlaması ve dozunun ayarlanması önemlidir. Bu nedenle, oruç tutmak isteyen kalp hastalarının öncelikle hekimi ile görüşmelidir. Genel olarak, oruç tutmanın, ‘stabil’ yani tekrarlayan şikayetleri (göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi) olmayan kalp hastalarında olumsuz etkisi olmadığı çalışmalarda gösterilmiştir. Dolayısıyla, tedavi altında hastalığı stabil olarak seyreden kalp hastaları (yüksek tansiyon, kalp yetersizliği, kalp damar hastalığı) hekimlerine danışarak ilaç alım saatlerini düzenleyerek ve bazı beslenme kurallarına uyarak Ramazan ayında güvenle oruç tutabilir” dedi.


Ramazan ayı boyunca, stresten uzak ruhani bir ortamda, daha az besin alımı ile günde yaklaşık 15 saat sigaradan uzak durulmasının sağlıklı kişilerde olduğu gibi kalp hastalarında da olumlu etkisini olduğunu ifade eden Dr. Akgül, “Oruç sırasında, tütün ürünlerinden uzak durulması ve kalp hastalığı için büyük risk faktörü olan stresin azalması ile olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan uzak durarak, ibadet ederek ruhunu dinlendirerek ulaşılan manevi huzur, kalp hastalığı riskinde azalmaya yol açmaktadır. Ramazan ayı, kan basıncında artışa yol açan sigaranın bırakılması içinde altın bir fırsat sunmaktadır. Aynı şekilde, daha küçük porsiyonlarda ve daha az yemek yenmesi, iyi kolesterolde (HDL) %30-40 oranında artışa ve kötü kolesterolde (LDL) azalmaya yol açmaktadır. Üstelik bu yarar, kişi kilo kaybederse daha belirgin hale gelmektedir. Dolayısıyla kalp hastaları, küçük porsiyonlarda yemeli, yağlı ve tuzlu besinlerden uzak durmalıdır. İftarda hızlı yemek yenmemelidir. Diyetleri, çorba ve sebze-meyve gibi liften zengin besinlerden oluşmalıdır. Ramazan boyunca iki ana yemek yerine, dört küçük öğün şeklinde beslenmelidirler. Sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. İftar sırasında, nefes darlığını artırabileceğinden, büyük miktarda sıvı tüketiminden kaçınmalıdırlar. Hekiminiz tarafından başka bir şey önerilmediyse iftar-sahur arasında 2-2.5 litre su tüketin. İlaç tedavisi alan hipertansiyon hastaları, yaşlılar ve kalp damar hastaları için bu önemli bir konudur. Aşırı çay-kahve içiminden uzak durulmalıdır” diye konuştu.


Prof.Dr. Akgül, toplumda sık karşılaşılan kalp hastalıklarını şöyle sıraladı:


“Hipertansiyon: Özellikle birden fazla ilaç kullanan hipertansiyon hastaları, Ramazan ayı başlamadan önce kan basınçlarının normal seviyelere ulaşıldığından emin olmalıdır. Özellikle hipertansiyonu kontrol altında olmayan hastalar oruç tutmamalıdır. İdrar söktürücü ilaçların dozu yüksek olmamalıdır ve bu ilaçlar iftardan sonra alınmalıdır. Doktorunuz uzun etkili tansiyon ilaçları vererek günde tek defa -sahurda veya iftarda- kullanmanızı sağlayabilir.


Kalp yetersizliği olan hastalar: Nefes darlığı, öksürüğü ve ayaklarda şişliği olan kalp yetersizliği hastaları oruç tutmamalıdır. Aynı şekilde ileri kalp yetersizliği olan hastalar da oruç tutmamalıdır. Bununla beraber, şikayetleri kontrol altına alınmış hastalar bazı önlemler (diyet ve ilaç uyumu tam ise) altında oruç tutabilir. Bu hastalar iftardan sonra aşırı yememeli ve sahura kadar küçük porsiyonlar ile beslenmelidir. İdrar söktürücü kullanımı, sabah yerine akşam saatine alınmalıdır. Ancak, yüksek doz idrar söktürücü kullanması gereken hastalar, oruç tutmamalıdır. Hastalar günlük hayatlarında dikkat ettikleri tuz ve su alımı kısıtlamalarına aynı şekilde devam etmelidir.


Bir yıldan daha önce zamanda kalp krizi geçiren veya stent takılan hastalar: Normal günlük aktivitesini yaparken sıkıntısı olmayan hastalar, Ramazan boyunca aşırı aktiviteden uzak durdukları ve ilaçlarını düzenli aldıkları sürece, oruç tutabilir. Yakın zamanda kalp krizi geçiren hastalar oruç tutmamalıdır.


Kan inceltici (antikoagülan, kumadin) kullanan hastalar: Bu ilaçları uzun süre kullanan ve laboratuvar testi olan INR değeri istenen aralıkta olan hastalar oruç tutabilir. Ramazan ayı öncesinde, sırasında ve sonrasında INR testi ile istenen aralıkta olduğu gösterilmelidir. Mekanik kalp kapağı olan hastalarda yapılan çalışmada, Ramazan boyunca INR değerinde değişiklik olmadığı ancak Ramazan sonrası dönemde INR değerinde artış olduğu gösterildiğinden Ramazan sonrasında da sıkı takibi yapılmalıdır. Aspirin ise, mide sorunlarına yol açtığından iftar sonrasında alınmalıdır. Diğer bir kan sulandırıcı ajan klopidogrel ise, sahurda veya iftarda alınabilir.


