EKONOMİ - 29 Haziran 2020 Pazartesi 11:40

Hac malzemesi satıcılarının umudu başka bahara kaldı

A
A
A
Hac malzemesi satıcılarının umudu başka bahara kaldı

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip Korona virüs (Covid-19) nedeniyle Müslümanların en önemli ibadetlerinden biri olan hac ziyaretine bu yıl yurt dışından hacı kabul edilmeyeceği açıklaması Türkiye’deki hac malzemeleri satıcıları mağdur oldu.

Dünyayı etkisi altına alan yeni tip Korona virüs (Covid-19) nedeniyle Müslümanların en önemli ibadetlerinden biri olan hac ziyaretine bu yıl yurt dışından hacı kabul edilmeyeceği açıklaması Türkiye’deki hac malzemeleri satıcıları mağdur oldu.


Dünyada Korona virüs bilançosu hala devam ediyor. Virüs nedeniyle dünya genelinde vatandaşlar aylardır kendilerini evlere izole etti. Bu süreç hem Türkiye hem de dünya ekonomisine oldukça olumsuz etkilerken, bazı esnaf yeni normalleşme süreci ile yeniden toparlamaya çalışıyor. Bu esnaf arasında yer alan hac malzemeleri satan yerler de uzun bir aradan sonra yeniden dükkânlarını açarken, bu yıl gerçekleşmesi gereken hac ve umrelerle mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyordu. Ancak Covid-19 nedeniyle Suudi Arabistan tarafından bu yıl yurt dışından hac ziyaretinin kabul edilmeyeceğinin açıklanması, geçimini bu sektörden sağlayanları yine zorluğa soktu.



“Ülkede ilk önce bizi vurdu”


Yaklaşık 20 yıldır Eskişehir’de hac malzemesi satıcısı olan Cahide Bostan, Covid-19 ve yeni normalleşme sürecinde yaşanan sektörün zorluklarını dile getirdi. Bostan, “Bu süreç ülkemize gelmeden önce ilk önce sekteye uğrayan sektör belki de hac malzemeleri veya hac umre turizmi ile ilgilenen sektördü. Çünkü Diyanet ve özel sektörler tarafından 27 Şubata ülkemizde umre için yapılan tüm uçuşlar duruldu. Onun akabinde ülkemize umreciler geldi, karantinada kaldı. Hep birlikte bu süreci takip ettik. Akabinde 11 Mart’ta ülkemizde korona görülmesiyle birlikte bunun devamında da 16 Mart’ta biz merkezimizi ve şubemizi kapattık. Yeni normale geçinceye kadar 1 Haziran’a kadar aralıklarla 1-2 saatlik açmanın dışında kapalıydık. Bununla birlikte 1 Haziranda açıldığımızda tabi ki tüm ülkede olduğu gibi bizim için de hiçbir şey normal değildi, süreç tamamen durmuştu. Bizim için Şubat umreleri Mart umreleri ve sektörde önemli bir yer tutan Ramazan umreleri tamamen iptal olmuştu. Bununla birlikte hac olma ihtimali üzerinde duruluyordu, ama 23 Haziran’da aldığımız habere göre hac da iptal edildi. Dolayısıyla birbirine bir lokomotif gibi bağlayan bir sürü sektör, hac malzemeleri üzerine bir sürü kalem, çok ciddi anlamda hem üretici hem satıcı anlamında etkilendi” diye konuştu.



