EĞİTİM - 23 Mayıs 2017 Salı 18:42

Açıköğretim Fakültesinde mezuniyet coşkusu

A
A
A
Açıköğretim Fakültesinde mezuniyet coşkusu

Her yaştan insana üniversite okuma imkanı sağlayan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinin (AÖF) 2016-2017 yılı mezuniyet töreni gerçekleştirildi.

Her yaştan insana üniversite okuma imkanı sağlayan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinin (AÖF) 2016-2017 yılı mezuniyet töreni gerçekleştirildi.


İki Eylül Kampüsünde bulunan Anadolu Üniversitesi Spor Salonunda Açıköğretim, İktisat ve İşletme fakültelerinin mezun öğrencileri kep atmanın heyecanını yaşadı. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında Açıköğretim Fakültesi’nde öğrenim görüp mezun olan öğrencileri mutlu günlerinde aileleri ve sevenleri de yalnız bırakmadı. Tören, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, akademisyenler ve öğrencilerin katılımcıları selamlamasıyla başladı. Mezuniyet töreni, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’ın açılış konuşması ile devam etti.


Rektör Naci Gündoğan, bu yıl Açıköğretim mezunlarına üçüncü defa bu kadar geniş katılımlı özel bir mezuniyet töreni yaptıklarını söyledi. “Ülkemizde otuz yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi 2 buçuk milyonu aşan mezunu ve 2 buçuk milyona yaklaşan aktif ve pasif öğrencisiyle Türk Eğitim Sistemine bugüne kadar çok önemli katkılar sağlamıştır” diyen Rektör Gündoğan, “Dağdaki çobandan, üniversite öğretim üyelerine, hapishanelerdeki mahkumlardan şirket ve kamu yöneticilerine uzanan geniş bir yelpazede ve her yaş grubunda yer alan bir öğrenci profiline sahip olan Anadolu Üniversitesi Merkezi Açıköğretim Sistemi, eğitimde fırsat eşitliğine paha biçilmez katkılar sunmaktadır. Açıköğretim sistemiyle sadece Türkiye’de değil, Avrupa’daki cezaevlerinde de yatan toplam 2 binin üzerindeki mahkum öğrenci hayata bağlanmakta ve yükseköğrenim hizmeti almaktadır. Yine on binlerce engelli vatandaşımız bu sistem aracılığıyla yükseköğrenimlerine devam etme imkanı bulmaktadır. Açıköğretim aracılığıyla ekonomik durumu örgün sistemde öğrenim görmesi için yeterli olmayan ya da çalışmak zorunda olduğu için yükseköğrenim imkanından mahrum kalan yüz binlerce vatandaşımızın, deyim yerindeyse ayağına kadar gidilmekte, yaşadığı şehirden başka bir yere gitmeden yükseköğrenim görmesi sağlanmaktadır. Bu hizmetlerin sunulmasında yurt içinde ve yurt dışında 110 büro ile etkin bir şekilde öğrencilerimize hizmet sunulmakta, ara sınav ve final sınavları yurt içinde 81 il ve 19 ilçede, Batı Avrupa’da Almanya Köln merkezli 7 ülkede 12 sınav merkezinde, Kosova’da Priştine ve Prizren’de, Makedonya’da Üsküp ve Gostivar’da, Azerbaycan’da Bakü ve Gence’de, Bulgaristan’da Filibe, Kırcaali ve Şumnu’da, Bosna Hersek’te Saraybosna’da, Arnavutluk’ta Tiran’da, KKTC’de Lefkoşa’da ve Kuzey Amerika’da olmak üzere yurtdışında toplam 25 merkezde başarılı bir şekilde yürütülmektedir” dedi.


Yükseköğrenim çağındaki açıköğretim öğrencilerinin önemli bir kısmı da hem örgün eğitim alan hem de ikinci üniversite kapsamında açıköğretim okuyan öğrencilerden oluşmakta olduğunu dile getiren Gündoğan, “Günümüzde açıköğretim, sadece herhangi bir örgün yükseköğretim kurumuna giremeyen öğrencilerin alternatifi olmaktan çıkmıştır. Özellikle, “hayat bir diplomaya sığmaz” sloganıyla bundan yaklaşık 15 yıl önce başlatılan ikinci üniversite uygulamasıyla üniversite mezunlarına ve halen üniversite eğitimi görmekte olan öğrencilere kendilerini yeni bir alanda geliştirme, daha parlak bir kariyer elde etme olanağı sunulmuştur. Bugün itibariyle ikinci üniversite kapsamında eğitim gören öğrenci sayısı dört yüz bini aşmıştır. Bu sayılar açıköğretimin ulaştığı nokta ve hedef kitlesi açısından önemlidir. Açıköğretim örgün yükseköğretim sisteminin bir alternatifi değil; aynı zamanda onu tamamlayan bir sistemdir” ifadelerini kullandı.