Riskli gruplar:


1. Tekrarlayan göğüs ağrısı olan kalp hastaları


2. Halsizliğin ve nefes darlığın eşlik ettiği kalp yetersizliği olan hastalar (bu hastalarda idrar söktürücü ilaçların sık verilmesi gereklidir)


3. Son 6 hafta içinde kalp krizi veya açık kalp cerrahisi geçiren hastalar


4. Son 1 ay içinde koroner damarlarına stent takılan hastalar


5. Son 1 ay içinde kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatıp çıkan hastalar


6. Kalp kapaklarında iltihap ve özellikle darlık olan hastalar (aort kapağında)


7. Kan inceltici (antikoagülan, kumadin) kullanan hastalar


8. Ölümcül aritmiyi önleyici ilaç kullanan hastalar


9. Kontrolsüz hipertansiyon hastaları


10. Düzenli olarak takip gerektiren kalp hastalığı olan hastalar.”


Prof.Dr. Akgül, “Sonuç olarak, Ramazan öncesinde sağlık durumunuzun tespiti ve ilaçların dozlarının ve zamanlaması için doktorunuza başvurmanız, verilen ilaçları zamanında ve tam olarak kullanmanız ve kalp sağlığı açısından yüksek riskli olarak saptanan hastaların da oruçtan uzak durması sağlığınız için önemlidir” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde tır kornaları mahalleliyi isyan ettirdi Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na giriş için beleyen tırların korna sesleri, Marmara Mahallesi sakinlerini isyan ettirdi. Liman girişinde oluşan yoğunluk nedeniyle dakikalarca kornaya basan tır şoförleri yüzünden huzursuz olduklarını söyleyen vatandaşlar, duruma çözüm bulunmasını istedi. Liman girişinde oluşan tır kuyruğu dron ile görüntülendi. Her gün yüzlerce tır ve aracın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı yolunda zaman zaman tırlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Oluşan kuyrukta bekleyen tır sürücüleri, duruma tepki göstermek için kornalarını kullanıyor. Sürücülerin kornalı protestosu ise Marmara Mahallesi ve Yakuplu Mahallesi’nin bir kısmında oturan vatandaşları canından bezdirdi. Özellikle hafta sonlarında evlerinde istirahat eden vatandaşlar, korna sesleriyle irkiliyor. Duruma isyan eden mahalle sakinleri, yetkililerin bir an önce duruma ele atmasını istedi. Elvan Küçük isimli mahalle sakini, tırların korna seslerinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek, “Rahatsız olmak ne kelime artık mustaribiz bu konudan. Defalarca bu konuda müracaatlarda bulundu tüm site sakinleri. Her akşam devam ediyor, özellikle cuma akşamları. Tırcıların limanda bir takım problemleri var fakat problemlerini etrafı rahatsız ederek halletme yoluna gidiyorlar. Sürekli korna çalıyorlar. Hastası var, çoluk çocuğu var. Saatlerce sinir bozucu, moral bozucu bir şekilde korna çalıyorlar. Devletimizin artık bu konuya bir el atması gerekiyor. Problemleri neyse çözülsün. Onlar da yaptıkları protestonun çevredeki insanlara verdiği zararı düşünsünler, kendi ailelerini, çocuklarını düşünsünler. Bu küçük bir şey, bunun saatlerce çalındığını düşünün. Hep beraber çalındığını düşünün cinnet geçirirsiniz, burada yaşayamazsınız artık. Biz bu konuda çok mustaribiz. Devlet bu konuya el atsın, liman işletmesi el atsın. Valimiz, belediye başkanımız, emniyet müdürümüz çok rica ediyoruz. Lütfen artık dayanamıyoruz” dedi. Mahalle sakinlerinden Mehmet Şimşek ise, “Akşam saatlerinde aşırı derecede bir korna sesi ve birçok tır korna çalınca insanlar çok rahatsız oluyor. Burada, bu bölgede oturan insanlar gece geç saatlerde bile aşırı derecede korna sesinden rahatsız oluyor” şeklinde konuştu. Selman Yücel yaşananlara bir çözüm bulunmasını isteyerek, "Buradaki tır şoförleri zaman kaybı yaşadıklarından dolayı korna ile tepki verip protesto ediyorlar. Bu korna sesleri de burada oturan vatandaşları rahatsız ediyor. Kiminin hastası var, yaşlısı var, tahammül edeni var, etmeyeni var. Ben valimizden ve bu bölgedeki tüm yetkililerden limanla ilgili çare bulmalarını istiyorum” diye konuştu.
Denizli Uzman Dr. Oğuz: "Covid aşısı olmayanlar için kalp krizi riski artıyor" Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti. İstatistiklere göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün kalp hastalıklarına bağlı olduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, Corona döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü ifade ederek, “Başlıca etkenleri arasında sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı ve birçok faktör var. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışma ile çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. Korona döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri Covid aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında 1 yıl takip ile bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. Covid aşısı değil daha çok Covid insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce Covid hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Sadece sol kol ağrısı kalp krizi belirtisi için yeterli değil” Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi. Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, sedanter yaşamdan uzak durulması gerektiğini belirterek, “Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL sürekli damarlarda birikerek damarlarda tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitsin. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması lazım” diye konuştu.