EKONOMİ - 07 Ekim 2019 Pazartesi 10:51

Ocak-Eylül döneminde 6 milyar 661 milyon dolarlık Hububat bakliyat İhracatı

A
A
A
Ocak-Eylül döneminde 6 milyar 661 milyon dolarlık Hububat bakliyat İhracatı

TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya Ocak-Eylül 2019 döneminde Türkiye’den 6 milyar 661 milyon dolarlık, Güneydoğu Anadolu bölgesinden ise 1 Milyar 451 milyon dolarlık hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatı gerçekleştirildiğini açıkladı.

TİM Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya Ocak-Eylül 2019 döneminde Türkiye’den 6 milyar 661 milyon dolarlık, Güneydoğu Anadolu bölgesinden ise 1 Milyar 451 milyon dolarlık hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatı gerçekleştirildiğini açıkladı. Irak pazarında her geçen gün pazar payının düştüğüne de dikkat çeken Başkan Altunkaya çözüm için en üst düzeyde devletler arası ilişkilerin gerçekleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.


Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamullerine yönelik ihracat artışı devam ederken TİM Hububat Sektör Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya Türkiye’de tarımsal üretimin arttırılması gerektiğini, ilgili bakanlıkların yeni tarım politikaları üreterek çiftçinin elinin rahatlatılması ve üretimin arttırılmasına yönelik teşvik ve desteklerin geliştirilmesi gerektiğini savundu. Ocak- Eylül 2019 ihracat dönemiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Başkan Mahsum Altunkaya Türkiye genelinden bu dönemde toplam 6 milyar 661 milyon dolarlık, Güneydoğu Anadolu bölgesinden ise 1 Milyar 451 milyon dolarlık hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatı gerçekleştirildiğini ifade etti. Başkan Altunkaya açıklamalarına “Türkiye bir tarım ülkesi, ancak son dönemlerde girdi maliyetlerinin ve enerjinin artmasıyla birlikte çiftçilerin hızla tarımdan çekildiğini, tarımsal ürünlerin rekoltesinin hızla düştüğünü görüyoruz. Oysa Anadolu’nun bereketli toprakları dünyanın birçok ülkesinin gıdasını karşılayabilecek kapasitede. İlgili bakanlıklarımızın yeni tarım politikaları geliştirmesi, tarımsal üretimin arttırılması için teşvik ve desteklerin arttırılması, sektörlerimizle ilgili bakanlıklar arası ilişkilerin sağlıklı koordine edilmesi ülkemiz için önemli ve doğru sonuçların oluşması için büyük önem taşımaktadır” dedi. Ocak-Eylül 2019 ihracat rakamlarını da değerlendiren Başkan Altunkaya son dönemlerde Irak ve Suriye pazarlarında Türkiye’nin önemli oranda pazar kaybı yaşadığına da dikkat çekerek “Ocak-Eylül 2019 döneminde Türkiye genelinden 6 milyar 661 milyon dolarlık, Güneydoğu Anadolu bölgesinden ise 1 Milyar 451 milyon dolarlık hububat bakliyat ve yağlı tohumlar ihracatı gerçekleştirildi. Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Eylül ayında gerçekleştirdiği 182 milyon 984 bin dolarlık ihracatla Türkiye’nin bu sektörde ki en fazla ihracat yapan birliği oldu. Elbette Irak ve Suriye pazarlarındaki daralma ve Türkiye’nin pazar kaybı ülkemizi olduğu gibi özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki ihracatçılarımızı önemli ölçüde etkiliyor. Biz ihracatçılar bu anlamda yeni pazar arayışlarımızı sürdürürken yüksek katma değerli ürünler üretmeye yönelik çalışmalarımızı da arttırıyoruz. Ancak özellikle Irak ve Suriye pazarlarındaki payımızın hızla geriye çekilmesinde yaşanan sorunların çözümü için iki ülkenin üst düzeyde görüşmeler yapması ve ihracatçının sorunlarının giderilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ticari bir heyetle birlikte önümüzdeki dönem içerisinde Irak’a bir ziyaret gerçekleştirerek sorunların çözümü konusunda girişimlerde bulunacağına inanıyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ihracat kültürü önemli bir noktaya taşındı. Bunun için bizler bir veya birkaç ülkeye yönelik değil, bütün dünyayı pazarımız olarak görüyor, yatırımlarımızı bu yönde gerçekleştiriyor, yenilikçi ürünlerimizin tanıtımını da bu mantıkla yürütüyoruz. Güneydoğulu ihracatçıların hedef pazarı bütün dünya pazarlarıdır” dedi.


