SAĞLIK - 12 Mayıs 2022 Perşembe 16:32

(ÖZEL) Mesleğini 31 yıldır onur ve gururla sürdüren Hatice hemşire

A
A
A
(ÖZEL) Mesleğini 31 yıldır onur ve gururla sürdüren Hatice hemşire

Eskişehir’de 31 yıldır hemşirelik yapan Hatice Can Uğural, mesleğin zorluklarından bahsederek, bugüne kadar hayatına dokunduğu bütün hastalar için onurlu ve gururlu olduğunu söyledi.

Eskişehir’de 31 yıldır hemşirelik yapan Hatice Can Uğural, mesleğin zorluklarından bahsederek, bugüne kadar hayatına dokunduğu bütün hastalar için onurlu ve gururlu olduğunu söyledi.


Özellikle korona virüs salgını döneminde gece gündüz görev yapan ve kimi zaman ailelerinden uzak kalan hemşirelerin, meslek hayatlarında yaşadıkları zorluklar 12 Mayıs Uluslararası Hemşireler Günü’nde ön plana çıktı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’nde çalışan Hatice Can Uğral, uzun meslek hayatında yaşadıklarını anlattı. Bugüne kadar hayatına dokunduğu bütün hastaları için onurlu ve gururlu olduğunu belirten Uğural, öğrencilerine ilk olarak vicdanlı olmalarını öğrettiğini vurguladı.



“Eğer bir insanın vicdanı olmazsa bu mesleği yapamaz”


Modern hemşireliğin kurucusu olarak bilinen Florence Nightingale’in ışığını taşıdıklarını söyleyen Uğural, birlikte çalışmış olduğu ekip arkadaşlarının ve beraber geleceğe ışık tutan tüm öğrenci hemşirelerin hemşirelik haftasını kutladığını söyledi. Hastaların hayır duasını almanın çok önemli olduğunu belirten Uğral, “Hastaya sevgi ve şefkatla dokunduğunuz zaman onun karşılığını alıyorsunuz. Yoğun bakımdaki hastalarımız bakıma muhtaç hastalar. Biz her türlü bakımı özveri ile veriyoruz. Buraya gelen öğrencilerimi yetiştirdiğim zaman, her türlü eğitimi alabilirsiniz, bakımı alabilirsiniz, lütfen vicdanınızı eğitin diye söylüyorum. Vicdan bizim için çok önemli. Eğer bir insanın vicdanı olmazsa bu mesleği yapamaz. Özellikle yoğun bakım hemşireleri çok yoğun ve yorucu çalışma ortamlarında uzun süre ayakta kalmakta ve bütün zorluklarla karşı karşıya gelmektedir” diye konuştu.



“Yatanı annemiz, kardeşimiz, bir yakınımız olarak düşünüyoruz”


İlk mesleğe başladığı zamanlar yaşadığı bir anısını anlatan Uğural, bir hasta yakının kötü tavrıyla karşılaştığını söyledi. Olayı detaylı bir şekilde aktaran Uğural, “Bir hasta yakını gelmemesi gereken bir yerde yoğun bakıma gelmişti ve ben onu çıkartmak istediğimde “Çek o pis ellerini üzerimden” demişti. Rahmetli hocamız da demişti ki “O pis eller hastanıza bakıyor”. Çünkü biz burada gerçekten bir insanın kendi yakınına bakamayacağı kadar bakım veriyoruz. Günde 4 defa bakımlarını veriyoruz. Hastaların el-yüz bakımlarını, yatak ve pozisyon bakımlarını, psikolojik olarak desteklenmelerini, burada onların mutlu olabilmeleri için yabancı bir ortamda kalmadıklarını hissetmelerini sağlıyoruz. Biz akraba gibi, yakını gibi davranmaya çalışıyoruz, empatiyle yaklaşıyoruz. Orada yatan bir annemiz, kardeşimiz, bir yakınımız olarak düşünüyoruz. Sevgi ve şefkatle yapılan her şeyin sonu güzel olur. Ben 31 yıllık meslek hayatım boyunca her zaman bu doyuma ulaştım. Mutluyum, gururluyum en azından eve gittiğim zaman huzurluyum” dedi.



