POLİTİKA - 26 Ekim 2021 Salı 23:43

2022 bütçe görüşmeleri

A
A
A
2022 bütçe görüşmeleri

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 10 büyükelçinin açıklamasına ilişkin, “Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil, ülkemizin egemenlik hakkına yöneltilen bu saygısızlığa gerekli cevabı vermekti. Tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve yanlışı ortadan kaldırmayı hedefledik” dedi.

Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2022 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2020 Kesin Hesap Kanun Teklifi üzerine milletvekillerinin sorularını cevapladı.

Oktay şöyle konuştu:

“Bu ülkenin esnafını, KOBİ’sini, girişimcisini, Start-up sahiplerini, e-tüccarını, çiftçisini, besicisini, zanaatkârını, tasarımcısını pek çok teşvik programıyla destekleyen; bizleriz. Öğrencimizin yurdunu da en iyi şartlarda biz yaptık ve yapıyoruz; öğrencilerimizin kredisini, bursunu da olabilecek en yüksek seviyede biz veriyoruz. Çalışanımızın yanındayız; engelli vatandaşımızın ve korunmaya muhtaç çocuklarımızın yanında da biz varız. Doğal afetlerde en hızlı şekilde vatandaşımızın imdadına koşan da biziz, afet sonrası yaraları en hızlı şekilde sararak şehirlerimizi yeniden ihya eden de biziz. AK Parti hükümetlerinin bugüne kadar ne badireler atlattığını, hangi zorluklara göğüs gerdiğini; her şeye rağmen büyük ve güçlü Türkiye hedefinden şaşmadığını aslında hepiniz biliyorsunuz.”

Para ve maliye politikalarına değinen Oktay, “Para ve maliye politikalarımız birbiriyle koordineli olarak üst politika dokümanlarında belirlenmekte ve yayımlanmaktadır. Orta Vadeli Program (OVP) salgının etkisiyle yükselen kamu açıklarının tedrici olarak azaltılması ve mali disiplinin sürdürülmesi program döneminde izlenecek maliye politikasının temel amacı olacağı dile getirilmiştir. Ayrıca, stratejik ölçütler çerçevesinde yürütülen borçlanma politikası kapsamında borçlanma ağırlıklı olarak TL cinsinden yapılacağı dile getirilmiş, yurt içi döviz ve altın cinsi borçlanmaların ise piyasa koşulları çerçevesinde kademeli olarak azaltılması borçlanma politikasının temel stratejik hedeflerinden birisi olacağı vurgulanmıştır. Kazanımlarımızın dayanağı; maliye politikamızı güçlü bir biçimde kullanıyor olmamız ve bütçe disiplinimizdir” şeklinde konuştu.

Oktay, bütçe disiplini konusundaki muhalefet milletvekillerinin eleştirilerine, “Son iki yılda tüm dünyada bütçe açıkları artmıştır. Bütçe açığının milli gelire oranı; ABD’de yüzde 5,7’den yüzde 10,8’e, Avro Bölgesi’nde yüzde 0,6’dan yüzde 7,7’ye, Almanya’da yüzde 1,5 fazladan yüzde 7,7 açığa, Fransa’da yüzde 3,1’den yüzde 8,9’a, Çin’de yüzde 6,3’ten yüzde 7,5’e, Hindistan’da yüzde 7,4’ten yüzde 12,8’e yükselmiştir. Ülkemizde ise salgının ağır şartlarına ve hükümetimizin açıkladığı pek çok desteğe rağmen bütçe açığını 2020 yılında yüzde 3,5 seviyesinde gerçekleştirdik.

2021 yılı bütçe açığı ise Meclisimizden yüzde 4,3 olarak geçmişken, bir taraftan salgından etkilenen kesimler başta olmak üzere sosyal ve iktisadi destek ihtiyacı olan tüm kesimlerin gereksinimlerini tamamen karşılayacak şekilde harcama politikalarımızı sürdürürken, diğer taraftan sene başında aldığımız tasarruf tedbirleriyle yüzde 3,5’lik bir açık seviyesini hedefleyerek bütçemizi etkin bir biçimde yönettik. Sene sonuna yaklaştığımız şu günlerde bu hedefi tutturuyoruz” diye konuştu.

