SPOR - 06 Ağustos 2021 Cuma 09:22

Gümüşhaneli sporcular dünyanın bileğini büküyorlar

A
A
A
Gümüşhaneli sporcular dünyanın bileğini büküyorlar

Gümüşhane’de son yıllarda çocuk yaşlardan itibaren sevdirilen bilek güreşi sporu başarıyı da beraberinde getirdi.

Gümüşhane’de son yıllarda çocuk yaşlardan itibaren sevdirilen bilek güreşi sporu başarıyı da beraberinde getirdi. İlk yarışmasında Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonları çıkaran şehirde 33 milli sporcu yeni turnuvalara hazırlanıyor.


Gümüşhane’de son yıllarda bilek güreşi sporuna yapılan yatırımlar meyvelerini vermeye başladı. Özellikle şehrin ilk kadın bilek güreşi sporcusu Şükriye Yılmaz’ın dünya şampiyonu olmasının ardından kadınların da ilgi gösterdiği sporda üst üste şampiyonluklar gelmeye başladı.


Bu branştaki başarı ivmesini gören Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün özel antrenman salonu kurmasıyla hız kazanan çalışmalar devam ederken, sporcular korona virüs nedeniyle ara verilen turnuvalara hazırlanmaya devam ediyor.


Bilek güreşinde Gümüşhaneli kızların rol modeli olan Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonu Şükriye Yılmaz, bilek güreşinin kendisinin dönüm noktası olduğunu belirterek bugüne kadar 13 şampiyonluğu olduğunu söyledi.



Şükriye Yılmaz: "Bu salon benim evim"


Dışarıdan kolay gözükmesine rağmen bu madalyaların kolay kazanılmadığını kaydeden Yılmaz, "Öyle bir zaman geliyor ki yemeğimizi salonda yiyoruz, yatıp kalkıyoruz, sabahladığımız zamanları biliyorum ben. Kolay olmuyor. Sonuçta emek verdiğim zaman benim içim rahat oluyor. Bu salon benim evim, ikinci evim. Gençler yaşlarının ve zamanlarının değerlerini çok iyi bilmeleri gerekiyor. Ne varsa bu yaşlarda var. Bu yaşlarda ne yaparsa ilerleyen zamanlarda onlarla o geçecek" diye konuştu.



"Toplam 13 tane şampiyonluğum var"


İmam Hatip Lisesi’ne geçmesi ve antrenörü Davut Altuntaş’la tanışmasının hayatının dönüm noktası olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Toplam 13 tane şampiyonluğum var. Eğer annem beni göndermeseydi belki de buralara hiç gelmeyecektim. Benim küçükken şöyle bir hayalim vardı: Biz köyde büyüdük, köy çocuğuyduk. Dedemin televizyonu vardı. Annem inekleri yedirmeye gidince ben de spor kanalı açardım. Voleybolcu kızların isimleri yankılanırdı. Hep düşünürdüm neden benim ismim bir gün yankılanmasın, hep isterdim. Gerçekten istediğin zaman oluyormuş. Sadece emek vermek gerekiyor. Ben bunu öğrendim" ifadelerini kullandı.



Rabia Kayahan: "Zayıf olan insanlar pes etmeyi tercih ediyor, ben zayıf olduğumu düşünmüyorum"


2017 yılında kendisini denemek için gittiğim ilk turnuvada Türkiye şampiyonu ardından aynı yıl Avrupa şampiyonu ve dünya üçüncüsü olan bir başka kadın sporcu Rabia Kayahan ise, "Baktım bende umut var, devam edebilirim, çalışabilirim dedim ve hırslandım. Birde Dünya Şampiyonası’nda üçüncü olmak beni daha çok hırslandırdı. 2018’de dedemi kaybettim, 2019’da annemi kaybettim. Ama bana daima destek veren, dualarını eksik etmeyen insanlar benim daima devam etmemi ve başarılı olmamı isterdi. Okulumda da aynı şekilde sıkıntılar yaşadım annemin vefatından sonra ama pes etmedim. Hayat daima insanların karşısına zorluklar çıkarıyor. Zayıf olan insanlar pes etmeyi tercih ediyor. Ben zayıf olduğumu düşünmüyorum. Bu kadar insanın desteği varken bir insan bence kolay pes etmemeli. Hayat hiçbir şekilde insanların karşısına kolay veya böyle iyi şeyler çıkarmıyor. Bazı insanlar çok savaşlar vererek iyi yerlere geliyor" dedi.



