GÜNDEM - 11 Temmuz 2018 Çarşamba 17:57

11 yaşındaki Emir tren kazasında babası ve annesini kurtardı

A
A
A
11 yaşındaki Emir tren kazasında babası ve annesini kurtardı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen tren kazasının ardından bir kahramanlık öyküsü çıktı.

Çorlu’da 24 kişinin hayatını kaybettiği ve 341 kişinin de yaralandığı tren kazasını yaşayanlardan biri olan 11 yaşındaki 6. sınıf öğrencisi Emir Doğrul'un kaza anında bagaj bölümüne başı sıkışan babasını, vagonda bulunan annesini ve diğer yolcuları imdat çekiciyle camları kırarak kurtardığı ortaya çıktı. Telefonla 112 ve 155’i de aramayı ihmal etmeyen Emir, çok sayıda kişinin hayata tutunmasına vesile oldu.

Babası Bahattin Doğrul (48) annesi Sevin Doğrul ve 14 yaşındaki kuzeni ile birlikte Alpullu’dan Çorlu’ya gitmek üzere trene binen Emir Doğrul, Sarılar yakınlarında raydan çıkarak devrilen trenin üçüncü vagonunda bulunduklarını söyledi.

Kaza anında önce zıpladıklarını sonra sallanarak devrildiklerini anlatan küçük Emir, kazanın ardından babasının bagaj bölümüne başının sıkıştığını, onu kurtarmak için çaba harcadığını, gördüğü imdat çekicini alarak camı kırdığını ve babasını sıkıştığı yerden çıkardığını söyledi.

Kaza sırasında başından yaralanan ve hala kazanın izlerini taşıyan Emir, 112 ve 155 hatlarını arayarak yardım istediğini de kaydetti. Emir trenden çıktıktan sonra raylardan yürüdüklerini ve ulaştıkları çiftlikten ambulansa binerek hastaneye ulaştıklarını belirtti.

Emir’in annesi Sevin Doğrul da kaza sırasında yaşadıklarını anlatarak oğlu Emir’in eline aldığı çekiçle camları kırdığını ve hem kendilerinin hem de vagondaki diğer yaralıların dışarıya çıkmasını sağladığını söyledi. Anne Doğrul kazada hayatta kalmalarının tek sebebinin sola doğru devrilen trenin sağ tarafından bulunmaları olduğunu kaydetti.

Kazanın izlerini en çok taşıyan ve Özel Çorlu Reyap Hastanesinde tedavisi süren baba Bahattin Doğrul da kazanın şokunu üzerinden atamadığını çok kişinin savrulduğunu ve yaralandığını gördüğünü belirtti.

Serdar Şahin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.