- 19 Ekim 2021 Salı 12:13

ESOGÜ’nün patentli ürünleri yerel üretime katkıda bulunuyor

A
A
A
ESOGÜ’nün patentli ürünleri yerel üretime katkıda bulunuyor

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Dr.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Şahin Coşkun, ESOGÜ’nün her geçen gün artırdığı patentli ürünlerini ulusal ve uluslararası yatırımcılarla buluşturarak yerel üretime katkıda bulunduğunu söyledi.


Coşkun, dünya genelinde inovasyon odaklı çalışmaların hız kazanmasıyla bilim politikalarının yeniden şekillendiğini, üretilen bilginin bir üst seviyeye çıkarılmasında araştırma ve üniversite-sanayi işbirliği projelerinin önemli hale geldiğini söyledi.



“Üniversiteler aciliyet gerektiren bilgiyi üretme ve entegre etme görevini üstleniyor”


Bilginin üretilmesi konusunda en önemli yere sahip olan üniversitelerin yeni teknolojik gelişmelerin yaygınlaştırılmasında Ar-Ge ve inovasyon oluşumunda etkin rol aldığını hatırlatan Dr. Öğretim Üyesi Coşkun, “Kuruldukları dönemden beri dünyadaki değişimlere öncülük eden üniversiteler, çeşitli beklentileri karşılamak durumundadır. Başlangıç yıllarında doğru bilgiye ulaşılmasını, bilginin korunmasını ve yayılmasını amaçlayan kurumlar iken bugün bilgi üretmenin yanı sıra koronavirüs pandemisinde görüldüğü üzere aciliyet gerektiren bilgiyi üretme ve bilginin entegrasyonu işlevini de üstlenmektedir. Günümüzde üniversitede görevli bir araştırmacıdan bilgiyi üretmesi, bunu yayımlaması, sanayi ile işbirliği kurarak ilgili teknolojinin hazırlık seviyesini artırması, fikri mülkiyet haklarını koruma altına alması, bilgiyi sanayi desteğiyle ürün veya hizmete dönüştürmesi veya akademik girişimi ile bu teknolojinin ticarileşmesine öncülük etmesi beklenmektedir” dedi.



“Teknoloji Transferi, üniversite-sanayi işbirliği, girişimcilik”


Dr. Öğretim Üyesi Coşkun, üniversitelerde geliştirilen teknik bilginin aktarımının ‘Teknoloji Transferi’ adı verilen mekanizmalar ve arayüzler aracılığı ile gerçekleştirildiğini belirterek şöyle devam etti:


“Üniversitelerde teknoloji transferi; üretilmiş nitelikli bilginin endüstriye aktarılması, yani ekonomik bir değere dönüştürülmesi süreçlerini kapsayan faaliyetlerin bütünü olarak adlandırılabilir. Teknolojiyi bilgi olarak gören yeni yaklaşım dikkate alındığında bu süreçler bütünü, yani teknoloji transferi; ‘teknoloji, bilgi, birikim, know-how, tasarım, üretim yöntemleri ve sistemlerinin; faydaya ve ekonomik değere dönüşümünü temin etmek için veya daha da gelişmesini ve yeni ürünler, uygulamalar, malzemeler ve süreçler oluşturulmasını sağlamak amacıyla bilimsel ve araştırma kurumları, sanayi, kamu vb. ilgili taraflar arasında paylaşılması’ şeklinde tarif edilmektedir. Üniversitelerde üretilen bilginin ve teknolojinin geliştirilmesinde ve faydaya dönüştürülmesinde en önemli mekanizmalardan biri Üniversite-Sanayi işbirliğidir (ÜSİ). ÜSİ sayesinde; üniversitelerin sahip olduğu fiziki altyapı ve araştırmacı kaynağı, sanayinin sahip olduğu üretim altyapısı, tecrübe ve finansal kaynaklarla birleştirilmektedir. Diğer bir ifade ile Üniversite-Sanayi İşbirliği; sanayinin mevcut kaynakları ile üniversitelerin sahip olduğu kaynakların, topluma ve taraflara yarar sağlamak üzere, bir sistem ve metot dâhilinde bütünlük arz edilerek oluşturulan araştırma geliştirme, eğitim-öğretim ve diğer yapılabilecek hizmet faaliyetlerinin tümü olarak ifade edilmektedir. Girişimcilik de bilginin ticarileşmesi ve ekonomiye kazandırılması noktasında önemli bir mekanizmadır. Özellikle akademisyenler, yeni mezun ve araştırmacıların teknoloji temelli iş fikirlerinin ticarileştirilmesinde önemli rol oynamaktadırlar. Ayrıca girişimcilik sayesinde nitelikli ve genç nüfus için istihdam yaratılmakta ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetler ekonomiye kazandırılmaktadır. Ülkemizde KOSGEB, TÜBİTAK BİGG 1512 ve proje yarışmaları gibi programlarla desteklenen girişimcilik, üniversitelerde geliştirilen güncel bilgi ve patentlerin ticarileştirilmesine öncülük etmektedir.”