Merkez Bankası’nın politika faiz indirimine ilişkin olarak Oktay, “Para politikası kararları, Para Politikası Kurulu üyeleri tarafından alınmaktadır. Bu sebeple tartışmaların Merkez Bankasının bağımsızlığını zedeleyecek bir zemine çekilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca politika faizi ve enflasyon denklemine sadece dar tek bir çerçeveden bakamayız. Salgının etkileriyle enflasyonun tüm dünyada bir yükseliş trendinde olduğunu görüyoruz. Ancak enflasyonun artıyor olması Merkez Bankalarının illa ki enflasyon üzerinde bir politika faizi uygulaması anlamına gelmiyor. Örneğin gelişmiş çoğunda, hemen hemen hepsinde politika faizleri enflasyonun oldukça altındadır.

ABD’de yüzde 5,4 enflasyon varken politika faizinin yüzde 0,25 olduğunu görüyoruz. Bu örneğe Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere ve Japonya gibi birçok ülkeyi dahil edebiliriz. Gelişmekte olan ülkeler açısından da benzer bir durum söz konusu. Örneğin Brezilya’da yüzde 10,25 enflasyona karşılık faizin yüzde 6,25, Meksika’da ise enflasyon yüzde 6 iken faizin yüzde 4,75 olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Oktay şunları kaydetti:

“Kur hareketleri konusuna değinecek olursak; Doların ABD’nin tahvil alımlarını yakın zamanda azaltmaya başlayacağının netleşmesiyle ve faiz artırım kararı ile birlikte diğer ülke para birimleri karşısında değerlendiği bir dönemde bulunmaktayız. Dolar endeksi Mayıs ayından bugüne bir yükseliş trendi içindedir. Avro/Dolar paritesi de 1,16 seviyelerindedir. Bu durumdan pek çok ülke gibi bizim de etkilendiğimiz bir gerçektir. Türkiye ılımlı bir borçluluk seviyesi, düşük bir bütçe açığı ve geniş gamda üretim kapasitesiyle güçlü bir ekonomiye sahiptir. Bankalarımızın sermaye yeterlilik rasyoları da oldukça kuvvetlidir. İhracatımız Ocak-Eylül döneminde geçen seneye kıyasla yüzde 36 artış sergilemiştir. Buna bağlı olarak cari açığımızda önemli iyileşmeler görülmektedir. Türkiye yıllar sonra görece düşük cari açıkla büyüyebilme kapasitesine erişmeye yakındır. Cari açığımızdaki iyileşmeyle birlikte kur saldırılarına karşı ekonomimizi daha dirençli hale getirmekte ve bu saldırıları püskürtme kabiliyet ve kapasitemizi artırma kararlılığındayız.”

Oktay, Türkiye’nin büyümesine ilişkin olarak, “Büyümenin kalitesine işaret eden önemli göstergeler makine-teçhizat yatırımları ve ihracat bazlı büyümelerin olup olmadığıdır. Makine-teçhizat yatırımları 2019 yılı son çeyreğinden bu yana 7 çeyrektir büyüme kaydetmektedir. 2021 yılının ilk yarısında da makine-teçhizat yatırımları yıllık bazda yüzde 32,9 büyümüş, GSYH büyümesine 3,4 puan katkı vermiştir. Güçlü iç talebin yanı sıra bu dönemde net dış talebin büyümeye katkısı da 3,9 puan olarak gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
Oktay Türkiye’de devam eden dava süreciyle ilgili on büyükelçinin ortak açıklamasına değinerek, ortak açıklamanın toplumun her kesiminde infial oluşturduğunu ifade etti. Oktay, “Bağımsız ve tarafsız Türk yargısına baskı yapmaya niyetlenen bu hadsiz girişime karşı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyde tepki gösterdik. Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil, ülkemizin egemenlik hakkına yöneltilen bu saygısızlığa gerekli cevabı vermekti. Tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve yanlışı ortadan kaldırmayı hedefledik.

