SAĞLIK - 17 Ocak 2020 Cuma 12:16

Sıkıldığınız dövmeden kurtulmanız mümkün

A
A
A
Sıkıldığınız dövmeden kurtulmanız mümkün

Dr.

Dr. Ata Nejat Ertek, ’’Q Switch lazer yöntemiyle istenmeyen dövmelerden kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi.


Dermatoloji Uzmanı Dr. Ata Nejat Ertek, “Dövme, insan derisi üzerine yapılan işaret ve desenlerin genel adıdır. Dövme yaptırmanın geçmişi en az 5 bin yıl öncesine dayanır. Dövme uygulamasının özellikle son 20 yılda ve gelişmiş ülkelerde genç popülasyonda popülaritesi artmıştır. 18-50 yaş arası dövme yaptırmış kişiler 18-50 yaş grubunun yaklaşık yüzde 25’ini, Avrupa ve Avustralya’da ise yaklaşık yüzde 10’unu oluşturmaktadır’’ dedi.


İstenerek yapılan bu dövmelerin zamanla, ilgi alanlarının değişmesi, inanç, ayrılık, yeni iş hayatı, utanç, daha iyi rol model olabilme gibi nedenlerden dolayı bazı kişiler için istenmeyen bir durum haline geldiğini ifade eden Dr. Ertek, “Dövme silmek için yapılan ilk denemeler kesme ve zımparalama yöntemleri olmuştur. 1990ların sonunda Q Switch lazerler geliştirilmiştir. Bu yeni nesil lazer sistemleri dövme silme için kullanılan son teknolojidir. Ayrıca, renkli dövmelerin çıkarılmasına da imkan vermektedir. İşleminin risklerini minimuma indirmek ve oluşabilecek yara izlerini engellemek istiyorsanız Q Switch lazer tercih etmelisiniz. Tek bir dalga boyuna sahip lazer ile her renkteki dövmeyi silmek mümkün değildir. Değişik dalga boyuna sahip lazerler, değişik renkteki dövmeleri silebilirler. Örneğin, siyah dövmeyi çıkarmak için kullanılan dalga boyu, kırmızı renkteki dövme üzerinde etkili olmayarak deriye zarar verebilir. Dövme silme tedavisinde dövmenin türüne uygun lazerler dalga boyuna göre belirlenir. Uygun dalga boyunda lazer ışığıyla dövme boyası parçalanır ve patlar. Çok ufak parçalara ayrılan boya, hücreler tarafından taşınarak sindirilerek vücuttan atılır. Q Switch lazerler çevredeki sağlıklı deriye zarar vermeden dövme silme işlemini gerçekleştirir. Makineden çıkan lazer ışını ile dövme mürekkebi parçacıklara ayrılır ve bu parçalar, vücudun doğal mekanizması ile atılır. Bu atılma işlemi genelde birkaç hafta sürer” diye konuştu.


Dövme silme işlemini birçok faktörün etkilediğini kaydeden Dr. Ertek, “Koyu renk dövmeler en hızlı şekilde cevap verirken bunu mavi, yeşil, kırmızı, turuncu ve pembe gibi sıcak renkler takip etmektedir. Koyu renk dövmeler için 4-6 seans yeterli olurken, açık renk dövmeler için bu sayı 12’yi bulabilmektedir. Kişinin kendi ten rengine yakın olan renkleri ve açık tonları silmek daha zordur. Dövmenin silinmesini etkileyen bir faktörde dövmenin derinliğidir. Dövme boyası ne kadar derindeyse, silme işlemi o kadar zor olmaktadır. Çünkü dövme lazerle silindiğinden, lazer ışığının etkisi derinin ne kadar altına inerse o kadar azalır. Lazerle dövme sildirmede büyük rol oynayan diğer etmense dövmenin yapıldığı bölgedir. Örneğin yüz ve boyun bölgelerinde çalışmak daha kolay olmaktadır. Bu bölgeler daha hızlı iyileştiğinden daha yüksek enerji ile çalışma imkanımız oluyor. Kişilerin bağışıklık sisteminin farklı olmasından dolayı, parçalanmış mürekkep pigmentlerini vücuttan atma hızı kişiden kişiye değişmektedir. Dövmenin profesyonel ya da amatör şekilde yapılmış olması da dövme silme işleminin seans sayısını etkilemektedir. Amatör dövmeleri çıkarmak profesyonel olanlara oranla çok daha kolaydır’’ ifadelerini kullandı.


