SAĞLIK - 12 Ağustos 2022 Cuma 11:30

Çocuklarda Multisistem Inflamatuar sendromuna dikkat

A
A
A
Çocuklarda Multisistem Inflamatuar sendromuna dikkat

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Dr. Ayşe Demirçubuk, çocuklarda Sars CoV-2 virüsüne maruziyeti sonucu virüsün bağışıklık sistemini tetiklemesine bağlı MIS-C (Multisistem Inflamatuar Sendrom) ile karşılaşılabildiğini söyledi.


Bazı çocukların COVID-19 enfeksiyonunu hiçbir belirti olmadan geçirdiğini veya ailesi enfekte olduğunda belirtiler hafif görüldüğünden test yapılmadığını anımsatan Dr. Demirçubuk, tanı konulmamış olmasının çocuğun MIS-C geçirmeyeceği anlamına gelmeyeceğini belirtti.


“MIS-C, hastanede yapılan testlerin sonucuna göre tanısı kesin konularak tedavi edilmesi zorunlu bir hastalıktır” diyen Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, şunları kaydetti:


“Koroner damarlarda soruna, dolayısıyla kalbin fonksiyonlarının bozulmasına neden olabileceğinden başta çocuk sağlığı ve hastalıkları, çocuk enfeksiyon hastalıkları ve çocuk kardiyolojisi gibi bölümlerin multidisipliner olarak takip ederek, tedavileri düzenlenmesi büyük önem taşır.”


Covıd-19 ve Mıs-C


COVID-19’un ortaya çıkışı ve MIS-C sendromu hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, şöyle devam etti:


“Çocuklarda pandeminin ilk zamanlarında COVID-19 hastalığı daha hafif seyretmesine karşın Nisan 2020’de İngiltere’den gelen raporlar Atipik Kawasaki hastalığı olarak tanımlanan daha sonra da MIS-C (Pediatrik Multisistemik İnflamatuvar Sendrom) adıyla kayıtlara geçirilen bir hastalık tanımlanmıştır. MIS-C, COVID-19’a maruz kalan çocuklarda virüs bulaştıktan 2-4 hafta sonra ortaya çıkan vücudun virüse karşı verdiği aşırı cevap sonucu organ yetmezliğinin ortaya çıktığı bir durumdur.”


“Mıs-c, Covıd-19 geçiren tüm çocuklarda görülmemektedir”


Çocuklar ve yetişkinlerin COVID-19 enfeksiyonuna yakalanma oranının benzerlik gösterdiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Buna rağmen Sars CoV-2 virüsü ile enfekte çocuklarda ciddi klinik semptomlar az görülmektedir. Yapılan çalışmalarda COVID-19’a bağlı hastane yatışlarının sadece yüzde 1,5’ini çocuk hastalar oluşturmaktadır. Salgının başlangıcında çocukların daha az etkilendiği düşünülürken daha sonra COVID-19 enfeksiyonunu semptomatik ya da hiçbir belirti olmadan sessiz geçiren çocuklarda iki-dört hafta sonra MIS-C tablosu ortaya çıkabilmektedir. COVID-19 kaynaklı çocuk vaka sayılarının arttığı dönemin yaşanıyor. MIS-C hastalığı aslında COVID-19 hastalığının ciddi bir komplikasyonu olarak karşımıza çıkmakla birlikte COVID-19 geçiren her çocukta görülmemektedir. Yapılan çalışmalarda 21 yaşın altındaki bireylerde COVID-19 hastalığının görülme sıklığı 100 binde 322 ve MIS-C görülme sıklığı 100 binde 2 olarak bulunmuştur. Hangi çocukta gelişeceğine dair başta epigenetik olmak üzere bilinmeyen birçok faktör vardır.”


Hastalık belirtileri önemli


Nadir görülse de bu hastalığın bulgularının iyi bilinmesinin önemli olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Önceden geçirilmiş COVID-19 enfeksiyonu veya COVID-19 enfekte kişi ile teması olan çocuklarda başta dirençli ateş sayabileceğimiz aşağıdaki semptomlardan bir kısmının varlığı söz konusu olduğunda bu hastalık şüphesiyle bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır” önerisinde bulundu.


Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, semptomları ise şöyle sıraladı:


“24 saatten uzun süren 38 derece üzerinde dirençli ateş, göğüs ağrısı, öksürük, solunum sıkıntısı, baş ağrısı, bilinç durumunda değişiklik, havale geçirmek, tüm vücutta kızarıklık, çilek dili görünümü, kollarda ve bacaklarda şişlik, ciltte soyulma, gözlerde kızarıklık, halsizlik, kas ağrıları, bulantı- kusma, karın ağrısı, ishal, vücutta döküntülerin olması, tansiyon düşüklüğü, dolaşım bozukluğu.”


Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, MIS-C’de dikkate alınması gereken belirtileri ise, “Karında şiddetli ağrı, nefes alırken zorluk çekme, cilt ve dudakların soluk, gri veya mavi renkli olması, sersemlik hali ve uykuya eğilim” olarak özetledi.


Hastalık belirtileri gösteren çocukların zaman kaybetmeden hekime götürülmesinin hastalığın tanı ve tedavi sürecini olumlu etkileyeceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Kawasaki başta olmak üzere birçok sistemik hastalık belirtileri MIS-C ile benzerlik gösterdiğinden tanı konulması zordur” şeklinde konuştu.


Mıs-C tedavisi


MIS-C tanılı çocukların hastanede multidisipliner yaklaşımla tedavi edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, “Bazılarının, çocuk yoğun bakım ünitesinde tedaviye ihtiyacı olabilir. Tedavi, bulguların tipine, şiddetine ve vücutta hangi organların etkilendiğine göre değişir. Tedavi edilebilen hastalık olmakla birlikte çalışmalarda çocuk yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastalarda yüzde 1,7 oranında ölüm oranı saptanmıştır” ifadelerini kullandı.


MIS-C BULAŞICILIĞI


COVID-19 hastalığının aksine MIS-C’nin bulaşıcı bir hastalık olmadığını bildiren Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, COVID-19 ile karşılaşmış ya da hastalığı geçirmiş çocuklarda ortaya çıktığına dikkat çekti.


Mıs-C hastalığının tekrarı


Şu ana kadar bildirilen, tekrar eden MIS-C vakası bulunmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, bu hastalığın nedeninin hala tam olarak aydınlatılamadığını, hastalıkla ilgili çalışmaların ve araştırmaların devam ettiğini aktardı.


Mıs-C’ın önlenmesi


Hastalığı önlemek için bilinen tek gerçekçi yolun COVID-19 virüsü ile karşılaşmamak olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Demirçubuk, sözlerini şöyle tamamladı:


“Bunun için koruyucu önlemlere dikkat etmek, sosyal mesafe kurallarına uymak, maske kullanmak, hijyen kurallarına dikkat etmek önem taşımaktadır. En önemli korunma yollarından biri de aşılanmadır. Ülkemizde 12 yaş ve üstü COVID-19 aşılanması devam etmektedir. Birçok ülkede 5-12 yaş arası çocuk aşılanmasına da başlanmıştır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.