- 06 Nisan 2022 Çarşamba 09:44

Gümüşhane’de hayırlı gelenek

A
A
A
Gümüşhane’de hayırlı gelenek

Gümüşhane’nin Kırıklı köyünde 18 yıl önce yol kenarındaki kahvede durup pide-zeytinle iftar açan bir tır şoförüne yemek verilmesiyle başlayan ve o gün bugün devam eden hayırlı gelenek nesilden nesile aktarılarak her Ramazan ayında devam ettiriliyor.

Gümüşhane’nin Kırıklı köyünde 18 yıl önce yol kenarındaki kahvede durup pide-zeytinle iftar açan bir tır şoförüne yemek verilmesiyle başlayan ve o gün bugün devam eden hayırlı gelenek nesilden nesile aktarılarak her Ramazan ayında devam ettiriliyor.


Köyün eski muhtarlarından merhum Alim Aşkın tarafından Ramazan ayına özel başlatılan ve bir süre her akşam köydeki bir hanenin yemek yaparak sürdürdüğü gelenek Gümüşhane-Erzincan karayolu üzerindeki merkeze bağlı Kırıklı köyünde sürdürülüyor.


Evlerde yapılan yemeklerin yerine bir süre sonra aralarında para toplayarak profesyonel mutfak kurup aşçı tutan köylüler, her yıl Ramazan ayında hem köylülerinin hem de hayırsever vatandaşların bağışlarıyla Ramazan ayında iftar saatinde yoldan geçenlere 4 çeşit ücretsiz yemek veriyor.


Gelenlerin başlarda şaşkınlıkla karşılayıp para vermek istediği ve Covid-19 salgını nedeniyle 2 yıldır yapılamayan etkinlik bu yıl tedbirlerin gevşetilmesiyle önceleri yol kenarındaki açık alanda yapılırken havaların soğuk olması nedeniyle köylüler tarafından yapılan tadilatla kapalı mekana alındı.


Tatlısından salatasına çeşit çeşit yemeğine kadar her türlü ihtiyacın giderildiği etkinlikte yemekler köyün gençleri tarafından misafirlere servis ediliyor.


İl merkezine 24 kilometre mesafede Gümüşhane-Erzincan Karayolu üzerinde, Kelkit-Köse yol ayrımında bulunan köyde özel aşçı tarafından yapılan yemekler günlük ortalama 100 kişiye ulaştırılıyor.


Ülke genelinde bilinirliği de artan geleneğin duyulmasının ardından başta Gümüşhane’deki başka köyler olmak üzere diğer şehirlerde de benzer uygulamalar başladı.


Uygulamayı bilen vatandaşların yol kenarında bulunan tesise direk gelmesi, bilmeyenlerin de iftara yakın saatte yoldaki araçları durdurarak "buyur" etmesiyle gerçekleştirilen uygulamayı köylüler ilelebet sürdüreceklerini söyledi.


Köydeki iftar programına katılan Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek köylülere teşekkür ederek bu hayırlı geleneği sürdürmelerini istedi. İftarını vatandaşlarla açan Vali Taşbilek, daha sonra köy kahvesinde vatandaşlarla sohbet ederek talep ve sorunlarını dinledi.



“Müslüman Türk’e yakışır bir gelenek”


Burada gazetecilere yaptığı açıklamada “Yıllardır yoldan geçen herkese gönlünüzü açtığınız gibi bugün o güzel sofranıza, güzel gönlünüzde bizleri de misafir ettiniz. Bundan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullanan Vali Taşbilek, 2004 yılından beri sistematik olarak, daha önce de evlerde Müslüman Türk’e yakışır bir şekilde yoldan geçenleri, yolda kalmışları mağdur etmeme duygusuyla sofralarını ve gönüllerini yıllardır açtıkları için Kırıklı köyü sakinlerinde teşekkür etti.



