GENEL - 07 Ekim 2019 Pazartesi 16:55

GAÜN’de Suriye çalıştayı

A
A
A
GAÜN’de Suriye çalıştayı

Somut Olmayan Kültürel Miras Bağlamında Suriyeli Türkmen Göçmenlerin Dil ve Kültürleri Çalıştayı açılış töreninde konuşan GAÜN Rektörü Prof.

Somut Olmayan Kültürel Miras Bağlamında Suriyeli Türkmen Göçmenlerin Dil ve Kültürleri Çalıştayı açılış töreninde konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, “Geleceğe ışık tutacak aynı zamanda da iz bırakacak bir programın arifesindeyiz” dedi.


Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen çalıştayda Rektör Prof. Dr. Gür, doğuyla batı arasında medeniyetlerin el değiştiğini ve bu medeniyet değişimi içerisinde sürekli hırpalanan yok edilen ve korunması gerektiği halde korunamayan miraslarımızın oluğunu vurguladı.


Prof. Dr. Gür konuşmasına şöyle devam etti, “Bağdat tarih boyunca bir medeniyet şehridir ve aynı zamanda harika bir antik şehirdir. Bağdat’tan ne kaldı, Afganistan’dan ne kaldı. Yanı başımızda Suriye, Palmira’dan ne kaldı. Bir taraftan yerinde yok oldular veya medeniyetle göçü içerisinde yerinden koparılıp başka bir yere aitmiş gibi orada sergilendi, adı koruma oldu. Yerinde olmadıktan sonra ne anlamı var. O yüzden Türkiye ve Türkler tarih boyunca bulundukları coğrafyalarda her zaman tarihi miraslara saygı duymuşlar. Hatta sadece somut miraslara değil soyut olmayan miraslara da sahip çıkmışlar. Çünkü yönetimsel anlayışta gidilen yerde yerel hükümetler ve yerel yöneticiler tarafından yönetim yapılıp ve oranın diline, kültürüne dokunulmaz” dedi.


“Var olanı koruma çabasındayız”


Suriye Türkmenlerinin bugün var olmadığını belirten Prof. Dr. Gür, “Bu coğrafyada Türkmenler zaten tarih boyunca vardı. Bugün sonradan Türkiye’nin gelecek vizyonu açısından stratejik olarak oluşturduğu bir algı değildir. Biz var olanı koruma çabasındayız. Bu konuda özellikle Suriye bölgesindeki Türkmenlerimizin normal nüfus popülasyonu içerisinde varlıkları az gibi görülebilir ama tarih boyunca korunması gereken Türkiye içerisinde de Suriye bölgesinde mutlak bir değerleri vardır. Bunları hep birlikte koruyacağız” ifadelerini kullandı.


“Davet bin yıl önce yapılmış”


Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ise Kaşgarlı Mahmut’un Dîvânü Lugâti’t-Türk’ün girişinden bir paragrafı katılımcılarla paylaşarak şunları söyledi, “Bin yıl önce Kaşgarlı Mahmut bugün de dahil olmak üzere tarihin her döneminde yaşadığımız bu olayları yazmış ve Türklerin üzerine düşen vazifeyi de söylemiş hatta davet etmiş. Etnik yapıları ne olursa olsun ister Balkanlardan, Irak’tan, Suriye’den ister Kafkasya’dan gelsin davet bin yıl önce yapılmış. Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır”.


“17 mirasımız yer alıyor”


UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras’ın Korunması Sözleşmesinde şu ana kadar 178 devletin taraf olduğunu belirtti. Oğuz, 178 devletten 122’sinin 508 mirasının uluslararası listelere kaydedildiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı, “Bu listelerde Türkiye olarak 17 mirasımız yer alıyor. Bu alanda ilk 5 ülkeden biriyiz. Konu özelinde bunu değerlendirdiğimizde UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras’ın Korunması Sözleşmesi kabul eden ülke açısından çok önemli bir hususu amir. Sözleşmeye taraf olan kendi toprağı üzerindeki topluluk, grup ve bireylerin kültürlerini koruyup gelecek kuşaklara aktarmasına destek olacağım diye taahhütte bulunuyor. Bu taahhütte bulunan 178 devletten biri Türkiye’dir diğeri de Suriye’dir. Dolayısıyla uluslararası topluma bir taahhütte bulunuyorsak o taahhüdün karşılığını yerine getirmemiz lazım”.