ESOGÜ Patent Portföyü


Dr. Öğretim Üyesi Coşkun, teknoloji transferinin ve diğer işbirliği mekanizmalarının başarılı bir şekilde işletilebilmesi amacıyla kurulan ESOGÜ Teknoloji Transfer Ofisi (ETTOM)’nin destek hizmetlerinden bahsederek, “Bu kapsamda Eskişehir ve bölgesinin sahip olduğu Ar-Ge potansiyelini kullanarak yüksek katma değere sahip teknolojik ürünlerin geliştirilmesine aracılık etmekte, ulusal ve uluslararası finansal destek programlarından etkin bir biçimde yararlanma, fikri ve sınai mülkiyet haklarını yönetme, akademik girişimciliği teşvik etme ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunma gibi girişimleri desteklemekteyiz. Çalışmalar ‘ESOGÜ Patent Portföyü’ adlı araştırmada bir araya getirilerek üniversite bünyesinde geliştirilen, bilgi ve teknolojinin kullanılıp katma değeri yüksek teknolojilerin ulusal ekonomiye kazandırılması süreçlerine katkıda bulunulmuştur. Bu portföyde; Çevre Dostu Biyo-bozunur Plastik, Engelsiz Yaşam Teknolojileri, Madencilikte Yüksek Zenginleştirme Teknikleri, İleri Malzeme Üretim Teknikleri, Güneş Enerjisi Teknolojilerinde Verimin Artırılması, Yenilikçi Malzeme Kaplama Teknikleri, Yüksek Performans ve düşük Yakıtlı Motor, Yapay Zekâ Tabanlı Tıbbi Atık Ayrıştırma Sistemi, Kanser Tedavisi için geliştirilmiş Aplikatör, Yapay Zekâ ile Bebeklerin Konfor ve Ağrı Düzeylerinin Belirlenmesi gibi yenilikçi alanlarda teknolojik çözümler sunan ulusal ve uluslararası düzeyde 50’nin üzerinde patent, faydalı model ve tasarım başvuruları bulunmaktadır. Üniversitemiz tüm paydaşlarıyla yerel, bölgesel ve ülkemiz ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmekte olduğu evrensel bilgi ve teknolojinin toplumsal ve ekonomik faydaya dönüşmesi, yerlileştirilmesi yoluyla ülkemiz ihtiyaçlarına yönelik arzın garanti altına alınması amacıyla Ar-Ge, Üniversite-Sanayi İşbirliği ve Girişimcilik faaliyetlerinin kurgulanması, yürütülmesi faaliyetlerine tüm hızıyla devam etmektedir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kuyruğun sebebini duyan şaştı kaldı Düzce(İHA) – Düzce’de çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) binasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kazakistan Başbakanı Olzhas Bektenov, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve iş adamlarının katılımıyla Türkiye-Kazakistan İş Forumu düzenlendi. Forumda Türkiye ve Kazakistan arasında geçmişte yapılan ve gelecekte yapılması planlanan iş birlikleri ve ortaklık anlaşmaları ele alındı. Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinde ilk defa 1 trilyon dolar eşiği aşıldı ve Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tarihte ilk kez 1,1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Kişi başına düşen gelirimiz ise 13 bin dolar seviyesini geçti. Kazakistan’ın milli geliri ile bizim milli gelirimizi topladığımızda 1,4 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Bu da hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu. “Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan” Yılmaz, “Önümüzdeki dönem bir taraftan iki kardeş ülke olarak büyümeye devam edeceğiz. Diğer taraftan da aramızdaki ekonomik ilişkileri büyüteceğiz. 2023 yılında Orta Vadeli Programımız çerçevesinde az da olsa hedefimizin üstünde büyüdük. 4,5 oranında bir büyüme kaydettik. Kazakistan’da geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam yüzde 5 oranında bir büyüme kaydetti. Dünyanın bu zor şartlarına rağmen Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan. Böylece 14 çeyrektir aralıksız büyümeyi sürdürüyoruz. Büyüme performansı açısından ülkemiz 2023 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dış ticaretimiz de yukarı yönlü ivmesini sürdürmektedir. Geçen yıl ihracatımız 256 miyar dolarla rekor bir seviyeye ulaştı. Bu yılki hedefimiz 267 milyar dolara ulaşmak. 