“Ufkumuz karanlık ve sektör durma noktasında”


Uzun zamandır hacın iptal edilmesi dünya gündemde yer alırken, son yapılan açıklamayla iptal hakkında duyurulan kesin kararı, dünya Müslümanları üzerken hac malzemeleri satıcının beline büktü. Karar değerlendiren Cahide Bostan, “Böyle bir şeyi tabi ki beklemiyorduk. Tüm dünya gibi biz de beklemiyorduk. Ama şöyle bir şey var ki bir sürü sektör çok etkilendi tabi ki. Bazı sektörler yeni normalle beraber en azından toparlanma sürecine veya ne yaparız sürecine girdiler, ama biz açtığımızda hem olmayan umreler vardı, hem de önümüzdeki birkaç ayımızı etkileyecek hac yoktu. Ve akabinde umrelerin ne zaman açılacağını bunun ne zaman canlanacağı konusunda bir fikrimiz yok. Bu süreçte tabii ki devletimiz, yöneticilerimiz bir takım önlemler alıyor. Bunlardan faydalanmaya çalışıyoruz, ama net bir şey olmadığı için maalesef ufkumuz karanlık ve sektör durma noktasında” diye belirtti.



Yeniden açılan camiler az da olsa umut veriyor


Cahide Bostan, içinde olduğu bu zorlu süreçte nasıl ayakta kaldığı anlattı. Bostan, “Siz nasıl devam ediyorsunuz derseniz; biz mesela personelimizin yarısı şu an ücretsiz izinde. Onun dışında hac malzemelerinin ana aktörlerinin dışında yardımcı şeyler, hediyelik eşyalar, Kur’an-ı Kerimler, tablolar, biblolar gibi bir takım küçük şeylerle en azından dükkânımızı kapatmamaya çalışıyoruz. Camiiler biliyorsunuz daha önce ikindi ve öğle namazlarında ibadete açılmıştı. Camilere şu anda seccadesiz gidilmiyor. Yani ufak da olsa can suyu niteliği taşımayan bir hareketlilik olabilir yani. İnsanalar seccadeye gereksinim duyabilirler, ama bu çok yüzeysel bir şey. Çünkü biz bu işi toptancı olarak yapıyoruz ve ciddi sayılarda ciddi tüketimler söz konusuyken bugün nerdeyse sıfırlandı” dedi.



“Sektöre özel bir federasyona çok ihtiyacı var”


Bostan, ülke genelinde bu sektörle uğraşan birçok vatandaş varken, sadece bu sektöründe isteklerini dile getirecek bir dernek veya federasyonun olması gerektiği dile getirdi. Cahide Bostan, “Bu süreçle birlikte biz şunu gördük ki; ülkemizde 81 ilinde çeşitli büyüklüklerde şehrin büyüklüğüne ihtiyaca göre her şehirde veya birçok ilçede hac malzemecisi var. Ama hac malzemecilerinin ortak dertlerini dile getirebilecek herhangi bir dernek, vakıf, federasyonumuz yok. Tabii ki her birimiz ticaret odalarına ve esnaf odalarına kayıtlı birer üyeyiz. Birer işletmeyiz. Ama bununla birlikte sesimizi gür bir şekilde, yöneticilere iletecek maalesef bir merci yok. Bireysel bir takım çalışmalarla bir takım yardım çağrılarında bulunulabilir. Herhangi sesimizi duyurabilecek bir derneğimiz bir federasyonumuz olsaydı, bu süreç hem hac ve umre turizmi yapan işletmeler adına veya bu noktada malzeme temin eden işletmeler adına süreç daha kolay olabilirdi. Veya dertlerini tek başına değil de topluca dile getirmek, topluca çözüm önerilerine ulaşabilmek, istişarenin faydalarından yararlanabilmek adına çok daha güzel olurdu. Umarım buna sebep olur” diye aktardı.



Yine umutlular


Cahide Bostan, virüslü bu zor sürecin bir an önce geçmesinin beklediğini dile getirerek konuşmasını şöyle noktaladı:


