SAĞLIK - 06 Ağustos 2020 Perşembe 13:05

Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı:

A
A
A
Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı:

Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı, salgınla mücadelenin kahramanları olan sağlık çalışanlarının döner sermaye alamamasına tepkilerin çığ gibi büyüdüğünü söyledi.

Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı, salgınla mücadelenin kahramanları olan sağlık çalışanlarının döner sermaye alamamasına tepkilerin çığ gibi büyüdüğünü söyledi.


Sağlık çalışanlarının alın terinin karşılığının verilmesini isteyen Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı, hükümete seslenerek, “Sağlık çalışanları ek ödemelerle birlikte moralini ve sağlığını da kaybetti. Sağlık çalışanlarının bu feryadı artık duyulsun” dedi.


“Sağlık çalışanları sahip çıkılmalı”


Döner sermaye sisteminin çökmesi ile birlikte sağlık çalışanlarının mağdur edildiğini ifade eden Sağlık-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı, “Sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı verilmezse, hepimizin övünerek bahsettiği sağlık sistemi çöker. O zaman pandemi ile mücadele büyük yara alır. Sağlık çalışanlarını sahaya sürüp, yedek bırakmayan bürokratik irade suçludur. Yönetmelikler çözüm üretmek için çıkarılır. Ancak mevcut düzenlemeler sorun çözmek yerine sorun üretiyor. Kargaşa oluşturuyor, sağlık sistemini tehlikeye sokuyor” dedi.


“Hükumet bu sese kulak vermeli”


Hükumetin sağlık çalışanlarının sesini duymasını isteyen Sağlık-Sen Şube Başkanı Arayıcı, “Tavandan ek ödeme, devletin hazinesini adil olmayacak bir şekilde, az çalışanlar lehine kullandırmak suretiyle çalışan mağdur edilmiştir. Şimdi hastanelerin gelirleri daha kötü olmasına rağmen tavandan ek ödeme kesilmiş çalışanlar mağdur edilmiştir. İl Sağlık Müdürleri, Bakanlık bürokrasisi meslektaşlarına taşradaki yaşananları iyi anlatmalı, STK platformları Memur Sen Konfederasyonu Başkanı Ali Yalçın gibi meseleyi her platformda dile getirmelidir. Çünkü sağlık herkesin sorunudur. Türkiye olarak en fazla övündüğümüz konulardan biri olan sağlık sistemimizin çökmesi kimsenin işine gelmez. Hükumetin bu gerçekleri görerek tedbir alması gerekir” şeklinde açıklamada bulundu.


COVID-19 salgını nedeniyle şu anda hastanelerde boş yatak bulmanın imkansız hale geldiğini vurgulayan Başkan Arayıcı, “Şu anda tüm dünyanın ortak sorunu olan COVID-19 salgınına karşı en büyük risk grubunu sağlık çalışanları oluşturuyor. Sağlık çalışanları, canlarını hiçe sayarak salgınla mücadelenin en ön safhasında fedakarca görev yapıyorlar. Böyle bir ortamda sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonlarını yükseltmek gerekirken, alın terlerinin karşılığı olan ek ödemelerin kesilmesi sağlık çalışanlarının moralini, heyecanını ve de sağlığını tüketmiştir. Fedakar ve özverili sağlık çalışanlarına reva görülen bu durum asla kabul edilebilir bir durum değildir. COVID-19 ile mücadele başarı elde edilmek isteniyorsa sağlık çalışanlarına maddi ve manevi destek verilerek mücadeleye yeni bir heyecan kazandırılmalıdır” ifadelerine yer verdi.


