- 04 Ağustos 2020 Salı 19:01

Yeni doğan bebeklerinin altını değiştirdiklerinde şok oldular

A
A
A
Yeni doğan bebeklerinin altını değiştirdiklerinde şok oldular

Gaziantep’te yaşayan genç bir çift, yeni doğan ve hastanenin ‘erkek’ dediği bebeklerinin evde altını değiştirirken kız olduğunu görünce büyük şok yaşadı.

Gaziantep’te yaşayan genç bir çift, yeni doğan ve hastanenin ‘erkek’ dediği bebeklerinin evde altını değiştirirken kız olduğunu görünce büyük şok yaşadı.


Gaziantep’in Araban ilçesinde yaşayan ve bir yıl önce evlenen Hıdır ile Fatma Çalışkan çifti bir bebek sahibi olacaklarını öğrendi. Özel bir hastanede yapılan ultrason görüntülemesin de bebeklerinin ‘erkek’ olacaklarını öğrenen genç çift heyecan içinde doğacak bebeği beklemeye başladı.


Hamilelikte 41 haftayı dolduran anne, doğum için gittikleri Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İnayet Topçuoğlu Hastanesine yatış yaptı. Sancıları artan anne kısa süre sonra doğum yaparak bebeğini dünyaya getirdi. Doğum sonrası bileğine doğan çocuğun erkek olduğunu gösteren ‘mavi’ bileklik takıldı. 3 gün hastanenin yeni doğan servisinde yatan bebek ailenin isteği üzerine çıkartılarak eve götürüldü.


Doğan bebeklerinin mutluluğunu yaşayan aile huysuzlanan bebeğin altını değiştirmek için açtıklarında hayatlarının şokunu yaşadı. Bebeğin altını temizlemek için açtıklarında erkek diye eve getirdikleri bebeğin kız olduğunu gören aile yaşadıkları şokun ardından hastaneyle iletişime geçti.


Aile, bebeği ve taburcu edildiğinde verilen doğum raporunu da alarak hastanenin yolunu tuttu. Hastaneye gelen aile yetkililere doğum öncesi ve sonrası verilen tüm raporlara cinsiyetin erkek olarak geçtiğini fakat eve geldiklerinde bebeğin kız olduğunu fark etiklerini söyledi. Ailenin iddiasına göre, doğum raporunu alan hastane yönetimi ‘bir yanlışlık oldu rapor yanlış imha ettik’ diyerek aileyi ikna etmeye çalıştı. İkna olmayan anne, baba ve bebekten kan tahlili alan hastane üçünün de kan gruplarının 0 RH Pozitif olduğunu ve bebeğin kendilerinin olduğunu söyledi. Baba Hıdır Çalışkan hastanenin aldığı kan testi raporunu incelerken bir şok daha yaşadı. Hastane yetkilileri aileye verilen kız bebeğin genç anne babaya ait olduğunu iddia ettiği raporda aileye bir şok daha yaşattı. Hastanenin aldığı kan tahlilinde bebek için raporun cinsiyet kısmına ‘erkek’ yazdığını gördü.


Üstü üste yaşadıkları travma ile doğan bebeklerine bile sevinemediklerini ifade eden aile, biran önce kendilerinin aydınlatılmasını istiyor.


Anne baba olduklarını için sevinemediklerini belirten baba Hıdır Çalışkan, “30 Temmuz Perşembe günü hastaneye gittik ve eşime yapılan muayene sonrası doğum gelmiş diyerek aldılar. Aynı gün öğleden sonra 14.20’de doğum gerçekleşti ve doktor bizi bebeğiniz çok şükür dünyaya geldi. İnsanın çocuğu olduğu zaman çok mutlu olur ama hele ki bayram gününde iki bayram yaşar ama biz çocuğumuz oldu hala sevinemedik. Çünkü emin değiliz bizim mi değil mi diye” dedi.