Sektörel ihracatta Türkiye şampiyonu bisküvi


Sektörel bazda değerlendirildiğinde Türkiye genelinden en fazla ihracatı yapılan ürünlerin 799 milyon 642 bin dolarla bisküvi ve pasta ürünleri, Güneydoğu‘dan ise 330 milyon 860 bin dolarla makarna olduğunu ifade eden Başkan Altunkaya “Ocak-Eylül 2019 döneminde Türkiye genelinden en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler arasında ilk sırayı 799 milyon 642 bin dolarla bisküvi ve pasta ürünleri alırken ikinci sırayı 776 milyon 648 bin dolarla un, üçüncü sırayı ise 450 milyon 627 bin dolarla makarna aldı. Bu ürünleri 446 milyon 960 bin dolarla kakaolu mamuller, 446 milyon 168 bin dolarla bitkisel yağlar, 441 milyon 303 bin dolarla şeker ve şekerleme mamulleri, 149 milyon 444 bin dolarla yağlı tohumlar ve mamulleri, 114 milyon 4 bin dolarla mercimek, 86 milyon 314 bin dolarla margarin, 77 milyon 256 bin dolarla bulgur takip etti. Bu ürünleri ise nohut, irmik, çeşitli yemler, baharatlar, fasulye ve diğer ürünler takip etti” dedi.


Güneydoğu şampiyonu makarna


Güneydoğu Anadolu Bölgesinden gerçekleştirilen ürün bazlı ihracat rakamlarını da değerlendiren Başkan Altunkaya “Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ihracat rekortmeni ise makarna oldu. Bu dönemde 330 milyon 860 bin dolarla ihracatta ürün şampiyonluk koltuğunu makarna korurken ikinci sırada 289 milyon 294 bin dolarlık ihracatla buğday un, üçüncü sırada ise 205 milyon 138 bin dolarla bisküvi ve pasta çeşitleri yerini aldı. Bu ürünleri ise 195 milyon 147 bin dolarla bitkisel yağlar, 78 milyon 563 bin dolarla kakaolu mamuller, 42 milyon 507 bin dolarla margarin, 37 milyon 755 bin dolarla şeker ve şekerleme ürünleri, 36 milyon 568 bin dolarla bulgur, 36 milyon dolarla irmik ve 16 milyon 616 bin dolarla yağlı tohumlar mamulleri takip etti. Diğer ürünler arasında yemler, mercimek, baharat çeşitleri, nohut, zeytinyağı ve türevleri, fasulye ve sektörle ilgili diğer ürünler de en fazla ihracatı yapılan ürünler arasındaki yerini aldı” dedi.