“Bu güzel geleneğin kıyamete kadar devam etmesini diliyorum”


Kırıklı köyünde Gümüşhane’nin çok önemli bir geleneğinin yaşatıldığını ifade eden Vali Taşbilek, “Biz de sizin bu güzel sofranıza misafir olmak için geldik, beraber iftarımızı açtık. Allah hepinizden razı olsun, çok teşekkür ediyoruz. Köyümüzün sakinlerine sizler aracılığı ile teşekkür ediyoruz. Biraz önce iftarımızı açarken tanıştığımız arkadaşlar vardı. Bu ne kadar güzel güzel bir duygu, ne kadar güzel bir kardeşlik. İnsanların kardeşlik duygularını gösterme noktasında yaptığınız davranış her türlü takdirin üzerinde. Bundan dolayı tekrar hepinize teşekkür ediyoruz. Bizim özellikle böyle günlerde ihtiyacımız olan bu. Milletimizin birliğe, beraberliğe ve kardeşliğe en çok ihtiyacı olduğu dönemlerden geçiyoruz. Bir olmak durumundayız, beraber olmak durumundayız. Bunu Gümüşhane’nin irfan sahibi insanları olarak sizler zaten yıllardır yapıyorsunuz. Tanımadığınız insanlara bile kardeşliğinizi gösteriyorsunuz. Allah razı olsun. Haneniz şen olsun, bu güzel adetimizin inşallah kıyamete kadar devam etmesini cenabı Allah’tan temenni ediyorum” dedi.



“Ömrümüz yettiğince devam edeceğiz”


Kırıklı köyü muhtarı Fikret Bulut ise Covid-19 salgını nedeniyle bu geleneğin neredeyse devam etmeyeceğini düşündüklerini fakat 2 yıllık aranın ardından yeniden iftar vermeye başladıklarını belirterek, “2004 yılından beri burada kamyoncunun peynirle zeytinle iftarını açtığını gören Alim hocamın başlattığı bu yemek buralara kadar geldi. Köyümüzün aşçısı var, mutfağı var biz hazır yemek getirmek istemiyoruz. Biz kendi ellerimizle alalım, pişirelim ve istediğimiz yemeği yapalım bu niyetle kendimiz yapıyoruz yemeği. Bunun masrafını hayırsever köylülerimiz tarafından karşılanıyor. Bu bir gönül meselesi ve gönül verenlerimiz de çok sağ olsunlar. Allah onların niyetini kabul etsin. Biz de onların adına burada güzel bir temsilde bulunuyoruz. Herkese teşekkür ediyorum. Şuan ilk günlerde 50-60 kişilik bir katılım var. Ömrümüz yettiğince devam edeceğiz. Buna da sebep olan Alim hocamdan Allah bin kere razı olsun. Biz de Kırıklı köyü olarak Gümüşhane’nin diğer köylerine örnek olmaya başladık. Onlara da teşekkür ediyoruz” diye konuştu.



"Yolda kalan, aç kalan insanlar burayı artık biliyorlar ve tanıyorlar"


Bu hayırlı geleneği başlatan merhum Alim Aşkın’ın oğlu Harun Aşkın da “Rahmetli babamla beraber 2003 yılında babamla birlikte yoldan geçen bir kamyoncu pide ve peynirle iftarını açarken babamla biz bunu gördük ve evden gittim yemek aldım geldim. O zaman başladık. 2004 yılında tam olarak her hane bir gün yemek yaparak bu işe iştirak ettiler. Yolda kalan, aç kalan insanlar burayı artık biliyorlar ve tanıyorlar. Pandemi dolayısıyla 2 sene veremedik onun üzüntüsünü yaşadık. Bu sene tekrar başladık, inşallah bunun devamı gelecek” sözleriyle süreci anlattı.


