EKONOMİ - 13 Ocak 2020 Pazartesi 11:19

Halıda kalite ve çeşitlilik çağrısı

A
A
A
Halıda kalite ve çeşitlilik çağrısı

Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu, dünyanın en büyük halı ve zemin kaplamaları fuarı olan Domotex 2020’yi değerlendirdi.

Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu, dünyanın en büyük halı ve zemin kaplamaları fuarı olan Domotex 2020’yi değerlendirdi. Türk halı firmalarının sektörde modaya, trendlere ve yeniliklere öncülük etmeye başladığını belirten Topçuoğlu, "Fiyatta değil, kalitede ve ürün çeşitliliğinde rekabet etmeliyiz" çağrısında bulundu.


Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı’na değerlendiren Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu, Gaziantep halı sektörünün fuara farklı ürünler, yenilikler ve inovasyonlarla katıldığını ifade etti.


Domotex 2020’nin Türk ve Gaziantepli firmalar açısından son derece başarılı geçtiğini belirten Topçuoğlu, Türkiye’nin dünyanın en büyük makine halısı üreticisi konumuna ulaşarak, artık halıda moda ve trendlerin belirlenmesinde de etkili olmaya başladığını ifade etti. Topçuoğlu, "Domotex, Halı sektörü için çok önemli bir fuar. Fuara katılan sektörün bütününe baktığımızda, halı üreticileri, iplik üreticileri ve tedarikçiler açısından çok dinamik bir sektör, dinamik bir pazar var. Fuarda dünyanın ülkelerinden gelen sektör temsilcileri ile toplantılar yapıldı, ürünler tanıtıldı ve iş bağlantıları kuruldu. Domotex’in başarılı bir fuar olduğuna inanıyorum" diye konuştu.


"Fiyatta değil kalitede rekabet"


2020 Yılının halı sektörü açısından daha başarılı geçeceğini düşündüklerini ifade eden Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Topçuoğlu, sanayicilere, "Fiyatla değil, kalite ve ürün çeşitliliği ile rekabet edin" çağrısında bulundu. Topçuoğlu, Türk sanayicilere tavsiyelerini şöyle sıraladı:


"Biz sanayiciler rekabeti doğru şekilde yapmalıyız. Fiyatta rekabetten uzaklaşıp, kalite ve ürün çeşitliliği ile rekabet etmeliyiz. Çünkü sektörün teknolojik yenilikleri takip ederek geleceğe hazır olması için belli bir kazanç seviyesini yakalaması gerek. Sektör olarak, ürün geliştirme, Ar-Ge, farklı kalitede ürünler ve farklı pazarlara yönelik çalışmalar ağırlık vermeliyiz. Fiyat odaklı rekabet edilince hedeflere ulaşmak zorlaşacaktır. Bu nedenle halı sektöründe, fiyatın değil, kalite, hizmet ve servisin öne çıktığı bir sektör olmasını diliyorum. Sektör, ürün geliştirme, Ar-Ge, farklı kalitede ürünler ve farklı pazarlara yönelik çalışmalara ağırlık vermelidir."


"Gaziantep halı modasına yön veriyor"