Q Switch lazer uygulamasında seansların 4-8 hafta aralıklarla yapıldığını belirten Dr. Ertek, “Tüm deri tiplerine ve vücudun her bölgesine lazer ile dövme silme işlemi yapılabilir. Küçük bir dövme silme işleminin süresi 5 dakika sürerken, büyük veya birden fazla dövme için bu süre 1 saati bulabilmektedir. Pek çok kişi dövmelerini sildirmek istese de buna cesaret edememektedir. Bu işlemde acıyı minimuma indirmek için uygulama yapılacak bölgeye ağrı kesici kremler kullanılır. Eğer kişinin acı eşiği düşük ise bölgeye lokal anestezi uygulanabilir. Deride kızarıklık ve kabarma olağan olup, 15-30 saat içinde kaybolan zararsız yan etkilerdir. 1-2 gün deride gerginlik hissedilebilir. Lazer ile dövme sildirme uygulaması sonrasında hasta günlük aktivitelerine hemen döner. Bunun yanında tedavinin başarı oranını arttırmak amacıyla bazı uyarılar önem kazanır. Uygulama yapıldıktan sonra, işlem gören bölgenin güneşten korunması gerekir. Seanstan sonraki 1 hafta tavsiye edilecek pomadı kullanmak yeterlidir. Tedavi gerçekleştiği gün, uygulama yapılan bölgeyi temiz tutmak ve bu bölgeye su değdirmemek gerekir. Ertesi gün duş alınmasında sakınca yoktur. Seans sonrası günlük hayatı etkileyecek herhangi bir durum olmamaktadır. 2 hafta boyunca tedavi bölgesi güneşten korunmalı, solaryuma girilmemelidir. 4 hafta süresince ise peeling gibi işlemler yaptırılmamalıdır. Lazerle dövme sildirme yaptıracak kişilerin en büyük korkusu işlemden sonra iz kalmasıdır. Her tıbbi işlem gibi lazerle dövme çıkarılmasının da yararları ve riskleri mevcuttur. Bu nedenle, hastanın dikkatli olması ve doktorunun verdiği talimatları dinlemesi gerekir. Uygulama yapan kişinin tecrübesi ve kullanılan teknoloji çok önemlidir. Her kişi dövme sildirme işlemi için uygun değildir. Sonuç olarak, lazer ile dövme sildirme uygulaması uzun zaman ve sabır gerektiren uygulamalardır ve hemen sonuçların ortaya çıkması beklenmemelidir. Uygulama sürecinde dövme üzerindeki değişimler yavaş olarak ortaya çıkacaktır” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde tır kornaları mahalleliyi isyan ettirdi Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na giriş için beleyen tırların korna sesleri, Marmara Mahallesi sakinlerini isyan ettirdi. Liman girişinde oluşan yoğunluk nedeniyle dakikalarca kornaya basan tır şoförleri yüzünden huzursuz olduklarını söyleyen vatandaşlar, duruma çözüm bulunmasını istedi. Liman girişinde oluşan tır kuyruğu dron ile görüntülendi. Her gün yüzlerce tır ve aracın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı yolunda zaman zaman tırlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Oluşan kuyrukta bekleyen tır sürücüleri, duruma tepki göstermek için kornalarını kullanıyor. Sürücülerin kornalı protestosu ise Marmara Mahallesi ve Yakuplu Mahallesi’nin bir kısmında oturan vatandaşları canından bezdirdi. Özellikle hafta sonlarında evlerinde istirahat eden vatandaşlar, korna sesleriyle irkiliyor. Duruma isyan eden mahalle sakinleri, yetkililerin bir an önce duruma ele atmasını istedi. Elvan Küçük isimli mahalle sakini, tırların korna seslerinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek, “Rahatsız olmak ne kelime artık mustaribiz bu konudan. Defalarca bu konuda müracaatlarda bulundu tüm site sakinleri. Her akşam devam ediyor, özellikle cuma akşamları. Tırcıların limanda bir takım problemleri var fakat problemlerini etrafı rahatsız ederek halletme yoluna gidiyorlar. Sürekli korna çalıyorlar. Hastası var, çoluk çocuğu var. Saatlerce sinir bozucu, moral bozucu bir şekilde korna çalıyorlar. Devletimizin artık bu konuya bir el atması gerekiyor. Problemleri neyse çözülsün. Onlar da yaptıkları protestonun çevredeki insanlara verdiği zararı düşünsünler, kendi ailelerini, çocuklarını düşünsünler. Bu küçük bir şey, bunun saatlerce çalındığını düşünün. Hep beraber çalındığını düşünün cinnet geçirirsiniz, burada yaşayamazsınız artık. Biz bu konuda çok mustaribiz. Devlet bu konuya el atsın, liman işletmesi el atsın. Valimiz, belediye başkanımız, emniyet müdürümüz çok rica ediyoruz. Lütfen artık dayanamıyoruz” dedi. Mahalle sakinlerinden Mehmet Şimşek ise, “Akşam saatlerinde aşırı derecede bir korna sesi ve birçok tır korna çalınca insanlar çok rahatsız oluyor. Burada, bu bölgede oturan insanlar gece geç saatlerde bile aşırı derecede korna sesinden rahatsız oluyor” şeklinde konuştu. Selman Yücel yaşananlara bir çözüm bulunmasını isteyerek, "Buradaki tır şoförleri zaman kaybı yaşadıklarından dolayı korna ile tepki verip protesto ediyorlar. Bu korna sesleri de burada oturan vatandaşları rahatsız ediyor. Kiminin hastası var, yaşlısı var, tahammül edeni var, etmeyeni var. Ben valimizden ve bu bölgedeki tüm yetkililerden limanla ilgili çare bulmalarını istiyorum” diye konuştu.
Denizli Uzman Dr. Oğuz: "Covid aşısı olmayanlar için kalp krizi riski artıyor" Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti. İstatistiklere göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün kalp hastalıklarına bağlı olduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, Corona döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü ifade ederek, “Başlıca etkenleri arasında sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı ve birçok faktör var. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışma ile çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. Korona döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri Covid aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında 1 yıl takip ile bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. Covid aşısı değil daha çok Covid insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce Covid hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Sadece sol kol ağrısı kalp krizi belirtisi için yeterli değil” Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi. Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, sedanter yaşamdan uzak durulması gerektiğini belirterek, “Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL sürekli damarlarda birikerek damarlarda tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitsin. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması lazım” diye konuştu.