Mezunların, öğrencilik hayatınız boyunca pek çok özveride bulunarak diplomalarını almaya hak kazandıklarını belirten Rektör Gündoğan, “Bu zorlu süreçte kiminiz evlatlarınızla geçireceğiniz zamandan fedakarlık ederek ders çalıştı, kiminiz uzun mesai saatlerinin yorgunluğuyla sınavlara hazırlandı kiminiz ise çocuklarınızla beraber çalışma masasına oturdunuz. Bugün elde ettiğiniz başarı takdire şayandır. Bizler de Anadolu Üniversitesinin mensupları olarak, eğitim hakkının kutsallığının bilinciyle, isteyen herkese bu hizmeti verebilmenin gururu ile çalışmalarımıza bundan sonra da hiç durmadan devam edeceğiz. Bizler sizin başarılarınız ile gurur duyuyoruz. Başarılarınızın devamını diliyor, sizleri mezuniyetiniz dolayısıyla can-ı gönülden kutluyorum” şeklinde konuştu.


Mezuniyet törenine, Eskişehir Valisi Azmi Çelik, İl Jandarma Komutanı Uysal Ağaoğlu, Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.


Açılış konuşmalarının ardından Vali Azmi Çelik ve akademisyenler tarafından, mezun olan öğrencilere diplomaları verildi. Tören, mini konserlerin gerçekleştirilmesi ve hep birlikte kep atılmasının ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde tır kornaları mahalleliyi isyan ettirdi Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na giriş için beleyen tırların korna sesleri, Marmara Mahallesi sakinlerini isyan ettirdi. Liman girişinde oluşan yoğunluk nedeniyle dakikalarca kornaya basan tır şoförleri yüzünden huzursuz olduklarını söyleyen vatandaşlar, duruma çözüm bulunmasını istedi. Liman girişinde oluşan tır kuyruğu dron ile görüntülendi. Her gün yüzlerce tır ve aracın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı yolunda zaman zaman tırlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Oluşan kuyrukta bekleyen tır sürücüleri, duruma tepki göstermek için kornalarını kullanıyor. Sürücülerin kornalı protestosu ise Marmara Mahallesi ve Yakuplu Mahallesi’nin bir kısmında oturan vatandaşları canından bezdirdi. Özellikle hafta sonlarında evlerinde istirahat eden vatandaşlar, korna sesleriyle irkiliyor. Duruma isyan eden mahalle sakinleri, yetkililerin bir an önce duruma ele atmasını istedi. Elvan Küçük isimli mahalle sakini, tırların korna seslerinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek, “Rahatsız olmak ne kelime artık mustaribiz bu konudan. Defalarca bu konuda müracaatlarda bulundu tüm site sakinleri. Her akşam devam ediyor, özellikle cuma akşamları. Tırcıların limanda bir takım problemleri var fakat problemlerini etrafı rahatsız ederek halletme yoluna gidiyorlar. Sürekli korna çalıyorlar. Hastası var, çoluk çocuğu var. Saatlerce sinir bozucu, moral bozucu bir şekilde korna çalıyorlar. Devletimizin artık bu konuya bir el atması gerekiyor. Problemleri neyse çözülsün. Onlar da yaptıkları protestonun çevredeki insanlara verdiği zararı düşünsünler, kendi ailelerini, çocuklarını düşünsünler. Bu küçük bir şey, bunun saatlerce çalındığını düşünün. Hep beraber çalındığını düşünün cinnet geçirirsiniz, burada yaşayamazsınız artık. Biz bu konuda çok mustaribiz. Devlet bu konuya el atsın, liman işletmesi el atsın. Valimiz, belediye başkanımız, emniyet müdürümüz çok rica ediyoruz. Lütfen artık dayanamıyoruz” dedi. Mahalle sakinlerinden Mehmet Şimşek ise, “Akşam saatlerinde aşırı derecede bir korna sesi ve birçok tır korna çalınca insanlar çok rahatsız oluyor. Burada, bu bölgede oturan insanlar gece geç saatlerde bile aşırı derecede korna sesinden rahatsız oluyor” şeklinde konuştu. Selman Yücel yaşananlara bir çözüm bulunmasını isteyerek, "Buradaki tır şoförleri zaman kaybı yaşadıklarından dolayı korna ile tepki verip protesto ediyorlar. Bu korna sesleri de burada oturan vatandaşları rahatsız ediyor. Kiminin hastası var, yaşlısı var, tahammül edeni var, etmeyeni var. Ben valimizden ve bu bölgedeki tüm yetkililerden limanla ilgili çare bulmalarını istiyorum” diye konuştu.
Denizli Uzman Dr. Oğuz: "Covid aşısı olmayanlar için kalp krizi riski artıyor" Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti. İstatistiklere göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün kalp hastalıklarına bağlı olduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, Corona döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü ifade ederek, “Başlıca etkenleri arasında sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı ve birçok faktör var. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışma ile çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. Korona döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri Covid aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında 1 yıl takip ile bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. Covid aşısı değil daha çok Covid insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce Covid hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Sadece sol kol ağrısı kalp krizi belirtisi için yeterli değil” Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi. Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, sedanter yaşamdan uzak durulması gerektiğini belirterek, “Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL sürekli damarlarda birikerek damarlarda tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitsin. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması lazım” diye konuştu.