EKONOMİ - 04 Ekim 2020 Pazar 12:06

Giresun fındıktan sonra çay üretiminde de iddialı

A
A
A
Giresun fındıktan sonra çay üretiminde de iddialı

Türkiye’nin fındık üretiminde büyük pay sahibi Giresun, çay üretiminde de söz sahibi olmayı hedefliyor.

Türkiye’nin fındık üretiminde büyük pay sahibi Giresun, çay üretiminde de söz sahibi olmayı hedefliyor.


Çay üretimi denildiğinde ilk akla gelen Rize olsa da Giresun’da da çay üretimi her geçen yıl artıyor. 2002 yılında 7 bin ton olan çay üretiminin bugün 30 bin tonun üzerinde olduğunu açıklayan Tirebolu 42 Çay Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Şahin, Giresun’da 10 çay fabrikasının bulunduğunu söyledi.


Şahin, “Giresun’da yıllık ortalama 30 bin tonun üzerinde çay imalatı gerçekleşmektedir ve 15 bin dolayında çay üreticisi bulunmaktadır. Bu çay üreticileri ise Giresun’un doğu bölgesindeki ilçelerde bulunmaktadır. Türk çay sektöründe toplam 197 fabrika bulunmaktadır. Bunların 46’sı ÇAYKUR’a, 151’i ise özel sektöre aittir. Bu fabrikaların 154’ü Rize’de, 29’u Trabzon’da ve 10’u Giresun’da bulunmaktadır. Bu potansiyele göre ise sadece Giresun’da 10 fabrika çay işleme ve paketleme işiyle iştigal etmektedir. Fındık gibi çayın da alternatifi bulunmamaktadır. Ayrıca Giresun çayının iklimsel özellikleri nedeniyle kendine has tadı ve kalitesi de bulunmaktadır” dedi.



Çaylıktan, çaydanlığa çayın süreci


Bahçelerde toplanan çay yapraklarının bekletilmeden en kısa sürede fabrikalara ulaştırılması, canlılığın korunması ve üretime taze girmesi açısından önem taşıdığını ifade eden Yüksek Gıda Mühendisi Ayşe Kızmaz ise çayın çaylıktan demliğe geldiği süreci anlattı.


Yüksek Gıda Mühendisi Kızmaz, “Bahçede hasat edilen yapraklar, çay fabrikalarına ait toplama yerlerine ya da çay fabrikalarına getiriliyor. Bahçelerde toplanan çay yapraklarının bekletilmeden en kısa sürede fabrikalara ulaştırılması, canlılığın korunması ve üretime taze girmesi açısından önem taşıyor. Fabrikalarda çayın ilk aşaması soldurmadır. Toplanan çay yapraklarındaki yüzde 70 oranındaki suyun azaltılması bu soldurma aşamasında alınıyor. Daha sonra buradan kıyma aşamasına geçiliyor ve yapraklar kıyılarak öğütülüyor. Bir sonraki aşama ise siyah çay üretiminde kaliteyi belirleyen en önemli unsur ise fermantasyondur. Bu işlem sayesinde yaprakların hava ile teması, öz suyunun oksijen ile yanıp oksidasyon oluşturularak çayın kararması sağlanıyor. Bu aşamanın ardından ise eleme işlemi vardır ve burada çaylar elenerek ayrıştırılmaktadır. Kurutma ve eleme işleminin ardından çayın fabrikadaki sürecinde son aşama paketlemeye geçiliyor. Paketleme aşamasında çaylar, farklı ebat ve ağırlıkta ambalajlanarak tüketime hazır hale getiriliyor" diye konuştu.



Üreticinin sorunu kontenjan uygulaması


Görele’nin Taşlık köyünde yıl içerisinde yaklaşık 15 ton civarında üretim çay üretimi yaptıklarını kaydeden Naim Eybil ise "Çay üretiminin de kendine has zorlukları var. En önemli zorluğumuz ise topladığımız çayları satabilmektir. Uygulanan kontenjanlar nedeniyle çok toplasak satamıyoruz, toplamasak dalında toplama vakti geçiyor. Yine vaktinde toplayıp satabilmek için çay toplamanın yağmuru , güneşi olmuyor. Her daim vaktinde toplamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çöl tozu 30 Nisan’a kadar temizlenecek Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Burdur ve Isparta’da etkisini gösteren Çöl tozu taşınımı konusunda uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının bölgede olan yoğunluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarımızda olumsuz etkiler gösterebilir. Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir” denildi. Bugün, Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde yoğun bir şekilde gözlenen çöl tozu taşınımı ile ilgili Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının çeşitli sağlık, çevre ve ekonomik etkilere neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, oda olarak kamuoyunu bilgilendirme ve önlemlerin alınması gerekliliği konusunda uyarı yaptıkları belirtildi. Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarda olumsuz etkiler gösterebileceği aktarılan açıklamanın devamında, “Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir. Genellikle çöl tozu geçtikten en geç 2 gün içerisinde yağış ile birlikte atmosferden temizlenirken, bu sefer 30 Nisan 2024’e kadar bölgemizde yağış beklenmemektedir” denildi. Bu süreçte çöl tozu taşınımının etkilerini en aza indirmek için vatandaşlara önlem olarak önerilerin de belirtildiği açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi: "Çocuklar ve kronik sağlık sorunları olan bireyler dış ortamda uzun süre vakit geçirmemelidir. Göz yanması gibi rahatsızlıkların yanı sıra mevcut hastalıkların tetiklenme riski bulunmaktadır. Görüş mesafesinin aniden azalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karayolunda seyahat ederken çöken toz sebebiyle takip mesafeleri uzatılmalıdır. Vatandaşlarımızın T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen hava kalitesi izleme istasyonları verilerini takip ederek gerekli önlemleri almalarını rica ederiz (https://sim.csb.gov.tr/Services/AirQuality). Çevre Mühendisleri Odası olarak, çöl tozu taşınımının etkilerini azaltmak ve halkın sağlığını korumak için tüm ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktayız.”