Ülke grupları açısından ilk sırayı 884 milyon 199 bin dolarla Ortadoğu ülkelerinin aldığını ifade eden Başkan Mahsum Altunkaya yaptığı değerlendirmede “Irak ve Suriye başta olmak üzere bazı Ortadoğu ülkelerine yönelik ihracatımız pazarımız daralsa da en fazla ihracat yaptığımız ülke guruplarının başında Ortadoğu Ülkeleri geliyor. Ocak-Eylül döneminde Türkiye genelinden bu ülkelere 2 milyar 176 milyon 375 bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken Güneydoğudan ise aynı dönemde 884 milyon 199 bin dolarlık ihracat yapıldı. Ülke grupları arasında ikinci sırayı Türkiye genelinden yapılan ihracatta 1 milyar 23 milyon dolarla Afrika Ülkeleri alırken bu ülkelere Güneydoğudan aynı süreçte 376 milyon 135 bin dolar ihracat gerçekleştirildi. Avrupa Birliği ülkelerine yönelik ihracat ise Türkiye genelinden 563 milyon 65 bin dolar, Güneydoğudan ise 42 milyon 218 bin dolar olarak gerçekleşti. Amerika ülkelerine yönelik Güneydoğu’dan yapılan ihracatta bir önceki yıla oranla %57,8’lik bir artışla 100 milyon 682 bin dolarlık ihracat kaydı alındı. Türkiye genelinden ise bu süreçte Amerika ülkelerine 406 milyon 950 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bu ülke guruplarını Asya ve Okyanusya ülkeleri, Doğu Bloku ülkeleri, Türki Cumhuriyetler ve diğer ülkeler ve serbest bölgeler takip etti” dedi.