Pandemi ile mücadelede bizim öncü kuvvetimizin de moral gücümüzün de sağlık çalışanları olduğunu belirten Arayıcı, “Sağlık çalışanları tek sermayemiz, umudumuz. Onların demoralize olduğu yerde, düştüğü bir yerde isteğiniz kadar imkanınız olsun, oradan çıkamazsınız. Sağlık çalışanları olağanüstü bir gayret gösterdiler bu süreçte. Akşama kadar robot gibi çalışan bu arkadaşlarımızın bu süreçte bir gönül burukluğu var, bir kalp kırıklığı var, dolayısıyla bir sitemi var” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da pişkin müşteriler kamerada: Sigara içirmeyince ücretini ödemeyip kaçtılar Güngören’den Mecidiyeköy’e gitmek için taksiye binen üç kişi, sürücünün araçta sigara içilmesine izin vermemesinin ardından ücreti ödemeden araçtan indi. Taksi sürücüsünün, “90 liramı verir misin?” sözlerine karşılık yolcu, “Benim param yok. Git, onlardan al. Paramla beni rehin mi alacaksın” şeklinde pişkin bir cevap verdi. Yaşanan tartışmayı taksi sürücüsü cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Güngören Merter’de dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda taksi sürücüsü İsa Ünver, yol kenarında kendisini durduran üç kişiyi aracına aldı. Şişli Mecidiyeköy’e gitmek için yola çıkan takside yolcular, bir anda sigara içmek istediklerini belirtti. “Paramla beni rehin mi alacaksın?” Ünver’in aracının içinde sigara içilmesine izin vermemesinin ardından yolcular ile sürücü arasında tartışma çıktı. Bunun üzerine araçtan inen yolcular, 90 liralık taksimetre ücretini ödemek istemedi. Ünver’in, “90 liramı verir misin” sorusuna, “Paramla beni rehin mi alacaksın? Benim param yok, git onlardan al” diyerek cevap veren pişkin yolcular ücreti ödemeden araçtan ayrıldı. O anlar taksi sürücüsünün cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi. Kaydedildiğini gören şahıs ise “Hem beni sosyal medyaya atacaksın hem de para isteyeceksin” diyerek uzaklaştı. “Sen niye karışıyorsun?’ diyerek araçtan ineceklerini söylediler” Taksi sürücüsü İsa Ünver ise, “Bugün E-5’te ilerlerken bir arkadaş Merter’de beni durdurdu. Kendisiyle birlikte iki tane de kadın bindi. Bana Mecidiyeköy’e gideceklerini söylediler. Kavşaktan dönüp Mecidiyeköy istikametine bağlanacağım esnada araçta sigara içmek istediler. Araçta sigara içmenin yasak olduğunu ve buna izin veremeyeceğimi bildirdim. Arkadaş bunun üzerine söylenmeye başladı. ‘Biz içiyoruz, kimse karışmıyor. Sen niye karışıyorsun? diyerek araçtan ineceklerini söylediler. İndirmek için müsait bir yere yanaştım. 90 liralık taksimetre ücretine itiraz ettiler” dedi.
İstanbul Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ayda içinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. Ehliyetsiz olduğu ve boş viteste seyrettiği iddia edilen sürücü, aracının kontrolünü kaybedince kısa süre önce tadilatı biten eve daldı. Ölen ya da yaralının olmadığı kazada evde bir kez daha hasar oluşurken, dehşet anları kameralara yansıdı. Beşiktaş Yıldız Mahallesi’ndeki bir apartmanın bodrum katındaki daire, 3 ay içerisinde 3. kez meydana gelen kaza nedeniyle bir kez daha hasar aldı. O dairede yaşaya Selver Yaprak ise 23 Nisan sabahı uyandıktan kısa süre sonra dışarıdan gelen çarpma sesiyle dışarı koştu. Saat 06.30 sıralarında 34 GAV 509 plakalı otomobiliyle dik bir yokuştan inen Erten Çayir (58), aracın kontrolünü kaybedince Selver Yaprak’ın yaşadığı eve çarpmıştı. Yaprak, gördüğü manzara karşısında şaşkınına döndü. Pencere demirlerinin daha büyük bir kazanın önüne geçtiği olayda yaralanan olmazken otomobil sürücüsü ve mahalleli büyük bir panik yaşadı. Eve çarpan Çayir, büyük bir şok yaşadı. İddiaya göre ehliyetsiz olan sürücünün yardımına koşan vatandaşlar, onu sakinleştirmeye çalıştı. Kazanın sabah erken saatlerde olması sebebiyle sokakta kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Dehşet anları kameraya yansıdı Dehşet anları ise güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde, Erten Çayir’ın direksiyon hakimiyetini kaybettiği aracın, Selver Yaprak’ın evine daldığı görülüyor. “3 ayda üçüncü kaza” 3 ay içerisinde evine 3 araç daldığını söyleyen Selver Yaprak, “Yine aynı şey, yine aynı kaza bir ay önce de olmuştu. Bu sabah yine bir gürültüyle uyandık. O saatte ben uyuyordum, kazadan 10 dakika önce su içmeye kalkmıştım. Yine yokuştan inen araba girdi bu 3 ayda üçüncü kaza. 1 ay önce olan kazanın masrafının ödemesini dün aldık bugün yine araba girdi. Kazanın ardından ben dışarı çıktığımda sürücü şoktaydı. Komşumuz sakinleştirmeye çalışıp su vermiş. Sabah saat 6 gibi bana sütçü geldi kaza olduğunda uyanıktım. Yine demirler değişecek, camlar değişecek” diye konuştu. “Deprem oldu sandık ama bu kazalara alıştık” Bu kazalarının toplamda 6 kere yaşandığı söyleyen apartmanın 30 yıldır yöneticisi olan Coşkun Ökol, “Bu apartmanda 60 yıldır yaşıyorum. 30 yıldır da yöneticisiyim. Bu yaşadığımız olay 3 ayda 3 kez oldu. Benim çocukluğumdan bu yana da 3 kez daha olmuştu. Bu olayı 6 kez yaşadık. Önlem alınmıyor, buraya iki tane baba koymakla önlem alındı zannediliyor. Bu yokuşa hız kesici koydular, 2 tane koydular ama az. Arabalar yine vites boşta iniyorlar, yine hızlı geliyorlar ve apartmanın içine giriyorlar. Buna engel olamıyoruz, çözüm bulunması lazım. Yokuş iniş değil çıkış yapılabilir, hız kesici sayısı artırılabilir, buraya çelik halat konulabilir. Sabahın altısında deprem oluyor zannettik. Burada trajikomik bir durum var. Biz buna alışıyoruz, depremde bile korkmayacağız bu gidişle. Sokağın kalabalık olduğu bir anda bu kazanın sonu ölümdür. Yokuş dik ve boş viteste gelen bir arabayı durdurmak imkansız. Şoförün ehliyeti yoktu, suçunu kabul ediyor. Sonrasında el frenine asıldım ama durduramadım diyor. Boş viteste indikten sonra bir değil iki tane el freni çeksen ne olur. Birinci viteste inse hiç böyle sorunlar olmayacak” dedi