Türkiye Cumhuriyeti, bağımsız ve egemen bir devlettir. Yargı yetkisini de bu bağımsızlık ve egemenliğinin gerektirdiği şekilde bağımsız ve tarafsız mahkemeleri eliyle kullanır. Devletin yargı yetkisini zaafa uğratacak hiçbir girişim kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre Türk mahkemelerinde yargılanan tüm sanıklarla ilgili kararları tereddütsüz Türk mahkemesi verecektir. Dışarıdan, başka yerlerden sonuç umanlar hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu vesileyle uluslararası hukukun bir gereğini tekrar hatırlatmakta da fayda görüyorum. Diplomatlar bulundukları ülkenin yasalarına ve yargısal süreçlerine saygı göstermek zorundadır. Diplomatik bağışıklıklar bulunulan ülkenin bağımsızlık ve egemenlik haklarına karşı kullanılamaz. Mahkemelerimizde görülmekte olan davalara hangi saikle olursa olsun dışarıdan hiçbir müdahale kabul edilemez. Müdahale olursa da uluslararası hukukun ülkemize tanıdığı haklar çerçevesinde karşılığını bulur. Büyükelçilikler de bu diplomatik teamüllere uymayan yanlışı düzeltmek için daha sonra bir açıklama yaparak, Diplomatik İlişkiler hakkındaki Viyana Sözleşmesinin 41. maddesine riayet etmeyi teyit ettiler. Diğer bir deyişle, niyetlerinin iç işlerine ve yargıya müdahale olmadığını ortaya koydular” dedi.

Oktay, Türkiye’nin maruz kaldığı doğal afetlerle ilgili bölgeler için ayni ve nakdi yardımların hızlı bir şekilde sonuçlandırıldığını belirterek, “Meydana gelen sellerde devletimizin tüm imkânları seferber edilerek afet bölgelerine toplam 2,5 milyar liradan fazla kaynak aktarılmış durumdadır. Şu ana kadar Kastamonu, Sinop ve Bartın’da afetten etkilenen vatandaşlarımıza toplam; 306 milyon 65 bin 349 lira nakdi yardım yapılmıştır, buna kira yardımı, işyeri hasarlarının yüzde 70’inin karşılanması ve araç yardımları dâhildir.

Kastamonu’da bin 50 konut ve 40 köy evi, Sinop’ta 80 konut ve 110 köy evi ve Bartın'da 20 köy evi olmak üzere toplam bin 130 konut ve 170 köy evi yapıyoruz. Bunlardan 615 konut ve 110 köy evinin ihalesi yapılarak inşaatlarına başlandı. Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Isparta, Burdur ve Denizli illerimiz ise orman yangınlarından etkilenmiş; yangınlar kısa sürede kontrol altına alınmış ve bölgede hasar tespit çalışmaları hızlıca tamamlanmıştır. Bu illerimize şu ana kadar yaklaşık 37 milyon lira Afet ve Acil Durum Faaliyetleri Ödeneği gönderilmiştir.

28 Temmuz-13 Ağustos 2021 tarihleri arasında toplam 54 ilde 313 adet orman yangınına 18 su atar uçak, 9 İHA, 66 helikopter, 850 arazöz ve su tankeri, 430 iş makinası ve 5250 personel ile hızlı ve etkin müdahale edilerek yangınlar kısa sürede kontrol altına alınmıştır” diye konuştu.

