ÇEVRE - 22 Ekim 2018 Pazartesi 11:53

Gümüşhane’de 4 Kızıl Geyik daha doğaya salındı

A
A
A
Gümüşhane’de 4 Kızıl Geyik daha doğaya salındı

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2013 ve 2017 yılında Gümüşhane’ye bırakılan 27 adet kızıl geyiklerin doğaya uyum sağlamasının ardından 4 tane daha kızıl geyik doğaya salındı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2013 ve 2017 yılında Gümüşhane’ye bırakılan 27 adet kızıl geyiklerin doğaya uyum sağlamasının ardından 4 tane daha kızıl geyik doğaya salındı.


Konuyla ilgili bilgi veren Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Gümüşhane Şube Müdürü İlbeyi Aydın ”Bakanlığımızın Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Uludağ Üniversitesi Yerleşkesinde bulunan Kızıl Geyik Üretme İstasyonu’ndan nakledilen geyikler geçmişte bu bölgede yaşayan kızıl geyikler olup; projeyle kızıl geyiklerin varlıklarını devam ettirmesi, bölgede yaşayıp çoğalması, biyolojik ve tabii çeşitliliğin korunmasının sağlanması amaçlanmıştır. 2013 yılında 13+7 olarak toplam 20 adet, 2017 yılında 7 adet yerleştirilen kızıl geyiklere ek olarak 18.10.2018 tarihinde 4 tane (3 dişi+1 erkek) daha kızıl geyik Gümüşhane’ye yerleştirilmiştir. 2018 yılında 9 tane daha kızıl geyik getirilecek olup toplamda 13 adet kızıl geyik doğaya yerleştirmiş olacağız" dedi.


Aydın, daha önceki yıllarda bırakılan geyiklerin fotokapanlarla takibi sonucu elde edilen görüntülerde, doğaya uyum sağladıkları ve yavruladıklarını gözlemlediklerini ifade ederek bundan sonraki aşamada geyiklerin doğadaki hareketlerinin söz konusu fotokapanlarla izlenmeye devam edeceğini söyledi.


Öte yandan Türkiye’nin en büyük kara memelisinden biri olan Kızıl Geyiklerin, Türkiye’de aşırı avlanma sonucu sayıları giderek azalırken, sayıları azalan Kızıl Geyiklerin belirli bölgelerde oluşturulan üretme sahalarında çoğalmaları sağlanıyor. Çoğalan Kızıl Geyikler ise “soy karışımı” için Türkiye’nin belli bölgelerine gönderiliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.