EKONOMİ - 28 Ağustos 2021 Cumartesi 08:33

Bu traktör diğerlerinden çok farklı

A
A
A
Bu traktör diğerlerinden çok farklı

Gümüşhane’de çiftçilik ve hayvancılık yapan Niyazi İnci, Avrupa’daki traktörlerden etkilenerek kendi traktörüne garajında uğraşarak joystickli sistem yaptı.

Gümüşhane’de çiftçilik ve hayvancılık yapan Niyazi İnci, Avrupa’daki traktörlerden etkilenerek kendi traktörüne garajında uğraşarak joystickli sistem yaptı. İnci, Türkiye’de başka örneği olmadığını ifade ettiği traktörünü şimdi de uzaktan kumandalı yapmak için çalışmalara başladı.


Kelkit ilçesine bağlı Dereyüzü köyünde hayvancılık ve çiftçilikle uğraşan 34 yaşındaki Niyazi İnci, traktöründe kendi belirlediği eksiklikleri gidermek için araştırma yaparken Avrupa’daki traktörlerde joystick olduğunu fark etti.


“Bende yaparım” diyerek işe koyulan İnci bir arkadaşından da yardım alarak traktörüne garajında kendi imkanlarıyla havalı sistemle çalışan joystick yaptı. Bir ay içinde aracına eklediği joystick yardımıyla birçok işi yapmaya başlayan İnci, traktörünü daha konforlu ve daha güzel bir şekilde kullanma kolaylığı sağladı.


Ön kısmına “İmparator” yazdığı traktörünün videoları sosyal medya platformlarında binlerce kez izlenen İnci’nin yeni hedefi ise birçok fonksiyonu uzaktan kumandaya bağlayarak traktörünü drone kullanır gibi kontrol etmek.



“Bayiler bize de yapar mısın diye soruyor”


Kendisinin mühendis olmadığını lise mezunu olduğunu ifade eden İnci, “Talep çok var. Görüp arayan, bana sen mühendis misin diyen, aşırı sorgu sual olan var. Gelip traktörü gören, bize satar mısın diyen çok. Bayiler bize de yapar mısın diye soruyor. Kendi işimizle fazla uğraştığımız için gidip yapma fırsatı bulamıyorum. Çok aşırı isteyen oldu. Gel bize yaptır traktörü diye” dedi.



“Bana destek verilirse bunu daha da ilerletip daha teknolojik şeyler yapacağımı düşünüyorum”


Traktörü bu hale garajında getirdiğini, yapımının da zahmetli olduğunu anlatan İnci, “Bunu yapması biraz zahmetli. Ben bunları hep kendim teker teker yaptım. Bunu bir bayi, bir fabrika gibi bir sistemden alıp da direk monte etmedim. Kendim sistemlerini, ayaklarını, vites kolunu hep kendim yaptığım ve biraz zahmetli iş olduğu için uzun süreli oldu. Arkadaşım arada gelip yardım ediyordu. Firmadan değil de bayilerden çok talep geldi. Ben açıkçası fabrikadan ilgi olacağını düşündüm ama ne yazık ki düşündüğümü bulamadım. Bana güzel destek verilse ben bunu daha da ilerletip daha da teknolojik şeyler yapacağımı düşünüyorum” şeklinde konuştu.



“Türkiye’de ilk ve tek”


Yaklaşık 2 yıl önce yaptığı sistemin bugüne kadar sorunsuz çalıştığını dile getiren İnci, “5 bin liraya mal oldu. Görenler çok beğendi. Kelkit ilçesinde görüp inanmayan da çok oldu. Traktöre binip “bunları sen yapmadın” diyen de oldu. Bu sistemi şu an Türkiye’de tek ben kullandım, ben uyguladım. Bugüne kadar böyle bir sistem, joysticki yapan, havayla elektronik bir şekilde bu sistemi yapan şu güne kadar olmadı. Türkiye’de ilk ve tek” ifadelerini kullandı.



“Dronu nasıl yönlendiriyorsan aynı sistemi buna yapacağım”


Traktörü drone kullanır gibi uzaktan kumanda ile yönetmek için çalışmalara başladığını ifade eden İnci, “Kumandaya bastığım zaman ileri geri, yön her şeyini buradan uzaktan kumandayla yönlendireceğim. Dronu nasıl yönlendiriyorsan aynı sistemi buna yapacağım” diyerek yeni hedefini açıkladı.



“Yaparsın dedim ama inanmayarak dedim”


Köy sakinlerinden Mehmet Sabri Akın ise kahvehanede otururken İnci’nin bu işten bahsettiğini, internetten araştırdığını söylediğini ifade ederek, “Benin o an fazla inanasım gelmedi. Yaparsın dedim ama inanmayarak dedim biraz. Sonra malzeme olmaya falan başladı bismillah dedi. Ürün yavaş yavaş kıvamına gelmeye başladı. Traktöre bindikçe baktım bir şeyler oluyor. Sonra 1 ay içinde traktör bitmiş olarak Niyazi abi beni aradı gel dedi. Traktöre bindim, tarlaya geldik ileri geri ben şaştım. Ben süremedim ilk başta bilmediğimiz için. Güzel bir ürün ortaya koydu. Havayla çalıştığı için de bir sıkıntısını görmedik ve arıza da yapmıyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.