Trabzon’dan Kelkit’e dönerken iftar saatinde Kırıklı köyü sofrasına konuk olan Feramuz Pala da “Bizim bir hastamız vardı bugün Trabzon’a gittik. Oradan gelirken Gümüşhane’mizin Kırıklı köyünün bu meşhur iftarını duyduk. Aslında Gümüşhane’de iftar yapacaktık ama ilk defa burada iftar yapacağız. Çok güzel, emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Buraya yemek getiren herkesin de kesesine bereket” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Bir babanın çocuğuna yaptığı akıl almaz görüntüler Erzurum’da bir babanın çocuğunu halı sahada feci şekilde darp etmesi saniye saniye kameralara yansıdı. Yakutiye Hilalkent semtinde meydana gelen olayda, bir şahsın küçük yaşlardaki çocuğu feci şekilde dövmesi vatandaşlardan tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Halı sahada gerçekleşen olayda; bir adamın çocuğu tekme tokat darp ettiği görülüyor. Alınan bilgilere göre; olayın ortaya çıkmasından sonra H.K’nın darp ettiği talihsiz çocuğun oğlu H.İ.K. (9) olduğu belirlendi. Çocuğunu tekmeleyerek yere düşüren baba, oğlunun boğazına sıktıktan sonra yeniden yere fırlattı ve sonrasında tekrar sırtına tekme attığı görüldü. H.İ.K.’nin halı saha içerisinde ilerleyerek top oynamaya devam ettiği anlarda ise hıncını alamayan baba H.K.’ye yeniden saldırdı. Çocuğuna bu sefer de kafa atan baba, ardından yeniden tokat atıp tekmelemeye devam etti. Bu anları kameraya alan vatandaşın tepki dolu sözleri de gözlerden kaçmadı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipler ihbar üzerine harekete geçti ve yapılan çalışma sonucu babanın kimliğini belirlendi. Polis, baba hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan işlem yaptı. Baba H.K., verdiği ilk ifadesinde oğlu H.İ.K.’nın küçük kardeşine küfür ettiği için darp ettiğini söyledi. Savcılığa sevk edilen baba hakkında soruşturma devam ediyor.
Zonguldak Polisliği bırakıp dünya turuna çıktı, Malezya’da kaçırıldı 13 saat dehşeti yaşadı Zonguldak’ta yaşayan Melih Bektaş, 5 ay önce polislik mesleğini bırakarak dünya turuna çıktı. 12 ülke gezen Bektaş, Malezya’da bıçaklı gaspa uğradı. Tapınakta 13 saat rehin tutulan gencin, kamera, dron, ehliyet ve pasaportunu çalan zanlılar, bankadan da 62 bin lirasını aldı. Malezya Polisi ile zanlılardan 2’sini yakalatan Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. 31 yaşındaki Melih Bektaş, dünyayı gezmek için 10 yıl boyunca görev yaptığı polislik mesleğinden 5 ay önce istifa etti. Dünya turuna çıkan Bektaş, bir taraftan da sosyal medyada içerik üretmeye başladı. Türkiye’de bulunduğu zamanda birçok gezgini evinde ağırlayan Bektaş, Güney Amerika ziyaretinin ardından Asya kıtasına ziyaretler gerçekleştirdi. Hindistan, Sri Lanka ülkelerinin ardından Malezya’ya geçen Bektaş, burada otostop çekerek yoluna devam etmek istedi. Kendisini görünce duran bir kişinin “Gideceğin yere kadar bırakırım” demesiyle aracına binen Bektaş, “On dakika arkadaşıma uğrayıp para alacağım” diyerek gittikleri yerde çetenin bulunduğu bölgeye geldiklerini fark ettiğini anlattı. Polislik mesleğinin tecrübesiyle arkadaşına konum attı Etrafını saran kişilerin “Kaçma; seni öldürürüz” diye tehditlerde bulunduğunu anlatan Melih Bektaş; “Beş