“Akademi dünyası da elini taşın altına koymalı”


2011’de Suriye’de çıkan iç savaş yüzünden çok derin acılar yaşandığını kaydeden Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı ve GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Arslan Erol, “Yanı başımızda bir devlet dağılma sürecine girdi. 22 milyonluk Suriye halkının yarıdan fazlası can güvenliği olmadığı gerekçesiyle yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Mallarını, hatıralarını kültürel birikimlerini geride bırakan insanların büyük bir çoğunluğu Türkiye başta olmak üzere Lübnan, Ürdün gibi ülkelere sığınmış yeni hayatlar kurmaya çalışıyor. Bu süreçte dünya literatüründe Suriye Göçmen Krizi olarak yer aldı” ifadelerine yer verdi.


Suriye Göçmen Krizi’nin çok boyutlu bir süreç olduğunu, bu çok boyutlu sürecin doğru anlaşılması çözümler üretilmesi noktasında akademi dünyasının da elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Arslan Erol, “Suriye Göçmen Krizi bütün dünyayı etkilemiş olmakla birlikte Türkiye’yi derinden sarstı. Krizin oluşturduğu ekonomik ve politik problemler bir ölçüde çözülmüş olsa da Eylül 2019 verilerine göre 3 milyon 666 bin kayıtlı Suriyeli göçmenin sosyal entegrasyonuyla ilgili uzun ve meşakkatli bir süreç hala önümüzde duruyor. Bu bağlamda da biz sosyal bilimcilere önemli görevler düşüyor” şeklinde konuştu.


“Suriye’nin geleceğini GAÜN çiziyor”


Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Dr. Muhammed Vecih Cuma da, “Gaziantep Üniversitesi bizim için çok önemli. Özellikle son atılan adımla Gaziantep Üniversitesi bünyesinde Suriye de açılacak olan 3 fakülte ile Suriye’nin geleceğini Gaziantep Üniversitesi çiziyor” ifadelerini kullandı.


Dr. Cuma, Somut Olmayan Kültürel Miras Bağlamında Suriyeli Türkmen Göçmenlerin Dil ve Kültürlerin çok önemli, değerli, hassas ve gündem bir konu olduğunu söyleyerek konuşmasının devamında, "Bu çalıştay özümüze, tarihimize bir mesaj olacak ama şu andaki günlerimizi de yaşamak için ve gelecek için bir kapı açmak amacıyla bizim için çok faydalı olacaktır. Bu çalıştayda temenni ettiğimiz şey Suriye Türkmen Meclisi olarak kurumsal bir şekilde çalışmak ve geleceğin alt yapısını hazırlamak. Sizin sayenizde ve yardımınızla bir kurul, kurum veya bir şekilde Suriye’nin somut olmayan kültürel mirasının envanterini, belgelendirmesini yapalım ama beraber yapalım. Suriye Türkmen’i olarak buna büyük ihtiyacımız var” diye konuştu.


Açılış konuşmaları sonrasında ‘Ağız Araştırmaları’ konulu panelin başkanlığını Prof. Dr. Gürer Gülsevin yaptı. Panelde, Prof. Dr. Leyla Karahan, “Suriye Türkmen Türkçesinin Anadolu Ağızları İçerisinde Değerlendirilip Değerlendirilmemesi Meselesi”, Prof. Dr. Faruk Yıldırım, “Suriye Bayırbucak Türkmen Ağzının Belirgin Özellikleri”, Prof. Dr. Hülya Arslan Erol, “Suriye Türkmen Türkçesi Ağızlarının Tespiti Üzerine”, Doç. Dr. Özgür kasım Aydemir, “Suriye ve Anadolu Ağızları Arasındaki Lübnan Türk Ağızlarının Yeri ve Özellikleri”, Doç. Dr. Serdar Yavuz, “Adıyaman İli ve Yöresi Ağız Çalışmalarının İçerik Bakımından Değerlendirilmesi” ve Prof. Dr. Jale Öztürk, “Sahaya Çıkmadan Karşılaşılan Problemler ve Çözümleri” üzerine sunum yaptılar.


