EKONOMİ - 03 Haziran 2020 Çarşamba 12:01

Güneydoğu’da ihracat şampiyonluğu hububat bakliyat sektörünün

A
A
A
Güneydoğu’da ihracat şampiyonluğu hububat bakliyat sektörünün

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği(GAHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya, Güneydoğu Adanadolu İhracatçıları Birliği’nin (GAİB) bu yılının ilk beş aylık sürecinde sektörel olarak Türkiye genelinden toplamda 2 milyar 905 milyon 202 bin dolarlık ihracatın 844 milyon 311 bin dolarlık kısmını gerçekleştirirek, diğer birlikler arasında ilk sırada yer aldığını ifade etti.

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği(GAHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya, Güneydoğu Adanadolu İhracatçıları Birliği’nin (GAİB) bu yılının ilk beş aylık sürecinde sektörel olarak Türkiye genelinden toplamda 2 milyar 905 milyon 202 bin dolarlık ihracatın 844 milyon 311 bin dolarlık kısmını gerçekleştirirek, diğer birlikler arasında ilk sırada yer aldığını ifade etti. Altunkaya Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Gaziantep’in ihracatında da sektörel liderliğin hububat bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörüne ait olduğunu kaydetti.


Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu, Mahsum Altunkaya başkanlığında toplandı. Türkiye ve dünya gündeminin en önemli konusu olan pandemi sürecinin değerlendirildiği toplantıda Mayıs 2020 dönemiyle ilgili ihracat rakamları da değerlendirildi. Sektörün pandemi sürecinde önemli bir sınav verdiğine dikkat çeken Başkan Altunkaya sürdürülebilir üretim ve istihdam için gerekli önlemlerin alındığını, üretimin ihracatla değerlendirilmesi için çalışmalarının büyük bir hızla devam ettiğini ifade ederek pandemi sürecini dünya genelinde yakından takip ettiklerini sözlerine ekledi. Ocak - Mayıs 2020 dönemiyle ilgili ihracat rakamlarını da değerlendiren Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya Güneydoğu Anadolu Bölgesinden bir önceki döneme oranla %2’lik bir artışla 847 milyon 369 bin dolarlık sektör ihracatı gerçekleştirildiğini, bu ihracatın 161 milyon 107 bin dolarlık bölümünün Mayıs ayında yapıldığını sözlerine ekledi. Başkan Altunkaya yaptığı değerlendirmede, “Dünya genelindeki birçok ülke gibi ülkemizde de pandemi süreci bir hayli sıkıntılı geçmekte ancak gerek hükümetimizin gerekse Sağlık Bakanlığımızın aldığı önlemlerle bu süreç en az kayıpla şu ana kadar getirilmiştir. Elbette bu süreç dünya ticaretini, uluslararası ticareti birçok konuda olumsuz etkilemiştir. Sektörümüz bu olumsuzluktan çok az etkilenmiş olup ihracat bazında Türkiye’nin en fazla ihracat yapan sektörleri arasındaki yerini korurken Gaziantep ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden Mayıs 2020 rakamlarına göre en fazla ihracat yapan sektör olma özelliğini de muhafaza etmiştir. Mayıs 2020’de gerçekleştirdiğimiz 161 milyon 107 bin dolarlık ihracatla birlikte yılın ilk beş aylık diliminde bölgemizden bir önceki döneme oranla %2’lik bir artışla 847 milyon 369 bin dolarlık ihracat yapılmıştır. Emeği geçen bütün üretici ve ihracatçılarımızı yürekten kutluyorum” dedi.


"İhracatta aslan payı ortadoğu ülkelerinin"


Yılın ilk beş aylık sürecinde 151 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini belirten Başkan Altunkaya en fazla ihracatın bu süreçte 445 milyon 265 bin dolarla Ortadoğu ülkelerine yapıldığını, ikinci sırada ise 242 milyon 195 bin dolarla Afrika ülkelerinin geldiğini sözlerine ekleyerek ihracatta üçüncü sırayı 94 milyon 621 bin dolarla Amerika ülkelerinin aldığını ifade etti. Bu süreçte AB ülkelerine de 29 milyon 896 bin dolarlık ihracat yapıldığını ifade eden Başkan Mahsum Altunkaya ülke bazında en fazla ihracatın 286 milyon 772 bin dolarla Irak’a yapıldığının da altını çizdi. Güneydoğu Anadolu Bölgesinden en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler sıralamasında bir önceki yıla oranla yüzde 339,2’lik rekor bir artışla 55 milyon 677 bin dolarlık ihracatın Venezüella’ya yapıldığına dikkat çeken Başkan Altunkaya ülke bazında üçüncü sırayı 53 milyon 717 bin dolarla Cibuti’nin aldığını, bu ülkeyi ise 53 milyon 145 dolarla Suriye’nin takip ettiğini belirtti. 2020 yılının ilk beş aylık sürecinde Afrika ülkelerine yönelik ihracatta ciddi bir artışa gözlendiğine de dikkat çeken Başkan Mahsum Altunkaya önümüzdeki süreçte bu veriler ışığında dünyanın birçok ülkesindeki gelişimler de göz önüne alınarak ihracatın arttırılmasına yönelik çeşitli çalışmalar gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.