“Biz bireysel olarak şunu düşünüyoruz; kendi öz sermayesi güçlü kurumlar buna dayanmaya çalışacak, idare etmeye çalışacak. Çünkü onlarında süreç içerisinde müşterisi olmadığı gibi, hac umre devam etmediği gibi, devam eden kiraları, devam eden personel ödemeleri var, devam eden bazı giderleri geçmişten gelen ödemeleri var. Bunları kendi öz sermayeleri ile kurtarmaya çalışıyor insanlar. İnşallah geçecektir, tez vakitte geçer umut ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konyaspor ile Alanyaspor 16. randevuda Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Konyaspor, sahasında karşılaşacağı Alanyaspor ile 16. kez rakip olacak. Trendyol Süper Lig’in 33. hafta maçında Konyaspor, yarın saat 16.00’da Konya Büyükşehir Stadyumu’nda Alanyaspor ile karşılacak. Ligde Konyaspor 8 galibiyet, 12 beraberlik ve 12 mağlubiyetle aldığı 36 puanla küme hattının 2 sıra üzerinde 15. sırada yer alıyor. Alanyaspor ise 10 galibiyet, 12 beraberlik ve 10 mağlubiyetle topladığı 42 puanla 10. sırada bulunuyor. Süper Lig’de 16. randevu Konyaspor ile Alanyaspor, yarın oynayacakla maçla Süper Lig tarihinde 16. kez karşı karşıya gelecek. Geride kalan 15 müsabakada taraflar sahadan 6’şar kez galibiletle ayrılırken, iki takımın 3 maçında ise kazanan taraf çıkmadı. Bu maçlarda Konyaspor 26 gol sevinci yaşarken, Alanyaspor 27 kez fileleri havalandırdı. İki takım Konya’da 7 kez karşı karşıya geldi. Konyaspor bu maçlarda 2 kez rakibini mağlup ederken, 3 maçta da yenildi, 2 maçta ise kazanan taraf çıkmadı. Konyaspor sahasındaki maçlarda 10 kez gol atma başarısı gösterirken, Alanyaspor 11 kez gol sevinci yaşadı. İki takım arasında bu sezon ligin ilk yarısında Alanya’da oynanan maçta 2-2’lik skorla kazanan taraf çıkmadı. Konyaspor, son 5 maçta 8 puan topladı Konyaspor çıktığı son 5 lig maçında 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak 8 puan topladı. Bu maçlarda rakip fileleri 8 kez havalandıran Konya ekibi, kalesinde 6 gol gördü. Alanyaspor çıktığı son 5 lig maçında 4 galibiyet, 1 mağlubiyet alarak 12 puan topladı. Bu maçlarda rakip fileleri 9 kez havalandıran Alanya ekibi, kalesinde 5 kez gol gördü. Alanyaspor’un 7 maçlık yenilmezlik serisi geçen hafta kendi evinde Galatasaray’a 4-0 mağlıp olduğu maçla son buldu. Oğuzhan Çakır düdük çalacak Konyaspor ile Alanyaspor arasında oynanacak karşılaşmayı hakem Oğuzhan Çakır yönetecek. Çakır’ın yardımcılıklarını Mehmet Sali Mazlum ve Ali Tuna yapacak. Karşılaşmanın dördüncü hakemi ise Burak Olcar olacak.
Malatya Kayısı ihracatı hız kesmiyor Malatya Ticaret Borsası (MTB) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, Mart ayında 6 bin 191 kuru kayısı ihracatı gerçekleştirilerek 37 milyon 358 bin dolar gelir elde edildiğini söyledi. Dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 85’inin karşılandığı Malatya’da kent ekonomisinin lokomotifi olarak değerlendirilen kayısıda depreme rağmen ihracat hedeflerinde sapma olmadığını kaydeden Malatya Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ramazan Özcan, yeni sezon hedeflerinin ise 100 bin ton ihracat ile 750 milyon dolar gelir olduğunu belirtti. “Ocak- Mart aralığında 19 bin 210 ton ihracat