Ahmet Umur Öztürk
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Öğretmenin öğrencisinin ağzını kapatarak çenesini sıkması öğretmen anneyi isyan ettirdi Antalya’da özel bir okulda görevli sınıf öğretmeninin sınıfta sosyal medyaya video çekerken konuşmak isteyen öğrencisinin ağzını kapatarak çenesini sıktığı iddia edildi. Öğrencinin “Çenem acıyor’’ demesi üzerine Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni anne Merve Durmaz harekete geçti. Okul yönetiminin olayın üzerine gitmediğini belirten anne, öğretmen hakkında suç duyurusunda bulunup şikayetçi oldu. Olay, 14 Mart günü Muratpaşa ilçesi Çallı bölgesinde yer alan bir özel okulda meydana geldi. Birinci sınıf öğrencisi A.D. (7), sabah sınıftan içeri girdiği sırada arkadaşları sınıfın kapısını üzerine kapattı. Bir süre sonra A.D., kendi imkanları ile kapıyı ittirerek açtı. A.D, yaşadığı bu durumu derste öğretmenine anlatmak istedi. İddiaya göre sınıf öğretmeni A.G., o sırada video çektiği için videoda sesi çıkmaması için A.D.’nin ağzını kapatarak çenesini sıktı. A.D.’nin akşam evde “Çenem acıyor’’ demesi üzerine öğretmen anne Merve Durmaz harekete geçti. Çocuğu ile birlikte İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube’ye giden anne, öğretmenden şikayetçi oldu. “’Elmacık kemiklerim ve dişlerim acıdı’ dedi” Oğlunun yaşadığı şiddet olayını detaylarıyla anlatan Durmaz, “Benim çocuğum her zaman uyumadan önce gün içerisinde yaşadıklarını anlatır. Bana dedi ki ‘Anneciğim seninle üzücü bir olay hakkında konuşalım mı?’ O an anladım, farklı bir şey var. Anlatmasını istedim. Anne ‘İkindi yemeği öncesi öğretmenim sınıf videosu çekiyordu. Instagram videosunu böldüğüm için eliyle ağzımı kapattı. Elmacık kemiklerimi sıktı. Elmacık kemiklerim ve dişlerim acıdı’ dedi. Söylediği şeyden sonra ben yıkıldım. Çocuğuma eliyle sus işareti yapsa zaten susardı. Ardından ben rehberlik öğretmenine çok düzgün bir dille bu olayın yaşandığını mesaj yoluyla bildirdim. Müdür yardımcısını aradım. Bana ‘Öğretmenimizden hiç şikayet almadık, herkes çok memnun’ dedi. Buna karşılık ben de ilk şikayetçi olanın ben olduğumu söyledim” dedi. “Her şey yok sayıldı” Okul yönetimini olayın üzerine gitmediği için eleştiren Durmaz, ”Sabah okula gittiğimde olayın hiç konuşulmadığını gördüm. Öğretmenle daha görüşmemişler. Nasıl görüşmezler? Görüşmek zorundayız. Rehberlik bölümü benimle tutanak tutmalıydı. Yaşananlar beyan altına alınmalıdır. Her şey yok sayıldı. Onun için zaten ilk başta çok endişelendim. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne iletilmesi gereken bilgi yazısı dahi gönderilmemiş. Ben gerekeni yapmak zorunda kaldım. Polise giderek şikayette bulunduk. Olay yok sayılmaya, kapatılmaya çalışılması beni endişe ettiren taraf oldu” sözlerine yer verdi. “Okul yönetimi bana istersem çocuğumun kaydını alabileceğimi söyledi” Okulun eğitiminden memnun olduğunu belirten Durmaz, “Kasadaki bir tane çürük elma diğerlerine bağlamaz. Ben okuldan çok memnunum. Yaşananların ardından genel müdürlükten de arandım. Gereken süreci başlatacaklarını söylediler. Kendilerine güveniyorum. Okul yönetimi bana istersem çocuğumun kaydını alabileceğimi söylediler. Ben de bunu reddettim. Ben diğer çocuklar adına endişeliyim. Ve onların hakkını da sonuna kadar savunacağım. Asla şikayetimi geri çekmiyorum” diye konuştu. “Video çekecek zamanı nereden bulabiliyorsunuz” Son zamanlarda öğretmenler tarafından sosyal medyada paylaşmak üzere sınıflarda videodalar çekilmesi hakkında da konuşan Durmaz, “Biz işimizi yaparız. Ben sınıfta su içemediğimi fark ediyorum. Bazen şahsi ihtiyaçlarımı teneffüsle bile karşılayamıyorum. Bizim vazifemiz sınıfta durup işimizi yapmaktır. Vazifemiz gereği teneffüste bile ben sorumluyum o sınıftan. Benim artık gözlerim öğrenci takip etmekten şaşıya dönmüşken bu kadar yani video çekecek zamanı nereden bulabiliyorsunuz? Ben çok merak ediyorum” diyerek tepki gösterdi.
