GÜNDEM - 23 Kasım 2018 Cuma 23:39

200 metre derinlikteki yeraltı gölünde botlarla muhteşem doğa keşfi

A
A
A
200 metre derinlikteki yeraltı gölünde botlarla muhteşem doğa keşfi

Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden ANSET tarafından işletilen ve ayınlatması güneş enerjisiyle yapılan Altınbeşik Mağarasına ziyaretçi sayısı 45 bin civarına ulaştı. ANSET Genel Müdürü Gaye Doğanoğlu, hem Antalyalıların hem de kente tatile gelen yerli ve yabancı turistlerin Altınbeşik Mağarası'nı gezebilmesi için en iyi hizmeti verdiklerini söyledi.

Dünyanın en güzel destinasyonlarından biri olan, Türkiye'nin en büyük, dünyanın 3'üncü büyük yer altı gölüne sahip Altınbeşik Mağarasını gezi botları ile mağaranın güzelliklerini keşfe çıkan yerli ve yabancı ziyaretçiler, Antalya'nın bu cennet köşesine hayran kalıyor.

ANSET Genel Müdürü Gaye Doğanoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Altınbeşik Mağarası'nın günübirlik turlarla gelen yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edildiğini söyledi. Mağaranın muhteşem görsel zenginliğiyle her zaman ilgi odağı olduğunu, içinde yer alan sarkıt ve dikitlerle görülmeye değer manzaralar sunduğunu ifade eden Doğanoğlu, “Antalya'nın en güzel yerlerinden birinde bulunan Altınbeşik Mağarası, görülmeye değer eşsiz bir zenginliğimiz. Biz de ANSET olarak mağaranın gerek Antalyalı hemşehrilerimiz gerekse kentimize tatile gelen yerli ve yabancı turistlerimiz tarafından ziyaret edilebilmesi amacıyla tüm çalışanlarımızla birlikte bugüne kadar hizmet vermeye devam ettik. Mağaraya her geçen yıl ziyaretçi sayısı artıyor" diye konuştu. 

Altınbeşik mağarası son 5 yıldır ANSET tarafından yönetildiğini söyleyen Doğanoğlu, şöyle devam etti." Altınbeşik Mağarası kışın suların yükseldiği zaman renk değiştiren mükemmel bir mozaiğe sahip. Türkiye'nin birinci, dünyanın üçüncü yer altı gölü mağarasıdır. Çünkü içinde botlarla gezilebiliyor. Buraya gelen konuklarımız 200 metre derinlikteki botlarla gezi yaparken, karstik özelliğe sahip sarkık ve dikitleri de görme sahibi oluyorlar. Biz bu güzel yeri dünyaya nasıl tanıtırız diye düşünürken Antalya Devlet Senfoni orkestrasının çok değerli sanatçıları ile Mayıs ayında muhteşem bir konser verdik. Burada bulunmak çok güzeldi. Mağaranın içinin akustik özelliği ile mağaranın içinde de bu konsere tanık olmak olağanüstüydü. Son zamanlarda Kültür ve Turizm Bakanımız, çok değerli bakanlarımız Antalya Büyükşehir Belediyemizin değerli Başkanı Menderes Türel, kaymakamlarımız, bürokratlarımız ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen öğrencilerin bu bölgeye gelip mağaraya girip bilgi sahibi olmalarıdır. Bu şeklide biz ülkemizin ne kadar güzel olduğunu anlayabiliyoruz. Antalya'mız sadece kum, güneş deniz değil. Orta Toroslar'da yaklaşık bin 156 hektarlık bir alanda böyle bir doğal hazineye sahiptir."

Ziyaretçi sayısı 5 yılda 5 binden 45 bine çıktı 

ANSET işletmeyi 5 yıl önce devraldığında 5 bin civarında ziyaretçi geldiğini, yılbaşından buyana 30 binden fazla yerli ve yabancı konuğa ev sahipliği yaptıklarını anlatan Doğanoğlu, " Bu sadece giriş ücretlerini veren kişi sayısıdır. Bunun yanında öğrencilerimiz, devlet büyüklerimiz, yurt dışından farklı sempozyumlara ve uluslar arası toplantılara gelen üst düzey katılımcılarla birlikte yaklaşık 45 bin civarında ziyaretçi gelmiştir. Burada daha çok konuğa ev sahipliği yapacağız."

