KÜLTÜR SANAT - 31 Ağustos 2020 Pazartesi 09:50

Krom Antik Kenti ziyaretçilerini bekliyor

A
A
A
Krom Antik Kenti ziyaretçilerini bekliyor

Gümüşhane’de yüksek dağ zirvelerinin arasında tarihin her döneminde madencilik yapılan ve tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Krom Antik Kenti ziyaretçilerini bekliyor.

Gümüşhane’de yüksek dağ zirvelerinin arasında tarihin her döneminde madencilik yapılan ve tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Krom Antik Kenti ziyaretçilerini bekliyor.


Gümüşhane’nin merkeze bağlı Yağlıdere köyü sınırları içerisinde yer alan ve 9 mahalleden oluşan eski madenci kasabası Krom Antik Kentinde kale, 40’tan fazla kilise, manastır ve şapel, köprü, değirmen ve taş işçiliği hayranlık uyandıran onlarca eski ev yer alıyor.


Kolat dağlarının yamacındaki vadide kurulu bölge önemli ticaret yollarının da üzerinde yer almasının yanında İmera Manastırı, Camiboğazı, Taşköprü Yaylaları, Çakırgöl, Santa Harabeleri ve Sümela Manastırı geçiş güzergahında bulunuyor.


Bir zamanlar 10 bin kişinin yaşadığı bilinen madenci kenti Krom Antik Kenti, 3.derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli. Bazı kiliselerin 300 yıldan eski olduğu ifade edilen Krom Antik Kentindeki dini yapıların neredeyse tamamı birbirini görecek şekilde inşa edildiği biliniyor. Türkiye’deki 50 yürüyüş rotası arasında gösterilen ve antik çağdan beri önemli bir yerleşim yeri olan Krom Antik Kenti tarihi dokusu, yaşadığı dönemin sosyal, ekonomik, kültürel ve mimari değerlerini yansıtması bakımından önemli bir nokta olarak değerlendiriliyor.


Yağlıdere köyü muhtarı İdris Kazancı, bölgenin görülmeye değer bir nokta olduğunu belirterek “Burası eski zamanlardan madencilikle uğraşılan bir bölge. 9 mahalleden ibaret. Turizm açısından fevkalade güzellikleri barındıran, gelinip görülmesi gereken bir merkez. Gümüşhane il merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bir bölge. Asfaltı da yapıldı. Burada çok sayıda kilise, değirmen, kemer köprü, şelaleler var” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.