2026 hedefimiz ise 300 milyar doları aşan bir ihracat performansı sergilemek” şeklinde konuştu. “Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” Ticaret ve ekonomide yakaladıkları pozitif atmosferin dost ve kardeş ülke Kazakistan ile ikili ticaretlerine de olumlu yansıdığını gördüklerini belirten Yılmaz, “Sayın cumhurbaşkanlarımız geçmişte 10 milyar dolar ticaret hedefi koymuşlardı. 2023 yılında bu hedefi aşmış durumdayız. Artık yeni hedefler belirleme zamanı. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 civarında bir atış oldu ticaretimizde. Bu konu da iş dünyamızın, ihracatçılarımızın, yatırımcılarımızın büyük bir katkısı var. Ben sizlerin huzurunda Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, “Biz Kazakistan ile ilişkilerimize tek millet iki devlet olarak bakıyoruz. Kazakistan’ın güçlü oluşu, zenginliği ve uluslararası arenadaki saygınlığı bize hep gurur vermiştir” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” Hisarcıklıoğlu, “Biz TOBB ve Türk iş dünyası olarak ata yurdumuz Kazakistan’a daha fazla yatırım yapmaları için desteğimizi sürdüreceğiz. Rusya-Ukrayna savaşından sonra aslında Kazakistan enerji kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesi için ciddi fırsatlar da ortaya çıkmıştır. Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı. Yatırım çekme konusunda Kazak yetkililerin çok iyi çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Enerji dışı yatırımlarda Türkiye, Kazakistan’da 5 milyar doları bulan doğrudan yatırım sağladı şu ana kadar. Neredeyse her hafta bir firmamızdan Kazakistan’da yatırım haberleri alıyoruz. Ayrıca kurulan şirketler sıralamasında Kazakistan’da iki numaraya yükseldik. Kazakistan’da 5 bine yakın kurulu şirketimiz var. Kazak firmalarını da ülkemize sanayii üretimi dahil büyük ölçeklerde yatırım yapmaya davet ediyoruz.”
Denizli Hal esnafından Başkan Çavuşoğlu’na karpuz sürprizi Gençlik ve öğrencilik yıllarında karpuzculuk yaparak geçimini sağlayan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu, Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyeleri ellerinde karpuzlarla ziyaret etti. Sürpriz yapan hal esnafına da teşekkür eden Başkan Çavuşoğlu’na “En büyük teşekkür, Karpuz kamyonu kasasından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden yolculuğun bir tek mimarı var. Bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyesi Halil Öztürk ve hal esnafını makamında ağırladı. Ziyarette yaşanan güzel sürpriz ise hoş tebessümlere neden oldu. Başkan Çavuşoğlu, gençlik ve öğrencilik yıllarında karpuzculuk yaparak geçimini sağladığını kamuoyu ile paylaşmış, Tüm Türkiye’de "Karpuzcu Başkan" adıyla gündeme gelmişti. Türkiye Halciler Federasyonu yönetim kurulu üyesi Halil Öztürk Başkan Çavuşoğlu’nu kutlayarak yeni görevlerinin hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. Öztürk ayrıca, "Serinhisarlı hemşehrim Bülent Nuri Çavuşoğlu ile gençliğimizde aynı zamanlarda pazarlarda çok karpuz sattık. Herkes hayırlı olsun ziyaretlerinde çiçek çikolata götürür, biz de karpuz götürdük. Allah sizlere güzel hizmet etmeyi nasip etsin. Sizlere teşekkür ediyoruz. Karpuzcudan belediye başkanı da olabiliyor, bunu gösterdiniz. Sizi kutluyorum ve başarılar diliyorum" şeklinde konuştu. Karpuz kasasından Büyükşehir Belediye Başkanlığına Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, karpuzlarla ziyaretin hoş bir sürpriz olduğunu belirterek, Öztürk ve beraberindekilere teşekkürlerini iletti. Başkan Çavuşoğlu, “ Karpuz satmak keyifli bir işti. Karpuz satarak bir yerelere gelinebiliyormuş, halkımız bunu da gördü. Karpuz kamyonu kasasından Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden yolculuğun bir tek mimarı var. Bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür, bize bu şansı, özgürlüğü veren cumhuriyettir, demokrasidir. Başka bir rejim altında yaşıyor olsaydık emin olun karpuzcudan hiçbir şey olmazdı” dedi.