Güneş enerjisi ile aydınlatılıyor 

Mağaranın Milli Parklar içerisinde olduğunu ve doğaya zarar vermeden işletildiğini söyleyen Doğanoğlu, "Burayı güneş enerjisi ile elde ettiğimiz elektrik ile aydınlatıp hizmet veriyoruz. Doğaya hiçbir şekilde zarar vermiyoruz. Çok az bir aydınlatmayla güzel bir ortam oluşturuyoruz. Altınbeşik mağarasına gelenler bununla kalmıyorlar. Doğa turizmiyle ilgili yürüyüşler yapıyorlar. Özellikle Ormana ve Akseki bölgesinde düğmeli evleri, Ormana bölgesinde Yılkı atlarını görüyorlar" diye konuştu. 

Side Manavgat bölgesinde faaliyet gösteren seyahat acentesi sorumlusu Faruk Boztaş ise, Altınbeşik mağarasının son yıllarda en uğrak verdikleri bir nokta haline geldiğini söyledi. Altınbeşik Mağarasının artık popüler hale geldiğini anlatan Boztaş, "Sadece burada mağara değil, Akseki ve Ormana bölgesinde düğmeli evleri, yılkı atlarını, zengin tarih ve kültürünü tanıtmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." diye konuşan Boztaş, şöyle devam etti. 

"İlk etapta haftada 8-9 turist ile başlamıştık. Şu an haftada ortalama 150-200 kişi gibi potansiyele ulaştık. Her geçen gün ise bu sayı artmaktadır." 

En çok Alman turistler rağbet gösteriyor 

Altınbeşik Mağarasına en çok Alman turistlerin rağbet gösterdiğini söyleyen Boztaş, "Alternatif turizm kapsamında bu bölgeye en çok rağbet gösteren ülkeler arasında Almanya, Hollanda, İngiltere ve diğer ülkelerden gelen ziyaretçileri burada ağırlıyoruz. Şu an en yoğun olarak Almanları listenin başında görebiliyoruz" 

Alman karı koca Karin ve Raef Haars ise burasının mükemmel bir yer olduğunu, çok memnun kaldıklarını ve herkese tavsiye ettiklerini söylediler.

Ayşe Çatlı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.
Niğde ’Yılın Doktoru’ Mustafa Doğan Niğde’de Başhekim Oldu Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya’nın görevden ayrılması ile başhekimlik görevine Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan getirildi. Niğde’de ’yılın hekimi’ olarak seçilen Dr. Mustafa Doğan, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Osmaniye merkez, Kırıkhan, İskenderun ve Hatay merkezde fedakârca yürüttüğü çalışmalardan dolayı yılın doktoru seçilmişti. Doğan, yine deprem döneminde Hatay Adli Tıp Grup Başkanlığı ve önceki dönemde 5 yıl süre ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. 3 yıldır Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya veda açıklaması yayınladı. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya yaptığı veda açıklamasında, "Yer ve görev fark etmeksizin, devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğim" dedi. Çetinkaya; "Yaklaşık 3 yıldır büyük bir onur ve gurur ile sürdürmüş olduğum Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik görevimden görev süremin bitmesi nedeniyle ayrılmış bulunmaktayım. Bu süreçte herkes için en iyi hizmeti sunmak ve Niğde’mize on yıllarca hizmet edecek olan yeni hastanemizin inşasına katkı sunmak için tüm gücümüz ile çalıştık. Sağlık Bakanlığımız, birlikte çalışmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Valilerimiz Cahit Çelik ve Mustafa Koç, milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Emrah Özdemir, İl Sağlık Müdürümüz Dr. Koray Okur, mesai gözetmeksizin çalışan tüm hastane personelimize, başhekim yardımcılarıma, başarılı çalışma ekibime ve tüm Niğde halkına teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Bana hep destek olan büyüklerime, dostlarıma ve birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yer ve görev fark etmeksizin, Devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için azim, heyecan ve gayretle aralıksız çalışmaya devam edeceğim. Dualarınızı beklerim" ifadelerini kullandı.