Geçmişte Gaziantepli halı firmaları sektördeki modayı ve trendleri takip etmek için fuarlara katıldığını hatırlatan Mustafa Topçuoğlu, artık Gaziantep’in halı modasına yön verdiğini belirterek, "Gaziantep halı sektöründe trendleri belirlemede, dizaynlarda, pazarın ve modanın renklerini belirlemede çok başarılı çalışmalar yapıyor. Hem de her kategoride. Yani ucuz, orta ve yüksek kaliteli ürünlerin hemen hepsinde modayı belirleyen önemli şehirlerden biri oldu. Gaziantep halı sektörü artık dünya halı piyasasında trendleri belirlemeye başladı" diye açıklamada bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Çayırova’da Sıfır Atık Yaşam Sokağı kuruldu Çayırova’da Sıfır Atık Yaşam Sokağı kuruldu. Boyanan ve süslenen sokakta lastik, sürahi, bot, palet, küvet kabini, klozet gibi ürünler, mahalle sakinlerince saksı olarak kullanıldı. Çayırova Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri, pilot bir uygulamayı devreye aldı. Özgürlük Mahallesindeki 243/3 Sokak’ta yapılan pilot uygulama sonrasında alan "Sıfır Atık Yaşam Sokağı" olarak belirlendi. Sokak sakinleri ve Çayırova Belediyesinin iş birliğiyle oluşturulan Sıfır Atık Yaşam Sokağında atıklardan oluşturulan saksılar ve ağaç süsleri renkli görüntüler oluşturdu. Çayırova Belediyesi ekiplerince boyanan ve süslenen sokakta lastik, sürahi, bot, palet, küvet kabini, klozet vb. ürünler, mahalle sakinlerince saksı olarak kullanıldı. Ayrıca sokakta yer alan ağaçlar da süslenerek çok güzel bir görüntü elde edildi. Oluşturulan Sıfır Atık Yaşam Sokağını inceleyen Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, çalışmalarından ve çevreye karşı duyarlı davranışlarından dolayı mahalle sakinlerine teşekkür ederek, bu çalışmanın yaygınlaşması adına gayret göstereceklerini belirtti. Bünyamin Çiftçi, "Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras, temiz bir çevredir. Çevreye duyarlı ve bilinçli nesillerin yetişmesi amacıyla komşularımızla birlikte Özgürlük Mahallemizde pilot uygulama olarak kurduğumuz Sıfır Atık Yaşam Sokağı ilçemize hayırlı olsun" dedi.
Erzurum Bir babanın çocuğuna yaptığı akıl almaz görüntüler Erzurum’da bir babanın çocuğunu halı sahada feci şekilde darp etmesi saniye saniye kameralara yansıdı. Yakutiye Hilalkent semtinde meydana gelen olayda, bir şahsın küçük yaşlardaki çocuğu feci şekilde dövmesi vatandaşlardan tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Halı sahada gerçekleşen olayda; bir adamın çocuğu tekme tokat darp ettiği görülüyor. Alınan bilgilere göre; olayın ortaya çıkmasından sonra H.K’nın darp ettiği talihsiz çocuğun oğlu H.İ.K. (9) olduğu belirlendi. Çocuğunu tekmeleyerek yere düşüren baba, oğlunun boğazına sıktıktan sonra yeniden yere fırlattı ve sonrasında tekrar sırtına tekme attığı görüldü. H.İ.K.’nin halı saha içerisinde ilerleyerek top oynamaya devam ettiği anlarda ise hıncını alamayan baba H.K.’ye yeniden saldırdı. Çocuğuna bu sefer de kafa atan baba, ardından yeniden tokat atıp tekmelemeye devam etti. Bu anları kameraya alan vatandaşın tepki dolu sözleri de gözlerden kaçmadı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipler ihbar üzerine harekete geçti ve yapılan çalışma sonucu babanın kimliğini belirlendi. Polis, baba hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan işlem yaptı. Baba H.K., verdiği ilk ifadesinde oğlu H.İ.K.’nın küçük kardeşine küfür ettiği için darp ettiğini söyledi. Savcılığa sevk edilen baba hakkında soruşturma devam ediyor.
Zonguldak Polisliği bırakıp dünya turuna çıktı, Malezya’da kaçırıldı 13 saat dehşeti yaşadı Zonguldak’ta yaşayan Melih Bektaş, 5 ay önce polislik mesleğini bırakarak dünya turuna çıktı. 12 ülke gezen Bektaş, Malezya’da bıçaklı gaspa uğradı. Tapınakta 13 saat rehin tutulan gencin, kamera, dron, ehliyet ve pasaportunu çalan zanlılar, bankadan da 62 bin lirasını aldı. Malezya Polisi ile zanlılardan 2’sini yakalatan Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. 31 yaşındaki Melih Bektaş, dünyayı gezmek için 10 yıl boyunca görev yaptığı polislik mesleğinden 5 ay önce istifa etti. Dünya turuna çıkan Bektaş, bir taraftan da sosyal medyada içerik üretmeye başladı. Türkiye’de bulunduğu zamanda birçok gezgini evinde ağırlayan Bektaş, Güney Amerika ziyaretinin ardından Asya kıtasına ziyaretler gerçekleştirdi. Hindistan, Sri Lanka ülkelerinin ardından Malezya’ya geçen Bektaş, burada otostop çekerek yoluna devam etmek istedi. Kendisini görünce duran bir kişinin “Gideceğin yere kadar bırakırım” demesiyle aracına binen Bektaş, “On dakika arkadaşıma uğrayıp para alacağım” diyerek gittikleri yerde çetenin bulunduğu bölgeye geldiklerini fark ettiğini anlattı. Polislik mesleğinin tecrübesiyle arkadaşına konum attı Etrafını saran kişilerin “Kaçma; seni öldürürüz” diye tehditlerde bulunduğunu anlatan Melih Bektaş; “Beş ay önce istifa ettim. Asya’yı