gerçekleştirildi” Mart ayında 6 bin 191 kuru kayısı ihracatı gerçekleştirilerek, 37 milyon 358 bin dolar gelir elde edildiğini kaydeden Başkan Özcan, "Kuru kayısıda ihracatımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Mart ayında da yine dünyanın dört bir yanına 6 bin 191 ton ihracat gerçekleştirerek 37 milyon 358 bin dolar gelir elde ettik. Geçtiğimiz yıllara paralel olarak baktığımızda Ocak-Mart döneminde yapılan ihracatlar da kısmi bir miktarda gerileme söz konusu bununda tabi bir çok sebebi var. İlk çeyreği aslında tahmin ettiğimiz gibi kapattık. 2024 yılının Ocak- Mart aralığında toplamda 19 bin 210 ton kuru kayısı ihracattı gerçekleştirdik bununla birlikte 113 milyon 832 bin dolarda gelir elde etmiş olduk. Geçen yılın ilk üç ayında gerçekleştirilen ihracat rakamları ile bu yılın rakamları paralellik gösteriyor. Bu rakamlar bütün olumsuzluklara rağmen elde edilen rakamlar. Kentteki özellikle insan iş gücü kaybı ve kapasite sorunu devam ediyor" dedi. “Yeni sezon hedefimiz 100 bin ton ihracat, 750 milyon dolar gelir” Yeni sezona dair de açıklamalarda bulunan Başkan Özcan, "Meyve bağlama dönemindeyiz. Tahmini rekolte çalışmaları yakında başlayacak ve devamında da hasat dönemi gelecek. Hasat döneminde özellikle iş gücü ihtiyacı ciddi anlamda gündeme gelecek. Bu noktada depremin ortaya çıkardığı olumsuzlukları bertaraf etmeye çalışıyoruz. Depremle birlikte verdiğimiz göçten dolayı kaybettiğimiz iş gücünün telafisi için şehirdeki yaşam emarelerinin özellikle çarşı merkezi dediğimiz ticaret aksların biran önce ayağa kalkması gerekiyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen de dünyanın dört bir yanına ihracatımız devam ediyor. 100 bin ton ihracatla 500 milyon dolar gelir hedefinden çıktık, bu yıl 100 bin ton ihracatla 750 milyon dolar gelir elde etme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Önümüzde 3 aylık bir süre var. 1 Ağustos 2023 ‘de başlayan süre 31 Temmuz 2024’te tamamlanacak“ diye konuştu.
İstanbul Orhan Gencebay hayranı biriktirdiği yüzlerce eser ve objeyi evinde sergiliyor Zeytinburnu’nda yaşayan 48 yaşındaki Engin Uysal, Orhan Gencebay’a duyduğu hayranlıkla 42 yıldır biriktirdiği yüzlerce eseri, müzeye çevirdiği evinin salonunda sergiliyor. Zeytinburnu’nda yaşayan 48 yaşındaki Engin Uysal, 1982 yılından bu yana Türk müziğinin usta ismi Orhan Gencebay’a duyduğu hayranlık nedeniyle eser biriktiriyor. Ünlü sanatçının plak, kaset, CD, afiş, fotoğraf ve gazete kupürlerine ait bulabildiği her şeyi biriktiren Uysal, yüzlerce objeyi müzeye çevirdiği evinin salonunda sergiliyor. Çalışmasını yaparken maddi ve manevi emek verdiğini belirten Uysal, eser biriktirmenin zorlayıcı olduğunu ancak aldığı mutluluğun buna değdiğini ifade etti. 3 çocuk babası Uysal, eşi ve çocuklarının da Orhan Gencebay’a hayran olduğunu eserleri büyük bir titizlikle koruduklarını belirtti. “Fanatik Orhan Baba hayranıyım” 1992 yılından bu yana her çıkan Orhan Gencebay kasetini aldığını söyleyen Engin Uysal, “Orhan Baba hayranlığım 1982 yılında ‘Ya Rabbim’ albümüyle başladı. 1990’lara doğru, ‘Sarhoşun Biri’, ‘Batsın Bu Dünya’, ‘Bir Teselli Ver’ kasetlerini almaya başladım. 