SPOR - 25 Mayıs 2019 Cumartesi 11:26

Yemek masasından Dünya Şampiyonası’na

A
A
A
Yemek masasından Dünya Şampiyonası’na

Eskişehir’de 15 yaşındaki Milli sporcu Tuğba Yıldırım, babasıyla evlerinin yemek masasında başladığı bilek güreşi çalışmalarını Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’na taşıyor.

Eskişehir’de 15 yaşındaki Milli sporcu Tuğba Yıldırım, babasıyla evlerinin yemek masasında başladığı bilek güreşi çalışmalarını Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’na taşıyor.


Eskişehir’in Esentepe mahallesindeki evlerinden Avrupa Şampiyonluğu’na uzanan Tuğba’nın hikayesi filmleri aratmıyor. İlk olarak arkadaşlarıyla okulda yaptığı bilek güreşleri sayesinde yeteneğini fark eden ve hocalarının yönlendirmesiyle bu spora başlayan 15 yaşındaki Tuğba Yıldırım, şimdi Milli Takım formasıyla mücadelelerine çıkıyor. Tuğba, Yunanistan’da çıktığı Avrupa Bilek Güreşi Şampiyonası’nda sağ kolda birinciliği elde ederken babası Yusuf Yıldırım ise desteğini bir an olsun esirgemiyor. Baba-kız, mutfaklarının yemek masasında yapılan bilek güreşlerinden Dünya Şampiyonası hayaline beraber adım atıyor. Şampiyonluğa uzanan yolda Tuğba’nın tek isteği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bir tebrik olurken, kadından bilek güreşçisi olmaz diyenlere ise başarılara ile cevap vermeye hazırlanıyor.



“Gücümün farkındaydım”


İlk olarak bilek güreşine başlangıç hikayesini anlatan Milli sporcu Tuğba Yıldırım, başladığı andan itibaren performans kat ettiğini belirtti. “Gücümün farkındaydım” diyen Yıldırım, “Normalde kızların bilek güreşi yapması pek yaygın değil. Ben zaten ortaokuldayken arkadaşlarımla bilek güreşi yapıyordum. Genelde ben yeniyordum. Daha sonra ben kendime güvenerek daha çok yapmaya başladım. Gücümün farkındaydım. Liseye geçtiğimde ise birkaç arkadaşımla yapmıştım. Onları da yendim. Sonra da hocamın yanına gittim. Onlara bilek güreşi yaptığımı ve arkadaşlarımı yendiğimi söyledim. Onlar da bir tane hocaya yönlendirelim seni dediler. İlk başta ailemin izin vermeyeceğini düşündüm. Sonra babamla birlikte hocamın yanına gittik. Babamla konuştular ve spora başlamam için anlaştılar. Başladığım ilk andan itibaren performans kat ettim. Hocam bana güvendiği için Antalya’ya Türkiye Şampiyonasına götürdü. Orada Türkiye 3’üncüsü oldum. Liseler arası yarışmalar için de Karabük’e gittim. Karabük’te sağ ve sol kol birincisi oldum” ifadelerini kullandı.



“Tek isteğim Dünya Şampiyonu olmak”


Bazı ailelerin kadınların bilek güreşi yapmasına karşı çıktığını belirten Tuğba, bu seslere tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan tebrik beklediğini de ifade eden Tuğba, hedefinin ise Dünya Şampiyonluğu olduğunu ifade ederek şu şekilde açıklamalarına son verdi:


“Milli takım forması giymek anlatılmaz bir duygu. Türk Bayrağını üzerinde taşımak kadar güzel bir şey yok. Anlatılmaz. Cumhurbaşkanımız ve Belediye Başkanımızdan tebrik bekliyorum. Bilek güreşi normalde erkekler tarafından kabul görüyor ama bayanların da yapabileceği bir spor kesinlikle. Bazı aileler karşı çıkıyor. ‘Kızdan bilek güreşçisi olmaz’ gibi laflar geliyor. Öyle demesinler. Türkiye’nin ne kadar temsil edilebildiğini görüyorlar. O yüzden öyle dememeleri gerekiyor. Şu anki hedefim Dünya Şampiyonası. Dünya Şampiyonu olmak istiyorum. İdmanlarımı ona göre ayarlıyorum ve ona göre yapıyorum. Şu anda tek isteğim Dünya Şampiyonu olmak.”



