SAĞLIK - 23 Kasım 2021 Salı 13:25

Tuz lambalarının faydası saymakla bitmiyor

A
A
A
Tuz lambalarının faydası saymakla bitmiyor

Günümüzde hemen her yerde sıkça gördüğümüz tuz lambaları havadaki fazla nemi ve radyasyonu emme gibi birçok özelliğiyle insan sağlığının korunmasında adeta kalkan görevi görüyor.

Günümüzde hemen her yerde sıkça gördüğümüz tuz lambaları havadaki fazla nemi ve radyasyonu emme gibi birçok özelliğiyle insan sağlığının korunmasında adeta kalkan görevi görüyor.


Genel olarak kaya tuzundan ve himalaya tuzundan yapılan ‘Tuz Lambası’ her geçen gün popülerliğini artırıyor. Tuz kalıplarının içi oyularak ampul yerleştirilen tuz lambaları, birçok alanda kullanılıyor. Günümüzün sık kullanılan teknolojik cihazlarının yoğun şekilde yaydığı radyasyonu da emdiği bilinen tuz lambaları içindeki ışığın etkisiyle ısınarak ortamdaki fazla nemi emiyor. Nem dengesinin sağlanmasıyla solunumu kolaylaştıran tuz lambalarının kas ağrılarını da dindirdiği söyleniyor. İnsan vücudunda bulunan mineral ve elementlerden 84 tanesini bünyesinde bulunduran kaya tuzu ile himalaya tuzu, Çin gibi ülkelerin tıbbi tedavi yöntemleri arasında da bulunuyor.


“Yaşam fonksiyonlarını destekleyici özelliği bulunur”


Eskişehir’de aktarlık yapan Koray Özkılıç, tuz lambalarının her geçen gün daha çok tercih edildiğini belirtti. Tuz lambalarının şuanda bilinen kadar bilinmeyen de birçok faydası olduğunu ifade eden Özkılıç, solunum düzenleme ve radyasyon emme özelliklerinin herkesçe bilindiğini söyledi. İnsan vücudundaki birçok mineral ve elementin kaya tuzu ve himalaya tuzunda da bulunduğunu, böylelikle insanın yaşamsal fonksiyonlarını desteklediğini belirten Koray Özkılıç, şu ifadeleri kullandı:


“Kaya tuzu ve himalaya tuzu geçmiş dönemlere kadar dayanıyor. Kaya tuzu ve himalaya tuzu insan vücudunda bulunan minerallerin ve elementlerin 84’ünü bünyesinde barındırır. Böylelikle vücudun yaşam fonksiyonlarını destekleyici özelliği bulunur. Mikrop kırıcı özelliği vardır. Astım ve koah hastalarının solunumunu kolaylaştırır. Kalp damarlarının sertleşmesini engeller. Bunların yanı sıra dini açıdan bakarsak Peygamber efendimizin yemekten önce ağzına bir tutam tuz attığını ve su içtiğini biliyoruz. Himalaya tuzu insanlardan uzakta yetiştiği için temiz ortamdan kaynaklı olarak kaya tuzuna göre daha çok fayda bulundurur diyebiliriz. Çin tıbbında tuz odaları kullanılıyor. Himalaya ve kaya tuzundan yapılan odalarda hastalar bir süre bekletiliyor. Günümüzde teknolojik ürünlerin yaydığı radyasyona karşı kalkan görevi görüyor. Himalaya tuz lambası alıp cihazların yanında bulunduruyorlar. Teknolojik ürünlerin yaydığı radyasyonu emiyor. Evdeki odalarda kullanılan tuz lambaları astım ve koah hastalarının solunumunu rahatlatıyor. Tuz lambası bulunduğu ortamdaki nemi de emiyor. Lamba olarak kullanılmasının sebebi de içindeki ampul ısındıkça tuzun radyasyonu emme oranı da artıyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.