Gerçeği bebeğin altını değiştirirken gördüler


Bebeklerini doğumdan sonra 3 gün boyunca hiç görmediklerini ifade eden baba Çalışkan, “Çocuğumu kuvöze aldılar 3 gün boyunca hiç görmedik. Bende en son gittim doktoru ile konuştum ve görmek istediğimiz söyleyince solunum sıkıntısı yaşadığını söyleyip bizi ikna etmeye çalıştılar. Ben istemiyorum diyerek çocuğumu çıkartmak istedim ve çocuğumu çıkardım. Çocuğum çıkartılmadan önce bebeğin altı değiştirilmiş ve biz böyle çıkarak 90 kilometre yol gittik. Eve geldiğimizde bir süre sonra çocuğun rahatsızlandığını düşündük altını temizlemek isteyince çocuğun bezini açtık ve şok olduk” şeklinde konuştu.


“Bütün raporlarda erke olarak geçiyor bize verilen kız çocuğu” diyen Çalışkan’ın iddiasına göre, doğuma giren ebenin yanındaki hemşireye sorduklarında bebeğin erkek olduğunu söylediğini ifade etti.



Bebeğin kız olduğunu kanıtlamak istedikleri rapora da erkek yazdılar


Yaşadıkları şokun ardından durumu hastaneye bildirdiklerini kaydeden Baba Çalışkan, “Hastaneyle iletişime geçtiğimizde bebeği de alın buraya gelin dedi. Hastaneye geldiğimizde acil müdürü olarak bildiğimiz kişi doğum raporunu elimizden alarak gitti. Daha sonra çocuğumu içeriye aldılar ve bizi kan testine yolladılar. Sonra gelip çocuk sizin dediler. Bunu nasıl kanıtlayacaksın dediğimizde, kan testiyle diye cevap veriler. Kan testiyle bu iş olmaz dedim ve doğum raporunu sordum ve bana dedi ki, ‘doğum raporu yanlış yazılmış biz onu size veremeyiz biz o raporu imha ettik’ ama bende bir kopyası var şuan mağduruz” ifadelerini kullandı.


Doğumun ardından bileğine doğan bebeğin erkek olduğunu gösteren mavi bileklik taktıklarını söyleyen anne Fatma Çalışkan ise, “Bebeğin altını değiştirmek istedim açtığımda bir baktım ki erkek değil. O an ne olduğunu anlamadım şaşırdım, korktum kendimden geçtim. Anne oldum ama çocuğum mu değil mi şüphedeyim” diye konuştu.