1990 yıllarından sonra ise CD’lerini toparlamaya başladım. CD’leri seri olarak yaptım. Gazete kupürlerinden kartpostalları ve plakları almaya başladım. Arkası devamlı geldi. Fanatik Orhan Baba hayranıyım. Kendisini çok seviyorum. 1982 yılında Baba’nın albümünü görünce çok etkilendim. Etkilendikten sonra dinlemeye başladım. Daha sonra diğer kasetleri de almaya başladım. 1992’de İstanbul’a geldikten sonra her çıkan kasetini aldım. Peşine CD’leri toparladım. Birkaç tane büyük plaklardan aldım. Bende hatıraları çok büyük” dedi. “Evimize gelen aile fertleri, eşimin de benim de arkadaşlarım çok etkileniyorlar” Çevresindeki eve gelen misafirlerin objelerden çok etkilendiğini belirten Uysal, “Orhan Baba ile ilk tanışmam bir düğünde gerçekleşti. 2004 yılında ofisine giderek telefon numarasını aldım. İlk resmimi 2007 yılında çekindim. Sonra art arda fotoğraflarımı çekindim. Sağ olsun beni çok iyi karşıladı. Çay içtik, sohbet ettik. Çok güzel hatıralarımız var. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Zaten kendisi de beni tanıyor. Gittiğim zaman, ‘Samsunlu Engin, hemşehrim gelmiş’ diyor. Evimize gelen aile fertleri, eşimin de benim de arkadaşlarım çok etkileniyorlar. Nasıl toparladığımı merak ediyorlar. Maddi, manevi nasıl bir araya getirdiğimi merak ediyorlar. Tabii ki zorlukları var. Ama zorluluklarının aksine çokta mutlu oluyorum. Maddi zorlukları oluyor ayrıca yırtılmaması için çok emek veriyorsun. Gözün gibi bakman gerekiyor. 3 tane evladım var. Onlar da koruyorlar, benim gibi çok seviyorlar Orhan Baba’yı” ifadelerini kullandı. “Orhan Baba’ya ait hatıraları almak isteyenler oldu” Biriktirdiği yüzlerce objeyi almak isteyenlerin olduğunu aktaran Uysal, “Mesela sabah kalktığımda ilk Orhan Baba dinlerim. Mutlu oluyorum ve rahatlıyorum. Anlatılmaz bir duygudur Orhan Baba. Orhan Baba’ya ait hatıraları almak isteyenler oldu. Bir iki arkadaş teklifte bulundu. 50 binin üzerinde fiyat veriler. Veremeyeceğimi, söyledim. Benim için çok değerli. Manevi olarak çok büyük bir anlamı var. Çok büyük bir meblağ verilse bile veremem derim” şeklinde konuştu. “‘Baba bunların hepsi benim olacak yani bana kalacak ’ diyor” Orhan Gencebay hayranı Uysal, 7 yaşındaki oğlu Anıl’ın da biriktirdiği eserlerin kendisine miras kalmasını hayal ettiğini söyleyerek, “Eşim de Orhan Baba hayranıdır. Sağ olsun evimin dizaynını ve düzenini, posterleri ve duvardaki fotoğrafların hepsini eşim yapar. Ben fazla anlamam. Eşim mükemmel titizdir o konuda. Her şeyi eşim yapar kendisine çok teşekkür ediyorum. İkiz oğlum var biri Anıl. O da Orhan Baba’yı çok seviyor. Sosyal medyaya videoları birlikte çekip atıyoruz. Hakan da çeker ama Anıl daha çok düşkün. Anıl, ‘Baba bunların hepsi benim olacak yani bana kalacak ’ diyor. Beni çok mutlu ediyor. 7 yaşındaki oğlum Anıl, Orhan Baba dinlemek istiyor. ‘Şu plakını koyalım, şu CD’sini, kasetini dinleyelim’ diyor. Ben de çok sevdiğim için ona herhangi birini dinleyebileceğimizi söylüyorum. Utan dokunma kasetinin benim için çok büyük bir anısı vardır. Onu 12 saat dinlediğim de oldu. Kaset sonradan bozulmuştu. O zamanlar Orhan Baba’yı görmeden ölürsem, gözlerim açık gider demiştim” diye konuştu.