İkinci oturumda ise “Somut Olmayan Kültürel Miras” konulu panelin başkanlığını Prof. Dr. Hülya Arslan Erol yaptı. Panelde, Prof. Dr. Öcal Oğuz, “Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi”, Prof. Dr. Metin Ekici, “Somut Olmayan Kültürel Miras envanterleri ve Uygulama Örnekleri”, Prof. Dr. Muhtar Kutlu, “Somut Olmayan Kültürel Miras ve Eğitim”, Prof. Dr. Mehmet Erol, “Suriye Türklerinin Somut Olmayan Kültürel Mirasları Üzerine” ve Doç. Dr. Adem Koç, “Somut Olmayan Kültürel Miras Çalışmaları Bağlamında Eskişehir Örneği” üzerine sunum yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Belediye taş ocağıyla yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak Safranbolu Belediyesi, agrega malzemesi üretmek için hizmete açtığı taş ocağı sayesinde yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde alt ve üstyapı problemlerini tek tek çözen Safranbolu Belediyesi, yaptığı çalışmalarda temel malzeme ihtiyacını karşılayacağı taş ocağını da hizmete açtı. Ağaçkese köyü sınırında yaklaşık 2 milyon TL harcama yapılan taş ocağında agrega, alt temel ve dolgu malzemesi üretilecek. Toplam rezervi 6 milyon 500 bin ton olan taş ocağı sayesinde belediye yıllık 6 milyon TL tasarruf sağlayacak. Alanda incelemelerde bulunan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, gazetecilere yaptığı açıklamada taş ocağının açılmasıyla tarihi kent adına önemli bir iş başarıldığını belirtti. Tarihi Çarşı bölgesinin alandan çıkarılan taşa ihtiyacı olduğunu ifade eden Köse, “Maalesef bu taş ocağı açılmadan önce çok zorluk çekiyorduk, hatta bulamıyorduk. O yüzden burası bizim için olmazsa olmazlarımızdan. Bu ocağın artık Safranbolu Belediyesi tarafından işletiliyor olması çok büyük bir nimet ve kazanım olarak düşünüyorum” dedi. Köse, tesisten çıkacak taşla Safranbolu’nun uzun yıllar ihtiyacı olan tüm malzemeyi elde edeceğini aktardı. Safranbolu’nun 50 yıllık bir rezerve sahip olduğunu anlatan Köse, “Buradan çıkan taşla Safranbolu Tarihi Çarşısı’nın bütüncül yol projesi hazırlanmıştı. Bütün yollarının birbiriyle uyumlu bir şekilde taş olmasını sağlayacak. Safranbolu’ya hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.
Aydın Emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından kent genelinde yaşayan 260 binden fazla emekli için başlatılan ’Emekli Kart’ projesinin kapsamı genişletilirken, emekli vatandaşlar destekleri için Çerçioğlu’na teşekkür etti. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve kısa sürede yoğun talep gören Aydın’da yaşayan on binlerce emeklinin faydalanmaya başladığı Emekli Kart ile et ve et ürünlerinde uygulanan yüzde 20’lik indirime süt ve süt ürünleri de eklendi. Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Halk Ege Et’te başlatılan indirimin süreceğini, emekliler, gençler ve kadınlar başta olmak üzere tüm Aydınlıların yanında olmaya devam edeceklerini söyleyen Çerçioğlu, “Halk Ege Et mağazalarımızda et ve et ürünlerinde emeklilerimiz için başlattığımız indirim kampanyasına süt ve süt ürünlerini de ekledik. Emeklilerimizin geçim sıkıntısının farkındayız, onların yanlarında olmaya devam edeceğiz. Aydın’da kimse yatağa aç girmeyecek, soğukta üşümeyecek” dedi. “Özlem başkanımız emeklilerin dertlerine derman oldu” Emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çeken Yaşar Çelik, “Bu kuyruklar yüzde 20 ucuz et almak için, insanlar kuyruğa giriyor. Ucuz olduğu için çok rağbet var. Bu kuyruklar da o yüzden. Emekli olduktan sonra pazarlama işi yaptım, tüm Türkiye’yi gezdim. En güzel yer Aydın’dır, ben Denizli’yi geçtiğimde buranın havasını hissediyorum. Özlem başkanımıza başarılar diliyorum, her şey için ona çok teşekkür ediyorum. Emeklilerin dertlerine derman oldu, onun için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Özlem başkanımıza çok teşekkür ediyoruz” Et ve süt ürünlerinde uygulanan yüzde 20 indirimin Aydın’da yaşayan tüm emekliler için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Mustafa Yıldırım, “Emekliyim, Emekli Kart’ı aldım. Hem et, hem peynir aldım. Bazıları 1 Nisan’dan sonra geçerli olmadığını söylüyorlar, bunlar safsata. Başkalarının çıkardığı safsatayı inandırmaya çalışıyorlar millete. Çok teşekkür ediyorum başkanımıza, başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. “Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydın çok şanslı” Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden memnun olduklarını söyleyerek Çerçioğlu’na teşekkür eden Resmiye Mert, “ Halk Ege Et’ten çok memnunuz, Allah razı olsun başkanımız Çerçioğlu’ndan. Emekli Kart emeklilere tabii ki de fayda sağlıyor, bundan çok mutluyuz. Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerinden çok memnunuz, Aydınımız çok şanslı” dedi. “Bütün emeklilerimiz adına Özlem başkanımıza teşekkür ederim” Emekli Kart’ın geçim sıkıntısı yaşayan emekliler için faydalı bir proje olduğunu söyleyen Mehmet Hasırcı, “Zaten halkın durumu belli, yaşam şartları, maaşları Emeklilerin durumu daha kötü. Onun için Emekli Kart emeklilere daha da faydalı olacak. Özlem başkanımız sağolsun böyle bir şey düşünmüş, yapmış. Bütün emekliler adına kendisine teşekkür ederim, arkasındayız” sözleriyle Çerçioğlu’na teşekkür etti.
Eskişehir Açıköğretimden “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” semineri Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde yapay zeka ile ilgili düzenlenen semire yoğun katılım gerçekleşti. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi Kalite Koordinatörlüğü tarafından belirli aralıklarla düzenlenen yapay zekâ ve açık uzaktan öğrenme temalı etkinliklere bir yenisi daha eklendi. “Öğrenme Analitiği ve Yapay Zekâ” başlıklı seminer, Açıköğretim Fakültesi Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Fırat’ın konuşmacı olduğu seminere yoğun katılım sağlandı. “Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var” Yapay zekânın hızla gelişen kullanım alanından bahseden Prof. Dr. Mehmet Fırat konuşmasında OpenAI ve GPT teknolojileri hakkında konuştu. Teknolojinin eğitime entegrasyonuna da değinen Prof. Dr. Fırat şunları söyledi: “Son yıllarda ‘gelişme’ olarak nitelendirebileceğimiz çok güzel değişimler mevcut. Açıköğretim sistemimizdeki gibi bireyin kendi kendine öğrenmesine dayalı bir yöntem, yapay zekâ entegrasyonu ile birleşebilecek bir düzeye kavuşmaya başladı. Bu gelişmeler doğrultusunda gün yüzüne çıkan iki konudan biri ise ‘kendi modelimizi, sınırlandırılmış bir konuda öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için eğitebilir miyiz?’. Yaptığımız ilk örneklerin sonucu oldukça heyecan verici ve sevindiriciydi. Bizim, Açıköğretimimiz sayesinde ‘öğrenme’ için çok zengin bir veri kaynağımız var. Bu noktada milyonlarca öğrencinin trilyonlarca satırlık verisi söz konusu ve bunlar yıllardır birikti, birikmeye de devam ediyor. Veriler sayesinde öğrencinin birkaç etkileşiminden yola çıkarak, en iyi öğrenme yollarını onlara önerebiliriz.”
Aydın Başkan Atay: “Cumhuriyete olan borcumu ödemek için adayım” Efeler Belediye Başkanı ve İYİ Parti Efeler Belediye Başkan Adayı Mehmet Fatih Atay’ın seçim çalışmaları kapsamında yaptığı Yılmazköy Mahalle ziyareti mitinge dönüşürken, Başkan Atay; “Cumhuriyete olan borcumu ödemek için adayım” dedi. Yerel seçimlere sayılı günler kala, belediye başkanı adayları çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bu çerçevede mahalle ziyaretlerine devam eden Efeler Belediye Başkanı ve İYİ Parti Efeler Belediye Başkan Adayı Mehmet Fatih Atay da Yılmazköy Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği ziyaret adeta mitinge dönüştü. Vatandaşlara projelerini anlatan Başkan Atay; “Cumhuriyete olan borcumu ödemek için adayım” dedi. Yılmazköy mahalle sakinlerinin meşalelerle karşıladığı Başkan Atay, görev süresi boyunca hayata geçirdiği hizmetlerinden ve gelecek dönem projelerinden bahsetti. Yılmazköylülerin “Başkan Atay ile aynen devam” sloganları ve alkışlarla kendisini desteklediği buluşmada konuşan Başkan Atay; “Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadınız, çok teşekkür ederim. Biz her şeyimizi cumhuriyete ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Ben cumhuriyet sayesinde okudum, cumhuriyet sayesinde 3 dönem milletvekilliği, 1 dönem belediye başkanı oldum. Cumhuriyet’e olan borcumu ödemek için bir dönem daha belediye başkanlığına adayım. Bu dönem olduğu gibi desteklerinizle yeni dönemde de bölgemizin en çok hizmet eden belediyesi olacağız” diye konuştu.