Hastane hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan aile raporlarda ‘erkek’ geçen ama kendilerine verilen ‘kız’ bebeğin gerçek ailesi olup olmadığını öğrenmek için DNA testi yapılmasını istiyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Altınova Belediyesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde fide dikim zamanı Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan ve 240 çeşit şifalı bitkiye ev sahipliği yapan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ne baharın gelmesiyle birlikte fide dikimi işlemleri başladı. 2020 yılında kurulan ve Altınova Belediyesi tarafından işletilen Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nde 40 dönüm alanın 28 dönümünde şifalı bitkilerin üretimleri gerçekleştiriliyor. Yetiştirilen şifalı bitkilerin halka satışlarının da yapıldığı bahçeye, ziyaretçilerin ilgisi her geçen gün artıyor. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Yalova Şubesi ile iş birliği yapılan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’yle ilgili bilgi veren Müdür Mustafa Sarıgül, bahçede ağaç, sarılıcı, sürünücü bitki gruplarının yer aldığını dile getirdi. Sarıgül, bahçede kekik, lavanta gibi mutfakta kullanabilen bitkileri yetiştirip vatandaşların satışına sunduklarını belirtti. Bahçede bulunan salonda üniversitelerle ortaklaşa halk ve çiftçileri bilinçlendirmek üzere konferanslar düzenlediklerini de kaydeden Sarıgül, “Kendi fidemizi yetiştirebileceğimiz üretim seramızı yaptık. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’yla ortak bir proje. Mürver bitkisi, kudret narı ve tıbbı nane dediğimiz bitkilerden aşamalı olarak çalışmalar yaptık. Tamamen insan sağlığına faydalı olabilecek çalışmalar yapıyoruz. Tabi bunu eczacılık ve tıp fakülteleri hocaları ile beraber yapıyoruz. Yurt dışından getirmiş olduğumuz, adapte etmiş olduğumuz, özel bitkilerimiz var. Şizandra üzümü dediğimiz, hamamelis cadı fındığı dediğimiz, çikolata sarmaşığı dediğimiz çok ilginç bitkiler de var burada. Alanımızda şeker otu steviayı zaten artış çok yaygınlaşmaya başladı. Vatandaşlarımızı bilinçlendirip özelikle diyabet hastası vatandaşlarımızı bunu kullanmaya yönlendiriyoruz. Tamamen sağlıklı, organik bitkiler bunlar” dedi. Sarıgül, bahçede baharla birlikte fide dikimi yaptıklarını anlatan bu yıl 25 bin civarında fide üretimi yaptıklarını ve bunları üniversitelerle de paylaşacaklarını kaydetti. Altınova Belediye Başkanı Yasemin Fazlaca ise ilçeye ve Yalova’ya değer katan mekanlardan olan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’nin Türkiye’de örnek bahçelerden birisi olduğunu ifade etti. Yıl boyunca çok sayıda kişinin ziyaret ettiği bahçenin ilgi odağı olduğunu söyleyen Fazlaca, vatandaşları da bu alanı gezmeye davet etti.
Zonguldak ZBEÜ’de 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu başladı Zonguldak’ta ilki gerçekleştirilen Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu’nda iletişimin önemine vurgu yapıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesince farklı disiplinleri iletişim zemininde buluşturmayı amaçlayan 1. Uluslararası Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu, Farabi Kampüsü İlahiyat Fakültesi Binası Doç. Dr. Ali Aslan Konferans Salonu’nda başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu sempozyumun açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Tuğba Akdal yaptı. Akdal, sempozyumun düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Profesör Dr. Hamza Çeştepe fakültelerinin öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Çeştepe, “Planlama ve uygulama ölçütlerinin yerel, ulusal ve ulus ötesi ihtiyaçlar ve gelişmeler perspektifinde belirleyen ve söz konusu ölçütleri kesinlikle tutarlılık ilkeleriyle uygulamaya konan fakültemiz gerek altyapı çalışmalarını gerekse öğretim faaliyetlerini yenilikçilik anlayışıyla gerçekleştirmektedir. Fakültemizin düzenlediği Batı Karadeniz İletişim Araştırmaları Sempozyumu ile sizlerle buluşmanın ve paylaşmanın onur ve mutluluğunu yaşamaktayız” dedi. İletişimin paylaşmak, öğrenmek, sosyalleşmek gibi birçok konuda var olmanın anahtarı olduğunu belirten Çeştepe, “Hayati nitelik taşıyan ve bu yönüyle