Berat Yıldırım: "İlk denememde ’Sen çok güçlüsün, yapabilirsin’ dediler"


Türkiye ve Avrupa şampiyonu sporcu Berat Yıldırım da sokakta kurulan masada tanıştığı bilek güreşinde İstiklal Marşı’nı okutmanın bambaşka bir duygu olduğunu belirterek, "Sokakta, okulda bilek güreşi yapardık. İlk başta masa üzerinde başladığım zaman karşımdaki milli sporcuydu zaten. Bana ’Sen çok güçlüsün, yapabilirsin’ dedi. Türkiye üçüncüsü oldum. Türkiye üçüncüsü olduktan sonra 2018 senesinde ülkemizde yapılan dünya şampiyonasında dünya altıncısı oldum. Tanımadığım küçük çocuklar beni gördüğü zaman ’Berat abi merhaba’ falan diyorlar. Bu benim hoşuma gidiyor ve daha hırslanıp daha güzel çalışasım geliyor. Ben 2019 senesinde Türkiye şampiyonluktan sonra Avrupa şampiyonu oldum ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiğimi düşünüyorum. O İstiklal Marşı’nı okutmak, o gururu yaşamak, o heyecanı yaşamak bambaşka bir duygu zaten. Ben gençlere gelsinler antrenman yapsınlar, bilek güreşi öğrensinler, elini masaya koysunlar tavsiyesinde bulunuyorum. Şu anda şartlara göre Covid-19’dan dolayı antrenmanlarımıza ara vermeden devam ediyoruz ve gelecek olan şampiyonaya dimdik ve azimli şekilde çalışıyoruz" şeklinde konuştu.


Gümüşhane’de bilek güreşine altın çağını yaşatan ve 22 yıldır bilek güreşiyle uğraşan milli takım antrenörü Davut Altuntaş, zorlu coğrafyasında tarlada, bağda bahçede çalışmaları nedeniyle Gümüşhane’nin çocuklarının çok güçlü olduğunu söyledi.



Davut Altuntaş: "Bilek güreşi masasıyla okul okul gezdim"


Bilek güreşini tanıtmak ve yaygınlaştırmak için aracının arkasına koyduğu bilek güreşi masasıyla okul okul gezerek sporu tanıttığını anlatan Altuntaş, "Bütün okullarda bilek güreşi branşını ortaöğretim ve lise okullarında tanıtım ve tanıttıktan sonra da bilek güreşi branşı 2019 yılında okul sporlarına girdi. Tabi bizim için aslında büyük bir avantaj oldu okul sporları ve çalışmaların meyvesini almaya başladık. Okul sporlarındaki Türkiye Şampiyonası’nda 12 madalya ile döndük. Ve biz orada milli takıma 2 sporcumuzu verdik Bu sporcularımız Yunanistan’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda biri Avrupa ikincisi oldu, biri Avrupa üçüncüsü oldu" dedi.



"22 yıldır hiçbir zaman vazgeçmeyi düşünmedim"


Bilek güreşi sporcunun kentteki öncü isimlerinden merhum Muharrem Ateş’ten gördükleriyle onun bıraktığı bayrağı devam ettirmeye çalıştıklarını kaydeden Davut Altuntaş, “Türkiye veya Avrupa veya dünya şampiyonu yetiştirmek kolay değil. Bir antrenör olarak bunun gururu da çok farklı. 22 yıldır hiçbir zaman vazgeçmeyi düşünmedim. Ahlaklı sporcular yetiştirmek bizim için çok önemli. Sporcunun altın madalya alması veya başarılı sporcu olmasından ziyade ahlaklı sporcular yetiştirmek bizim için son derece önemlidir” diye konuştu.



"Dünya şampiyonu Şükriye Yılmaz genç kızlara rol model oldu"


Dünya şampiyonu sporcu Şükriye Yılmaz’ın Gümüşhane’deki ilk kadın sporcuları olduklarını ve şu anda kentte bir rol model olduğunu ifade eden Altuntaş, "Bizim altyapımız ve Şükriye’den sonra yetiştirmiş olduğumuz bayan sporcularımız varsa bu Şükriye’nin vesilesiyle olmuştur. Çünkü Şükriye’yi aldıktan sonra Türkiye şampiyonu, Avrupa şampiyonu ve dünya şampiyonu yaptık. Yani şu anda Şükriye Yılmaz 3 yılın Avrupa ve dünya şampiyonu. Şu anda 9-10 kadın sporcumuz var Şükriye’nin yolundan giden, Şükriye’yi örnek alan ve o yüzden diyorum ki Şükriye Yılmaz bizim için Gümüşhane gerçek bir rol modeldir" şeklinde konuştu.



"Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonu olmuş sporcularımızın kıymetinin bilinmesi lazım"


Gümüşhane’nin şehir olarak küçük olduğunu fakat şampiyonlarının büyük olduğunu dile getiren Davut Altuntaş, bu küçük şehirdeki şampiyonlara destek çıkılmasını isteyerek şunları söyledi:


"Bu çocuklar bizim çocuklarımız, Gümüşhaneli çocuklar. Antrenman veya tesis noktasında hiçbir sıkıntımız yok. Bizim isteğimiz sadece bilek güreşi branşında başarılı olan sporcularımızı, 33 milli sporcumuzun, Avrupa ve dünya şampiyonu olmuş sporcularımızın kıymetinin bilinmesi lazım."


Altuntaş, ailelerden çocuklarını spora yönlendirmelerini de isteyerek, "Ailelerin çocuklarını spora yönlendirmesini istiyorum. Destek olmalarını istiyorum. Ailelerin de bize destek olması lazım. Bizim herkese kapımız açık. Bütün ailelere kapımız açık gelsinler, görsünler" ifadelerini kullandı.



Mücahit Atalay: "Gümüşhane olarak bilek güreşinde dünyanın, Avrupa’nın bileğini büken bir takımımız var"


Gençlere fırsat ve imkan verildiği zaman neler başarabileceklerini, neler ortaya koyabileceklerinin en güzel göstergesinin Gümüşhane’deki bilek güreşi sporcuları olduğunu dile getiren Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay da, "Sunulan imkan doğrultusunda burada yer alan gençlerimizden dünya şampiyonları, Avrupa şampiyonları ve Türkiye şampiyonları çıktı. Elbette ki bu bizim için gurur vesilesidir. Mesela Şükriye Yılmaz kızımız İmam Hatip’te okurken bir dünya şampiyonu olarak karşımıza çıktı. Şampiyonlara ev sahipliği yapmak, bu çocuklara hizmet etmek bizler için gurur verici. Bilek güreşine gelmek isteyen birçok öğrencimiz, sporcu kardeşimiz var. Burada 33 sporcumuzla birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Bu gençler her zaman bizim yüzümüzü ak ettiler. Bununla birlikte her zaman bizi gururlandırdılar. Ben hepsine teşekkür ediyorum. Şunu diyebiliriz ki Gümüşhane olarak bilek güreşinde dünyanın, Avrupa’nın bileğini büken bir takımımız var" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, "Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ankara’nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Burada konuşan Akşener, her dönemde zorbalığa ve zorbalara karşı durduklarını belirterek, “Milletimizin istikbaline kastedenler mücadele etmek için her türlü fedakarlığı yapanlar olduk. Bir yerde haksızlık gördüğümüz vakit kim olduğuna bakmaksızın hakkı savunanlar, haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. 2019 yılında Ankara büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, istifayı bastığı CHP’den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardı. 2020 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında bir tek biz vardık. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası haberini aldığımda Saraçhane’ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine hepsinin teker teker hainlik ettiği de biz olduk, İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı. “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” Seçimlere hür girme kararı aldıklarından beri Antalya’daki ve İstanbul’daki meclis üyelerinin CHP’den liste garantisiyle istifa ettirildiğini ifade eden Akşener, “Pazarlıkların en çirkini burada Ankara’da oldu. Hatta ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. Biz bunları zaten biliyorduk. Bunu alenen televizyonda itiraf etmesine, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce görmek isteyipte maalesef göremediğimiz bu cesarete de ayrıca şaşırdım. Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” açıklamasında bulundu. “Bana abla demeyin, istemiyorum” "İşi düşen hemen abla edebiyatına başlıyor” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık CHP yöneticilerinin yüzüne ‘abla, abla’ deyip sonra yoldaş medyalarında bana ve partime küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP’ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde ‘bunlar AKP’li, faşist ve sağcı’ diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP’ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. Bana abla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir.”
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."