ay önce istifa ettim. Asya’yı gezmeye başladım ve Asya kıtasındaki ülkeleri gezmek için yola çıktım. İlk durağım Hindistan’dı, Hindistan’dan sonra, Sri Lanka’dan Malezya’ya geçtim. Malezya’da da üçüncü günümde başıma böyle bir olay geldi. Orada kaçırıldım, gasp edildim. Ben uzun süredir gittiğim ülkelerde de otostopla seyahat ediyorum. Yine çok merkezi bir yerde bu hızlı geçiş işlemlerin altında kameraların olduğu bir yerde bir otostop çektim. Bir şahıs durdu. Arabanın içerisinde bir şahıs vardı. Ve şahıs beni gideceğim yere kadar bırakacağını söyledi. Çok otostop çektiğim için herhangi bir şüphe görmedim durumda. Sonra sadece yolda giderken on dakika arkadaşına uğramak istediğini, ondan para alacağını söyledi. Oraya gittiğimizde de artık zaten örgüt içerisindeydim. Beni gasp eden bir tane uyuşturucu karteli ve yanında bulunan beş kişi vardı. Bunlar beş kişiydi. Etrafımda, başımda bekleyenler vardı. ‘Kaçma. Bak seni öldürürüz’ diyen bazı insanlar vardı. Orada beni gasp ettiler, bıçakla gasp ettiler bu arada. Elimdeki bütün malzemeleri zorla aldılar. Olayı anladığım esnada artık tamam. Melih yani on yıllık mesleğin verdiği tecrübeyle de. Arkadaşıma konum atmıştım. Zaten o da son konum oldu” dedi. Malezya’da polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattı Önce bir süre Hindu tapınağında tutulduğunu, burada ensesinden bıçaklandığını, başında bıçak bilendiğini anlatan Bektaş, çetenin elinden kurtulduktan sonra Malezya Polisi ile birlikte polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattığını anlattı. Havanın aydınlanmasının ardından gözleri ve elleri bağlı şekilde ıssız bir yere bırakıldığını, ellerini çözdükten sonra çantasına baktığında kamera, dron, ehliyet ve pasaportunun olmadığını gören Melih Bektaş, yoldan geçen araçları durdurmaya çalıştığını anlattı. Kendisini görünce yavaşlayan bir motosiklet sürücüsünün telefonuyla Türkiye Büyükelçiliğini aradığını söyleyen Bektaş şöyle devam etti: “Havanın aydınlanmasını beklediler. Yani on üç saat. Neden on üç saat derseniz eğer, artık beni bıraktıkları zaman artık yavaş yavaş hava aydınlanma aşamasına gelmişti. Issız bir yerde bıraktılar beni. Ve ellerim, gözlerim bağlı bir şekildeydi. Ben zaten indikten sonra direkt gözümü açtım. Zaten telefon kablosuyla bağladılar bu arada elimi. Biraz boşluk bırakmıştım. Ondan rahat bir şekilde kurtulup çantamı kontrol ettim. Baktım çantada zaten pasaport falan hiçbir şey yok. Ondan sonra araç durdurmaya çalıştım. Bulunduğum yerde tek tük nadir araçlar geçiyor ve araçlar durmuyorlar korktukları için. Orada da en son bir motosiklet yavaşladı. Yavaşladığını gördüm. Üzerine önüne doğru geçip ellerimi açınca artık orada durdu ve dedim ki lütfen polisi ara. Çünkü baldırım kanıyor. Ensemde, boynumda kan lekesi var. Dedim ki soyuldum, gasp edildim, bıçaklandım, polisi ara. Bir yandan da orada çocuğun telefonundan büyükelçiliğin acil numaraları var. O numarayı bulup oradan büyükelçiliğe telefon ettim.” Samuray kılıcı ile başında bekleyen zanlıların, kendisine ait banka kartlarıyla ATM’den para çektiğini de anlatan Bektaş, Malezya Polisi’ne yaptığı ihbar sonrası tapınağın bulunduğu bölgede iki zanlıyı