"Makarna şampiyonluğunu korudu"


Güneydoğu Anadolu Bölgesinden yılın ilk beş aylık sürecinde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürün olarak 222 milyon 168 bin dolarlı ihracatla makarnanın şampiyonluğunu koruduğuna da dikkat çeken Başkan Altunkaya makarnayı 144 milyon 274 bin dolarla un, 140 milyon 925 bin dolarla bitkisel yağlar, 108 milyon 108 bin dolarla bisküvi-pasta ürünleri, 39 milyon 324 bin dolarla da kakaolu ürünlerin takip ettiğini ifade etti. Güneydoğu Anadolu Bölgesinden en fazla ihraç edilen ürünler arasında bulgurun da yer aldığını sözlerine ekleyen Başkan Altunkaya yılın ilk beş aylık sürecinde bölgeden toplam 23 milyon 978 bin dolarlık bulgur ihracatına da imza atıldığını belirtti.


GAİB hububat bakliyat ihracatında Türkiye’nin lideri


2020 yılının ilk beş aylık sürecinde Türkiye genelinden yapılan sektörel ihracatın toplamda 2 milyar 905 milyon 202 bin dolar olduğunu ifade eden Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya GAİB’in diğer birlikler arasında 844 milyon 311 bin dolarlık ihracatla ilk sırada yer aldığını ifade ederek; Mayıs ayı itibari ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Gaziantep’in ihracatında da sektörel liderliğin hububat bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörüne ait olduğunu ifade etti.


Normalleşme süreci hepimizin ortak sınavı


Pandemi sürecini yakından takip ettiklerini ve Türkiye’nin çok iyi bir durumda olduğunu ifade eden Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya 1 Haziran 2020’de Türkiye genelinde başlayan normalleşme sürecinin herkesin ortak sınavı olduğunu da belirterek, “Son üç ayımız bir hayli zorlu geçti. Yeni dönemde hepimiz edindiğimiz deneyimleri yaşam biçimimiz olarak uygulayarak maske, mesafe ve hijyen kurallarını hayatımızın bir parçası olarak görmek zorundayız. Bu süreç hepimiz için önemli bir sınav olacaktır. İrademizle ve uygulamalarımızla bu sınavı başarıyla aşacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Uzman Dr. Oğuz: "Covid aşısı olmayanlar için kalp krizi riski artıyor" Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti. İstatistiklere göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün kalp hastalıklarına bağlı olduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, Corona döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü ifade ederek, “Başlıca etkenleri arasında sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı ve birçok faktör var. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışma ile çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. Korona döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri Covid aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında 1 yıl takip ile bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. Covid aşısı değil daha çok Covid insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce Covid hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Sadece sol kol ağrısı kalp krizi belirtisi için yeterli değil” Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi. Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, sedanter yaşamdan uzak durulması gerektiğini belirterek, “Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL sürekli damarlarda birikerek damarlarda tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitsin. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması lazım” diye konuştu.
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde 4 bölüm daha akredite edildi Atatürk Üniversitesi, çağdaş eğitim modelini benimsemek ve topyekün kalkınmayı sağlamak amacıyla başlattığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesinin karşılığını almaya devam ediyor. Bu kapsamda verdiği eğitimin kalitesi bağımsız kurullarca tescillenen Atatürk Üniversitesinde; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler, İktisat, Kamu Yönetimi ile Uluslararası İlişkiler Bölümleri akredite edilerek önemli bir başarı elde etti. Yapmış olduğu değişim ve dönüşüm yapılanması ile Araştırma Üniversitesi statüsü kazanan Atatürk Üniversitesinde gerek verdiği eğitimin tamamı gerekse program bazlı akreditasyon süreçleri de olumlu şekilde ilerliyor. Programları akredite olan üniversiteler sıralamasında Türkiye’deki toplam 208 üniversite arasında birinci sıraya yerleşen Atatürk Üniversitesi, 129 devlet üniversitesi, 23 araştırma üniversitesi ve 53 kurumsal akreditasyon alan üniversite arasında toplamda 55 programı akredite olan Atatürk Üniversitesi, en fazla programı akredite olan üniversite olarak adını zirveye yazdırmıştı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde eğitim veren 4 programın daha akredite olmasıyla birlikte bu sayı 59’a ulaştı. Rektör Çomaklı: “Tercih yapılırken akredite olan bölümlere öncelik veriliyor” 27 programın da akreditasyon sürecinin devam ettiğini vurgulayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Önlisans ve Lisans Eğitim Koordinatörlüğü ile Kalite Koordinatörlüğünün araştırmaları ve çalışmaları sonucunda Türkiye çapında önemli bir başarı elde ettiklerini ve bu başarı çıtasını da her geçen gün daha da yukarı taşıdıklarını ifade etti. Akreditasyon sürecinin fakülte ve bölümler için oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Çomaklı: "Üniversite bölümlerinin akredite edilmesi, eğitim kalitesinin güvence altına alınması ve uluslararası tanınırlığın artırılması için önem taşıyor. Akredite bir bölüm, öğrencilere daha güvenilir bir eğitim sunarken, mezunların iş bulma şansını da artırıyor. İşverenler, akredite bir bölümden mezun olan adayları tercih ederken daha güvende hissediyorlar. Ayrıca, akredite bölümler öğrenciler ve aileleri için de güvenilir bir rehberlik kaynağı oluyor. Bu nedenle, öğrenciler tercih yaparken ve kariyer planları oluştururken akredite edilmiş bölümlere öncelik veriyorlar. Biz de bu bilinçle hareket ederek üniversitemizin verdiği eğitimi daha kaliteli hale nasıl getirebiliriz sorularına cevaplar arayarak adımlar atmayı sürdürüyoruz. Bu düşüncelerle; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemiz ile onlara rehberlik eden Kalite Koordinatörlüğümüze teşekkür ediyor, bizimle birlikte üniversitemizin başarısı için gayret gösteren tüm mensuplarımıza kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.