"Hastaya bakım, bir bebeğe bakmak gibi”


Hemşirelik bölümü 4. sınıf öğrencisi olan ve şu an staj yapan Hacı Ahmet Dal, hemşireliğin zor bir meslek olduğunu dile getirdi. Hemşire olmak isteyen gençlere önerilerde bulunan Dal, “Hemşirelik gerek hastalarımız, gerekse hasta yakınları açısından gerçekten zor bir meslek. Hastalarımızı kaybettiğimiz zamanlar oluyor, gerçekten üzülüyoruz. Hemşireliği seçmek isteyen arkadaşlar daha çok insan ilişkilerinde iyi olan ve vicdanlı olmalarını öneriyorum. Çünkü hastaya bakım, bir bebeğe bakmak gibi” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çökertilen organize suç örgütüyle ilgili ayrıntılar ortaya çıktı Çıkar amaçlı suç örgütlerine yönelik “Mahzen-29” adı verilen operasyonun ayrıntıları ortaya çıktı. Ulaşılan bilgilerde, çok sayıda silah ve suç unsurunun ele geçirildiği operasyonda, adı borsa manipülasyonlarıyla gündeme gelen iş adamı M.A. ile yine iş insanı O.Z.’nin de aralarında bulunduğu bazı kişilere karşı düzenlenen silahlı eylemin faillerinin yakalandığı öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde İstihbarat ve Asayiş şube müdürlüklerinin katılımıyla, organize suç örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi ve üyelerinin yakalanmasına yönelik çalışma yürütülmüş, İstanbul genelinde 8 ve 17 Nisan tarihleri arasında; Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt, Kağıthane ilçelerinde meydana gelen “kasten adam öldürme”, “kasten adam öldürmeye teşebbüs”, “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması”, “mala zarar verme”, “uyuşturucu imalatı ve ticareti” ile “tehdit, hakaret” suçlarına karışan 32 şüpheli yakalanmıştı. Söz konusu olaylara karışan faillerin yakalanmasına yönelik operasyonda yeni detaylara ulaşıldı. Yakalanan zanlıların evlerinde ele geçen 2 Utaş marka otomatik tabanca, 34 ruhsatsız tabanca, bu silahlara ait 62 mermi ve uyuşturucu madde ile el konulan paralar emniyette sergilendi. Operasyonda, 10 farklı olayda örgütsel şekilde eylemlerin gerçekleşmesini organize eden, azmettiricisi olan, saldırganlara eylem öncesi ve eylem anında bilgi ve silah temin eden, gözcülük yapan, eylem araçlarını sağlayan toplam 32 şüpheli emniyette sorguya alındı. Çıkar amaçlı suç ağının söz konusu eylemleri arasında adı bir dönem borsa manipülasyonlarıyla gündeme gelen iş adamı M.A.’ya yönelik Beşiktaş ilçesinde 5 Nisan’da “kasten öldürmeye teşebbüs” eylemi, iş insanı O.Z.’nin Esenyurt ve Avcılar ilçelerindeki ev ve işyerlerine yönelik 9 ve 13 Nisan tarihleri arasında birden fazla silahlı saldırı eylemi, 15 Nisan Pazartesi günü Esenyurt’ta bir kişiyi kaçırma ve alıkoyma eylemi, 13 Nisan’da Kağıthane’de D.E. adlı bir vatandaşın öldürülmesi, 8 ve 13 Nisan tarihlerinde Kağıthane ilçesinde Yed-i Emin otoparkına el bombalı saldırı gerçekleştirilmesi ve Eyüpsultan ilçesinde 16 Nisan’da çete fertlerine dağıtılmak üzere satışa hazır şekilde 30 silah ve birleştirilmemiş çok sayıda silah parçasını sağlayan şahısların silah üretimine yönelik eylemleri açığa çıkarılmış oldu. Öte yandan ele geçen silah ve mermiler ile uyuşturucu maddeleri kapsayan suç unsurları emniyette sergilendi. Yakalanan çete üyelerinin İstanbul Emniyetindeki ifade işlemleri ise devam ediyor.
İstanbul Sultangazi’deki çocuk kütüphanesinde birbirinden renkli etkinlikler düzenleniyor Sultangazi Belediyesi, ilçenin ilk ve tek olma özelliğini taşıyan çocuk kütüphanesinde minik ziyaretçiler için birbirinden renkli etkinlikler düzenliyor. Çocuklar ders çalışma ve kitap okumanın yanı sıra origamiden santranca birçok aktiviteye katılma fırsatı buluyor. Çocukların kitapla iç içe olması, okuma alışkanlığı kazanması ve sosyalleşmeleri amacıyla hayata geçirilen ilçenin ilk ve tek olma özelliğini taşıyan Sultangazi Belediyesi Çocuk Kütüphanesi, miniklerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Şehit Ferdi Yurduseven Gençlik Merkezi’nde yer alan Sultangazi Belediyesi Çocuk Kütüphanesi, hem çocukların hem de ebeveynlerin beğenisini topluyor. Kütüphanede her gün 6-11 yaş aralığındaki çocukların okuldaki ödevlerine yardımcı olmak için ev ödevi saati düzenlenirken, kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için de sessiz saat etkinliği yapılıyor. Çocuk Kütüphanesi’nde haftanın 7 günü minik ziyaretçilerin motor becerilerini geliştirebileceği, eğlenirken