yakalattığını söyledi. İki haftalık soruşturma sürecinden sonra arkadaşlarının yardımıyla uçak bileti alarak Türkiye’ye gelen Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. Bektaş, “Polislerle önce konuma gittik. Konumda orada bir tane şahıs. Onu yakaladılar. Tapınakta. Hemen bir şahsı gördük. O şahıs da benim başımda bekleyen dediğim gibi bana saldırmayın. Ama benim başımda nöbet bekleyen, kaçmayın etmeyeyim diye. Bekleyen bir şahıstı. Ben orada olay olduktan sonra beş altı gün boyunca kaldım. Yani uçak biletini arkadaşlarım aldı. O süreyi bekliyordum. Ve buraya geldim. Ben telefonla oradaki polislerin WhatsApp telefon numarasını aldım. Telefonla iletişime geçmeye çalışıyorum. Açmıyorlar. Yoğun olduklarını söylüyorlar. Ve bu arada onlar bana diyorlardı sana ulaşabilir miyiz filan diye. Şu anda ben burada avukat tuttum. Kendi imkanlarımla iletişime geçmeye çalışıyorum. İçerik ürettiğim için enstrümanım, laptop, telefonum, pasaportum, kimlik kartlarım. Sürücü belgemi aldılar. Aslında avukat tutma sebebi de bir devlet bankasındaki hesabımdan 62 bin lira çekildi. Zarara uğradık. İstediğimiz şey tek adaletin tecelli etmesi, kanunun yürümesi. Bunun için de yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Hala bu mücadelem devam ediyor. Çünkü hala mağduriyetim devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir pasaporta sahibiz ve gittiğimiz yerlerde de başımıza böyle bir olay gelebilir. Umarım kimsenin başına gelmez. Umarım kanun işler ve bu şahıslar bulunur. Malzemelerim bulunur” dedi. Dünyayı gezmeyi sevdiğini, tanıştığı insanlarla kültür alışverişi yaptığını söyleyen Bektaş, gezilerine devam edeceğini sözlerine ekledi.
Kayseri Gazete Talas yine dopdolu Talas Belediyesi tarafından 5 yıldır aralıksız olarak yayınlanan Gazete Talas’ın son sayısı okurlarıyla buluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin ‘100 Apartmana 100 Kütüphane’ uygulamasını öven sözlerini yansıtan “Talas’ı Türkiye’ye Örnek Gösterdi” manşetiyle çıkan Gazete Talas’ta ayrıca iki sayfa bulmaca yer alıyor. Büyük yatırım ve hizmetlerin yer bulduğu gazetede ayrıca Talas Belediyesi tarafından dayanıklı konutlar temalı kentsel dönüşüm faaliyetlerine geniş olarak yer veriliyor. Tamamı renkli 16 sayfadan oluşan ve okurlara ücretsiz olarak ulaştırılan Gazete Talas’ta yatırım ve hizmetler, kültür sanat, kırsal hizmetler, yol, yeşil alan gibi konuların yanı sıra Başkan Yalçın’ın göreve geldiği 5 yıl önceki seçim vaatlerinin yer aldığı 100 Ağartan Projeleri, Türkiye’ye örnek gösterilen Şeffaf Oda’da Başkanla Başbaşa uygulamasının 100. buluşması gibi konular da işleniyor. Gazetede ayrıca Türkiye Yüzyılı bestekârı Yücel Arzen’in Talas’taki konseri kültür sanat faaliyetleri arasında yer bulurken, Başkan Yalçın’ın göreve geldiği günden bu yana ilçeye kazandırdığı “Tıpkı Basım Mushaflar ve Kur’an-ı Kerim Sergisi”, “Çanakkale’den Cumhuriyete 100. Yıl Müzesi”, “Şuşa Azerbaycan Evi”, “Su Medeniyetleri Galerisi” ve “Talas Sanat Galerisi” gibi 5 müze yer alıyor. Bunların yanı sıra kırsal mahallelere yapılan hizmet ve yatırımlar arasındaki sosyal tesislerin de bulunduğu gazetede, Başkan Yalçın’ın 5 yılda aldığı 10 ödüle yer veriliyor.