SAĞLIK - 19 Kasım 2019 Salı 10:18

Safir uç saç ekimi birçok avantaj sağlıyor

A
A
A
Safir uç saç ekimi birçok avantaj sağlıyor

Dr.

Dr. Gökay Bilgin ve Dr. Mehmet Erdoğan, safir uç saç ekimi hakkında bilgiler verdiler.


Dr. Gökay Bilgin, “Saç ekiminde lokal anestezi, saç köklerinin donör bölgeden alınması ve saç köklerinin ekileceği alanların oluşturulmasından önce uygulanmaktadır. Enjektör iğnesi ile gerçekleştirilen lokal anestezide etken maddenin vücudu uyuşturması zaman almaktadır. Hastanın iğne batırılması esnasında ağrı hissediyor olması doğal olarak rahatının bozulmasına yol açabilmektedir. Günümüzde özel anestezi aletleri kullanılarak yapılan bir saç ekiminin iğnesiz ve ağrısız olarak uygulanması sağlanabilmektedir. Bu özel aletler, anestezi sağlayan ajanları basınçlı bir püskürtme sistemiyle cildin altına ulaştırır. İğnesiz enjektörle gerçekleştirilen anestezi uygulamasının etki başlangıç süresi iğneli enjeksiyona göre daha hızlı olmasından dolayı çok daha konforludur” dedi.


İğne kullanılmadan anestezi enjeksiyonu sağlayan likit jet sisteminin, enjektör iğnesi ile yapılan lokal anestezi uygulamasına göre daha geniş alana yayarak uyuşma alanında daha dengeli bir yayılma sağladığını ve böylece etkiyi artırdığını ifade eden Dr. Mehmet Erdoğan, “İğne fobisi olan ve bu nedenden dolayı ötürü saç ekimi yaptırmak konusunda kararsız kalanlar bu yeni teknik sayesinde işlemlerini rahatlıkla gerçekleştirebilirler” diye konuştu.


Dr. Gökay Bilgin ve Dr. Mehmet Erdoğan, safir FUE ile yapılan saç ekimi klasik metal slitine göre avantajlarını şöyle anlattı:


“Anti-bakteriyel özelliklere sahip pürüzsüz yüzeyi, sertlik, keskinlik ve dayanıklılık gibi fiziksel nitelikleri nedeniyle kanal açma işlemi esnasında safir uç kullanıldığında çok daha az vibrasyon olacaktır, böylece hem travmanın hem de doku hasarı riskinin en düşük düzeyde tutulması sağlanır.


Safir uç ile yapılan FUE ile metal slit yöntemine göre daha sık ekim yapılabilir ve bu da daha ileri evrelerde saç dökülmesi olan hastalara uygulanmasını olanaklı kılar.


Greftlerin daha sık ekilmesine yardımcı olarak saç yoğunluğu ile birlikte daha doğal bir görünüm elde edilmesine olanak sağlar.


Metal slite göre, daha az deri altı sıvı enjekte ederek kanal açımı yapma olanağı sunar.


Uygulamadan sonra görülen ödem düzeyi de daha düşük olacağından hastalar için operasyon sonrası her anlamda daha konforlu olur.


Ekim için açılan kanalların küçük olmasından dolayı operasyon sonrası doku iyileşmesi metal slite göre daha hızlıdır ve en önemlisi, deri üzerinde pürüzsüz bir birleşme olur.


Saç kökleri kendi boyutlarındaki kanalların içine en doğal açıyla ekildiğinden, köklerin yerinden çıkması ve açı ayarlarının değişmesi ihtimali yoktur.


2004 yılından bu yana uygulanagelen FUE saç ekim yöntemi, dünyaca kabul görmüş bir saç ekimi tekniğidir. Başarılı sonuçları yanı sıra, rahatlık ve mükemmellik sunan bir teknik olarak bilinmektedir. Bu mükemmelliği ve başarılığı artık “Safir Uç ile devamlılığını sürdürmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.