“Bu kadar fazlasını beklemiyordum”


Baba Yusuf Yıldırım ise ilk başta kızının sadece spor olarak gidip gelmesini beklediğini, Avrupa Şampiyonluğunun şaşırttığını ifade etti. Baba Yıldırım, “Böyle hiçbir şey beklemiyorduk. Sadece spor olarak gidip gelsin diye bekliyordum. Bu kadar fazlasını beklemiyordum. O daha fazlasını yaptı bize. Liseler arası birinciliği bekliyorduk. Bu baya boyunu aşıp geldi. Antalya’ya giderken dahi hiç umudum yoktu. Sıralamalara girebilir diyordum. Fazlasını yaptı. Kızım beni şaşırttı. Aslında benim gönlüm yoktu. Fakat kızım istediği için olur dedim. Daha sonra baktım ki bir ışık var; ben de desteklemeye başladım. İlk başta gönlü olsun diye evet dedik. Avrupa Şampiyonu olup gelmesi gurur verici” dedi.



“Ara sıra beni yeniyor”


Kızı Tuğba ile birlikte yemek masasında bilek güreşi çalışmaları yaptığını belirten Yusuf Yıldırım, artık kızlarından beklentilerinin arttığını ifade etti. Dünya Şampiyonası’ndan birincilik beklediğini vurgulayan Yıldırım, “Beraber bilek güreşi yapıyoruz. Ara sıra beni yeniyor. Dün akşam yemek masasında yapalım dedik. Bir daha yapmam. Bunu herkes yapamaz. Bu saatten sonra da hiç beklentim yok diyemem. En kötü ihtimal birinci olsun isterim. Bu zamana kadar gelmiş, emek etmiş. Birincilik ve ikincilikler almış, Avrupa Şampiyonu olmuş. Bunun da daha ileriye gitmesini isterim” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla BİLSEM Türkiye’de en çok bilimsel proje hazırlayan 2’nci okul Muğla Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), bilimsel çalışmalar kapsamında Türkiye genelinde en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Bu yıl Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’nca 18’incisi düzenlenen Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri yarışması Ege Bölge finali Denizli’de bugün sona erecek. Ege bölgesinden yapılan 887 projeden 100 tanesi jüriler tarafından sergilenmeye değer görülerek bölge finaline davet edildi. Bölge finalinde başarılı olan projeler ise Türkiye finalinde yarışmaya hak kazanacak. Yarışmaya damga vuran Muğla Bilim ve Sanat Merkezi ise hazırladığı yetmiş proje ile Türkiye geneli en çok proje hazırlayan ikinci okul oldu. Davet edilen on üç proje ile de Türkiye geneli en başarılı dördüncü okul oldu. Ege bölgesi özelinde ise bölgeye davet edilen yüz projeden on üçüne sahip olarak Ege Bölgesinin zirvesine yerleşti. Muğla Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Bekir Cevizci, “Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bilimsel üretkenliklerini en üst seviyeye çıkararak bu yıl Türkiye’ye damgasını vurdu. Muğla’dan bir devlet okulunun bütün istatistikleri alt üst ederek bilimsel başarılarıyla Türkiye gündemine oturması bizleri çok mutlu etti. Bu başarının mimarı sevgili öğrencilerimizi ve fedakâr öğretmenlerimizi tebrik ederim. Burada 13 ekibimizde toplam 36 kişilik dev bir kadro bulunmaktayız. Buradan güzel başarılar alarak Muğla’ya dönmeyi planlıyoruz. Ayrıca tek faaliyetimiz bilimsel projeler değil, bilimsel yayınlar ve bilimsel öğrenci bildirilerinde de Türkiye gündemine oturmaya hazırız. Bize çalışmalarımızda her zaman destek veren Valiliğimize, Muğla İl Milli Eğitim Müdürümüz Emre Çay Bey’e ve yöneticilerimize teşekkür ederiz” dedi.
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.