öğreneceği rengarenk etkinlikler düzenleniyor. Mandala, drama, fen bilimleri ve satranç atölyesinin yanı sıra posterim, origami tasarımı ile minikler keyifli zaman geçiriyor. “Çocuklarımız her şeyimiz” Çocukların yeteneklerini fark edecekleri alanlar açılması gerektiğini söyleyen Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, “Çocuklarımız bizim her şeyimiz. Geleceğimizi güvence altına almak istiyorsak çocuklarımızın kendilerini tanıyabileceklerine ve yeteneklerini fark edebilmelerine yardımcı olacak alanlar açmalıyız. Sultangazi Belediyesi olarak okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlamak ve yaşıtlarıyla daha çok vakit geçirmeleri amacıyla ilçemizin ilk çocuk kütüphanesini hayata geçirmiştik. Kısa sürede ebeveynlerin ve çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştık. Onları sıkmadan, bunaltmadan eğlenerek öğrenebilecekleri bir ortam sağladık” dedi.
Mardin Beş bin yıllık geçmişe sahip olan "Matiate Yer Altı Şehri" gün yüzüne çıkarılıyor GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen, Midyat Belediyesi tarafından yürütülen "Matiate Yer Altı Şehri Projesi" ile Türkiye’nin en büyük yer altı şehirlerinden biri gün yüzüne çıkarılıyor. Midyat’ta bulunan ve yaklaşık 50 bin kişinin yıllarca kapalı yaşayabilecekleri bir alana inşa edilen bu yer altı şehrinin turizme kazandırılmasıyla Mardin’in Midyat ilçesi adına önemli turizm destinasyonlarından biri olması öngörülüyor. Matiate Yer Altı Şehri, Midyat Belediyesi tarafından 2019 yılında başlatılan temizlik çalışmaları ile gün yüzüne çıkmaya başladı. İlk başlarda sığınma amacıyla inşa edildiği düşünülen bu yer altı şehrinin, yapılan araştırmalar sonucunda barınma, soğuk hava deposu, ahır, gömü alanı, tapınak gibi çok farklı işlevler gördüğü ortaya çıktı. Kazı ve temizlik çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte yer altı şehrinin içindeki tünellerin güvenli gezinti yollarına dönüştürülmesi, aydınlatılması ve havalandırılması, yönlendirme ve bilgilendirme tabelalarının yapılması, medeniyetlere ait buluntuların ortaya çıkarılması, yer altında saklı kalmış mekanların yeniden canlandırılması ve düzenlenmesi ile turizme kazandırılması amaçlanıyor. Bu çalışmalar sonucunda çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapması beklenen Matiate Yer Altı Şehri’nin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi kültür ve turizmi adına önemli bir durak olması hedefleniyor.
Kırıkkale Yağışlar azaldı, kuraklık riski arttı: Çiftçiler modern sistemlerle sulama yapıyor Kırıkkale’de yağışların mevsim normallerinin altında olması sebebiyle yaşanan kuraklık tehlikesine karşı direnen çiftçiler, ekili tarım alanlarında modern sulama sistemi kullanıyor. Kırıkkale’de yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle yaşanan kuraklık, tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiledi. Karakeçili ilçesinde yaşayan çiftçiler, ekili tarım arazilerini sulamak için modern damlama sistemi kullanıyor. Güneş enerjisi panelleriyle üretilen elektrikle çalıştırılan pompalar sayesinde kontrollü salınan su, tarım alanlarına ulaştırılıyor. "Güneşten faydalanıyoruz" Tarım arazisine özellikle pancar ektiğini belirten Ramazan Alparslan, "Çiftçilik yapıyorum, özellikle pancar ekiyorum. Biraz da soğanım var. Paneli de kurduk, güneşten faydalanıyoruz. 3 yıl oldu, ilk yılı kendini amorti etti. Çok memnunum. Vatandaşlara da tavsiye ediyorum ama maliyetler yüksek. Türkiye’de dolar bazında olduğu için o bizi biraz eziyor. Mevsimler kurak gidiyor. Yağış bekliyoruz, inşallah yağar. Biz de rahatlarız, iki üç gün dinleniriz" dedi. "Su görmezse kurur" Kuraklığın etkili olduğunu ifade eden Emre Doğan, "Kuraklık oldu, yağış olmadı. Kışın da kar görmedik. Bundan dolayı biraz kuraklık var. Sulama ile telafi etmeye çalışıyoruz. Ekinimiz de son aşamasına geldi. Su görmezse kurur. Sulama ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Mazottan dolayı biraz maliyetli de oluyor" diye konuştu. "Yağmazsa çiftçinin işi kötü" Yağmur yağmadığını ifade eden Hasan Cantemur ise, "Gübre atıyoruz, hazırlık yapıyoruz. Arkasından tohum ekeceğiz, yağmurlama sulama yapacağız. Şimdiye kadar yağmurumuz yok. İnşallah bir hafta, 10 gün içerisinde yağarsa çiftçi kazanır. Yağmazsa da çiftçinin işi kötü" şeklinde konuştu.