yaşamın vazgeçilmez bir gereği olarak açıkladığımız iletişim, paylaşmanın, öğrenmenin, sosyalleşmenin, keşfetmenin kendimizi ve başkalarını tanımanın, kısacası var olmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en ufak bir konuda dahil bir sorun ve çatışma varsa nedeni en temelde iletişime dayanmakta ve çözüm yolu da dolayısıyla iletişimden geçmektedir” ifadelerine yer verdi. Çeştepe, iletişimin multidisipliner bir alan haline geldiğini ve iletişime dair çalışmaların hız kazandığını da sözlerine ekledi. ZBEÜ Rektörü Profesör Dr. İsmail Hakkı Özölçer, iletişim kavramının insanlık tarihiyle yaşıt olduğuna dikkat çekti. Özölçer, “Mühendislik ve çevre ile ilgili olduğu kadar sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri de önceliğine alan güzide üniversitemizde ve emeğin başkenti Zonguldak‘ta böylesi bir etkinlikle sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Nitekim genel anlamda iletişim kavramının ve iletişim fakültelerinde verilen eğitimin en belirgin özelliklerinden biri disiplinler arası bir yapıya sahip olmasıdır. Dolayısıyla iletişimin çok yönlülüğünü temel alan söz konusu bu sempozyumda farklı disiplinlerin iletişim şemsiyesi altında tanık olmalı, ulusal ve uluslararası düzeyde birbirinden değerli davetli konuşmacıları ağırlamanın gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. İnsanlık tarihiyle yaşıt olan iletişim kavramı uygarlıkların oluşmasında ve bilginin nesiller boyunca aktarılmasında şüphesiz ki en önemli araçtır” dedi. İletişimin bireylere sosyal kişilik kazandırılmasının yanı sıra bilginin ve kültürün aktarılmasına, ihtiyaçların giderilmesinden toplum düzeninin devamlılığına pek çok işi yerine getirdiğini ifade eden Özölçer, “Özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, sağlık, teknoloji gibi alanlarda yaşanan toplumsal gelişmeler ve küresel etkiler meydana getiren deneyimler, iletişim ve iletişim çalışmalarının önemini daha da belirgin hale getirmiştir. Yine bununla birlikte 21. Yüzyılda yaşanan dijital dönüşümler bir yandan iletişim eğitiminde ciddi değişimler gerektirmekteyken diğer yandan da iletişim alanında faaliyet gösteren tarafların bu dönüşümün gereklerini en iyi şekilde anlamasını ve uygulamalarına yansıtmasını zorunlu kılmaktadır” diye konuştu. Sempozyum; açılış konuşmalarının ardından Profesör Dr. Nurettin Güz, Profesör Dr. Mine Demirtaş ve Doçent Dr. Nozima Muratova’nın katıldığı ilk oturumla başladı. Toplamda 16 oturumun gerçekleştirileceği sempozyum, 26 Nisan’da sona erecek.
Muğla MSKÜ Kariyer Günleri başladı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nun öğrenciler için hazırladığı ve 2 gün boyunca sürecek olan Kariyer Günleri programı başladı. 24 - 25 Nisan tarihleri boyunca Muğla Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenecek olan Kariyer günleri programında, öğrenciler çeşitli alanlarda uzman isimlerden meslekler hakkında bilgi alacak. 15 mezun 30 firma konuşmacısı ile okul bahçesinde 36 stant kuruldu. Kariyer günlerinde öğrenciler ile firma yetkilileri bir araya gelirken öğrencilere staj görme imkanı da elde ediyor. Kariyer günleri açılış konuşmasını yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kıvrak "Üniversitemizin sanal işbirliği kapsamında düzenlediği etkinliğimizin, üniversitemiz, ilimiz, firmalarımız ve öğrencilerimiz açısından verimli olmasını diliyoruz. Muğla Meslek Yükseokulu olarak özellikle sektör temsilcilerimizle birlikte, öğrencilerimizin buluşmasını, sektörün gelişmesi, ekonomik büyüme ve kalkınma açısından önemsiyoruz. Sektör ihtiyaçlarını karşılayacak insan kaynaklarını, yeni piyasa şartlarına uygun eğitmek, kişisel gelişimlerine destek vermek ve gerekli donanıma sahip mezunlar yetiştirmek bizlerin öncelikli sorumluluğu. Bu sorumluluğu hem öğrencilerimizin kariyer hayatını başarıyla yönetmeleri, hem de sektörün ihtiyaçlarının karşılanmasında kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Umarım tüm katılımcılarımız açısından verimli ve pozitif bir çıktı elde ettiğimiz 2 gün geçiririz. Bu anlamda katılım sağlayan, destek veren, emek veren, gönül veren tüm paydaşlarımıza, katılımcılara ve konuklarımıza teşekkür ediyorum ”dedi.