Ürün çeşitliliği kadar pazar çeşitliliği de önemli


Irak ve Suriye pazarlarında yaşanan sıkıntıların ihracatçılar için yeni planlar oluşturulmasında önemli rol oynadığına dikkat çeken TİM Hububat Sektör Kurulu Başkanı Mahsum Altunkaya ihracatçıların tek bir pazara bağımlı kalma modelini hızlı bir şekilde terk ederek dünya genelini baz almaya başladığını ifade ederek “Sektörlerimiz için ürün çeşitliliği kadar Pazar çeşitliliği de büyük önem taşıyor. Dünya pazarları kaliteli marka ürünleri tercih ediyor. Bu anlamda Türkiye’de de markalaşma ve yüksek katma değerli ürünlere yönelik üretim çabaları elbette dünya pazarlarındaki yerimizi ve etkimizi arttırıyor. Bundan sonraki süreçte de ürünlerimizi tanıtmaya, dünyada gidilmedik ülke kalmayana kadar bütün pazarlarda çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz. Hükümetimizden ve siyasilerimizden en büyük beklentimiz elbette üretimin ve ihracatın önünü açacak tedbirler alınmasıdır. Bu konuda ilgili bakanlıklar ve kurumlarla temaslarımız sürüyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Memur-Sen Heyeti Bakan Işıkhan’la kamu görevlilerinin çözüm bekleyen sorunlarını görüştü Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın beraberindeki heyet ile birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ı ziyaret etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılan görüşmede Genel Başkan Ali Yalçın ve Bakan Işıkhan’ın yanı sıra Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan ve Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan katıldı. Toplantıda; 7. Dönem Toplu Sözleşme’de hüküm altına alınan ve uygulanmasında aksaklıklar bulunan başta Koruyucu Giyim kazanımının önündeki engellerin kaldırılması olmak üzere; AYM tarafından iptal edilen ve iki aydır 345 lira eksik ödenen Toplu Sözleşme İkramiyesi’nin ek protokolle düzenlenmesi ve çalışmaları başlayan fakat nihai sonuca henüz ulaşmayan 4688 sayılı Kanun’un güncellenmesi, evrensel ilke ve normlara uyumlu hale getirilmesine ilişkin talepler Bakan Işıkhan’a iletildi. “Kanuna aykırı hareket ediliyor” Genel Başkan Yalçın; Türkiye’nin yüzyılında emeği, emekçiyi ve emek örgütlerini korumaya yönelik önlemler alınarak 4688 sayılı kanun sendikal haklara ve kavramlara uyumlu olarak güncellenmeli, Toplu Sözleşme masasına ve taraflarına tanınan haklar artırılarak, süre, kapsam ve örgütlenme özgürlüğü boyutuyla sınırlamalar gözden geçirilmelidir. Genel toplu sözleşme ve 11 hizmet kolunda yetkili sendikalarımızın 40’a yakın maddesi ya eksik ya da tamamen uygulanmıyor. Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler ve Toplu Sözleşme Kanununa aykırı hareket ediliyor” dedi. Yalçın, CHP’nin talebi ve AYM’nin kararı doğrultusunda iptal edilen Toplu Sözleşme İkramiyesi konusuna da değinerek şunları söyledi: “2 milyon 200 binden fazla kamu görevlisini aylık 345 lira zarara uğratan iptal kararı bir an önce düzeltilmeli. Cumhurbaşkanımızın bu konunun çözümüne ilişkin beyanını da esas alarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne; emekçilerin haklarının korunduğu, kayıplarının önlendiği bir düzlemde girmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu konuyu çözmek için Bakanlık ile bir araya gelerek ek protokol yaparak sorunu kökten çözmeliyiz.” “Gereken adımları atacağız” Bakanlık olarak kendilerine iletilen talepleri değerlendirdiklerini ve sorunların çözümü noktasında gereken adımların atılacağının altını çizen Vedat Işıkhan, “Çalışma barışının sürdürülmesi ve kamu çalışanlarımızın haklarının korunması yönelik adımlarımızı sosyal paydaşlarımızla birlikte atmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Toplantının ardından 7. Dönem Toplu Sözleşme’de kayıt altına alınan; 4688 Sayılı Kanun’un güncellenmesi, eksikliklerin giderilmesi, evrensel ilke ve normlara uygun hale getirilmesi noktasında 10 başlıkta alanında uzman akademisyenler, hukukçular ve uzmanlar tarafından hazırlanan "Uluslararası Normlar Işığında Kamu Görevlileri Sendikacılığı ve Toplu Sözleşme Düzeni Karşılaştırmalı Analiz Seti 4688" çalışması Bakan Vedat Işıkhan’a iletildi.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e dur demeleri gerekiyor" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Batılı ülkelerin, İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e dur demeleri gerekiyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan ile ortak basın Toplantısı gerçekleştirdi. Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendisine ve kıymetli heyetine bir kez daha sizlerin huzurunda hoş geldiniz diyorum. Sözlerime Tanzanya’da 14 Nisan’da vuku bulan sel ve heyelan felaketiyle Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğum üzüntüyü ifade ederek başlamak istiyorum. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet kederli ailelerine sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyorum" dedi. "Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor" Tanzanya’dan ülkemize, Cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan bu ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2017 yılında ziyaret ettiğim Tanzanya ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor. Bugünkü görüşme iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların arttırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. ikili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor" açıklamasını yaptı. "Türk firmaları Tanzanya’da 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet projeyi başarıyla üstlendi" Tanzanya ile ticaret hacmini ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde çabalarını bu yönde yoğunlaştıracaklarını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu bu açıdan önemli bir adım olacaktır. Türk firmaları Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 adet projeyi başarıyla üstlendi. Tanzanya Türk müteahhitlerince istenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü Sahra Altı Afrika’da ise birinci ülke konumundadır. Firmalarımız Tanzanya’da demir yolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demir yolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir" dedi. "FETÖ örgütüyle mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştık" İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini, dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ örgütüyle mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştık. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. inşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eş güdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri Bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir" değerlendirmesini yaptı. "Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika kıtasının gönlünde hep müstesna bir yeri olduğunu söyledi. Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika açılımımızın kıta ülkeleri tarafından da muhabbetle karşılandığını görmek biz sevindiriyor. Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa, her alanda kıtayla ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda, Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Dünya 5’ten büyüktür şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur" dedi. Tanzanya Cumhurbaşkanı’yla görüşmelerinde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’ya Filistin konusunda çağrıda bulunarak şunları söyledi: "7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi. 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız. Bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalı, sonrasında ise 2 devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları hemen atmalıyız. Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir. Bu düşüncelerle Sayın Cumhurbaşkanı’na ziyaretleri için bir kez daha teşekkür ediyorum. Bugünkü görüşmelerimizin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Başta Tanzanya olmak üzere Afrika’daki tüm kardeş ve dostlarımıza en kalbi selamlarımı gönderiyorum."