Muş Muş’ta öğrencilere gıda güvenliği eğitimi verildi Muş’ta öğrencilere yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen gıda güvenliği eğitimi verildi. Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, okullarda “Gıda Güvenliği, Gıda Kayıpları ve İsraf Eğitimi” düzenledi. Öğrencilerin, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmeleri ve bilinçli gıda tüketicileri olmaları hedeflenerek düzenlenen eğitimler, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde yapılacak. Eğitimlerde; gıda güvenilirliği, beslenme alışkanlıkları, israfın önlenmesi, kişisel hijyen ve gıda etiket bilgileri gibi konular ayrıntılı bir şekilde ele alınarak, günlük hayatta karşılaşabilecekleri gıda güvenliği sorunlarına nasıl müdahale edecekleri konusunda da bilgiler veriliyor. Eğitimlerle ilgili Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Bakanlığımız 2018-2023 Stratejik Planı’nda yer alan "Okullarda gıda güvenilirliğine yönelik uygulamaları geliştirmek" hedefi doğrultusunda 2018 yılından bu yana bakanlığımızca il ve ilçe müdürlükleri tarafından eğitimler yürütülmekte olup yeni planda da 2024 yılı sonuna kadar eğitimlere devam edilecektir. Bu kapsamda ilimizde ilköğretim/ortaöğretimde öğrenim gören öğrencilere yönelik “Gıda Güvenilirliği ve Gıdanı Koru" temalı eğitimlerimiz il ve ilçe milli eğitim müdürlüğü ile koordineli bir şekilde devam ediyor. Öğrencilerin de aktif katılımıyla gerçekleştirilen eğitimlerde, bilinçli gıda tüketicisi olmanın sorumluluk ve farkındalıkları anlatılarak, gıda maddeleri satın alırken dikkat edilmesi gereken hususlar, beslenme alışkanlıkları, israf, kişisel temizlik, el yıkama şekli, tüketilen ürünlerinin etiket bilgileri gibi konuların üzerinde duruldu. Ayrıca Alo 174 Gıda Hattı’nın ne işe yaradığı, nasıl kullanılması gerektiği ve gıda güvenliği için önemi konusunda bilgiler verildi” denildi.
Ankara Kızılay’dan, Ankara’da her gün 3 bin aileye sıcak yemek Ankara’da Kızılay’a bağlı Dr. Naki Akkerman Aşevi’nde Ramazan ayında günlük 3 bin 500 kişilik yemek hazırlanarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Türkiye genelinde 42 aşevi ile hizmet veren Kızılay, yıl boyunca ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek dağıtmaya devam ediyor. Ankara’da ise 1919 yılında kurularak 105 yıldır ihtiyaç sahiplerine hizmet eden Dr. Naki Akkerman Aşevi’nde ise Ramazan ayında günlük 3 bin 500 kişilik yemek hazırlıyor. Hazırlanan yemekler, aşevinde, Ankara’nın 3 farklı dağıtım noktasına ulaştırılıyor. Yemeklerin bir kısmı paketlenerek vatandaşlara sunulurken dağıtım noktalarına gelemeyecek durumda olan ihtiyaç sahiplerinin evlerine de ulaştırılıyor. Ayrıca ilk kez Kızılay Ankara Dr. Naki Akkerman Aşevi’nde uygulanmaya başlanan otomasyon sistemi ile aşevine gelenlerin bilgilerine hızlıca erişiliyor. Yeni kimlik kartı veya Kızılay tarafından verilen akıllı kart ile aşevine gelen ihtiyaç sahipleri, otomasyona kimliklerini okuttuklarında kaç kişilik ihtiyaç olduğunu görülebiliyor. Aşevlerinde kartlı otomasyon sistemleri uygulanmaya başlanacak Yemeklerin hazırlandığı aşevinde açıklamalarda bulunan Türk Kızılay Genel Müdürü Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, aşevlerinde yemek dağıtımı için bir aşevi otomasyon programı geliştirdiklerini belirterek, “Bu aşevimizde Ankara Ulucanlar aşevinde de pilot uygulaması mevcut. Bu otomasyon programı, ihtiyaç sahiplerinin sosyal incelemesi yapıldıktan sonra kimlik kartlarına kaç kişi olduklarını ve ihtiyaçlarının miktarını tanımlamış oluyor. Bu şekilde arkada gördüğünüz turnikelerden geçiş sağlanıyor. Kart okunduğu zaman hem burada hem içeride dağıtım yapan aşçılarımızın görecekleri şekilde kaç kişi olduklarının bilgisi oluyor. Ve biz bu şekilde aslında ne gereğinden fazla verip bir israfa neden olmuş oluyoruz. Ne de gereğinden az verip ihtiyaç sahiplerini yarım bırakmış oluyoruz. Dolayısıyla bu otomasyon projemiz özellikle yerinden dağıtım yapılan bütün aşevlerimizde uygulanmaya başlanacak” ifadelerini kullandı. Yılmaz, açıklamasının ardından pişen yemekleri saklama kaplarına koyarak ihtiyaç sahiplerine dağıttı.