gezmeye başladım ve Asya kıtasındaki ülkeleri gezmek için yola çıktım. İlk durağım Hindistan’dı, Hindistan’dan sonra, Sri Lanka’dan Malezya’ya geçtim. Malezya’da da üçüncü günümde başıma böyle bir olay geldi. Orada kaçırıldım, gasp edildim. Ben uzun süredir gittiğim ülkelerde de otostopla seyahat ediyorum. Yine çok merkezi bir yerde bu hızlı geçiş işlemlerin altında kameraların olduğu bir yerde bir otostop çektim. Bir şahıs durdu. Arabanın içerisinde bir şahıs vardı. Ve şahıs beni gideceğim yere kadar bırakacağını söyledi. Çok otostop çektiğim için herhangi bir şüphe görmedim durumda. Sonra sadece yolda giderken on dakika arkadaşına uğramak istediğini, ondan para alacağını söyledi. Oraya gittiğimizde de artık zaten örgüt içerisindeydim. Beni gasp eden bir tane uyuşturucu karteli ve yanında bulunan beş kişi vardı. Bunlar beş kişiydi. Etrafımda, başımda bekleyenler vardı. ‘Kaçma. Bak seni öldürürüz’ diyen bazı insanlar vardı. Orada beni gasp ettiler, bıçakla gasp ettiler bu arada. Elimdeki bütün malzemeleri zorla aldılar. Olayı anladığım esnada artık tamam. Melih yani on yıllık mesleğin verdiği tecrübeyle de. Arkadaşıma konum atmıştım. Zaten o da son konum oldu” dedi. Malezya’da polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattı Önce bir süre Hindu tapınağında tutulduğunu, burada ensesinden bıçaklandığını, başında bıçak bilendiğini anlatan Bektaş, çetenin elinden kurtulduktan sonra Malezya Polisi ile birlikte polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattığını anlattı. Havanın aydınlanmasının ardından gözleri ve elleri bağlı şekilde ıssız bir yere bırakıldığını, ellerini çözdükten sonra çantasına baktığında kamera, dron, ehliyet ve pasaportunun olmadığını gören Melih Bektaş, yoldan geçen araçları durdurmaya çalıştığını anlattı. Kendisini görünce yavaşlayan bir motosiklet sürücüsünün telefonuyla Türkiye Büyükelçiliğini aradığını söyleyen Bektaş şöyle devam etti: “Havanın aydınlanmasını beklediler. Yani on üç saat. Neden on üç saat derseniz eğer, artık beni bıraktıkları zaman artık yavaş yavaş hava aydınlanma aşamasına gelmişti. Issız bir yerde bıraktılar beni. Ve ellerim, gözlerim bağlı bir şekildeydi. Ben zaten indikten sonra direkt gözümü açtım. Zaten telefon kablosuyla bağladılar bu arada elimi. Biraz boşluk bırakmıştım. Ondan rahat bir şekilde kurtulup çantamı kontrol ettim. Baktım çantada zaten pasaport falan hiçbir şey yok. Ondan sonra araç durdurmaya çalıştım. Bulunduğum yerde tek tük nadir araçlar geçiyor ve araçlar durmuyorlar korktukları için. Orada da en son bir motosiklet yavaşladı. Yavaşladığını gördüm. Üzerine önüne doğru geçip ellerimi açınca artık orada durdu ve dedim ki lütfen polisi ara. Çünkü baldırım kanıyor. Ensemde, boynumda kan lekesi var. Dedim ki soyuldum, gasp edildim, bıçaklandım, polisi ara. Bir yandan da orada çocuğun telefonundan büyükelçiliğin acil numaraları var. O numarayı bulup oradan büyükelçiliğe telefon ettim.” Samuray kılıcı ile başında bekleyen zanlıların, kendisine ait banka kartlarıyla ATM’den para çektiğini de anlatan Bektaş, Malezya Polisi’ne yaptığı ihbar sonrası tapınağın bulunduğu bölgede iki zanlıyı yakalattığını söyledi. İki haftalık soruşturma sürecinden sonra arkadaşlarının yardımıyla uçak bileti alarak Türkiye’ye gelen Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. Bektaş, “Polislerle önce konuma gittik. Konumda orada bir tane şahıs. Onu yakaladılar. Tapınakta. Hemen bir şahsı gördük. O şahıs da benim başımda bekleyen dediğim gibi bana saldırmayın. Ama benim başımda nöbet bekleyen, kaçmayın etmeyeyim diye. Bekleyen bir şahıstı. Ben orada olay olduktan sonra beş altı gün boyunca kaldım. Yani uçak biletini arkadaşlarım aldı. O süreyi bekliyordum. Ve buraya geldim. Ben telefonla oradaki polislerin WhatsApp telefon numarasını aldım. Telefonla iletişime geçmeye çalışıyorum. Açmıyorlar. Yoğun olduklarını söylüyorlar. Ve bu arada onlar bana diyorlardı sana ulaşabilir miyiz filan diye. Şu anda ben burada avukat tuttum. Kendi imkanlarımla iletişime geçmeye çalışıyorum. İçerik ürettiğim için enstrümanım, laptop, telefonum, pasaportum, kimlik kartlarım. Sürücü belgemi aldılar. Aslında avukat tutma sebebi de bir devlet bankasındaki hesabımdan 62 bin lira çekildi. Zarara uğradık. İstediğimiz şey tek adaletin tecelli etmesi, kanunun yürümesi. Bunun için de yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Hala bu mücadelem devam ediyor. Çünkü hala mağduriyetim devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir pasaporta sahibiz ve gittiğimiz yerlerde de başımıza böyle bir olay gelebilir. Umarım kimsenin başına gelmez. Umarım kanun işler ve bu şahıslar bulunur. Malzemelerim bulunur” dedi. Dünyayı gezmeyi sevdiğini, tanıştığı insanlarla kültür alışverişi yaptığını söyleyen Bektaş, gezilerine devam edeceğini sözlerine ekledi.