GENEL - 18 Ocak 2019 Cuma 16:42

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi, Atatürk Üniversitesinde başladı

A
A
A
Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi, Atatürk Üniversitesinde başladı

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) koordinesiyle gerçekleştirilen ve Atatürk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ATASEM) ile Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi” programının açılışı yapıldı.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) koordinesiyle gerçekleştirilen ve Atatürk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ATASEM) ile Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi” programının açılışı yapıldı.


Turizm Fakültesi Uygulama Oteli Konferans salonunda düzenlenen açılışa, YÖK Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Rektör Yardımcıları, Üniversite Genel Sekreteri ve çok sayıda davetli katıldı.


Cinsiyete Bağlı Adaletsizlik Toplumsal Huzuru Olumsuz Etkiliyor


Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının koordinesiyle gerçekleştirilen Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi programına katılım sağlayan konukları selamlayarak konuşmasına başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yükseköğretim Kurulunun “Yeni YÖK Vizyonu” kapsamında gerçekleştirdiği bu tarz programlara gönülden destek verdiğini söyledi.


Toplumsal cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylere cinsiyetlerinden dolayı adaletsiz davranılması ve bireyin cinsiyetinden dolayı insan haklarından yararlanmasını engelleyen bir anlayış olarak nitelendiren Rektör Çomaklı, cinsiyete bağlı adaletsizlik kadın ve erkek arasındaki ilişkileri, çocuk gelişimini, aile yapısını ve genel olarak toplumsal huzuru ve üretkenliği olumsuz yönde etkilediğini belirtti.


Rektör Çomaklı: “Adil, İnsani ve Ahlaki Olmayan Tüm Algıları Değiştirmeliyiz”


Medyada sürekli olarak kadına taciz ve şiddet haberlerinin yer aldığını ve bu durumun ülke olarak hepimizi derinden etkilediğini kaydeden Rektör Çomaklı sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kadına yönelik şiddetin altında da çoğu kez toplumsal cinsiyetle ilgili adil, insani ve ahlaki olmayan algı yatmaktadır. Bir toplumun gelişmesi, kalkınması ve çağdaş düzeylere ulaşması toplum nüfusunun yarısını oluşturan kadınların var edilmesi, haklarının teslim edilmesi ile mümkündür. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığından sadece kadınların değil toplum olarak hepimizin zarar gördüğünü fark edebilmemiz önemli bir değişimin başlangıcı olacaktır. Bunun için toplumsal cinsiyet konusunda öncelikle dil ve zihniyet değişimine ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.


Derslerle Öğrencilerimize Ulaşmayı Hedeflemekteyiz


Değişimin sağlanabilmesi için Atatürk Üniversitesi olarak gereken her türlü çabayı gösterdikleri belirten Çomaklı: “Bu kapsamda gençlerimizin eğitiminin, onlarda istendik değişimler yapacağına inanmaktayız. Bahar yarıyılından itibaren daha yaygın olarak bu konudaki derslerle öğrencilerimize ulaşmayı hedeflemekteyiz. Siz değerli hocalarımızdan ricamız bu eğitimden sonra konuya sahip çıkmanız, öğrencilerimizin ve toplumun konu ile ilgili eğitimini sağlamanızdır. Bu vesile ile koordinasyonu dolayısıyla YÖK nezdinde Sezer Hanıma, bu eğitimi vermek üzere üniversitemize gelen çok değerli hocalarımıza ve bu eğitime gönüllü olarak katılan kursiyer hocalarımıza teşekkür ediyorum. Programın verimli geçmesini diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.


Komsuoglu: Kadın Akademisyen Anlamında Avrupa Ortalamasının Üstündeyiz


Atatürk Üniversitesinin gösterdiği misafirperverliğe teşekkür ederek konuşmasına başlayan, Kocaeli Üniversitesi önceki Rektörü ve YÖK Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu; Erzurum’da bulunmaktan ve böylesine önemli bir konunun paydaşı olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.


Komsuoglu: “Kadınların üst seviye görevlerde daha az rol aldıkları için kendilerine yer buldukları zaman dikkatleri daha kolay çekiyorlar. Kadın vali, kadın bakan, kadın rektör gibi Bende onlardan biriyim. Konuya şöyle bakılması gerektiğini düşünüyorum, üniversitelerimizde kadın sorunlarını araştıran merkezler bulunmakta. Bunlar daha ziyade sivil toplum kuruluşları gibi çalışıyorlar ve kadınlarla ilgili çalışmaları yürütüyorlar. Ancak sadece 14 üniversitemizde bu çalışmalar yürütülüyor. Cumhurbaşkanımız ve YÖK Başkanımız, kadın sorunlarının üniversitelerde akademik ders olarak verilmesini istiyor. Küresel dönüşümde üniversiteler artık neler yapıyorlar kavramında büyük değişiklikler oldu. Çünkü artık üniversiteler sürdürülebilir kalkınmada büyük rol oynuyorlar. Dolayısıyla klasik üniversite eğitimi de değişmiş oluyor. Ülkemizde 206 tane üniversitemiz var. Bunların 129’u devlet, 72’si vakıf, 5 tanesi de sadece meslek yüksekokulu olarak kurulmuş kurumumuz var. Üniversitelerdeki 25 bin profesörün 8 bini kadın. Bu, Avrupa Birliği de dâhil olmak üzere çok yüksek bir rakam. Yani çok iyi olduğumuz alanlardan bir tanesi. Bu sayı doçentlerde 9 bin erkek 6 bin kadın ve öğretim üyelerinde ise 16 bin kadın hocamız görev yapıyor. Yani kadın akademisyen sayımızla Avrupa ortalamasının üstündeyiz” dedi.


Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Reva Balcı Akpınar yaptığı konuşmada, kadın ve erkeklerin beklentilerini, değerlerini, imajlarını, davranışlarını, inanç sistemlerini ve rollerini tanımlayan fikirlerin sosyal yapılanması olarak tanımlanan toplumsal cinsiyetin gözden geçirilerek yeniden tasarlanması gerektiğini belirtti.


Akpınar: “Toplumda kabul görmüş birçok unsurun yeniden ele alınacağını, içerikleri değiştirirken ne tür metotların kullanılması gerektiğinin tartışılacağı ve verilen mesajların, gösterilen tavırların yeni bir dil ile nasıl anlatılacağı bu çalışmayla ortaya çıkacak” değerlendirmesinde bulundu.


Açılışın ardından YÖK Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Rektör Çomaklı’yı ziyaret etti.


Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarette, Erzurum’un soğuk havasının, Rektör Çomaklı’nın sıcak, samimi ve misafirperverliğiyle ısındığını söyleyen Prof. Dr. Komsuoğlu, 50 yıl sonra tekrar Erzurum’da bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.


Atatürk Üniversitesinin YÖK için önemli bir paydaş olduğunu söyleyen Komsuoğlu, “Atatürk Üniversitesinin gerçekleştirdiği başarılı çalışmaları yakından takip ediyoruz. Yakın gelecekte bu çalışmaların daha ileri seviyelere taşınacağını ümit ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.